• Sonuç bulunamadı

KORUMA TEDBİRİ OLARAK EL KOYMA

V. El Koymanın Şartları:

2. El Koyma Kararı:

Kişilerin mülkiyet haklarıyla özel hayatlarına müdahale eden el koyma tedbirine başvurulabilmesi için Anayasa ve yasalarla öngörüldüğü şekilde usulüne uygun verilmiş bir Hâkim kararı veya yetkili merciin emri gerekmektedir.

Anayasa'nın özel hayatın gizliliği hakkını düzenleyen 20. ve konut dokunulmazlığı hakkını düzenleyen 2 1 . maddelerinde el koyma içi kural olarak H â k i m kararına ihtiyaç olduğu, ancak gecikmesinde sakınca olması halinde 24 saat içerisinde Hâkimin onayına sunulmak koşuluyla kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emriyle

el koyma işlemi yapılabileceği, yetkili merci emriyle yapılan el koyma işleminin 24 saat içerisinde Hâkim onayına sunulması gerektiği, Hâkimin de bu husustaki kararını 48 saat içerisinde vereceği belirtilerek temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması adına önemli şartlar öngörülmüştür2 4 4. Buradaki yetkili merci olarak C M K ile Cumhuriyet Savcısı ve kolluk amiri belirlenmiştir. Dolayısıyla el koymaya Hâkim tarafından hükmedilmesi halinde el koyma kararı, Cumhuriyet Savcısı veya kolluk

2 4 5

amiri tarafından karar verilmesi halinde ise el koyma emrinden söz edilir .

Anayasa'nın bu hükümleri doğrultusunda C M K ' n ı n 127. maddesi ile Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nin 15. maddesinde Anayasal hükümlere paralel düzenlemeler yapılmış ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet

Savcısı ile kolluk amiri el koyma ile yetkilendirilmişlerdir.

2 . 1 . Hâkim Kararı:

Bilindiği gibi soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine koruma tedbirlerine karar verme yetkisi C M K ' n ı n 162/1. maddesine göre Sulh Ceza Hâkimindedir. Bir koruma tedbiri olan el koyma açısından da karar verecek olan

2 4 4 ÇALIŞIR; a.g.e. ; s. 120.

2 4 5 A L D E M İ R ; a.g.e. ; s. 210.

Sulh Ceza Hâkimidir. Soruşturma nerede yürütülüyor olursa olsun el koyma kararını işlemin yapıldığı yerdeki Sulh Ceza Hâkimi verecektir. Kural bu olmakla birlikte bazı özel soruşturmalarda gereken Hâkim kararı için farklı merciler öngörülmüştür.

4483 sayılı yasanın 12/2. maddesine göre Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar ve valiler hakkındaki el koyma kararı Yargıtay'ın ilgili ceza dairesince ilk derece mahkemesi olarak, kaymakamlar hakkındaki el koyma kararı ise işlemin yapılacağı yer Asliye Ceza Mahkemesince verilecektir.

Kovuşturma aşamasında ise el koyma nerede yapılırsa yapılsın kararı yargılamayı yürütmekte olan yetkili ve görevli M a h k e m e verecektir.

C M K ' n ı n 163/1. maddesine göre suçüstü hâli ile gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, Cumhuriyet savcısına erişilemiyorsa veya olay genişliği itibarıyla Cumhuriyet savcısının iş gücünü aşıyorsa, sulh ceza hâkimi de bütün soruşturma işlemlerini yapabilir. Dolayısıyla böyle bir durumda el koyma kararını da Sulh Ceza Hâkimi verecektir. Bu karar Hâkim sıfatıyla verileceğinden yeniden onaylanması gerekmez.

Görüldüğü gibi konut dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği, mülkiyet gibi temel hak ve özgürlüklere müdahale niteliği taşıyan el koyma tedbiri Hâkim kararına bağlanarak toplum düzeni ve birey hakları arasındaki dengenin sağlanması adına bağımsız ve tarafsız kimliği ile H â k i m i n bu hususta teminat olması öngörülmüştür.

El koymanın Hâkim kararına bağlanması hukuk devletinin de bir gereğidir. Hâkim bir el koyma talebi karşısında el koyma için gerekli olan şüphenin var olup

olmadığını hukukçu kimliği ile değerlendirerek bağımsız ve tarafsız kimliği ile de el koymayla amaçlanan toplum menfaati ile ihlal edilecek kişi haklarını karşılaştıracaktır. El koyma kanundaki şartlara uygunsa ve toplum çıkarı ağır basıyorsa el koyma kararı verecek, kişilerin temel haklarına Hâkim kararı doğrultusunda hukuka uygun şekilde müdahale edilecektir.

El koyma kararı mutlaka yazılı olacağı gibi Anayasa'nın 141/3. ve C M K ' n ı n 230/4. maddelerine göre mutlaka gerekçeli de olacaktır. El koyma kararında kararı veren H â k i m i n ve kararı yazan kâtibin isimleri ve sicil numaraları, karara konu olan eşyanın türü ve özellikleri, el koymanın hangi amaçla verildiği, el koyma kararının gerekçesi, kararın tarihi yazılmalı ve karar H â k i m ve kâtip tarafından imzalanmalıdır2 4 6. C M K ' n ı n ilgili hükümlerinde el koyma kararının içeriğinde bulunması gerekenler açık şekilde düzenlenmemiştir. Ancak C M K ' n ı n arama kararıyla ilgili h ü k m ü kıyasen el koyma kararları için de uygulanabilir. Dolayısıyla el koymanın nedenini oluşturan fiil, el konulacak eşya ve şey, kararın geçerli olacağı

2 4 7

zaman açıkça gösterilmelidir2 4 7.

H e m e n belirtmek gerekir ki el koyma genellikle arama ile bağlantılı olarak başvurulan bir koruma tedbiridir. Bu sebeple arama kararı verilirken el koyma işlemi yapılması da bekleniyorsa b u n u n da kararda mutlaka ayrıca gösterilmesi gerekir.

Çünkü yalnızca arama kararına dayanılarak el koyma yapılamaz. Dolayısıyla arama

2 4 8

ve el koyma kararları somut olayların özelliğine göre birlikte verilmelidir2 4 8.

2 . 2 . Cumhuriyet Savcısı veya Kolluk Amirinin Emri:

Anayasanın yukarıda belirtilen hükümleri doğrultusunda C M K ' n ı n 127/1.

maddesine göre gecikmesinde sakınca bulunan hallerde el koyma emrini Cumhuriyet Savcısı, Savcıya ulaşılamıyor ise kolluk amiri verebilir.

Gecikmesinde sakınca bulunan hal ile ilgili olarak açıklamalarımızı yapmıştık2 4 9. Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği'nin 4. maddesine göre derhâl işlem yapılmadığı takdirde suçun iz, eser, emare ve delillerinin kaybolması ihtimalinin ortaya çıkması ve gerektiğinde h â k i m d e n karar almak için vakit bulunmaması hâli gecikmesinde sakınca bulunan hal olarak belirtilmiştir.

2 4 6 AYDIN; a.g.e. ; s. 167.

2 4 7 ÖZBEK, KANBUR, D O Ğ A N , B A C A K S I Z , T E P E ; a.g.e. ; s. 392.

2 4 8 Ö Z T Ü R K , T E Z C A N , E R D E M , S I R M A , SAYGILAR, ALAN; a.g.e. ; s. 4 4 5 ; Ş A H İ N ; a.g.e;

s. 2 5 1 .

Dolayısıyla el koyma işlemi için H â k i m d e n karar almaya, H â k i m e müracaat etmeye ve onun bu kararı verip ilgili birime ulaştırmasına yetecek vakit yok ise gecikmede sakınca var demektir. Tabiî ki bu husus her somut olayın özelliğine göre belirlenecektir. Işte bu durumda el koyma emrini Cumhuriyet Savcısı verebilecektir.

Eğer böyle bir d u r u m d a Cumhuriyet Savcısına da ulaşılamıyorsa kolluk amiri el koyma emri verebilir.

Kolluk amirine verilen yetki aslında pratik gibi gözükse de C M K ' d a yer alan

250

Savcıya ulaşılamaması şartı muğlâk bir ifadedir . Uygulamada Nöbetçi Cumhuriyet Savcıları 24 saat esasına göre çalıştıklarından Cumhuriyet Savcısına ulaşılamaması neredeyse imkânsız bir durumdur. Bir Savcıya ulaşılamazsa mutlaka aynı yerdeki bir diğer Savcıya ulaşılabilecektir. Dolayısıyla kolluk amirinin bu yetkisi çok istisnai durumlarda uygulanmalı, yazılı emirde Cumhuriyet Savcısına ne şekilde ulaşılamadığı, Cumhuriyet Savcısının hangi vasıtalarla arandığı detaylarıyla belirtilmelidir. Kolluk amiri konut, iş yeri ve kamuya açık olmayan yerlerde arama

emri veremeyeceğinden bu yerlerdeki eşya hakkında da el koyma kararı

2 5 1

veremeyecektir . Kolluk amiri ancak üstü aranan kişiden ele geçirilen veya kamuya açık alanda bulunan eşya hakkında el koyma emri verebilir.

C M K ' n ı n 127/1. maddesinde Cumhuriyet Savcısı veya kolluk amiri tarafından verilecek el koyma emrinin yazılı olacağı açıkça belirtilmiştir. Ilgilinin rızasıyla muhafaza altına alma Cumhuriyet Savcısının sözlü emriyle olabiliyorken el koyma için mutlaka yazılı emir gereklidir. El koyma emri de genellikle arama emriyle birlikte verileceğinden emirde açıkça ve ayrıca belirtilmelidir.

Gecikmesinde sakınca bulunan halden dolayı Cumhuriyet Savcısı veya kolluk amirinin emriyle yapılan el koyma işleminin 24 saat içerisinde işlemin yapıldığı yerdeki Sulh Ceza H â k i m i n e sunulması gerekmektedir. H â k i m kendisine başvurulduktan sonraki 48 saat içerisinde kararını verecektir. Bu 48 saatlik sürenin belirlenebilmesi için H â k i m başvurunun kendisine ulaştığı anı evrak üzerine tarih ve

2 5 0 ÖZBEK, KANBUR, D O Ğ A N , B A C A K S I Z , T E P E ; a.g.e. ; s. 392.

2 5 1 A L D E M İ R ; a.g.e. ; s. 214.

saati yazmak suretiyle kayıt altına alması gerekir. B u n d a n sonra Hâkim el koyma emrinin yetkili makamlarca yazılı olarak verilip verilmediği, somut olayın özelliklerine göre gecikmesinde sakınca bulunan halin var olup olmadığı, kolluk amirinin verdiği el koyma emrinde Cumhuriyet Savcısına ulaşılamama d u r u m u n u n var olup olmadığı, el koyma işleminin usulüne uygun icra edilip edilmediği, el koyma için gerekli olan şüphenin var olup olmadığı, onaya sunma işleminin 24 saat

2 5 2

içerisinde yapılıp yapılmadığı hususlarını değerlendirerek kararını verecektir . Bu şartlardan bir veya birkaçı yoksa el koyma onaylanmayacaktır. Uygulamada el koyma emrinin 24 saat geçtikten sonra onaya sunulması d u r u m u n d a onay talebi reddedildiğinde el konulan eşyalar sahibine iade edilip tekrar bir el koyma işlemi yapılıp bu sefer süresinde onaya sunularak bu sorun aşılmaya çalışılmaktadır.

Kanımca 24 saatlik sürenin haklı sebeple az bir zaman ile aşıldığı durumlarda bu ikinci el koyma işlemi onaylanabilir ancak soruşturma makamının hiçbir sebep yokken yapmış olduğu bu hatasını kanunu dolanarak ve kişilerin özel hayatlarına tekrar tekrar müdahale ederek telafi etmesi hukuka uygun olmayacaktır.

Hâkim 48 saat içerisinde bir karar vermezse veya el koyma işlemini onaylamazsa el koyma kendiliğinden kalkar. Bu durumda el konulan eşyanın zilyedine teslim edilmesi gerekir. Ayrı bir iade kararına gerek yoktur. Artık bu aşamadan sonra eşyaların iade edilmemesi ilgililerin, hukuki, cezai ve disiplin sorumluluklarını gerektirecektir. Bu onay sürecinde Suç Eşyası Yönetmeliği'nin 5/4.

maddesine göre el konulan eşyanın muhafazası için gerekli tedbirler, Cumhuriyet

2 5 3

Başsavcılığınca alınır .