• Sonuç bulunamadı

Hukuka Uygunluk Sebepleri Doğrultusunda, Hayati Tehlikeyi Kaldırmak Amacıyla, Yardım Çağrıları Üzerine Yapılacak aramalar:

KORUMA TEDBİRİ OLARAK ARAMA

VI. Adli Aramanın Şartları:

2.6. Arama Kararı veya Emri Alınmaksızın Arama Yapılabilecek Haller:

2.6.1.6. Hukuka Uygunluk Sebepleri Doğrultusunda, Hayati Tehlikeyi Kaldırmak Amacıyla, Yardım Çağrıları Üzerine Yapılacak aramalar:

Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nin 8. maddesinin (f) b e n d i n d e ; T C K ' n ı n 24, 25 ve 26. maddelerindeki hukuka uygunluk sebepleriyle, toplum ve kişiler bakımından hayati tehlikeyi kaldırmak amacıyla veya kapalı yerlerden gelen yardım çağrıları üzerine konut, iş yeri ve yerleşim yerlerinde yapılacak aramalarda arama kararı veya emrine gerek olmadığı düzenlenmiştir.

T C K ' n ı n 24. maddesine göre kanunun hükmü veya amirin emrini yerine getirme hali söz konusu olduğunda arama kararı veya emrine ihtiyaç yoktur.

K a n u n u n hükmü gereği arama kararı veya emrine ihtiyaç duyulmayan halleri bu bölümde açıklamaktayız. Doğrusu bu hükümler kendileri birer istisnadır. Bu istisnanın bir de bu hükümle düzenlenmesi anlamsız olmuştur. Amirin emrinin yerine getirilmesi de gene üzerinde detaylarıyla durduğumuz arama emri müessesesidir.

Cumhuriyet Savcısı veya kolluk amiri tarafından şartları oluştuğunda verilen arama emrini yerine getiren kolluk görevlisinin ayrıca karar veya emir almasına gerek olmadığı düzenlenmiştir ki bu da anlamsız bir düzenleme olmuştur. Emir şartları mevcut iken Cumhuriyet Savcısı veya kolluk amirinden geliyorsa esasen Anayasaya ve C M K ' ya uygundur ve bunun bir kez de bu hükümle dile getirilmesi gereksizdir.

T C K ' n ı n 25. maddesinde düzenlenen meşru savunma ve zorunluluk hali durumlarında arama kararı ve emrine gerek olmadığı düzenlenmişse de hangi koşullarda meşru savunma ve zorunluluk halinin arama işlemi gerektireceği genel ve soyut kalmıştır. Bu da arama ile ilgili tüm düzenlemeleri anlamsız kılmakta, adeta bu hüküm ile arama için karar ve emir alınması istisna haline getirilmektedir. Bu şekilde temel hak ve özgürlüklere müdahale niteliğinde her türlü yoruma açık bir düzenlemenin yönetmelikle öngörülmüş olması da açıkça Anayasa ve C M K ' ya aykırıdır. Yönetmelikle bu hususa hiç değinilmeseydi de zaten bu konuyla ilgili uyuşmazlıklar T C K ' n ı n 25. maddesi kapsamında genel suç kuramı içinde çözüme kavuşabilirdi1 0 6. Örneğin bir evde bir kadının elleri ve ayakları bağlanmış halde zorla tutulmakta olduğu ve öldürüleceği ihbarının görgü tanıkları tarafından kolluk güçlerine bildirilmesi üzerine görevlilerin eve karar veya emir beklemeksizin girmesi durumunda olduğu gibi. Burada eve girilmesi teknik anlamda arama niteliğinde değildir, amaç mağduru kurtarmaktır. Dolayısıyla girilen evin şüpheliye veya üçüncü bir kişiye ait olmasına göre eve girme eylemi ya meşru savunma ya da zorunluluk hali sebebiyle hukuka uygun olacaktır. Yönetmelikle bu durumun bir koruma tedbiri olan arama müessesesi için ayrıca düzenlenmiş olması belirsizliğe yol açmıştır. Sanki görevlilerin meşru savunma veya zorunluluk hali şartlarının bulunduğunu düşündükleri her yerde karar veya emir almadan arama yapabilecekleri sonucunu doğurmuştur. Hâlbuki bahsedilen durumda asıl amaç mağduru kurtarmaktır, yoksa arama yapmak değildir.

Aynı açıklamalar ışığında hakkın kullanılması ve ilgilinin rızasıyla ilgili T C K 26. maddeye yapılan atıfta belirsizliğe yol açmaktadır. Rızanın nasıl sağlanacağı da açık değildir. Uygulamada rıza, yasal koşulun sağlanması için belki de aldatma gibi hukuka aykırı şekilde sağlanacak ve adil yargılanma hakkı engellenebilecektir.

107

Mağdur açısından yapılacak aramada rıza kabul edilebilir . Ancak rıza yazılılık

1 0 8

şartına da aykırıdır1 0 8. D a h a önce bahsi geçen Yönetmeliğin 8. maddesinin a bendi için açılan iptal davasında ilgilinin rızası ibaresinin de iptali istenmiş olup Danıştay;

AYDIN; a.g.e. ; s. 5 5 .

H A K İ R İ . Ü N V E R ; a.g.e. ; s. 198.

ERYILMAZ; a.g.e. ; s. 1 9 1 .

ilgilinin rızası istisnasına Anayasa ve C M K ' da yer verilmemişken yönetmelikte de böyle bir istisnanın getirilemeyeceği ve rıza müessesesinin temel hakların ihlalini kolaylaştıracağı gerekçeleriyle yönetmelikteki ilgilinin rızası ibaresini iptal etmiştir1 0 9. Dolayısıyla ilgilinin rızası ile arama yapılması hukuka aykırı olacaktır.

Mutlaka bahsi geçen şartlarla birlikte yazılı karar veya emir söz konusu olmalıdır.

Kanımca da rıza hususu her zaman inkâr edilebileceğinden baştan alınacak karar veya emir ile belirsizliklere ve hukuka aykırılık iddialarına fırsat vermeden yapılacak arama işlemleri en uygunu olacaktır.

Yönetmeliğin 8. maddesinin f bendinin sonunda dile getirilen toplum veya kişiler için oluşan hayati tehlikeyi ortadan kaldırmak veya kapalı yerlerden gelen yardım çağrıları üzerine konut, iş yeri ve eklentilerine girmek için arama kararı veya

emrine ihtiyaç olmadığı belirtilmiştir. Bu husus aslen P V S K ' n u n 1. ve 20.

maddelerine dayanmaktadır1 1 0. Aslında yönetmelikte bahsi geçen durumlarda kolluk güçlerinin asıl yapacağı tehlikeyi bertaraf etmek olacağından bu, teknik anlamda bir arama değildir ve b u n u n yönetmelikte düzenlenmiş olması değinilen açıdan yerinde olmamıştır. Zaten kolluğun yardım talebi üzerine bir eve girmesi gene meşru savunma ve zorunluluk hallerine göre hukuka uygunluk sebebinden dolayı suç teşkil etmeyecektir. Kolluğun bu gibi durumlara müdahale etmesi PVSK kapsamında görevi gereğidir. Dolayısıyla bu düzenleme özü itibariyle yerinde olsa da bahsi geçen hükümler karşısında tekrar niteliğindedir ve teknik anlamda arama teşkil etmeyen durumları öngörmektedir. Örneğin bir kolluk görevlisi büyük bir alışveriş merkezinde kitlesel katliam yapmak üzere olan bir teröristi fark etmesi durumunda, bu şahsın üzerinde veya alışveriş merkezinde kurmuş olduğu bomba düzeneğini patlatmaya yarayan eşyaları ele geçirmek üzere arama yapmak yerine ilk olarak şahsı

1 0 9 Danıştay 10. Dairesi - 13.03.2007 tarihli ve 2005/6392 esas 2007/948 karar sayılı içtihadı; aktaran

AYDIN; a.g.e. ; s. 2 4 4 .

1 1 0 P V S K Madde 1 - Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korur.

Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatını temin eder.

Yardım isteyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar.

PVSK Madde 20 - Zabıta, imdat istenmesi veya yangın, su baskını ve boğulma gibi büyük tehlikelerin haber verilmesi veya görülmesi halleri ile ağır cezalı bir suçun işlenmesine veya yapılmakta devam olunmasına mani olmak için konutlara, iş yerlerine ve eklentilerine girebilir.

derhal etkisiz hale getirmek için yakalama işlemi yapacaktır. Çünkü artık burada suçüstü hali mevcuttur ve kolluk görevlisinin yakalama yetkisi vardır, bu bağlamda bir arama kararı veya emrine de gerek yoktur. P V S K ' n u n 1 ,2 ve 20. maddeleri ile Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği'nin 5. maddeleri uyarınca polisin bu şahsı etkisiz hale getirmesi aynı zamanda görevidir. Burada şahıs etkisiz hale getirildikten sonra yapılacak arama ise C M K ' n ı n 90/4. maddesinde düzenlenen yakalanan kişinin kendisine ve başkasına zarar vermesini engelleyecek tedbirler kapsamındadır. Bu işlem daha önce üzerinde durduğumuz kaba üst aramasıdır.

2.6.1.7. Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nin 8. Maddesinin Anayasa