• Sonuç bulunamadı

B. UZAYDAN DÜNYAYA YÖNELİK FAALİYETLER

5. UZAY MADENCİLİĞİ

4 milyar yıl önce Dünya’ya Mars büyüklüğünde bir gezegen çarpmış ve her iki gezende çarpışmanın enerjisi ile erimiş ve kayalardan daha ağır olan metaller toplu halde dibe çökerek yaklaşık 3500 km çapında dev bir metal top oluşturmuştur. Çarpışan gezegenlerin dış katmanları da ateşten bir damla halinde uzaya savrulmuştur ve bunlardan biri de Ay’dır. Dünya’nın oluşumu esnasında madenlerin büyük kısmı merkeze çökmüştür ve bağlı sebeplerle Ay’da da ihtiyacı karşılayacak kadar metal bulunmamaktadır anca Mars’ta yüksek miktarda maden olduğu bilinmektedir. Her ne kadar Mars’ta yüksek miktarda metal olduğu bilinmekteyse de Mars’ın yerçekimi Dünya’ya göre küçük olmasına rağmen metalleri Mars yörüngesine fırlatmak ve oradan Dünya’ya getirmek çok maliyetli olacağından, NASA ve bazı Amerikan şirketleri, Dünya ile Mars arasındaki Asteroit Kuşağı’nda yer alan asteroitlerde maden çıkarmayı öncelikli hedef olarak belirlemişlerdir310. NASA’nın tespit ettiği yakın dünya asteroitleri 13.768 adettir311.

Uzay Andlaşması uyarınca ay ve diğer gök cisimleri dâhil uzayın keşfi ve kullanımı, tüm devletlerin çıkarı ve yararı yürütülmelidir. Bu çerçevede herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin uzay madenciliği faaliyetinden elde edeceği hammadde ve gelir paylaştırılacak mıdır yoksa dünya da kısıtlı bulunana madenlere ek olan bu faaliyetlerle dünya için genel bir yarar

308 Lyall/Larsen, s. 65; Günel, s. 88-90.

309 Bkz. https://www.honeybeerobotics.com/services/space/planetary-exploration/; Günel, s. 91. 310 Lee s. 82-83; Günel, s. 109-110.

77

sağlanmış mı olacaktır? Uzay madenciliği açısından uzayın keşfi ve kullanımı, eşitlik temelinde tüm devletler için serbest olması ilkesinin herhangi bir engel teşkil edeceği düşünülmemektedir. Uzay madenciliğinde elde edilecek hammaddenin egemenlik yasağının bir ihlali olup olmadığı belli değildir. Egemenlik yasağına göre uzay içindeki gök cisimleri ile beraber işgal ya da herhangi bir yolla egemenliğe tabi kılınamaz. Uzayda madencilik faaliyetleri özü itibari ile barışçı bir faaliyettir. Uzay Andlaşması’na göre dünyanın yörüngesine herhangi bir kitle imha silahı ya da nükleer silah konuşlandırılmamalıdır. Özellikle asteroit madenciliğinde asteroitlerin belli uzaklıklardan toplarla vurularak asteroit üzerindeki madenlerin tespitine çalışılması gündemdedir. Uzay madenciliği uygulamada öncelikle özel şirketlerin hedefleri arasındadır312.

Mevcut uzay anlaşmaları özel şirketlerin uzay faaliyetlerini esas almadığı için, özel şirketler nezdinde çalışacak astronotların da yardıma ihtiyaç duyduklarında tabi oldukları devlete iade edileceği kabul edilebilir. Ancak bu ilkenin uzay madenciliği faaliyeti açısından yaratacağı sorun, olası yardımda iade edilene kadar sahip olacağı statüdür. Genel olarak kabul edilen, astronotların iade edilene kadar geçici bir diplomatik dokunulmazlıklarının bulunduğudur. Ancak özel şirketlerde çalışacak astronotların bu kapsamda kabul edilip edilmeyeceği açık değildir313.

Uzay Andlaşması’na göre taraf devletler ulusal faaliyetlerinde uluslararası sorumluluk taşımalıdır. Uzay madenciliği çerçevesinde bu ilke Uzay Andlaşması’nın VI. maddesine çerçevesinde ele alınmalıdır. Bu maddeye göre devletler hem hükümet hem de hükümet dışı kuruluşlarca gerçekleştirirken uzay faaliyetlerinden uluslararası alanda sorumludur. Uzay madenciliği özel bir şirket tarafından da gerçekleştirilse, bir devletten alınacak izin ve ruhsat ile gerçekleştirileceği için ilgili devletin olası bir zararda uluslararası sorumluluğu doğacaktır. Sorun, özel bir şirketin, bir devletten bağımsız olarak gerçekleştireceği uzay faaliyetlerinde vereceği zarardan kimin sorumlu olacağı üzerine çıkacaktır. Aynı problem, özel bir şirketin, bir devletten bağımsız olarak gerçekleştireceği uzay faaliyetlerinde kimin yargı yetkisine sahip olacağı tartışmasında da yaşanacaktır. Bu durumda uluslararası hukukun yargılama yetkisine ilişkin ilkelerine başvurmak gerekecektir314.

Uzay Andlaşması’na göre uzaydaki tehlikeli faaliyetler meydana geldiğinde istişare ve danışma yolunda gidilmeli ve BM Genel Sekreterliği de bilgilendirilmelidir. Özel şirketlerin

312 Lee, s. 82; Günel, s.120-121. 313 Günel, s.122.

78

uzay madenciliği faaliyeti çerçevesinde söz konusu istişare ve danışma usulünün uluslararası açıdan hangi kurum nezdinde yapılacağı açık değildir. Uzay Andlaşmasına göre tüm istasyon ve tesisler, karşılıklılık ilkesi çerçevesinde taraf devletlerin temsilcilerine açık olmalıdır. Uluslararası hukuktaki karşılıklılık ilkesi kapsam itibari ile özel hukuk ilişkilerine uygulanamayacağı için özel şirketleri bağlayan bir hüküm değildir315.

Ay Anlaşmasına ise uzay faaliyetlerinde öncü olan ABD, Rusya ve Çin gibi birçok ülke taraf değildir. Ay Anlaşması’nın 11. maddesi sadece Ay ve Ay’ın doğal kaynakları açısından özellikle “insanlığın ortak mirası” ilkesini vurgulayan ilk hükmü içermektedir316. 11. madde’nin 1. fıkrasına göre “Ay ve onun doğal kaynakları, bu Anlaşma’nın konuya ilişkin

hükümlerinde, özellikle işbu maddenin 5. Paragrafında ifadesini bulan, insanlığın ortak mirasını oluştururlar” denilmektedir. Ay anlaşmasının 1. maddesinin 1. fıkrasına göre “Bu Anlaşma’nın Ay ile ilgili hükümleri, Dünya hariç, güneş sistemi içindeki bütün diğer gök cisimleri için de, bu gök cisimlerinden herhangi biri için özel yasal kurallar yürürlüğe girmedikçe, geçerli olacaktır.”

Ay Anlaşmasının 11. maddesi 3. fıkrasına göre de “Ay’ın yüzeyi ve toprak altı,

hükümetlerarası olan veya olmayan uluslararası teşkilatların, ulusal teşkilatların, Devletlerin veya gerçek kişilerin mülkiyetinde olamaz. Ay’ın yüzeyi ile bağlantılı yapılar dâhil yüzeyine veya yüzeyi altına uzay personeli veya taşıtları, malzemesi, istasyonları, tesisleri veya donatımı yerleştirilmiş olması, Ay’ın yüzeyinin veya toprak altının bir kısmı üzerinde, mülkiyet hakkı yaratmaz. Bu hükümler, bu maddenin 5. Paragrafında öngörülen uluslararası rejime halel getirmez”. Aynı maddenin 5. fıkrası ile Ay’ın kaynaklarının işletilmesi mümkün hale gelir

gelmez, söz konusu faaliyeti düzenleyecek uluslararası bir rejim kurulması öngörülmüştür.