• Sonuç bulunamadı

B- Beş Yıllık Kalkınma Planları (1963-2013)

1. Umur’u Belediyeye Müteallik Ahkâm-ı Cezaiye Hakkındaki Kanunu (1924)

16 Nisan 1924’te çıkarılan 486 numaralı ‘Umur-u Belediyeye Müteallik Ahkâm-ı Cezaiye Hakkındaki Kanun’242 kaçak yapılar ile ilgili ilk kanunlardandır. Cezai tedbirler getirerek inşaat ve ‘barakaların’ yıkılıp yıkım giderlerinin sahiplerinden alınacağını belirtir. Gecekondulaşma ve konut açığının daha sonraki yıllarda artması ile cezai tedbirler yerlerini değişik çözüm arayışlarına bırakır ve ‘baraka’ ve ’teneke mahallesi’ şeklinde başlayan yerleşimler zamanla daha nitelikli hale geldikçe toplumdaki tanımlama da ‘gecekondu’ olarak değişir. Yasal ve resmi mevzuatta da sırayla ‘baraka’, ‘ruhsatsız bina’ ve ‘gecekondu’ olarak tanımlanarak, gecekondunun ruhsatsız binalar içinde farklı bir kategori teşkil ettiği kabul edilmiş olacaktır.

2. 1580 sayılı Belediye Kanunu (1930)

Konut açığı sorununu ilk ele alan yasalardan biri 3.04.1930 tarihli 1580 sayılı Belediye Kanunudur. 68. Fıkrası konut sorununa çare olarak belediyelerin ucuz konut yapmalarını ve bu konutların mülkiyetini devretmeksizin ihtiyaç

242

486- Umur’u Belediyeye Müteallik Ahkâmı Cezaiye Hakkındaki Kanunu http://www.marmara.gov.tr/viewContent.aspx?contentId=77

sahiplerine kiraya vermelerini getirir. Belediyeler ayrıca, gelişmesi ve genişlemesi olanaklı mahallerden arazi satın alarak imar planları yapacak ve inşaat yapmak isteyenlere ucuz arsa satarak arsa spekülasyonuna mani olacaklardır. Böylece belediyelere iki önemli yükümlülük getirilmiştir: Ucuz kiralık konut sağlamak ve arsa spekülasyonlarına mani olmak. Aynı kanunun 69. Fıkrası ‘Fakirler için yatı evleri yapmak ve idare etmek’ diyerek barınacak yeri olmayanlara da çözüm getirmektedir.

Bu yıllar, başkent oluşu sebebiyle ilk gecekonduların Ankara’da görülmeye başlandığı yıllardır:

‘‘1933 yazında Ankara’da ilk gecekondular yeşermeye başlamıştı. Bu gecekondular ikinci Büyük Millet Meclisi Binası ve bitişiğindeki halk arasında ‘Meclis Bahçesi’ adıyla tanınan parkın arkasındaki düzlükten ortaya çıkmıştı. O zaman bu mahalleye ‘Teneke Mahalle’ derlerdi. Gecekondu deyimi sonradan yarattığımız saygıdeğer bir tasvirdir243’’ .

1930’ların Ankara’sında kaçak yapılaşma giderek artar ve idarenin dikkatini çeker. 1934 senesinde TBMM’deki bütçe konuşmasında Başbakan Şükrü Kaya yan yana üç Ankara’nın varlığına işaret eder; bunlardan üçüncüsü bir gecede yapılan ucuz konutlarda oturanlardır:

‘‘…Hepiniz de hatırlarsınız bu ameliye acı oldu. Nihayet bir gecede de olsa elbirliği ile hemen yapılmış bir evin bile yıkılması kendilerine ıstırap vermektedir…244’’

Başbakan kendilerinin çözemediği konut sorunun bir şekilde halk tarafından çözümlenmesinden pek rahatsız değildir:

‘‘ Velev ki böyle plan haricinde olsun, yapılmış bir ev demek bir vatandaşın kışın çatı altında bulunması demektir. Başka memleketlerde, büyük şehirlerde hâsıl olan meslek buhranının bizim burada da halledilmiş olması bana soğuk gecelerde gezerken hiç olmazsa vatandaşlar sokakta kalmamıştır diye gönlüme ferahlık vermiştir245’’.

243

Tansı Şenyapılı, ‘Baraka’dan Gecekonduya, Đstanbul 2004, (anlatan Kemal Kurdaş),s.97. 244

Bu tutum daha sonraki yöneticilerce de paylaşılacaktır. Ancak, Şükrü Kaya sorunu yapısal değil, mahalli ölçekli görmekte ve gerekirse idare ruhsatsız binaları yıkarak ‘icap eden yerlerde kendilerine başka yerler göstermek’ suretiyle sorunu çözümler zannetmektedir246.

3. 5218 sayılı Kanun (1948)

Yukarıda da belirtildiği üzere, başkent olması nedeniyle hızlı kentleşme sonucunda ortaya çıkan konut açığı ve gecekondulaşmayı ilk yaşayan kent Ankara’dır. 1948’de kente özel ‘5218 sayılı Ankara Belediyesine Arsa ve Arazisinden Bir Kısmını Mesken Yapacaklara 2490 Sayılı Kanun Hükümlerine Bağlı Olmaksızın ve Muayyen Şartlarla Tahsis ve Temlik Yetkisi Verilmesi Hakkında Kanun’247 çıkartılır. Kanun içinde ‘gecekondu’ sözcüğü geçmez ancak amacı belediye sınırları içinde kalan ruhsatsız kaçak binaların yasallaştırılmalarıdır248. Kanun, hazine topraklarının uygun249 bir bedel karşılığında belediyeye geçirilmesini ve böylece ruhsatsız binalar için planlı arsa hazırlanmasını amaç edinmişti. Gecekondu önleme bölgesi ilan edilen bu alanların içinde kalan binalara ruhsat verilirken, bu alanların dışındaki gecekondulara da isterlerse buralardan arsa veriliyordu.

Gecekondulaşmanın, ancak planlı arsa sağlanmasıyla engellenebileceği düşünülerek Yenimahalle’de başlatılan girişim bir ilktir. Arsaların satış bedellerinin 10 yılda ve faizsiz taksitlerle geri ödenmesi, yararlanacak kişilerin en az bir yıl Ankara’da oturmuş olmaları, kendisi ve yakınlarının başka arsa ya da meskeninin olmaması gibi hakça şartları vardı. Keleş, bu yasa sayesinde Ankara’da 2000’in üzerinde konut yapıldığına dikkat çeker.250 Ancak, bu 245 age. 246 age. s.97-98 247

14 Haziran 1948 tarihinde kabul edilerek 6938 no’lu Resmi Gazete’de yayımlandı. 248

Tansı Şenyapılı, ‘Baraka’dan Gecekonduya, Đstanbul,2004,s.124. 249

Şenyapılı bunu ‘çok düşük bir bedel’ olarak niteler. 250

Ruşen Keleş-Bülent Duru, ‘Ankara’nın Ülke Kentleşmesindeki Etkilerine Tarihsel Bir Bakış’,mülkiye 2008 Cilt XXXII Sayı:261.

uygulama sonucunda ev sahibi olanlar alt-gelir gruplarından ziyade düzenli ve sürekli ödeme yapabilecek güçteki gruplar olacaktır çünkü düzenli bir işleri olmayan düşük gelirli gecekonducuların taksitleri veya kiraları düzenli ödeme olanakları yoktur. Daha da önemlisi belediye, ucuz konut için tahsis edilen arsalara sahip çıkmayarak bunları satacaktır251. Gecekondu nüfusları, sorunun doğru tahlil edilememesi nedeniyle yasanın olanaklarından dolaylı olarak dışlanmışlardır.

Meclis’te yasa ile ilgili yapılan tartışmalar sırasında sadece ucuz arsa üretimi ile sorunun çözülemeyeceği, arsanın yanı sıra düşük faizli ve uzun vadeli kredi, ucuz malzeme gibi olanakların gerekliliği de gündeme getirilir. Refik Koraltan gecekondulaşmanın sosyal nedenlerden doğduğunu ve bunun idarece göz ardı edildiğini belirterek hükümeti eleştirmiştir252.

4. 5228 sayılı Bina Teşvik Kanunu (1948)

5218 sayılı yasadan iki hafta sonra getirilen 5228 sayılı Kanun sayesinde bu uygulama Türkiye çapında yaygınlaştırılır. Hazine arsalarının belediyeye ucuz fiyata (vergi değerinden) devri ile gecekondular için planlı arsa olanağı sağlanır. Bu yasanın önemi af ile planlamayı aynı anda içermesidir. 5218 gibi hem “gecekonduların affedilmesini”, hem de “belediyelerin planlı arsa sunmalarını” getirmektedir ancak kapsamı ülke ölçeği olarak genişletilmiştir253. Belli bir ihtiyaç ve maksada tahsis edilmemiş arsa ve araziler belediyelere devredilerek ‘mesken amaçlı’ ucuz arsa kullanımı için değerlendirilecektir. Arazi ve arsaların bu amaç dışındaki kullanımları ise yasaklanmıştır:

• Madde 2: Bu şekilde kendilerine arsa verilecek olanların, bir yıl içinde imar planına uygun şekilde bina inşasına başlamaları ve iki yıl içinde

251

Tansı Şenyapılı, ‘Baraka’dan Gecekonduya, Đstanbul,2004,s.171. 252

age s.136. 253

Ruşen Keleş-Bülent Duru, ‘Ankara’nın Ülke Kentleşmesindeki Etkilerine Tarihsel Bir Bakış’,mülkiye 2008 Cilt XXXII Sayı:261.

bitirmeleri hükme bağlanır. Ayrıca yasaya göre süresinde başlanamayan veya bitirilemeyen binalar için Belediye Meclisi bir yıl süreyi uzatabilir. • Madde 4: Buna rağmen bina süresinde bitirilemezse arsa geri alınır.

• Madde 7:Bu şekilde binasını bitirenlerden emlak vergisi beyannamesi vermek şartıyla on yıl süreyle bina vergisi, buhran ve savunma vergisi alınmaz.

• Madde 8: Ancak meskenden başka amaçlarla kullanılan yapılar için bu muafiyetler geçerli değildir.

Yasa ayrıca kredi olanaklarının sağlanmasına yönelik hükümler de getirmişti. Anlaşılan, Meclisteki tartışmalar yeni yasaya yansımıştır254. Bu ilk uygulama daha sonraki yasalarla da devam ettirilecek ve her seferinde ucuz arsa ve geriye dönük af ile sorun hallolur sanılacaktır. Yeni yasanın Meclis tartışmalarında ucuz konut üretimi için inşaat malzemelerinin maliyetlerinin araştırılmasından, çimentonun karaborsadan kaldırılmasına ve demire gümrük muafiyeti konmasına kadar bir dizi olumlu öneri de getirilir. Galip Pekel de ‘kendi evini kendi yapana’ yardım edilme şartını tavsiye eder 255.