• Sonuç bulunamadı

B. Maddi Hukuk Kurallarının Yeknesaklaştırılması

1. Uluslararası Andlaşmalar

Uluslararası andlaşmalar, bağlayıcı etkileri nedeniyle, uzun süre hukukun yeknesaklaştırılmasının en etkili yöntemi olarak kabul edilmişlerdir. Ancak, uluslararası andlaşmaların hazırlanmasının çok uzun zaman alması ve sonunda da fazla sayıda devlet tarafından kabul edilmeyerek etkili olamaması dezavantaj oluşturmaktadır70.

1980 tarihli Uluslararası Mal Satımlarına Uygulanacak Viyana Konvansiyonu ve 1956 tarihli Eşyaların Karayolunda Uluslararası Nakliyatı için Mukavele

69 EKŞİ, Nuray: “Kanunlar İhtilafı Alanında ‘Incorporation’”, Aysel Çelikel’e Armağan, 1999-2000.

(Incorporation), s. 290.

70 GOPALAN, Sandeep: “New Trends in the Making of International Commercial Law”, Journal of

Law and Commerce, Spring 2004, s. 153. Gerçekten, uygulamada hazırlanan bir çok uluslararası andlaşma az sayıda devlet tarafından onaylandığından etkili olamamıştır. Örneğin, 1964 tarihli Malların Uluslarararası Satımı Hakkında Yeknesak Hukuka İlişkin Konvansiyon sekiz, 1964 tarihli Malların Uluslararası Satımı Sözleşmelerinin Kurulmasına İlişkin Kovansiyon sekiz, 1970 tarihli Seyahat Sözleşmelerine İlişkin Uluslararası Konvansiyon üç, 1973 tarihli Uluslararası Vasiyetnamelerin Şekline İlişkin Konvansiyon üç, 1983 tarihli Malların Uluslararası Satımında Temsile İlişkin Konvansiyon iki, 1988 tarihli Uluslararası Finansal Kiralamaya İlişkin Unidroit Konvansiyonu dört, 1988 tarihli Uluslararası Factoring’e İlişkin Unidroit Konvansiyonu dört ve 1995 tarihli Çalınan veya Hukuka Aykırı Olarak İthal Edilen Kültürel Varlıklara İlişkin Unidroit Konvansiyonu onbir ülke tarafından onaylanmıştır. Ancak, çok sayıda devlet tarafından onaylanarak etkili olan andlaşmalar da vardır. Örneğin, Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Sonuçlarına İlişkin Konvansiyon yetmiş dört, 1993 tarihli Ülkeler Arası Evlat Edinmede İşbirliği ve Çocukların Korunmasına İlişkin Konvansiyon kırk üç ülke tarafından onaylanmıştır (GOPALAN, s. 154-155).

Sözleşmesi, sözleşmeler hukuku alanında maddi hukukun yeknesaklaştırılması çabalarını yansıtan uluslararası andlaşmalardandır.

a. 1980 tarihli Uluslarararası Mal Satımlarına Uygulanacak Viyana Konvansiyonu (United Nations Convention on Contracts for the International Sale of Goods - CISG)

Uluslararası mal satımı hakkında değişik sosyal, ekonomik ve hukuki sistemlere uyum sağlayacak yeknesak kuralların kabulünün uluslararası ticari ilişkilerin gelişmesine ve varolan hukuki zorlukların aşılmasına faydalı olacağını kabul eden devletler, uluslararası mal satımlarına uygulanacak kuralların yeknesaklaştırılması konusunda uzun yıllar süren zahmetli çalışmalar sonucunda, Uluslararası Mal Satımlarına Uygulanacak Viyana Konvansiyonu’nu 11 Nisan 1980 tarihinde Birleşmiş Milletler’in himayesinde toplanan diplomatik konferansta kabul etmişlerdir71.

CISG m. 1/I uyarınca, Konvansiyon, iş yerleri72 farklı devletlerde olan taraflar arasında uygulanır. Bu farklı devletlerin her ikisi de akit devlet olabileceği gibi; kanunlar ihtilafı kuralları Konvansiyon’a taraf olan bir devletin hukukunun uygulanmasını emredebilir73 (m. 1/I/a-b)74. Bu ikinci koşul, CISG uygulamasını genişletmektedir75.

CISG’de kullanılan mal kavramı, maddi taşınırları ifade etmektedir; dolayısıyla, sadece maddi taşınır malların satımına ilişkin sözleşmelere uygulanır76.

71 ERDEM, Ercüment: “Milletlerarası Mal Satım Sözleşmeleri Hakkında Birleşmiş Milletler

Sözleşmesi (Viyana Satım Sözleşmesi)”, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C. XVI, S. 3, Konferanslar Serisi 2, Ayrı Bası, 1992, (Viyana Satım Sözleşmesi), s. 37.

72 Konvansiyon anlamında iş yeri, satım sözleşmesi taraflarından birinin ulusal veya uluslararası

alanda işlemlerde bulunmak amacıyla oluşturduğu devamlı ve düzenli bir organizasyonun bulunduğu yer olarak tanımlanabilir (ERDEM, Viyana Satım Sözleşmesi, s. 45)

73 Örneğin, bir Türk ile Fransız arasında yapılan satım sözleşmesinde, Türk hakim Yeni MÖHUK’u

uygulayarak Fransız hukukunun uygulanmasına karar verirse, CISG, akit devlet Fransa’nın maddi hukukunun bir parçası olarak uygulanacaktır (ERDEM, Viyana Satım Sözleşmesi, s. 48).

74 CISG’nin yer bakımından uygulama alanı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. TOKER, Ali Gümrah:

11 Nisan 1980 Tarihli Uluslararası Taşınır Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin (Viyana Sözleşmesi) Uygulama Alanı, Ankara 2005, s. 31-73.

75 ERDEM, Viyana Satım Sözleşmesi, s. 48.

76 ERDEM, Viyana Satım Sözleşmesi, s. 53; ATAMER, Yeşim M.: Uluslararası Satım

Sözleşmelerine İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG) Uyarınca Satıcının Yükümlülükleri ve Sözleşmeye Aykırılığın Sonuçları, İstanbul 2005, (CISG), s. 44.

CISG m. 2 uyarınca, kişisel, ailesel ve eve ilişkin kullanımlar için yapılan satımlar (tüketici satımları); artırma ile satımlar; hacizli malların satımı veya adli makamların diğer herhangi bir kararına dayanarak yapılan satımlar kapsam dışındadır. Aynı madde ile bazı malların satımı da kapsam dışı bırakılmıştır. Buna göre, menkul kıymetlerin, ticari senetlerin ve paranın satımı; her türlü geminin, teknenin, hava taşıt aracının ve hava yastıklı taşıt aracının satımı; elektrik satımları kapsam dışındadır77.

CISG hükümleri, uygulama alanına giren hususlarda, tarafların iradesinden bağımsız olarak geçerli olan kurallardır; taraflar aksine düzenleme yapmadıkça, iç hukuk kuralları gibi kendiliğinden devreye girerler78. Ancak, CISG m. 6 uyarınca, tarafların, Konvansiyon hükümlerinin kısmen veya tamamen aralarındaki satım sözleşmesine uygulanmayacağını kararlaştırmaları mümkündür.

CISG m. 4 uyarınca, Konvansiyon sadece satım sözleşmesinin kurulmasına ve taraflar arasında doğurduğu hak ve borçlara uygulanacaktır. İcap – kabul, sözleşmenin ifa edilmemesine ilişkin meseleler kapsam içinde olup; tarafların ehliyeti, irade sakatlıkları, sözleşmenin malın mülkiyeti üzerindeki etkileri kapsam dışındadır79. CISG m. 5, satıcının, malın neden olduğu cismani zararlardan veya ölümden doğan sorumluluğuna da uygulanmaz. Dolayısıyla, satıcının imalattan doğan sorumluluğu kapsam dışındadır80.

CISG, icap – kabul, satım sözleşmesinin şekli, alıcının ve satıcının borçları ve sözleşmeye aykırılık hallerini81 ve bunların sonuçlarını ayrıntılı olarak düzenlemiştir. CISG’nin içeriğine ilişkin olan bu konulardaki açıklamaların her biri ayrı birer tez konusu oluşturacak nitelikte olduğundan, burada bu konulara yer vermiyor82 ve CISG’nin uluslararası ticaretin gereklerine uygun yapısını yansıtan temel niteliklerine değinmekle yetiniyoruz.

CISG, sözleşme özgürlüğü ilkesi ve taraflar arasındaki satım sözleşmesinin üstünlüğüne dayalı bir sistem getirmiştir. Bir başka ifadeyle, taraflar, sözleşmelerini kendi ihtiyaçlarına göre şekillendirirler83.

77 CISG’nin maddi uygulama alanı hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. TOKER, s. 75-133. 78 ATAMER, CISG, s. 58.

79 ERDEM, Viyana Satım Sözleşmesi, s. 58. 80 ERDEM, Viyana Satım Sözleşmesi, s. 58.

81 Satıcının yükümlülükleri ve bunları ihlal etmesinin sonuçları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.

ATAMER, CISG, s. 131-481.

82 Bkz. ERDEM, Viyana Satım Sözleşmesi, s. 63-109. 83 ERDEM, Viyana Satım Sözleşmesi, s. 60.

CISG, uluslararası ticari teamüllere de önem vermektedir. M. 9 uyarınca, taraflar, kabul ettikleri teamüller ve aralarında yerleşmiş uygulamalar ile bağlıdırlar. Aksine sözleşme olmadıkça, tarafların sözleşmenin kuruluşu için sözleşmelerinde bildikleri veya bildikleri varsayılan ve uluslararası ticarette söz konusu ticari branşta aynı tür sözleşmeler için taraflarca bilinen ve uygulanan teamül ve uygulamalara atıfta bulundukları kabul edilir. Dolayısıyla, hem taraflarca kabul edilen ve aralarında yerleşmiş bulunan uygulamalar hem de genel olarak uygulanan teamüller önem taşımaktadır84.

Yeknesak bir uygulama yaratılması amacında olan CISG, hükümlerinin yorumlanması çeşitli iç hukuklara bırakıldığında bu amaçtan uzaklaşılacağından, yoruma ilişkin esasları da açıkça düzenlemiştir85. M. 7/I uyarınca, Konvansiyon’un

yorumunda, Konvansiyon’un uluslararası niteliği, yeknesak bir uygulamanın başarılması ve uluslararası ticarette iyiniyet esasının gözetilmesi gereği dikkate alınmalıdır. M. 7/II uyarınca, Konvansiyon ile düzenlenen konulara ilişkin olan fakat Konvansiyon’da açıkça düzenlenmeyen konular, Konvansiyon’un ilham aldığı genel hükümler ve bunların yokluğunda kanunlar ihtilafı kurallarına göre saptanacak uygulanacak hukuka göre düzenlenir.

CISG, gerek yetmiş ülke86 tarafından imzalanmış olması dolayısıyla, gerekse bir çok ulusal87 ve uluslararası hukuk metinlerinin88 hazırlanmasında örnek alınmasıyla uluslararası mal satımlarına ilişkin hukukun yeknesaklaştırılmasında çok önemli bir rol oynamış ve oynamaktadır. CISG, günümüzde tacirler ve avukatlar tarafından bilinmekte; bir çok mahkeme ve hakem kararına temel oluşturmakta ve hakkında bir çok akademik çalışma yayınlanmaktadır89.

84 ERDEM, Viyana Satım Sözleşmesi, s. 61-62; ATAMER, CISG, s. 78-82. 85 ERDEM, Viyana Satım Sözleşmesi, s. 62; ATAMER, CISG, s. 92. 86 Taraf ülkelerin listesi için bkz.

http://www.uncitral.org/uncitral/en/uncitral_texts/sale_goods/1980CISG_status.html

87 Alman, Hollanda, Estonya Medeni Kanunları gibi.

88 AB Tüketici Satımı Direktifi, Avrupa Sözleşmeler Hukuku Prensipleri gibi.

89 ATAMER, CISG, s. 27; LANDO, Ole: “A Vision of a Future World Contract Law: Impact of

European and Unidroit Contract Principles”, UCC Law Journal, Fall 2004, (Future World Contract Law), s. 2.

b. Eşyaların Karayolunda Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi (Convention on the Contract for the International Carrige of Goods by Road - CMR)

Uluslararası ticaretin artmasına paralel olarak gelişen karayolu ile taşımalar, bu alandaki uluslararası hukuk çalışmalarının artmasına sebep olmuştur. Bunun sonucunda, 1956 yılında Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu90, Eşyaların Karayolunda Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi’ni hazırlayarak, karayolu taşımacılığına ilişkin özel hukuk sorunlarının yeknesak kurallara tabi olmasını amaçlamışlardır91.

CMR, uluslararası nitelikli kara taşımacılığına uygulanacak hükümleri düzenleyen uluslararası bir andlaşmadır. Akit devletlerde92, CMR kapsamına giren uyuşmazlıklarda, akit devlet hukukunun bir parçası olarak ve öncelikle uygulama alanı bulacaktır. CMR, uyuşmazlığı bizzat çözecek maddi hukuk kuralları içermektedir93. CMR, taşıma sözleşmesinin yapılması ve uygulanması, taşıma başlamadan önce tarafların yükümlülükleri, taşıma işinin icrası, taşıyıcının sorumluluğu, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talepleri ve tazminatın hesaplanması, bildirim yükümlülükleri, zamanaşımı, usule ilişkin yetkili mahkeme, teminat, derdestlik, tenfiz gibi bazı hususlar, taşımacının fiilerinden sorumlu olduğu kişiler hakkında ayrıntılı olarak düzenlemeler içermektedir. CMR’nin içeriğine ilişkin olan bu konulardaki açıklamaların her biri ayrı birer tez konusu oluşturacak nitelikte olduğundan, burada bu konulara yer vermiyor94 ve CMR’nin uygulama alanı ve bazı genel niteliklerine değinmekle yetiniyoruz.

CMR m. 1 uyarınca, “bu sözleşme, sözleşmede belirtildiği gibi yükleme yeri ve teslim yeri için belirlenen yerin an az biri akit ülke olan iki ayrı ülkede olması halinde, tarafların ikametgahı ve milliyetine bakılmaksızın ücret karşılığında yüklerin

90 Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu, bugüne kadar ulaşıma ilişkin elli altı uluslararası

andlaşma hazırlamıştır. Bunların amacı, ulaşımda uluslararası güvenlik ve çevrenin korunmasına ilişkin standartlar yaratmak, ulusal mevzuatları yeknesaklaştırmak ve kara, iç su ve demir yollarında yeterli alt yapı ağlarının kurulmasını sağlamaktır (http://www.unece.org/leginstr/trans.htm)

91 AKINCI, Ziya: Karayolu ile Milletlerarası Eşya Taşımacılığı ve CMR, Ankara 1999, (CMR), s. 21.

Türkiye 14.12.1993 tarihli ve 21788 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 3939 sayılı Yasa ile CMR’ye katılmayı kabul etmiştir (AKINCI, CMR, s. 24).

92 CMR’ye elli iki ülke taraftır. Taraf ülkelerin listesi için bkz.

http://www.unece.org/trans/conventn/legalinst_25_OLIRT_CMR.html

93 AKINCI, CMR, s. 24-25. 94 Bkz. AKINCI, CMR, s. 43-223.

taşıt ile karadan taşınmasına ait her mukaveleye uygulanacaktır”. Görüldüğü üzere, CMR’de taşımanın uluslararası olması için malların bir ülkeden diğerine geçişi esas alınmıştır95. CMR anlamında taşıt, motorlu taşıtlar, dizi halinde taşıtlar, römorklar ve yarı römorklardır. CMR’nin aynı maddesinde milletlerarası posta anlaşmaları gereğince yapılan taşımalar, cenaze nakilleri ve ev eşyası nakilleri kapsam dışında bırakılmıştır. CMR m. 2 uyarınca, karma taşımalarda, yani eşyanın karayolu taşıma aracının içinde kalması kaydıyla, taşımacılığın bir kısmının karayolu ile bir kısmının ise deniz, iç su veya hava yolu ile yapılması hallerinde de CMR hükümleri uygulanacaktır. Ancak, eşyanın karayolu aracı içinde taşınmadığı bölüme CMR hükümleri uygulanmaz96.

CMR, kapsamına giren konuları esas olarak emredici hukuk kuralları ile düzenlemektedir. CMR’de bazı konular düzenlenmeyerek bu boşlukların milli hukuklar tarafından doldurulması kabul edilmiş, ancak prensip olarak, CMR tarafından düzenlenen hükümlerin taraflarca değiştirilmesine izin verilmeyerek, CMR hükümlerine emredici nitelik kazandırılmıştır97.