• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 5 – UĞURLU NEOLİTİK DÖNEM BEZEMELİ ÇANAK

5.1 Uğurlu Höyük Neolitik Dönem Mimarisi

Tablo.9: Uğurlu Höyük V.Kültür Katı Tabakalanması

Tablo.10: Uğurlu Höyük IV. Kültür Katı Tabakalanması

Yerleşim IV. ve V. Kültür Katlarında 6 hektarlık bir alana yayılmıştır. V. Kültür Katı 6, IV. Kültür Katı 4 Tabakadan oluşur. Uğurlu yerleşiminde Neolitik dönem tabakaları üstteki Kalkolitik dönem tabakaları tarafından tahrip edilmiştir. Tabakaların kendi içindeki tahribat ta oldukça fazladır. Bunun sonucunda tabanlar, duvar bitimleri, ocaklar, çukurlar vb. yapı öğelerinin kimi yerde iyi izlenirken bazı kısımlarda kesintiye uğradığını belirtmek gerekir. V. Kültür Katı’nın 1. Tabakasında M.Ö 5900’lere tarihlendirilen “Bina 2” olarak isimlendirilen bir bina kazılmıştır. Kuru duvar tekniği ile yapılan bina 5x4 ölçülerindedir ve muhtemelen taş temel üzerine kerpiç kullanılmıştır. Binanın oda ölçüleri 9.2m2’dir. Doğu ve batı duvarları 1 metre kalınlığındadır, buna karşı kuzey ve güney duvarları 70 cm kalınlığındadır. Binanın kuzey duvarını, daha önce yapılan anıtsal giriş duvarı oluşturmaktadır. Aşağıda anlatılacağı gibi anıtsal giriş duvarının kapı kısmı kapatılarak, Bina 2’nin ocağı yapılmıştır. Ocak, terk edilme aşamasında, toprak ve taş ile doldurulmuştur ve

bir adet cilalı taş balta bilinçli olarak konulmuştur. Binanın güney duvarı modern su borusu geçirildiği için tahribat görmüştür. Binanın güneyine bakan köşelerde iki adet büyük payanda yer alır. Payandaların bulunması binanın belki de iki katlı olduğunun göstergesidir (Erdoğu, 2014, 158). Kuzey duvarı, 1 m genişliğinde anıtsal duvara paralel uzandırılan bir duvarla doğuya doğru yaklaşık 3,5 m uzanır ve bir avlu oluşturur. Binanın güney kısmında açık bir alanda yer alan yaklaşık 1 m çapında büyük bir fırın bulunmaktadır. Binanın karakteri, boyutları ve içindeki buluntular buranın bir “hane” olmadığının göstergesi olabilir. Binanın içinde insan kabartmalı çanak çömlek parçası bulunmuştur ve hayvan kemiğinden yapılma bir akrolitik figürin kafası binanın kuzeybatı bölümünde ele geçirilmiştir. Figürinin burnu kabartma ile gösterilirken gözler kırmızı boya ile belirtilmiştir. Bazı kırık kemik alet parçaları ve nefritten yapılma küçük cilalı taş balta insitü olarak ele geçirilmiştir. Diğer yandan malahitten yapılmış küçük bir kırık boncuk parçası da bina içinde bulunmuştur (Erdoğu, 2014, 158-159).

V. Kültür Katında yer alan bir diğer önemli yapı 7 metre uzunluğunda, 1,20 cm yüksekliğinde ve 70 cm genişliğinde yer alan anıtsal giriş yapısıdır (2. Tabaka). Bu yapı da Bina 2’de olduğu gibi kuru duvar tekniği ile inşa edilmiştir. Duvar zemininde büyük taşlar yer almaktadır. Çeşitli büyüklükteki düzensiz taşlar bu temelin üzerine gelişi güzel konularak duvar yükseltilmiştir. Duvarın orta bölümünde 1 metre uzunluğa ve 60-70 cm genişliğe sahip bir dikili taş bulunmaktadır. Muhtemelen bu kesimde bir giriş kapısı mevcuttu ve daha sonra Bina 2 yapılırken giriş kapatılarak, ocağa dönüştürülmüştür. Duvarın ön kısmında geniş bir alanda sarı renkli sert taban yer almaktadır. Bazı kısımlarda alttan kerpiç bloklar ve taşlarla destekleme yapılmıştır. Duvarın bu kesiminin anıtsal bir giriş olduğu ve özel bir alana açıldığı düşünülmektedir. Dikilitaşın alt kısmında ise deniz kabuğundan yapılma piramit biçimli bir nesne ortaya çıkmıştır. Bu nesne insanı sembolize eden bir kolye ucu olarak yorumlanmaktadır. Ayrıca bu nesne ile birlikte istiridye, balık kemikleri ve tatlı su salyangozu bir arada bulunmuştur. 7 metrelik bu duvarın taban üstünde yarı değerli taşlardan boncuklar, kemik aletler ve tipik Neolitik Çağ çanak çömleği ele geçmiştir. Tüm bunlar dışında sokma başlı figürin ünik bir buluntudur. Bu figürin Göller bölgesi tabanlı olmak üzere özellikle de Höyücek’ten bilinen ‘’çuval biçimli’’

figürinler ile benzeşmektedir (Erdoğu vd., 2018, 152; Atakuman vd. 2018; Gemici, 2018). M.Ö 6000’lere tarihlenen 7 metrelik anıtsal giriş duvarının alt kısımlarına inildiği zaman kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda tahrip olan bir binaya rastlanılmıştır. ‘Bina 10’ (3. Tabaka) olarak isimlendirilen bu yapı taş temel üzeri yığma kerpiç ile yapılmıştır ve 4 metre uzunluğundaki kuzey duvarı ile yaklaşık 2 m uzunluğundaki doğu duvarı korunabilmiştir. Binanın batısında yaklaşık 50x50 cm boyutlarında yuvarlak bir ocak, alçak bir platform ve sarı renkli sıva toprağı ile yapılmış bir mimari öğe bulunmuştur. Bina köşesinde yer alan yığınların içinde malahit yumruya rastlanılmıştır. Binadan gelen radyokarbon tarihi MÖ 6100-6000 aralığını vermiştir.

Bina 10’nun alt seviyesinde 4. Tabakada, beyaz renkli bir sıvadan yapılmış tabanlar ve bu tabanlarla ilişkisi anlaşılmayan, 70 cm kalınlığında taş duvar parçası bulunmuştur. Tüm açmaya yayılan bu tabanlardan, doğuda ve batıda iki ayrı mimari öğenin olduğu anlaşılmaktadır. Batıdaki tabanın üzerinde at nalı şeklinde bir ocak yer alır ve Ocağın hemen yakınında Göller Bölgesinden tanıdığımız badem gözlü figürin başı bulunmuştur. Bu tabakadan gelen radyokarbon tarihleri olmasa da bu tabanların çok kısa bir zaman aralığında yapıldıkları düşünülmektedir ve MÖ 6100 civarlarına tarihlenmeleri uygundur (B. Erdoğu ile görüşme).

V. Kültür Katının 5. Tabakasında Kuzey doğu-Güney batı istikametinde uzanan tek sıra taştan ince bir duvara rastlanmıştır. Duvarın temeline geniş büyük taşlar yerleştirilmiştir. Bu duvarla ilişkili yaklaşık 90x90 cm boyutlarında taşlardan oluşturulmuş bir platform bulunmuştur. Bu platformun üzerine, muhtemelen terk aşamasında bir skapula yerleştirilmiştir. Bu tabakadan gelen radyokarbon tarihleri yoktur, fakat MÖ 6200 civarlarına tarihlenmesinin uygun olduğu düşünülmektedir (B. Erdoğu ile görüşme).

V. Kültür Katının 6. Tabakası hem BB20-21 hem de BB22 açmalarından izlenebilir. BB20-21 Açmasında sadece 30x40 cm boyutlarında kerpiç tuğlalardan yapılmış yıkılmış kubbeli bir fırın ile 35x35 cm boyutlarında tabanı sarı renkli kireçli bir toprakla kalın sıvalı bir silo bulunmuştur. Fırının doğusunda yığın halinde kara salyangozları ele geçmiştir. Bu öğelerin güneyinde Su Borusu tarafından tahrip

edilmiş kesimin profilinde kısmen görülen taş temel üzeri kerpiçten bir duvar parçası ile ilişkili olduğu, bu düzlemdeki yapının tahrip edilmiş alanda kaldığı ve kazılan öğelerin tahrip edilmiş binanın avlusunda yer aldığı düşünülmektedir. Gerek BB20- 21, gerekse BB22 sondaj açmasından gelen tarihler MÖ 6400/6500 civarını vermektedir.

IV. Kültür Katına ait mimari, yerleşimin doğusunda BBCC19 ve batısında P5,P6 ve O5 açmalarından gelmektedir. IV. Kültür Katının 1. Tabakası P5 açmasında bulunan yaklaşık 50x50 cm boyutlarında bir ocak ve muhtemelen sonradan kazılmış bir çukur ile temsil edilir. Ocak sarı/kırmızı renkli yer yer korunmuş bir tabanın üzerinde yer almaktadır. Alan Kalkolitik dönem tabakalarınca tahrip edildiğinden bu ocağın bir mimari öğeyle ilişkili olup olmadığı anlaşılamamıştır. Taban üzerinde hayvan kemikleri ve kemik aletler bulunmuş ve dış faaliyet alanı olarak değerlendirilmiştir. Bu alanda 70x70cm ölçülerinde sıvalı bir çukur kazılmıştır. Çukurun içinde 28 adet kemik alet, 1 adet kırık taş keski ve 1 adet taş kap ele geçmiştir. İşlenmiş kemiklerden bazılarının uç kısımları yassı biçimde yuvarlatılmıştır. Bu tip kemiklerin insanı simgeleyen idoller olduğu düşünülmektedir (Erdoğu, 2014, 159).

IV. Kültür Katının 2. Tabakası “Bina 5” (P5) ve “Bina 9” (O5) olarak adlandırılan iki tahrip olmuş bina ile karakterize edilir (Çizim.3). “Bina 5”in sadece yarısı kısmen günümüze ulaşmıştır. Muhtemelen 5x3 m boyutlarındaki bina, 60 cm kalınlığında yer yer korunan taş duvarlara sahiptir. Kuzey-doğu köşesinde büyük bir depolama kabı bulunmuştur. Bu kabın içinde yapılan analizler sonucunda incir, üzüm çekirdekleri ile einkorn buğdayına rastlanılmıştır (Erdoğu ve Yücel, 2013, 189). Bina içinde çamur ve kerpiçten yapılan bir bölme duvarı inşa edilmiştir (Erdoğu, 2014, 159). Radyokarbon tarihlerine göre bu bina M.Ö 5560 yıllarına tarihlenmektedir. “Bina 9” muhtemelen “Bina 5” ile çağdaştır. Yaklaşık 5x3 m boyutlarındaki binanın köşeleri yuvarlatılmıştır ve oval görünümdedir. Binanın tabanı kırmızı renklidir ve muhtemelen kırmızı Okr ile yanmış kerpiçlerin ezilmesi ile oluşturulmuştur. Binanın içinde sıvalı sığ bir depolama birimi bulunmuştur. Binanın tabanında cilalı taş balta ve keskiler, kemik aletler ve bir figürin parçası insitu bulunmuştur.

IV. Kültür Katının 3. Tabakası Bina 5’in altında sarı renkli bir taban ile karakterize edilir (Erdoğu, 2014, 159). Yaklaşık 5x4 m’lik alanı kaplayan sarı taban iki yenileme evresine sahiptir. Taban ile birlikte 2 büyük Ocak, 1 silo, 1 platform ile tabana gömülü ezgi taşı bulunmuştur. Taban üzerinde kemik aletler ve insitu çanaklar ele geçmiştir.

Son tabaka olan 4. Tabaka’da ‘Bina 8’ olarak isimlendirilen kısmen kazılmış bir bina ortaya çıkartılmıştır. Binanın tabanı çok iyi şekilde korunmuştur fakat duvarlar yüksek oranda tahribata uğramıştır. Binanın sadece güney duvarı günümüze kadar gelebilmiştir. Duvar kalınlığı 40 cm ile 35 cm aralığında değişkenlik göstermektedir. Bina köşeleri bilinçli olarak yuvarlatılmıştır. Batı bölümde 1.30mx40cm’lik bir payanda bulunmaktadır. Kalın (8cm) bir sıvaya sahip olan payandanın üzerinde kırmızı boya izleri görülmektedir. Payandanın güney kesiminin yakınında 50x30 cm boyutlarında sarı renkte sıvaya sahip bir kutu ve hemen önünde sarı renkli sıva toprağından üretilmiş oval sığ bir çanak ele geçmiştir. Bina tabanı sert ve sarı renkte sıva ile yapılmıştır. Binanın orta bölümünde tabana gömülü, 10 cm derinliğinde bir kazık deliği yer alır (Erdoğu, 2017, 119).

Yerleşimin doğusunda BBCC19 sondaj açmasında yarım metre yüksekliğe kadar korunmuş bir duvar parçası, önünde bir taban ve tabanda 50x50 cm boyutlarında bir ocak bulunmuştur.