• Sonuç bulunamadı

1.2.7-Bertrandon de la Broquiére(1400-1459)

Schiltberger’in hikâyesi nasıl hazin tarafıyla diğerlerinden ayrılırsa, Bertrandon de la Broquiére ve ondan birkaç sene sonra gelen Pero Tafur’un

98 Schiltberger, 215.

48

seyahatnâmeleri de görev tanımları itibariyle ayrı bir grup oluşturur. Bertrandon’un geldiği yıllarda artık Türklerin veya Tatarların Hristiyan yapılmasına dâir ümitler azalmıştı. Aksine, Türkler tek başlarına İslâm dinini temsil etmeye başladılar. Bunun için, onları veya daha ötedeki Timurluları Hristiyan yapmak yerine, yakın düşmana karşı uzak düşmanı müttefikliğe iknâ etmek daha makuldü. Ancak doğuda, Timur kadar güçlü bir karakter, o yıllarda yoktu. Dolayısıyla Türklere karşı kışkırtılacak, birlikte harekete teşvik edilecek bir devlet görünmüyordu. Bu yıllar Türklerin hem Anadolu’da, hem de Avrupa’da toplandığı yıllardı ve Haçlı teşebbüsü ihtimâlleri hâlâ dillendiriliyorsa da, Müslümanları yok edecek bir birlik fikrinin câzibesi dahi derin ayrılıkları gidermeye muvaffak olamıyordu.

Bertrandon, Toulouse yakınlarındaki La Broquiére arazisinin sahibi, Guyenneli bir asilzâdeydi. 13. ve 14. yüzyıllarda bâzı fertlerine rastlanan bu aileye mensup Bertrandon, ilk defa 1421 yılında, Bourgogne Dükü Philip le Bon’un sofrasında hizmet eden bir görevli olarak ortaya çıktı.100 Bundan sonraki on yıl içerisinde, le Bon’un tevdi ettiği çeşitli önemli görevleri başarıyla tamamlayarak Dük’ün güvenini kazandı, ödül olarak da 1428’de Vieil-Chastel şato ve arazisi ömür boyu kendisine verildi.

1432 yılında Bertrandon, le Bon tarafından gizli bir görevle doğu topraklarına, yâni daha çok Memlükler ve Osmanlıların topraklarına gitmekle vazifelendirildi. Aynı yıl Venedik’ten bir hacı kılığında yola çıktı. Akdeniz üzerinden Yafa’ya geldi. Buradan Kudüs’e geçerek Hac ibâdetini tamamladı. Amacı, Türk topraklarından casusluk yaparak geçmekti. Venedikli bir tüccarla anlaşarak

100 Fransızca ecuyer tranchant; Bertrandon de la Broquière'in Denizaşırı Seyahati, ed.: Ch. Schefer, çev.: İlhan Arda, Eren Yayınları, İstanbul, 2000, s. 11. (Bundan sonra Bertrandon olarak anılacak.)

49

Beyrut’a, orada da Cenevizli bir tüccarla anlaşarak Şam, Humus ve Hama üzerinden Antakya’ya geldi. Yollarda bâzen Arap, bâzen de Türk kıyâfeti giyerek ilerlemek zorunda kaldı. Amanoslar üzerinden Çukurova’ya, oradan Torosları aşarak Lârende’ye geçti. Konya’yı geçerek Bursa’dan İzmit’e, İzmit’ten Konstantinopolis’e ulaştı. Artık Türklere boyun eğdiğini söylediği Konstantinopolis’ten de 23 Ocak 1433’te Benedic de Fourlino adlı Milano elçisiyle ayrıldı. Edirne’ye, oradan da kara yoluyla Filibe, Sofya, Niş, Belgrad, Segedin hattından Dijon’a, kralının yanına döndü.101

Görüldüğü üzere Bertrandon, Memlük, Ramazanoğlu, Karaman ve Osmanlı topraklarından geçti. O, kendinden iki asır öncesinin seyyahlarından çok, modern zamanların çeşitli görevlerle donanmış casuslarını andırıyordu. Philip le Bon, Osmanlı üzerine bir Haçlı Seferi açmak istiyordu. Hatta bunun için kuvvetleriyle yola çıkmış; fakat ne olduysa aniden vazgeçerek Almanya'dan geri dönmüştü.102

Dük'ün yakın adamı Bertrandon'un büyük zahmetlerle yaptığı bu yolculuğun, bu plan dâhilinde olmaması düşünülemez. Geçtiği topraklar muhtemel bir saldırının güzergahını da gösterir. Çünkü bu seferlerin görünür amacı, Kutsal Topraklar'ı ele geçirmekti. Fakat daha en başından gizli amaçlardan birinin, Doğu'nun en ucundan gelen ticaret yollarını ele geçirmek olduğu da herkesçe biliniyordu. Bertrandon, böylece, Osmanlı'nın Avrupa topraklarından başlayarak Kutsal Topraklar'a kadar uzanacak bir hareketin rotası üzerinde bulunan bölgelerin, güncel bir siyasî-askerî haritasını çıkardı, belki de bir istihbarat raporu hazırladı. Nitekim Biblioteqhue National'de, Biblioteqhue de l'Arsenal'de ve Bruges ve Bruxelles kütüphânelerinin

101 Bertrandon’un yolculuğunun ayrıntıları için bkz. Bertrandon, 102-297. 102 Bertrandon, 12.

50

çok eski kataloglarında Bertrandon'un seyahatnâmesinin adına rastlanması,103 bu raporların gerçekten de istihbarat için kullanılmış olabileceklerini gösterir.

Bertrandon, kendisi üzerine ciddi mânâda düşünen, bunu açıklayan ilk seyyah olarak da öne çıkıyordu. Ne yaptığını açıklarken, "Türklerle hep bir arada olmak istediğini, böylece onların neleri, ne tarzda yaptıklarını anlamasının mümkün olduğunu, kıyafetlerini, beylerini tanıdığını" söylüyordu ve onlar hakkında daha fazla bilgi sâhibi olanların da var olabileceğini bilmekle birlikte, gördüklerini kendi anlayışına göre nakletmek cesaretini bulabildiğinden bahsediyordu.104 Bu, ne yaptığını bilen bir adam olarak, gerçekten de onu diğerlerinden ayırdı. 13. yüzyılın seyyahlarının üstten bakan tavrı, onda iyi bir casusun dikkatine inkılâp etti.

Türk topraklarından döndükten sonra o, 1442'de soylu bir kadın olan, Jean de Bernieulles'nin kızı Catherine ile evlendi. Bir sene sonra Rupelmonte şatosunun yönetimini aldı. Bundan sonra çeşitli diplomatik görevlerde de bulundu. 1455'te yüklü bir ihsana nail oldu ve ondan, seyahatinin hikâyesini, cep defterine aldığı notlardan faydalanarak105 yazması istendi. Eserini Dük'e, 1457 yılında sundu. Kitabının yazmalarının birinin sonundaki nottan öğrenildiğine göre, 1459 yılında Lille'de öldü.106

Eserinin adı "Le Voyage d'Outremer," yâni Denizaşırı Seyahat idi. Seyahatnâmenin Biblioteqhue National'de üç, Biblioteqhue de l'Arsenal'de bir olmak üzere, Schefer tarafından tespit edilebilmiş dört nüshası vardır.107 Eyice'ye göre, yayımlandığı 1457'den, tekrar ele alındığı 1804'e kadar unutulmuş bir elyazması

103 Bertrandon, 14.

104 Bertrandon, 264. 105 Bertrandon, 42.

106 Semavi Eyice, "Bertrandon de la Broquiére," DİA, c. 5, TDV, Ankara, 1992, s. 523-524. 107 Bertrandon, 96.

51

hâlinde kalır. Ancak bundan birkaç sene sonra İngilizceye de çevrilir ve daha birçok kez baskısı yapılır. Ch. Schefer, eseri eski Fransızca dili ve imlâsıyla 1892 yılında tekrar yayımlar.108 Bu baskıda Schefer, seyahatnâmeyi ciddi bir tenkide tâbi tutmuş, notlarla zenginleştirerek neşretmiştir. Çalışmamızda Schefer neşrinin İlhan Arda tarafından yapılan tercümesini kullandık.