• Sonuç bulunamadı

Nitel araştırmalar da görüşme, gözlem ya da dokümanlardan elde edilen veriler doğrudan alıntılar yapılarak raporlaştırılmaktadır. Verilerin analizi sürecinde farklı yaklaşımlar kullanılmakla birlikte betimsel analiz, içerik analizi (Strauss ve Corbin, 1990; Yıldırım ve Şimşek, 2011) ve sürekli karşılaştırılmalı veri analizi (Strauss ve Corbin, 1990) teknikleri sıklıkla tercih edilmektedir. Bu araştırmada görüşme, gözlem ve dokümanlar aracılığıyla elde edilen nitel verilerin analizinde sistematik bir süreç takip edilmiştir.

Fen bilimleri öğretmenlerinin TPAB’larının içinde bulunduğu bağlamla birlikte değerlendirildiği bu araştırmada, nitel veriler gözlem, görüşme ve dokümanlar aracılığıyla toplanmıştır. Öğretmenlerin derslerde kullandığı ödev, çalışma kâğıtları, sunular, ders kayıtları vb. dokümanlar da değerlendirmede kullanılmıştır. 8 öğretmenle yapılan görüşmelerin ses kayıtları bilgisayar ortamında yazıya çevrilmiş, elde edilen veriler yazıya dönüştürülürken katılımcıların ifadeleri hiç değiştirilmeden aktarılmıştır.

Araştırmada, görüşmeler aracılığıyla toplanıp yazıya dönüştürülen verilerin analizi için betimsel analiz ve içerik analizi yöntemi, sürekli karşılaştırmalı metot ile birlikte kullanılmıştır. Buna göre izlenen aşamalar (Yıldırım ve Şimşek, 2011) Tablo 3.4’te verilmiştir.

80 Tablo 3.4 Verilerin Analizinde İzlenen Yol

Betimsel analiz İçerik analizi

Betimsel analiz için bir çerçeve oluşturma ▼

Verilerin kodlanması ▼

Tematik çerçeveye göre verilerin işlenmesi ▼

Temaların bulunması ▼

Bulguların tanımlanması ▼

Kodların ve temaların düzenlenmesi ▼

Bulguların yorumlanması Bulguların tanımlanması ve yorumlanması

Betimsel analiz yaklaşımında toplanan veriler, daha önceden açık ve net bir biçimde belirlenen temalar açısından özetlenir ve yorumlanır. Elde edilen verilerin sistemli ve açık betimlemeleri yapılır, daha sonra bu betimlemelerin açıklamaları ve yorumları yapılır, neden-sonuç ilişkileri incelenir ve birtakım sonuçlara varılır (Yıldırım ve Şimşek, 2011 ).

İçerik analizi ise temelde, elde edilen verileri açıklayabilecek kavramları ve ilişkileri bulmayı amaçlamaktadır. Betimsel analiz sürecinde belirlenen temalara göre özetlenen ve yorumlanan veriler, içerik analizinde daha da detaylandırılır ve betimsel analizde fark edilemeyen kavram ve temalar bu analizde ortaya konulur. İçerik analiz sürecinde, birbiri ile benzerlik gösteren veriler birtakım kavramlar ve temalar çerçevesinde bir araya getirilerek yorumlanır (Yıldırım ve Şimşek, 2011).

Sürekli karşılaştırmalı veri analizi ise; incelenen verilerin, tümavarım kategori şeklinde kodlanmasını ve aynı zamanda incelenmekte olan verilerle sürekli olarak karşılaştırılma basamaklarını kapsamaktadır (Ekiz, 2009). Strauss ve Corbin (1990) sürekli karşılaştırma veri analizini geliştirerek detaylı bir şekilde açıklamışlar, verilerin analizinde metodun bir takım çözümleme araçları bulunduğunu belirtmişlerdir ve bu veri analizinde, üç tür kodlamanın mevcut olduğunu ifade etmişlerdir:

Açık kodlama: Kavramların tespit edildiği, bu kavramların özelliklerinin ve boyutlarının

verilerde keşfedildiği analitik bir süreçtir (Strauss ve Corbin, 1990). Daha açık bir ifadeyle, incelenen verilerde araştırılan konuyu belirgin şekilde ortaya koyan kavramlar, sözcükler ve bunları şekillendiren özelliklerin genel bir kategori haline getirilmesidir (Uşak, 2005). Bu kodlama türünde kavramlar araştırmaya başlamadan önce belirlenmiştir. Genellikle öğretmenlerin ders anlatım video kayıtları ve toplanan diğer dokümanların analiz edilmesi ve yorumlanmasında açık kodlama yönteminden faydalanılmıştır.

81

Aksial (Birleştirme) Kodlama: Kategorilerin, alt kategoriler ile birleştirilmesi süreci

olarak tanımlanmaktadır (Strauss ve Gorbin, 1990). Burada kategoriler sistematik olarak geliştirilir ve alt kategorilerle birleştirilebilir. Bu kodlama türünde araştırmacı verileri kelimesi kelimesine okuyup tümevarımcı analiz sonucunda verilerden yola çıkarak kodlar oluşturmuştur. Öğretmenlerin görüşme sorularına verdikleri yanıtların analizinde, Etkinlik Sistemlerinin oluşturulmasında daha çok bu tür kodlamadan yararlanılmıştır.

Seçici Kodlama: Seçici kodlama, kuramın birleştirilmesi ve düzenlemesi sürecidir

(Strauss ve Corbin, 1990). Bu kodlama biçimi araştırmacılara açık ve aksial kodlamadan daha da analitiksel seviyede yorumlama yapmalarını sağlar. Bu araştırmada öğretmenlerin TPAB düzeylerini etkileyen faktörlere ait temaların belilenmesinde bu tür kodlamadan yararlanılmıştır.

Araştırmanın gözlem verileri, nitel verilerin nicelleştirilmesi diğer bir deyişle yazılı biçimdeki verilerin belirli süreçlerden geçirilerek sayılara ve rakamlara dökülmesi (Yıldırım ve Şimşek, 2005) yoluyla çözümlenmiştir. Bu süreçte alanyazından yararlanılarak daha önceden saptanmış kategorilerin yer aldığı TPAB temelli gözlem formu kullanılarak, belirlenmiş olan kategorilerin hangi sıklıkta gözlemlendiği gözlem formu aracılığıyla puanlanmıştır. Bu sayede gözlem verilerini birebir yazıya dönüştürme ihtiyacı ortadan kaldırılmıştır. Gözlem formundan elde edilen veriler, her bir öğretmen için etkinlik sistemlerinin oluşturulmasında da rol oynamıştır.

Öğretmenlerle yapılan görüşmeler, ders gözlem ve video kayıtları, ayrıca toplanan dokümanlara yönelik oluşturulan araştırma metinlerindeki hangi bilgilerin göz önünde bulundurulduğu araştırma sorularına dayandırılarak tespit edilmiştir. Buna göre, geçerli kodlar belirlenmiş ve kodlar arası ilişkileri ortaya koymada etkinlik sistemlerinin öğeleri temele alınmıştır. Her bir öğe altındaki kodlar ve bu kodlar arası ilişkilerin Etkinlik Kuramı bağlamında irdelenmesiyle temalar oluşturulmuştur. Durum çalışması yoluyla elde edilen verilerin analizinde izlenen adımlar aşağıda özetlenmiştir:

1. Görüşme verilerinin defalarca okunmasıyla geçerli kodların belirlenmesi, 2. Birden çok kodu kapsayacak kategorilerin saptanması,

3. Kodlara ve kategorilere son şeklinin verilmesi, 4. Etkinlik sistemlerinin oluşturulması

82

Elde edilen verilerden çıkarılacak olan anlam ve kodların güvenirliğini sağlamak için görüşme kayıtlarının bir kısmı araştırmacı dışında başka bir araştırmacı tarafından da bağımsız olarak kodlanmıştır. Ortaya çıkan kodlar karşılaştırılmış ve kodlayıcılar arası tutarlılığa bakılmıştır. Kodlama güvenirliğini sağlayan bu süreç, kodlayıcılar arası güvenirlik olarak da adlandırılmaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2011). Araştırmacıların birbirinden bağımsız olarak kullandıkları kodların tutarlılığı “Görüş birliği” ya da “Görüş ayrılığı” şeklinde işaretlemeler yapılarak belirlenmiştir. Araştırmacıların, öğrencilerin ifadeleri için aynı kodu kullandıkları durumlar görüş birliği, farklı kodu kullandıkları durumlar ise görüş ayrılığı olarak kabul edilmiştir. Bir araştırmacı tarafından çelişkiye düşülen bölümlerde diğer araştırmacının görüşü alınarak kodlama yapılmıştır. Bu şekilde yapılan veri analizinin güvenirliği; [Görüş birliği / (Görüş birliği + Görüş ayrılığı) x 100] formülü kullanılarak hesaplanmıştır (Miles ve Huberman, 1994). Buna göre, araştırmacı ile diğer araştıramacı arasındaki uzlaşma korelasyonu katsayısı 0,82 olarak hesaplanmıştır.