• Sonuç bulunamadı

Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler, toplumsal yaşamın neredeyse her alanında değişiklikler meydana getirmektedir. Değişimlerin yaşandığı alanlardan birisi de eğitimdir (Nam ve Smith-Jackson, 2007). Endüstri, ekonomi ve iletişim gibi birçok toplumsal sistem, eğitim kurumlarının teknolojiyi kullanabilen bireyler yetiştirmesini beklemektedir (Akpınar, 2003).

Eğitimde teknolojiyi kullanmaya yönelik “Tip-I ve Tip-II Kullanımı” olmak üzere iki farklı bakış açısı vardır (Maddux ve Johnson, 2006). Tip-I kullanımı; öğretmenden öğrenciye bilgi aktarılması sürecini, dolayısıyla geleneksel öğretim yolunu destekler. Bu şekilde daha organize, hızlı ve görsel olarak bilgi aktarılır. PowerPoint gibi sunum programlarının kullanılması bu tip kullanıma örnektir. Öğretmen, sunum programları olmadan da öğrenciye bilgi aktarabilir. Bu programların derslerde kullanılması, öğretmelerin uyguladıkları öğretim yöntemlerinde hiçbir değişikliğe yol açmaz. Kullanılan sunum programları sadece geleneksel öğretim yöntemlerini destekleyerek öğrenciye daha hızlı, organize ve görsel olarak bilgi aktarılmasını sağlar (Perkmen ve Tezci, 2011).

Tip-I kullanımına göre sınıfta sunum programlarını kullanmanın çeşitli avantajları vardır:

1. Daha güzel ve profesyonel görünümlü materyaller hazırlanabilir, 2. Öğretmen tahtaya yazmak için ayrıca zaman kaybetmez,

3. Öğretmen geliştirmiş olduğu bu materyali diğer sınıflarında da kullanabilir ve meslektaşlarıyla paylaşabilir,

12

Tip-II kullanımda ise, öğrenci aktiftir. Kendisine verilen materyali/teknolojiyi kullanır veya teknolojiyi kullanarak yeni bir materyal tasarlar. Tip-II kullanımı “teknoloji sınıfta öyle bir şekilde kullanılmalıdır ki, teknoloji olmadan o şekilde öğretmek mümkün olmasın” mantığına dayalıdır (Maddux ve Johnson, 2006). Bilgisayar aracılığıyla eğitim yazılım programlarının kullanılması bu tip kullanıma örnektir. Bu şekilde öğretim, öğretmenlerin dönüt verme yükünü azaltır. Her öğrenci bireysel öğrenme hızına göre öğrenir. Bilgisayar öğrenciye anında dönüt verir. Öğrenci aktif olduğu için öğrenme daha zevkli ve kalıcı olur. Tip-II kullanımda teknoloji olmadan öğretmek imkânsızdır.

Maddux ve Johnson (2006), Tip-II kullanımının “eğitimde teknoloji entegrasyonu” olduğunu, Tip-I kullanımının ise, “teknoloji kullanımı” olduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla teknoloji kullanımı ile teknoloji entegrasyonu farklı kavramlardır. Teknoloji entegrasyonu kısaca; “Teknoloji sınıfta öyle bir şekilde kullanılmalıdır ki, teknoloji olmadan o şekilde öğretmek mümkün olmasın” ifadesinde saklıdır (Perkmen ve Tezci, 2011).

Britten ve Cassady (2005) ise; eğitimde teknoloji entegrasyonunda teknolojinin eğitime sonradan katılan bir şey olmadığını belirtmiştir. Örneğin; bir fen bilimleri öğretmeninin öğrencilerine, teknoloji kullanmadan Mitoz Bölünmeyi anlatması ve dersin son on dakikasında öğrendiklerini pekiştirmek amacıyla Mitoz Bölünmeyi anlatan bir video göstermesi teknoloji entegrasyonu değildir. Bu örnekte teknoloji eğitime sonradan katılmıştır. Oysa teknoloji entegrasyonunda, teknoloji merkezdedir ve sınıf aktiviteleri onun etrafında döner. Örneğin; fen bilimleri öğretmeni öğrencilerinden internette Mitoz Bölünme hakkında bilgiler, resimler ve videolar bulmasını ve bunları PowerPoint’te birleştirip bir sunum yapmalarını isteyebilir. Bu örnekte teknoloji, eğitime sonradan katılmış bir şey değildir. Aksine eğitime tam olarak entegre edilmiştir. Sınıf aktiviteleri teknoloji kullanılarak yapılmıştır. Teknoloji olmadan bu şekilde eğitim yapmak mümkün değildir (Perkmen ve Tezci, 2011).

Liu ve Velazquez-Bryant (2003), eğitimde teknoloji entegrasyonunun; “planlama”, “tasarım”, “uygulama” ve “değerlendirme” olmak üzere dört aşamadan oluştuğunu belirtmişlerdir. Planlama aşamasında, öğrenme hedefleri belirlenir ve konu analiz edilir. Öğrencilerin konu hakkında ön bilgisi ve yetenekleri öğrenilir. Öğrenmeyi destekleyici hangi teknolojilerin öğretimde kullanılacağına karar verilir. Tasarım aşamasında, konunun teknoloji ile nasıl öğretilebileceği tasarlanır. Uygulama aşamasında, teknoloji entegre edilerek eğitim yapılır. Değerlendirme aşamasında ise, teknolojinin ne kadar etkili

13

kullanıldığı ve öğrenmeye ne düzeyde etki ettiği tartışılır. İleriki teknoloji entegrasyonu aktiviteleri için tavsiyelerde bulunulur.

Araştırmacılara göre eğitimde teknoloji entegrasyonunun; “bilgi”, “teknoloji” ve “öğretim tasarımı” olmak üzere üç boyutu vardır. Bilgi boyutunda, hangi konu ve alt konuların öğretileceğine karar verilir. Teknoloji boyutunda, hangi teknolojilerin kullanılacağına karar verilir. Öğretim tasarımında ise; bilginin teknoloji ile nasıl öğretileceğine karar verilir.

Şekil 2.1 Üç boyutlu teknoloji entegrasyon modeli (Liu ve Velazquez-Bryant, 2003, s.93)

Benzer şekilde Mishra ve Kohler (2006)’de teknoloji entegrasyonunun çok boyutlu olduğunu belirtmiştir. Araştırmacılara göre eğitimde teknoloji entegrasyonunda üç boyut vardır: “Alan Bilgisi”, “Pedagojik Bilgi” ve “Teknoloji Bilgisi”. Bu üç bilgi birbirinde bağımsız değildir. Üç bilginin kesiştiği yer “Teknolojik-Pedagojik-Alan Bilgisi” olarak tanımlanır. Bir fen bilimleri öğretmeninin; Işık ve Ses konusunu bilmesi alan bilgisine, öğretmenlik yapmayı bilmesi pedagojik bilgiye, ışık ve ses konusunu nasıl öğreteceğini bilmesi pedagojik alan bilgisine, ışık ve ses konusunu teknoloji kullanarak nasıl öğreteceğini bilmesi ise Teknolojik-Pedagojik-Alan bilgisine örnektir (Perkmen ve Tezci, 2011).

Görüldüğü gibi yalnızca teknoloji bilmek, iyi bir teknoloji entegrasyonu için yeterli değildir. Her bir konuyu teknoloji ile öğretmenin şekli farklıdır. Belli bir teknoloji bir

14

konuyu öğretmek için uygun iken başka bir konuyu öğretmek için uygun olmayabilir. Teknoloji entegrasyonu yapılırken öncelikli olarak konu belirlenir. Ardından o konuyu öğretmeyi destekleyici teknolojilere karar verilir. En sonunda teknoloji kullanılarak o konunun nasıl öğretileceğine karar verilir.

Özetle teknolojik adaptasyon çerçevesinde sınıfları teknoloji ile donatmak, öğretmenlerin teknolojiye erişimlerini sağlamak, onların teknolojiye olan tutumlarını pozitif hale getirmek, öğretmenlerin sınıflarında teknolojiyi entegre edeceklerinin garantisini vermemektedir. Bu faktörler kadar öğretmenlerin eğitimde teknoloji entegrasyon bilgisi ve becerisi de önemli rol oynamaktadır (Perkmen ve Tezci, 2011).