• Sonuç bulunamadı

12. İBN ZEYDÛN VE ESERLERİ ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR

1.6. Vefa Vefasızlık

İbn Zeydûn’a göre, verilmiş sözlere yüksek sadakatle bağlı kalmak gerekir. Çünkü vefalı olmak, kişinin takdire şayan bir özelliğidir. Nitekim Hocası ve arkadaşı Ebû Bekr İbn Zekvân’a (ö. 435/1044) yazdığı bir mersiyede ondan geriye kalanların, vezir Ebu’l-Velîd b. Cehver’in teminatı altında olduğunu söylemektedir. Bunu da vezirin vefalı olma özelliğine dayandırmaktadır. Onun güzel huylarından birinin vefalı olduğuna vurgu yapmaktadır:

ِب ،ِﺪﻴِﻟَﻮْﻟا ﻮُﺑَأ ،ُﺮﻳِزَﻮﻟا َﻞَﻔَﻛـ

ُلﺎﱠﻌَـﻓ ،ﺎَﻬِﻠْﺜِﻤِﻟ ،َﺮﻳِزَﻮْﻟا ﱠنإ - ؛ْﻢِﻫِْﱪَﺟ

ُلﻼْﺧإ ،ٍﺔﱠﻠُﺧ يِذ ﻲـِﻓ ،ِﺪْﻬَﻌﻟﺎِﺑ - ُﻪَﻟ ﺎَﻤَﻓ ،ُءﺎَﻓَﻮﻟا ُﻪُﺘﱠﻴِﺠَﺳ ٌﻚِﻠَﻣ

393

“Kendi üstlendi vezir Ebu’l-Velîd onları korumayı. Ona yakışan da budur. Karakterinde vefa olan bir sultandır. Onun dostlara verdiği sözlerde yoktur ihlal.”

Yine yönetiminde hizmet ettiği el-Mu‘tazıd’ı överken de onu en vefalı emîr olarak takdir ederek vefaya önem vermiştir:

ْلا َﰱْوَأ ﺎَﻳ ،ُدﺎﱠﺒَﻋَأـ

َلَﻮْﻃَأَو ًاﺪْﻬَﻋ ُﻢُﻫﺎَﻋْرَأَو - ،ٍﺔﱠﻣِﺬِﺑ ِكﻮُﻠُﻣـ

اَﺪَﻳ ْﻢُﻫ

394

392İbn Zeydûn, Dîvânu İbn Zeydûn, el-Fâhûrî (Thk.), s. 394. 393Aynı eser, s. 178-183.

394Aynı eser, s. 235.

102

“Ey ‘Abbâd! Ey zimmetinde olana en vefalı melik! Ey sözüne en çok riayet eden, ihsanı bol melik!”

İbn Zeydûn’a göre kendisi muhataplarına vefalıdır. Onlara verdiği sözlere sadık kalmıştır. Vefasız olanlar ise şairin bazı muhataplarıdır. Ancak bunların arasında en büyük vefasızlığı sevgili yapmıştır. Çünkü sevgili, sözünde durmadığı gibi başkasına giderek âşığının gönlünü incitmiştir. Buna rağmen âşık, ona vefalı kalmaya devam etmiştir. Firaktan sonra âşık, vuslatın tekrar gerçekleşmesi için sevgiliye yalvarırken ondan, ahdine vefa göstermesini istemiştir:

ﱢﻦِﻣ ﻲِﻘِﺜَﻓـ

لا ِﺺِﻟﺎَﺧ ٍﲑِﻤَﺿَو - ، ٍﺖِﺑﺎﺛ ٍﺪْﻬَﻌِﺑ يـ

ِﺪَﻘَـﺘْﻌُﻣ

ِﺪَﻐِﺑ ٌروُﺮُﺳ ُﻩﻮُﻠْـﺘَﻴَﺳ ْنَأ - ﻲِﻤَﻠْﻋﺎَﻓ ،ٌمْﻮَـﻳ ِكَءﺎَﺳ ْﻦِﺌَﻟَو

395

“Güven bana, içtenlikle ve sadakatle.

Bir gün üzülürsen, bil ki yarınlar seni mutlu edecektir.”

ﱢنﺈﻓ ،َﺪْﻬَﻌﻟا ِﻆِﻔْﺣاَوـ

ُنﻮُﺧَأ ،ِﻪﱠﻠﻟاَو ،ُﺖْﺴَﻟ - ي

396

“Sözüne sahip çık, vefalı ol! Çünkü vallahi ihanet edecek değilim.”

؛ﻲِﺋﺎَﻓَو ْﻦَﻋ ًارْﺪَﻏ َﺖْﻳَزﺎَﺟ ْﺪَﻘَﻟ

-

ِتﱠدَﻮَﻣ َﺖْﻌِﺑَوـ

ِﺲْﺨَﺒِﺑ ،ًﺎﻤْﻠُﻇ ،ي

ﻲِﻤْﻜُﺣ َعﺎَﻃَأ َنﺎﻣﱠﺰﻟا ﱠنَأ ْﻮَﻟَو

-

ﻲِﺴْﻔَـﻨِﺑ ِﻪِﻫرﺎَﻜَﻣ ْﻦِﻣ َﻚُﺘْـﻳَﺪَﻓ

397

“Sadakatime verdiğin karşılık zulüm oldu. Sevgimi sattın ucuza hem de zalimce

Zaman kararıma boyun eğseydi, feda ederdim kendimi, ondan sana gelen musibetlere.”

Buna göre şair, sevgiliye sevgisini ve sadakatini sunmuş, ona verdiği sözlere sıkı sıkıya bağlı olduğunu vurgulamıştır. Sevgiliden gelen karşılık ise zulüm ve vefasızlık olmuştur. Buna rağmen şair hâlâ vefakar ve fedakardır. Zira sevgiliden belaları defetmek için hayatını feda etmeye hazırdır.

395İbn Zeydûn, Dîvânu İbn Zeydûn, el-Fâhûrî (Thk.), s.471. 396Aynı eser, s. 464.

397Aynı eser, s. 458.

103

Sevgili sözünde durmamıştır. İhanet etmiştir:

ِل ْﻞُﻗ ِﻪﱠﻠﻟﺎِﺑـ

َفَو ْﻞَﻫ :يـ

؟ ى

-

! ْكَرَﺪَﻏ ْﻞَﺑ ،ﻻ : َلﺎَﻘَـﻓ

398

“Allah aşkına söyle: vefalı davrandı mı? Hayır, aksine ihanet etti, dedi.”

Şair, sevgili tarafından sebepsiz yere suçlandığını düşünmektedir. Sevgili onu haksız yere cezalandırmakta ve böylece şaire eziyet etmektedir:

، ِﺐْﻧَذ ﻼِﺑ ﻰَﺼْﻗُأَو ،ٍمْﺮُﺟ ﻼِﺑ ﻰَﻔْﺟُأَأ

-

ِﻦﱠﻧَأ ىَﻮِﺳـ

َم يـ

لا ُﺾْﺣـ َهـ

لا ُقِدﺎَﺻ ،ىَوـ

ﱠﺐُﺣ

،ﻰَﻠِﻘﻟا ﻰَﻠَﻋ ﻲِﺤْﺿُﺄَﻓ ،ىَﻮْﻜﱠﺸﻟﺎِﺑ َﻚﻳِدﺎﻏُأ

-

َﺐْﺘُﻌْﻠِﻟ َكﻮُﺟْرَأَوـ

ِﺐْﺘَﻌﻟﺎِﺑ ُﺮَﻔْﻇُﺄَﻓ ،ى

- ىَﺪﱠﺼﻟا ﻰَﻠَﻋ ًﺎﺑْﺬَﻋ ِءﺎﻤْﻠِﻟ ﺎﻣ ،َﻚُﺘْـﻳَﺪَﻓ

ُس ْنإَوـ

َِﱳْﻣـ

َم ،ًﺎﻔْﺴَﺧ يـ

ِﺐْﻠَـﻗ ْﻦِﻣ َﻚﱡﻠَﺣـ

ي

ﺎَﺿ ﺎﻣ ،َكَﻻْﻮَﻟَو

َق

،ًﺔَﺑﺎَﺒَﺻ ،َيﺎَﺸَﺣ ْت

-

ِﺐْﻜَﺳ ﻰَﻠَﻋ ًﺎﺒْﻜَﺳ َﻊْﻣﱠﺪﻟا ﺎَﻫاَﺮِﻗ ُﺖْﻠَﻌَﺟ

399

“Suçsuz yere mi cezalandırılıyorum?. Sebepsiz mi uzaklaştırılıyorum? Sadakatle âşık olmam, içten sevmemdir tek suçum.

Sana şikâyet ederim halimi erkenden. Eza ve öfke görürüm ardından. Af ve rıza temenni ederim. Kazancım ise azar ve ayıplanma.

Fedadır canım sana. Suyun yoktur tadı susuz da olsam. Aşağılasan da beni, yerin daima kalbimdir.

Sen olmasaydın gönlüme konmazdı aşk. Lakin ona ikramım kesilmeyen gözyaşlarım oldu.”

Bu beyitlere göre, sevgili, âşığı haksız bir şekilde suçlamış ve onu terk etmekle vefasız davranmıştır. Sevgiliye içini samimice her döktüğünde karşılığında eza ve azar görmüştür. İçine yerleşen aşk, sevgilinin vefasızlığı yüzünden sadece âşığın gözyaşları dökmesine sebep olmuştur.

Şair, vefalı olduğu düşüncesindedir. Ona göre, suçlansa da sevgiliye hiç vefasızlık yapmamıştır. Âşık kalmaya devam ettiği gibi, gönlü sevgiliden başkasına meyletmemiştir. Sevgilinin vefasızlığına rağmen, ondan gelecek her türlü suçlamaya

398İbn Zeydûn, Dîvânu İbn Zeydûn, el-Fâhûrî (Thk.), s. 436. 399Aynı eser, s. 442.

104

ve eziyete tahammül edecektir. Şair, sevgiliye firaktan önce de vefalıydı ve eğer sevgili ona bir vuslat şansı daha verirse bunu ispatlamaya da hazırdır. Ömrü boyunca vefalı olacağına söz vermektedir:

َت َلﺎَﺣَو - ؛ْﻞَﻣَﻷا ِﻚْﻨِﻣ ُسْﺄَﻴﻟا َﺮﱠﺼَﻗ ْﻦِﺌَﻟـ

لا َنوُد ِﻚﻴﱢﻨَﺟـ

ْﻞَﻴِﺣ

لا َمﺎَﻣِذ ﱠنﺈَﻓـ

ْلَزَأ ْﻢـَﻟ ﺎَﻤَﻛ ،ًﺎﻈْﻔِﺣ ،ِﻪﻴﱢﻘَـﺑُأ - ْلَزَأ ْﻢـَﻟ ، ىَﻮَﻫ

400

“Ümitsizlik, emellerini zayıflatmışsa ve suçlamaların çaresiz bırakmışsa, Yine de aşkın kutsiyeti ebedi kalacak bende ve korunacaktır.”

ﺎَﻨﻳِد ُﻩَﺮْـﻴَﻏ ْﺪﱠﻠَﻘَـﺘَـﻧ ْﻢـَﻟَو ،ًﺎﻳْأَر - ْﻢُﻜَﻟ َءﺎﻓَﻮﻟا ﱠﻻإ ْﻢُﻛَﺪْﻌَـﺑ ْﺪِﻘَﺘْﻌَـﻧ ْﻢـَﻟ

ﺎَﻨﻴِﻧﺎﻣَأ ْﻢُﻜْﻨَﻋ ْﺖَﻓَﺮَﺼْﻧا ﻻَو ،ْﻢُﻜْﻨِﻣ - ًﻻَﺪَﺑ ﺎَﻧؤاﻮْﻫَأ ْﺖَﺒَﻠَﻃ ﺎَﻣ ِﷲاَو

ﺎﻨُﻠِﻐْﺸُﻳ َﻚْﻨَﻋ ًﻼﻴِﻠَﺧ ﺎﻧْﺪَﻔَـﺘْﺳا ﻻَو

ﺎَﻨﻴِﻠْﺴُﻳ َﻚْﻨِﻣ ًﻼﻳِﺪَﺑ ﺎﻧْﺬَﺨـﱠﺗا ﻻَو

401

“Sadece size vefaya inandık sizden sonra. Bunun dışında hiçbir dine de teslim olmadık.

Andolsun ki arzumuz sizden başkası olmadı. Ne de başkası oldu temennimiz. Edinmedik bir dost, bizi senden uzak tutacak. Ve edinmedik senin yerine bizi avutacak birini.”

İbn Zeydûn, sadece sevgiliye karşı değil, dostlarına, yönetimlerinde çalıştığı emîrlere ve hatta düşmanlarına karşı bile vefalı olduğunu sürekli dile getirmiştir. Onlardan da böyle olmalarını beklemiştir. Nitekim aşktaki en çetin hasmı Ebû ‘Âmir İbn ‘Abdûs’a, onu Vellâde’den uzaklaştırmak için yazdığı bir şiirinde ondan sözlerine sadık kalmasını istemiştir:

؟ّﺾَﻏ ُﺶْﻴَﻌﻟاَو ،ُنﺎَﻨْﺳَو ُﺮْﻫﱠﺪﻟا ِذإ - ،ُءﺎَﻓَﻮﻟا َكاَذ َﻦْﻳَأ ،ٍﺮِﻣﺎَﻋ ﺎَﺑَأ

ِﺖَﻗَدﺎﺼُﻣ – ْﻦِﻣ ،ﱡﺪَﺘْﻌَـﺗ َﺖْﻨُﻛ يِﺬﱠﻟا َﻦْﻳَأَوـ

لا َﺐِﺟاَﻮﻟا ،يـ

؟ْضَﺮَـﺘْﻔُﻣ

402

“Ebû ‘Âmir! Nerede o vefa, zaman durgun ve hayat sakin iken? 400İbn Zeydûn, Dîvânu İbn Zeydûn, el-Fâhûrî (Thk.), s. 394.

401İbn Zeydûn, Dîvânu İbn Zeydûn ve resâiluh, s. 142-144. 402İbn Zeydûn, Dîvânu İbn Zeydûn, el-Fâhûrî (Thk.), s. 153.

105

Nerede o kabul ettiğin ve bozulmaması gereken muvafakat?

İbn Zeydûn, hapiste olduğu zamanlarda, dostu Ebû Hafs b. Burd’e yazdığı bir şiirde vefaya dair güzel nasihatlerde bulunmaktadır:

ُسآ َﻚَﻟ يِﺪْﻬَﻋ ﱠنإ - ! ًادْرَو َكُﺪْﻬَﻋ ْﻦُﻜَﻳ ﻻ

ُسﺎﻛ َﻚﱠﻔَﻛ ْﺖَﻄَﺘْﻣا ﺎﻣ - ،ًﺎﺳْﺄَﻛ َيِﺮْﻛِذ ْرِدَأَو

403

“Sözün olmasın gül gibi (çabuk solar). Benim sana sözüm ise mersin ağacıdır (dayanıklı ve her zaman yeşil.)

Kadehi her doldurduğunda ve avucuna her koyduğunda hatırla beni.”

Şair, burada vefanın süreklilik arz etmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Nitekim dostuna, vefanın bir gül gibi çabuk solmaması gerektiğini, aksine, devamlı yeşil kalan ve solmayan mersin ağacı gibi devamlılık halinde olmasını tavsiye etmiştir. Bunun da dostun her zaman hatırlanmasıyla mümkün olabileceğini ifade etmiştir. Bunun için, dostundan, şarabı her yudumladığında kendisini hatırlamasını istemiştir.

Ebu’l-Hazm b. Cehver’i övdüğü bir şiirinde ona olan sadakatini de dile getirmiştir:

ُﺪْﻬَﻌﻟا َﻊﱢﻴُﺿ ﻻَو ،ﺎَﻨﻴِﺋﺎَﻨَـﺗ ِلﻮُﻄِﻟ - ،ﺎَﻨَـﻨْـﻴَـﺑ َنﺎَﻛ يِﺬﱠﻟا ُﻒْﻟﻹا َﻲِﺴُﻧ ﺎَﻤَﻓ

404

“Unutulmadı aramızdaki muhabbet, uzaklaşmamız uzun sürse de. Ve Aramızdaki söz ve vefa da kaybedilmedi.”

İbn Zeydûn, dostlarından birine yazdığı bir şiirde yine vefaya bağlılığı tavsiye etmektedir. Ona göre vefalı olmayı sağlayan hasletlerinden biri hüsnüzandır, arkadaşı hatırlamak ve onun samimiyeti konusunda tereddüde düşmemek de vefanı sürekliliği açısından önemlidir:

ُرﺎَﺛآ ُﻪْﻨِﻣ ﻰَﻘْـﺒَـﺗَو ُدﻮُﻬُﻌﻟا ﻮُﻔْﻌَـﺗ - ،ًﱴَﻓ ِﺪْﻬَﻌِﺑ ْﺐَﺗْﺮَـﺗ ﻻ ،ﱠﻦﱠﻈﻟا ِﻦِﺴْﺣَﺄَﻓ

403İbn Zeydûn, Dîvânu İbn Zeydûn, el-Fâhûrî (Thk.), s. 148. 404Aynı eser, s. 87.

106

ُراﱠوَد َﺮْﻫﱠﺪﻟا ﱠنَأ ُﻞَﻬَْﳚ َﺲْﻴَﻟ ْﻦَﻣ - ،ِﻪِﺑ ِﻖﻳِﺪﱠﺼﻟا ِﺮْﻛِذ ﻲـِﻓ ،َﻚْﻨَـﺒﻳِﺮَﻳ َﻼَﻓ

405

“Hep güzellikle an! Sözleri uçup gitse de ardından izler bırakan bir delikanlının sözünden olmasın tereddüdün!

Zamanın neler getirdiğinden haberi olmayan, arkadaşını hatırlama konusunda seni şüpheye sevketmesin.”

Benzer Belgeler