597. (13259): Alda bulaçaḳ tuy öçӗn ḫezӗrden biyӗp torme. “ Önce olacak düğün
için hemen oynayıp durma.”
598. (13260): Aslamçısız bazar bulmıy, uyınçısız tuy bulmıy. “ Faizsiz Pazar
olmuyor, oyuncusuz düğün olmuyor.”
599. (13261): AĢ – atlınıḳı, tuy – tunlınıḳı. “ Yemek atlınınki, düğün giyinmişinki.”
600. (13262): AĢ barında dus yuḳ, at barında tuy yuḳ. “ Yemek olunca dost yok, at
olunca toy yok.”
601. (13263): Birmez ḳızıŋ meḫerӗ zur bulır. “ Gönlünü vermeyen kızın başlığı
büyük olur.”
602. (13264): Birne birgen birke36 kilӗn, birne birmegen irke kilӗn. “ Çeyiz veren
birke gelin, çeyiz vermeyen nazlı gelin.”
603. (13265): Birnesӗ bulmasa, nӗrgesӗ de bulmıy. “ Çeyizi olmazsa, payı
olmuyor.”
604. (13266): Bulmaġan tuyġa aldan baraban ḳaḳmıylar. “ Olmayan düğüne önden
davul çalmıyorlar.”
605. (13267): Ḳadӗrӗŋnӗ bӗlmegen cirde tuyġa barma. “ Değerini bilmeyen yerde
düğüne gitme.”
36
60
606. (13268): Ḳaḳlı çekçek37 ḫaḳlı. “ Kuru çekçek pahalı.”
607. (13269): Ḳalım malı - ḳar suı. “ Başlık malı – kar suyu.”
608. (13270): KiŋeĢlӗ tuy tarḳalmas. “ Meclis vasıtası ile yapılan düğün dağılmaz.”
609. (13271): Ḳız aḳçası – toz aḳçası. “ Kız parası - tuz parası.”
610. (13272): <<Kız>> digeç ḳoçaḳım kile <<mal>> digeç ḳaçasım kile.
“<<Kız>> deyince kucaklayasım gelir, <<mal>> deyince kaçasım gelir.”
611. (13273): Ḳız üpkeçen bulsa, ḳalım malı küp bula. “ Kız candan olursa, başlık
malı çok olur.”
612. (13274): Ḳızġa birgen mal – çekçegӗne yaḳḳan bal. “ Kıza verilen mal,
çekçeğine sürülen bal.”
613. (13275): Ḳızġa meḫerlӗk – tuyına çey – Ģikerlӗk. “ Kıza başlık – düğüne çay –
şekerlik.”
614. (13276): Ḳıznıŋ malı - ḳız üzӗ. “ Kızın malı - ḳızın kendisi.”
615. (13277): Kön de belӗĢ38, kön de tuy bulmıy. “ Günde beliş, günde düğün
olmuyor.”
616. (13278): Külnӗŋ yamӗ ḳaz bӗlen, tuynıŋ yemӗ ḳız bӗlen. “ Gölün güzeli kaz ile
düğünün güzeli kız ile.”
617. (13279):KümekleĢken – yau ḳaytarġan, çümekleĢken – tuy ḳaytarġan.
“Kooperatifleşen – ordu döndürmüş, dövüşen - düğün döndürmüş.”
618. (13280):Nikaḫ ḫökӗmӗ – olı ḫökӗm. “ Nikâh hükmü – ulu hüküm.”
619. (13281): Savımsız tuyġa kӗm kilӗr. “ Hediyesiz düğüne kim gelir.”
620. (13282): Tilӗ ḳız tuy itken, türӗne üzӗ mӗnӗp utırġan. “ Deli kız düğün yapmış,
başına kendi binip oturmuş.”
37 Çekçek: Hamurdan yapılan yiyecek.
38
61
621. (13283): Tuyı nindi bulsa, tunı Ģundıy bula. “ Düğünü nasıl olursa, kılığı onun
gibi olur.”
622. (13284): Tuy avıl bӗlen, cil – davıl bӗlen. “ Düğün köy ile rüzgâr fırtına ile.”
623. (13285): Tuy aĢı tubalaḳ. “ Düğün yemeği topalak.”
624. (13286): Tuy baĢlaudan ḳul baĢlau39 ciŋӗl. “ Düğüne başlamaktan savaşa
başlamak ḳolay.”
625. (13287): Tuy baĢı suġımçı, annan ḳoyımçı, annan uyınçı. “ Düğün başı kasap,
daha da kuyumcu, daha da oyuncu.”
626. (13288): Tuy bӗtkeç süz kübeyӗr. “ Düğün bitince söz çoğalır.”
627. (13289): Tuy digende ḳoyaĢ tomalana, di. “ Düğün denince güneş bürünür,
denir.”
628. (13290): Tuy digende tümgek te tibrene. “ Düğün denince tümsek de sallanır.”
629. (13291): Tuy kildӗ ḳapḳaġa ḳız utırdı ḳabaġa40. “ Düğün geldi kapıya, kız
oturdu kabağa.”
630. (13292): Tuy ḳunaḳ bӗlen kükrem. “ Düğün misafir ile görkem(lidir).”
631. (13293): Tuy ḳutırlı bula. “ Düğün çbanlı olur.”
632. (13294): Tuy ḳızıġı öç könge. “ Düğün merakı üç günde.”
633. (13295): Tuy sıltavı bӗlen tun bӗtken. “ Düğün bahanesi ile kürk manto
bitmiş.”
634. (13296):Tun – TiyӗĢlӗnӗkӗ, beyrem – barçanıḳı. “ Düğün gerekene, bayram
herkese.”
635. (13297): Tuy, tuydan ḳaytḳaç sarık suy. “ Düğün (nikah) düğündendöneceğine
kuyruḳsuz koyun kes.”
39Ḳul baĢlau: Ġlk savaĢta sağ yada sol ḳoldan savaĢa baĢlamak.
62
636. (13298):Tuy tuydıra. “ Düğün doyurur.”
637. (13299): Tuy uzġançı hay da hay, tuy uzġaçtın vay da vay. “ Düğün geçene
kadar hay da hay, düğün geçince vay da vay.”
638. (13300): Tuy yemӗ uyın – kölkӗ bӗlen. “ Düğünün güzeli gülme ile.”
639. (13301): Tuy elӗ bulası aldan biyӗp kuyġan ḳodası. “ Düğün hemen olası
önden oynayan dünürcüsü.”
640. (13302):Tuy üpkesӗz bulmaz. “ Düğün öfkesiz (kavgasız) olmaz.”
641. (13303): Tuy üpkesӗz, ülӗm ükӗnӗçsӗz bulmıy. “ Düğün öfke, ölüm pişmanlık
olmadan olmuyor.”
642. (13304): Tuy – cıyın, sıy da uyın. “ Düğün (de) – yığın (kalabalık), ikram da
oyun.”
643. (13305): Tuyġa barsaŋ borın bar, borın barsaŋ – urın bar, aĢap – eçӗp tuy da ḳayt, soŋġa ḳalsaŋ – suġıĢ bar. “ Düğüne gidersen önce git, önce
gidersen yerin var, yeyip – içip düğünde geri dön, sona kalırsan savaş var.”
644. (13306): Tuyġa barsaŋ tuyıp bar, aḳtıḳ ḳazıŋ suyıp bar. “ Düğüne gidersen
doyup git, en son ḳazını kesip git.”
645. (13307): Tuyġa barsaŋ tuyıp bar, aç tamaġıŋ kuyıp bar. “ Düğüne gidersen
doyup git, aç bogazını koyup git.”
646. (13308): Tuyġa barsaŋ tuyıp bar, aĢḳa barsaŋ aĢap bar. “ Düğüne gidersen
doyup git yemeğe gidersen yeyip git.”
647. (13309): Tuyġa barsaŋ tuyıp bar, ḳazanıŋnı yuyıp bar. “ Düğüne gidersen doyup
git, kazanını yıkayıp git.”
648. (13310): Tuyġa barsaŋ tuyıp bar, Kuyınıŋa kümeç kuyıp bar. “ Düğüne
63
649. (13311): Tuyġa barsaŋ tuyıp bar, turḳa tunıŋ kiyӗp bar. “ Düğüne gidersen
doyup git, çin ipeğinden donunu (kıyafetini) giyip git.”
650. (13312): Tuyġa barsaŋ tuyıp bar, ulıŋ - ḳızıŋ kuyıp bar. “ Düğüne gidersen
doyup git, oğlunu - kızını bırakıp git.”
651. (13313): Tuyġa barsaŋ tuyıp bar, üpke – bavırıŋnı öyde ḳaldır. “ Düğüne
gidersen doyup git, öfke – bağrını (taḳım ciğerini) evde bırak.”
652. (13314): Tuyġa barsaŋ cik ḳaĢabay: Çana pӗçen aĢamay. “ Düğüne gidersen ḳoş
kızağı: Kızak ot yemiyor.”
653. (13315): Tuyġa digeç, tuġız yıllık ḫeste tӗrӗlgen. “ Düğüne deyince, dokuz yıllık
hasta dikilir.”
654. (13316): Tuyġa tuḳmaḳ iyerӗr. “ Düğünü tokmak izletir.”
655. (13317): Tuyda bӗreü açtan ülgen, çӗlledӗ bӗrӗü öĢӗp ülgen. “ Düğünde biri
açlıktan ölmüş biri de çellede41
üşüyüp ölmüş.”
656. (13318): Tuyda ḳırmısḳa ḳızı da aḳ yӗfek yabınıp oçḳan. “ Düğünde karınca
kızı da beyaz ipek örtünüp uçmuş.”
657. (13319): Tuyda tuġan küpke barmas, ḳayt ta toḳmaçını bas. “ Düğünde doğan
uzun süre gitmez, geri dönüpte erişteni bas.”
658. (13320): Tuyda tuḳmaḳ ta sikӗre. “ Düğünde toḳmaḳ ta sıçrar.”
659. (13321): Tuyda tür baĢında utıru utın kisü tügӗl. “ Düğünde evin başköşesinde
oturmak, odun kesmek değil.”
660. (13322): Tuydan soŋ – dumbra. “Düğünden sonra – dombra.”
661. (13323): Tuydan tuḳmaḳ ta ḳalmıy. “ Düğünden tokmak da kalmıyor.”
662. (13324): Tuylaġanġa – Tuy, yasaġanġa – uy. “ Düğün yapana – düğün,
düzenleyene fikir.”
41
64
663. (13325): Tuynı yamanlasaŋ, tuy yasap ḳara. “ Düğünü kötülesen, düğün yapıp
bak.”
664. (13326): Tuynıŋ buluınnan <<bula>> digenӗ küŋӗllӗ. “ Düğünün olanınla
<<olur>> diyen gönüllüdür.”
665. (13327): Tıyarı yuḳ tuyġa kitken. “ Dizgini yok düğüne gitmiş.”
666. (13328): Çaḳırusız tuyġa barġançı ḳazusız gürge bar. “ Davetsiz düğüne
gideceğine, kazılmamış mezara git.”
667. (13329): Çaḳırusız toyġa barsaŋ, ḳırılġan tabak – savıt ḫakın tülersӗŋ. “Davetsiz
düğüne gidersen, kırılan tabak – çanağın fiyatını ödersin.”
668. (13330): Ene tuy, mӗne tuy, at östӗne kece suy. “ İşte o düğün, şimdi düğün, at
üstünde keçi kes.”
669. (13331): Arġı oçta toy bar dip, birge oçta biyӗgen. “ Öteki uçta düğün var deyip
beriki uçta oynamış.”
670. (13332): Miŋa tuy bulsın, tamaḳka sıy bulsın. “ Bana toy olsun, boğaza ikram
olsun.”
671. (13333): Tuyӗm ḳapḳaġa citken, orçıḳ - ḳaban ḳayda iken. “ Düğünüm kapıya
gitmiş, iğ – kirmen neredeymiş.”
672. (13334): Tuyıŋ uzġan, tunıŋ tuzġan. “ Düğünün bitmiş, kıyafetin eskimiş.”
673. (13335): Tuyıŋa tekӗ tözelӗr elӗ. “ Düğüne kadar düzelir hele.”
674. (13336): Tuy sıyında yeĢibӗz. “ Düğün ikramında yaşıyoruz.”
675. (13337): Tuy sıltavı bӗlen taylı buldım. “ Düğün bahanesi ile tay sahibi
oldum.”
676. (13338): Ḫeyӗrlӗ bulsın Ḫemidenӗŋ nikyahı. “ Hayırlı olsun Hemide’nin
nikâhı.”
677. (13339): Çaḳırmaġan tuyġa külmek kigen. “ Davet etmeyen düğüne gömlek
65
678. (13340): Öyde abızın yapmaġan, tuyda cırlar cır tapmaġan. “ Evde ağzını
kapatmayan, düğünde şarkı söyler sarkı söylemeyen.”