• Sonuç bulunamadı

9. EDEBİ KİŞİLİĞİ

9.1. Şiiri

İbn Zeydûn, edebi tabirleri, sanatsal yaratıcılığı, akıcı üslubu ve tasvirleri bakımından Endülüs şiirinin zirvesinde yer alır. Şiirlerinde klasik Arap şiiri formundan tamamen çıkmasa da Arap şiirini yeni bir çehrede sunmayı başarmıştır.232 İbn Bessâm, İbn Zeydûn’un şiirlerini, seleflerinin şiirlerine benzerlik göstermesi açısından incelemiş ve aradaki bir takım benzerlikleri ortaya koymuştur. Neticede İbn Zeydûn’un şiirlerinde, Ebû Nuvâs (ö. 199/813), Ebû Temmâm (ö. 231/845), el-

228İbn Zeydûn, Dîvânu İbn Zeydûn ve resâiluh (nâşirin girişi), s. 73-74.

229İbn Zeydûn, Dîvânu İbn Zeydûn resâiluhu ahbâruhu şi‘ru’l-melikeyn (nâşirin girişi), s. 55. 230İbn Bessâm, age., I/339.

231Aynı eser, I/339.

232 ez-Zeyyât, age., s. 234, 240.

51

Buhturî (ö. 284/897), İbnu’l-Mu‘tezz (ö. 296/909), el-Mutenebbî (ö. 354/965) ve Ebu’l-‘Alâ el-Ma‘arrî (ö. 449/1057) gibi Doğu’nun büyük şairlerinin izlerinin görüldüğünü söylemiştir. İbn Bessâm daha sonra bunun bir şair için tabii bir durum olduğunu da belirtmiştir. Önemli olanın, eskiyi yoğurup yeni bir tarzda sunmak olduğunu ve İbn Zeydûn’un da bunu çok iyi başardığını ifade etmiştir.233

Kâmil Kîlânî ve ‘Abdurrahmân Halîfe, bazı eleştirmenlerin, İbn Zeydûn’un özgün olmadığı ve taklitçi olduğu fikrini bir yanılgı olarak kabul etmişlerdir. Daha sonra, şiirde önemli olanın icat değil, eski de olsa onu güzel bir üslup ve yeni bir renk ve çehrede sunmak ve gönüllere nüfuz etmek olduğunu ifade etmiş ve bunun İbn Zeydûn’da bariz bir şekilde görüldüğünü belirtmişlerdir.234

Bu yönüyle, eskiden kopmadan eskiyi yeni bir çehrede sunma özelliğine sahip şiirleri, neo-klasik tarzda kabul edilmekte ve Endülüs için muhdes (yenilikçi) ekol olarak da adlandırılan dönemin temsilcileri arasına girmektedir.235

Bu yüzden de İbn Zeydûn, ‘Abbâsîler devrinin Ebû Temmâm (ö. 231/846) ve el-Mutenebbî (ö. 354/965) ile birlikte en büyük üç şairinden biri olan el-Buhturî’ye (ö. 284/897)236 benzetilmiş ve ona

“Endülüs’ün el-Buhturî’si” veya “Batı’nın el-Buhturî’si” denilmiştir.237 Nesirde ise el-Buhturî’nin ulaşamadığı bir şöhrete kavuşmuştur.238

İbn Zeydûn’un şiirleri, klasik Arap şiiri türleriyle uygunluk göstermektedir. Onun şiir türleri gazel, medih, mersiye, özlem, ihvaniyyât, şarap, tasvir, tehdit, hiciv gibi türlerdir. Bunun yanı sıra İbn Zeydûn’un, mutayyarât denilen ve kuş türleri etrafında karşılıklı söylenen bir şiir türünün de mucidi olduğu belirtilmektedir. Muamma türü şiirlere de benzeyen bu tür şiirlerde bazı kuş isimleri rem zedilir. Her bir kuşa bir harf şeklinde bir rumuz verildikten sonra bu rumuzlar bir beyte dönüştürülür. Sonra karşı taraftan bu beytin bulunması ve bu şekilde bulmacanın çözülmesi istenir. ‘Alî ‘Abdul’azîm, bu şekildeki şiir türünün şiir sanatından çok,

233İbn Bessâm, age., I/339-403.

234İbn Zeydûn, Dîvânu İbn Zeydûn resâiluhu ahbâruhu şi‘ru’l-melikeyn (nâşirin girişi), s. 38. 235 Özdemir, Endülüs Müslümanları (Kültür ve Edebiyat), s. 271.

236 el-Buhturî’nin hayatı için bakınız: ez-Ziriklî, VIII/121; Zülfikar Tüccar, “Buhtürî” DİA, İstanbul 1992, VI/381-383. Şiirleri için bakınız: Hasan Kâmil es-Sîrâfî, Dîvânu’l-Buhturî, 3. Baskı, Dâru’l- ma‘ârif, Kahire 1977.

237 el-Makkarî, III/566; ez-Ziriklî, I/158; Şûndî, s.45 (43-57); es-Safedî, el-Vâfî, VII/59; Şavkî Dayf, İbn Zeydûn, s. 37-38.

238Şerâre, age., s. 74.

52

ilmî bir sisteme benzediğini, İbn Zeydûn tarafından icat edildiğini ve onun ölümüyle bu türün öldüğünü ifade etmektedir.239Endülüs’e has kabul edilen muvaşşah ve zecel türlerinde İbn Zeydûn’un şiirleri yoktur.

İbn Zeydûn, tabiat tasvirleri, gazel ve mersiye türü şiirlerde usta kabul edilirken, methiyelerde ise onun bu başarıyı yakalayamadığı görüşü hâkimdir. Kısa şiirleri ise ahenk ve akıcılığı açısından çok beğenilmiştir.240 Şavkî Dayf, İbn Zeydûn’u Endülüs’te duygu şairlerinin üstadı olarak tarif etmektedir. Endülüs’te aşktan ve aşkın sebep olduğu coşku, acı ve ızdırabından kalbi sıkışan ve bunu en akıcı ve güzel haliyle şiirlerine yansıtan ilk şair olduğunu söylemektedir. Ayrıca İbn Zeydûn’dan sonraki zecel ve muvaşşaha sahiplerinin, onun bu yönünden etkilendiklerini ve onu örnek aldıklarını da belirtmektedir. İbn Zeydûn’un akıcı ve duygu yüklü aşk şiirlerinin, sadece Endülüs’ün zecel ve muvaşşahalarını değil, onlardan ilham alan Fransa ozanlarının (troubadourlarının) müziğine de etki ettiğini ifade etmektedir.241 İngiliz müsteşrik Nicholson da İbn Zeydûn’un şiirlerinin Avrupalı bazı şairler için ilham kaynağı olduğunu belirtmektedir.242

İbn Zeydûn’un etkisi, emîru’ş-şu‘ara lakaplı son dönemin en büyük şairlerinden olan Mısırlı Ahmed Şevkî’de de görülmektedir. Özellikle onun Nûniyye’sinin esin kaynağının İbn Zeydûn olduğu belirtilmiştir.243

İbn Zeydûn’un Nûniyye’si hakkında ilim çevresinde yayılan şu sözler de onun şiirinin nüfuzunu göstermektedir:

ِبَِﻷ َأَﺮَـﻗَو ِﻖﻴﻘَﻌﻟﺎِﺑ َﻢﱠﺘ َﲣَو َضﺎﻴَﺒﻟا َﺲِﺒَﻟ ْﻦَﻣ

ـ

ىَوَرَو ﻲِﻌِﻓﺎﱠﺸﻠِﻟ َﻪﱠﻘَﻔَـﺗَو وٍﺮْﻤَﻋ ي

َﺮْﻌِﺷ

ْﺪَﻘَـﻓ َنوُﺪْﻳَز ِﻦْﺑا

َفْﺮﱠﻈﻟا َﻞَﻤْﻜَﺘْﺳا

244

239 İbn Zeydûn, Dîvânu İbn Zeydûn ve resâiluh (nâşirin girişi), s. 85, 594; el-Mu‘temid, 77. İbn Zeydûn’un bu tarz şiirleri için bk. İbn Zeydûn, Dîvânu İbn Zeydûn ve resâiluh, s. 594-632. 240 ez-Zeyyât, age., s. 241; Er, “İbn Zeydûn”, s. 465.

241Şavkî Dayf, İbn Zeydûn, s. 42-43. 242

Nicholson, age., s. 425-426.

243 Ahmet Kazım Ürün, “Ahmet Şevki ve Mehmet Âkif’te Ortak Unsurlar”, Nüsha Şarkiyat Araştırmaları Dergisi, 2. Yıl, 7. Sayı, Güz 2002, s. 89.

244 es-Safedî, el-Vâfî, VII/59; el-Makkarî, age., III/566.

53

“Her kim beyaz giyer, akikten yüzük takar ve Ebû ‘Amr’ın kıraatını, Şâfi’î’nin fıkhını iyice bellerse ve İbn Zeydûn’un şiirini kavrarsa/naklederse (biliyorsa) Dağarcığını doldurmuştur.”

Bu söz, ilim cihetinden olgunlaşmış bir şahsiyetin simgelerini ve özelliklerini ortaya koymaktadır. Beyaz elbise giymek ve yüzük takmak Peygamberimiz’in (s.a.v.) sünnetlerine ve dolayısıyla ona tabi olmaya işaret etmektedir. Meşhur yedi kıraat imamlarından Ebû ‘Amr b. el-‘Alâ’nın (ö. 154/771)245 kıraatini okumak ve İmam Şafiî’nin fıkhını bellemek ise kişinin ilmî özellikleri olarak zikredilmektedir. İbn Zeydûn’un şiirini ezberlemek ve rivayet etmeyi de kişinin edebî birikimine işaret olarak kabul edilmektedir.

ﺎَﻬَﻈِﻔَﺣ ﺎﻣ

ٌﺪَﺣَأ

ًﺎﺒﻳِﺮَﻏ َتﺎﻣَو ﱠﻻإ

246 “Onu ezberleyen biri mutlaka garip olarak ölür.”

İbn Zeydûn’un Nûniyye’si için söylenen bu söz, şiirinin etkileyici muhtevasına işaret etmektedir. Dramatik konular ihtiva etmesi bakımından, onu okuyan ve belleyen üzerinde mutlaka derin bir etkisinin olacağını ifade etmektedir.

Eski yeni birçok şair onun Nûniyye’sine nazire yazmışlardır. Ahmed Muhammed ‘Atâ, Nûniyyetu İbn Zeydûn beyne’t-te’sîr ve’t-teessur adlı eserinde İbn Zeydûn’un Nûniyye’sinin etkilendiği ve etkilediği bütün nûniyyeleri kronolojik bir sırayla ele almıştır. İbn Zeydûn’un, cahiliye döneminden kendi dönemine kadar etkilendiği nûniyyelerin sayısını 29; etkilediği nûniyyelerin sayısını ise 75 olarak vermektedir.247

Nûniyye’sinden esinlendiği önemli bazı şahsiyetler şunlardır: Gaylân b. Seleme es-Sekafî (ö. 23/644), Ka‘b b. Mâlik el-Ensârî (ö. 50/670), Cerîr (ö. 110/728), el-Buhturî (ö. 284/897), Ebû Firâs el-Hamdânî (ö. 357/968), eş-Şerîf er-

245Hakkında bilgi için bk. Tayyar Altıkulaç, “Ebû Amr b. Alâ”, DİA, TDV, İstanbul 1994, X/94-97. 246 es-Safedî, el-Vâfî, VII/59.

247 Ahmed Muhammed ‘Atâ, Nûniyyetu İbn Zeydûn beyne’t-te’sîr ve’t-teessur, Mektebetu’l-âdâb, 2005.

54

Radî (ö. 406/1015), Ebû Hilâl el-‘Askerî (ö. 395/1005), İbn Nubâte es-Sa‘dî (ö. 450/1058).248

Nûniyye’sinden esinlenen şair ve yazarlar ise başta çağdaşları Ebû Bekr İbnu’l-Mulah249 ve İbnu’l-Vekîl250

olmak üzere Safiyyuddîn el-Hillî (ö. 749/1348), Salâhuddîn es-Safedî (ö. 764/1363), Sâlih es-Süveysî el-Kayrevânî (ö. 1360/1941), Hâfız İbrâhîm (ö. 1351/1932), Ahmed Nesîm (ö. 1356/1938), Halîl Mutrân (ö. 1368/1949), ‘Aliyyu’l-Cârim (ö. 1368/1949), Mustafâ Sâdık er-Râfi‘î (ö. 1355/1937) ve Ahmed Şevkî’dir (ö. 1351/1932).251

Benzer Belgeler