• Sonuç bulunamadı

Carpini ve Ascelin heyetleri, Moğollar nezdindeki ilk Latin elçiler değillerdi. Onlardan önce de Moğollara elçiler gitti. Ancak ya rapor bırakmadılar veya raporları

58 Simon de Saint-Quentin, Bir Keşişin Anılarında Tatarlar ve Anadolu, çev.: Erendiz Özbayoğlu, DAKTAV Alanya 2006, s. 70-90. (Bundan sonra Simon olarak anılacak.)

59 Gregory G. Guzman, "Simon of Saint-Quentin and the Dominican Mission to the Mongol Baiju: A Reappraisal," Speculum, c. 46, s. 2, The University of Chicago Press, Nisan 1971, s. 237.

60 Guzman, "agm," 236. 61 Simon, 5.

34

bugüne kalmadı. Ardlarından giden Willem ise, nispeten ayrıntılı bir rapor yazdı ve bugün de onun seyahatnâmesi, bu geleneğin en önemlileri ürünlerinden biri olarak kabul edilir.

Willem bir Fransisken rahibiydi. Onun tâbi olduğu bir Yasa vardı ve buna uyma zorunluluğu, kendisini tebliğci bir pozisyona sokuyordu. Assisili Francescus'un gezgin bir tebliğci-misyoner olması, tarikatine bağlı diğer rahiplerin de bu kimliğe bürünmelerine neden oldu. Dünyanın çeşitli yerlerine, muhataplarını Hristiyan yapmak için giden iki rahip grubundan biri Fransiskenler, diğeri Dominikenlerdi. Yakındoğu'da Fransiskenler, Kutsal Topraklar'daki Müslümanlara İncil'i duyurmak için bir başpiskoposluk bile kurdular ve bunun başına, Francescus'un en yakın arkadaşlarından birisi, Elias atandı.62 Willem de tarikatinin diğer seçkin üyeleri gibi, geziyor ve vaaz veriyordu. Ancak onun hakkındaki bilgilerimiz pek kısıtlıdır. O da kendinden önceki rahipler gibi, yoluna ve gördüklerine değil, görevine odaklanmış görünmektedir. 1215-1230 yılları arasında doğduğu varsayılır ki, böyle bir zaman aralığı bir insanın doğup yetişkin sayılabilecek yaşa gelmesi için yeterlidir. Doğum yeri, Fransız Flanders'inde bulunan Ruysbroeck(Rubruck) olmalıdır. Buna göre, Jackson ve Morgan'ın önsözünde, anadilinin Flemenkçe olması gerektiği söylenir; ancak ömrünün büyük bölümünü Fransa'da geçirmesi, ana metindeki Fransız imlâsına âit ayrıntılar, Fransa'yı bildiğini gösteren bilgi aktarımları ve tabiî ki Fransız Kralı 9. Louis'yle iyi ilişkileri, onun artık bir Fransız gibi yaşadığının işaretleridir.

Willem'in Moğollara gitmek için ne zaman ülkesinden ayrıldığı da bilinmez. Bâzı ayrıntılara bakarak, 1248-1249 kışında Kıbrıs'ta, 1249-1250 Haçlı Seferi'nde Mısır'da olduğu anlaşılır. Ama yine de Fransa'dan, 9. Louis'yle birlikte 1248'de

62 Willem, 17-18.

35

ayrıldığı kesinlik kazanmaz. Kendi söylediklerine bakılarak, 1253'te Avrupa'da değil Kutsal Topraklar'da görevli olduğu, 1255'te görevinden dönüşünde de hemen Fransa'ya dönmediği çıkarılabilir.

Moğollara gitme ve onları Hristiyan yapma görevini aldığında, Filistin'den Konstantinopolis'e hareket etti. 13 Nisan 1253'te Ayasofya'da vaaz verdi.63 7 Mayıs'ta Pontus Denizi'ne(Karadeniz) girdi. 21 Mayıs'ta Suğdak'a vardı. Burada da bir vaaz verdi. Amacı Hristiyan olduğunu duyduğu Batu’nun oğlu Sartak'ı görmekti. Aslında siyasî amaçları olan bir elçilik vazifesi yokmuş gibi davrandı. Sartak'ın şehirde olmadığını öğrenince onu bulmak için yola çıktı. Şehirden iki aylık uzaklıkta bir yerde onları buldu ve Sartak'la görüştü. Bu yolculuk boyunca herhangi bir ev veya çadırda yatmamak onun için yeni ve tuhaf bir deneyim oldu. Sartak'ın adamları, geliş maksadını tam olarak anlayamadıklarından, bir ittifak teklifiyle geldiğini düşünerek onu, Sartak'ın babası Batu'ya yolladılar. O da bu karara uymaya mecbur kaldı. Batu'yu İtilya'da buldu; ancak yine aynı sebeplerden ötürü, bu sefer de Mengü'nün sarayına doğru yola çıkmak zorunda kaldı. Burada elindeki mektup değiştirildi ve yeni mektuba sanki Fransa Kralı Müslümanlara karşı Moğollardan yardım istiyormuş gibi bir hava verildi. 27 Aralık'ta düz bir ovada Mengü'nün Karakurum civarındaki karargahına vardı, görevlerini tamamladı ve tekrar Batu’nun yanına gitti. Batu’dan da ayrılarak Kıbrıs’a, oradan da Tripoli’ye döndü.64

Willem bir rahip olmasına rağmen, Doğu Hristiyanlarından bir noktada ayrılıyordu: akılcıydı. Diğerlerinin gerçekliğinden şüphe dahi etmeden tekrar ettiği mitleri Willem de elbette merak etti. Hatta bâzı yaratıkların sarhoş edildiğine, daha

63Willem, 56-58.

36

sonra da birkaç damla kanları alınarak serbest bırakıldıklarına, bu kanın da mor boya yapımında kullanıldığına dâir hikâyeler de duydu.65 Fakat bunlara inanmadığını da daha en başından söyledi. Bir hastaya kutsal diye şurup vererek daha da kötüleşmesine neden olan bir keşişi, ya mucizeler yaratıp kutsal bir havari gibi dolaşması veya tıp bilimine uyarak doktorluk yapması konusunda uyardı.66

Nasturîleriyse, Kutsal Kitap’ın söylediklerini aktarmaktan başka hiçbir şeyi beceremedikleri için inançsızlıkla suçladı.67 Bütün bu misâller onun, neredeyse modern bir zihniyet ve inanç sistemine sahip olduğunu gösteriyordu.

Seyahatnâmesinde tuhaf ayrıntılara yer vermekten çok, belki de zihniyetinin etkisiyle, görüp duyduğu olayları anlatmayı yeğledi. O da kendine dâir ayrıntılara pek fazla yer vermedi. Fakat iki yerde kımızı çok sevdiğini ve Baycu kendisine sormadan şarap ikram ettiği için, sorsaydı kımızı tercih edeceğini söyledi.68

Anlaşılan yerleşik dünyanın bu temsilcisi, konar-göçerlerin en çok sevdikleri besinlerden olan kımızdan epey hoşlanmıştı.

Willem’in seyahatnâmesinin, üçü Cambridge(Corpus)’de, biri de British Library’de olmak üzere dört yazması vardır. Bu el yazmalarının başlıkları birbirinden farklıdır ve bu rapor kısaca Itinerarium olarak bilinir. Bizim kullandığımız metin, Jackson ve Morgan tarafından Van der Wyngaert’in 1929’daki çalışmasına dayanarak yapılan baskısının, Zülal Kılıç tarafından Türkçeye çevrilmiş hâlidir.