• Sonuç bulunamadı

1658. (14320): Altı kön aç ḳalsaŋ da, ataŋnı ḳunaḳ it. “ Altı gün aç kalsan da, babanı

misafir et.”

1659. (14321): Ata almaġan atasına üpkelegen. “ Baba olmayan babasına

öfkelenmiş.”

1660. (14322): Ata arḳası - ḳala arḳası. “ Baba arkası – kale arkası.”

1661. (14323): Ata bulmaġan ata ḳadӗrӗn bӗlmes. “ Baba olmayan baba kıymetini

bilmez.”

1662. (14324): Ata doĢmanın üzӗŋe dus totma. “ Baba düşmanını kendine dost

tutma.”

1663. (14325): Ata yortı salam bulsa da saray, ḳayınata yortı ḳabıḳ bulsa da temuġ.

“Baba yurdu saman olsa da saray, kayınbaba evi kabuḳ olsa da cehennem(dir).”

1664. (14326): Ata malı tiz tökenӗr. “ Baba malı çabuḳ tükenir.”

1665. (14327): Ata süzӗn tıŋlamaġannı atauġa atalar, di. “ Baba sözünü dinlemeyeni

adaya atarlar, denir.”

135

1667. (14329): Atasız yort – batasız yort. “ Babasız ev – bereketsiz ev.”

1668. (14330): Ataŋ ġıylӗmӗ bӗlen havalanma. “ Babanın ilimi ile gururlanma.”

1669. (14331): Ataŋ tırıĢ bulsa, ḳamıt bavıŋ ḳayıĢ bulır. “ Baban çalışkan olsa,

kamıt65

bağın kayış olur.”

1670. (14332): Ataŋ utınçı bulsa, ḳulıŋda balta bulsın. “ Baban oduncu olsa, elinde

balta olsun.”

1671. (14333): Ataŋ üldӗ – tayanġan tavıŋ audı. “ Baban öldü – dayanduğın dağın

yıkıldı.”

1672. (14334): Ataŋa niçӗk bulsaŋ balaŋnan Ģunı kürӗrsӗŋ. “ Babana nasıl olursan

çocuğundan onu görürsün.”

1673. (14335): Atıŋ barında cir tanı, ataŋ barında il tanı. “ Atın varken yeri tanı,

baban varken memleketi tanı.”

1674. (14336): Nesӗl bӗr bulsa da, atalar baĢka. “ Nesil bir olsa da, babalar başka.”

1675. (14337): Eti üldӗ, irӗk ḳaldı, ḳızıl tıĢlı bürӗk ḳaldı. “ Baba öldü, kudret kaldı,

kırmızı dışlı (dışı kırmızı) şapka kaldı.”

1676. (14338): Üzӗŋ tırıĢıp tapmasaŋ, ata malı bӗr aylıḳ. “ Kendin çalışıp

bulmazsan, baba malı bir aylık.”

1677. (14339): Ceyleüge tuġan yaḫĢı, kiŋeĢe atay yaḫĢı. “ Yaylaya çayırlık güzel,

danışmaya babası güzel.”

1678. (14340): Ata bit ata ḳuyan indӗ ul. “ Baba ne de olsa baba tavşan şimdi oğul.”

1679. (14341): Atadan yaĢ‟ kaldım, akıldan buĢ kaldım. “ Babadan genç kaldım,

akıldan boş kaldım.”

1680. (14342): At mӗngeç atasın onıtḳan. “ At binince babasını unutmuş.”

1681. (14343): Üzӗm tapḳan mal tügӗl, eti tapḳan cel tügӗl. “ Kendimin bulduğu mal

değil, babamın bulduğu(na) yazık değil.”

65Ḳamıt : Hamıt (Araba koĢumunda, atların boyunlarına geçirilen ağaç veya üstüne meĢin geçirilmiĢ çember. )

136

3.14.1. Ata Hem Bala (Baba Ve Çocuk)

1682. (14344): Azamat irnӗŋ balası östӗne yau kilse de moŋaymas. Kahraman erkeğin çocuğu üstüne ordu gelse de

kaygılanmaz(korkmaz).”

1683. (14345): Alma aġaçına bala atasına oḫĢar. “ Elma ağacına çocuḳ babasına

benzer.”

1684. (14346): Arġamaḳnıŋ balası az utlar da küp yuĢar, atası tarlaunıŋ demӗn tatḳanġa; azamat irnӗŋ balası az söyler de küp tıŋlar atası yortḳa kiŋeĢ itkenge. “ Küheylanın yavrusu az otlar da çok dinlenir, babası tarla

yerinin lezzetini tadınca; kahraman erkeğin çocuğu az söyler çok dinler babası yurda danış edince.”

1685. (14347): At – arbasın bӗlmi, ata – kızın bӗlmi. “ At – arabasını bilmez, baba –

kızını bilmez.”

1686. (14348): Ata – aḳ tirek bala yafraḳ. “ Baba – ak direk, çocuḳ yaprak.”

1687. (14349): Ata danı bӗlen ḳız kite, basa danı bӗlen süs kite. “ Baba şanı ile kız

gider, erkek kendir şanı ile ip gider.”

1688. (14350): Ata ġayretlӗ bulsa, bala ġıybretlӗ bular. “ Baba gayretli olursa, çocuḳ

ibretli olur.”

1689. (14351): Ata torıp ulı söylese – çӗrkӗnlӗgӗ. “ Baba durup oğlu söylese –

çirkinliği.”

1690. (14352): Ata yulı balaġa taḳır. “ Baba yolu çocuğa düz(dür).”

1691. (14353): Ata hönerӗ – balaġa miras. “ Baba hüneri çocuğa miras(tır).”

1692. (14354): Ataġa ul bulmasaŋ, ḫatınġa ḳol bulırsıŋ. “ Babaya oğul olmazsan,

karına kul olursun.”

1693. (14355): Atadan bala tusa – igӗ, atanıŋ yolın ḳusa – igӗ; üzӗne oḫĢap tumasa, atasınıŋ yulın ḳumasa, tuġannan da tumaġanı – igӗ. “ Babadan çocuḳ

137

doğsa – iyi, babanın yolunu (geleneğini) sürse – iyi; kendine benzeyip doğmasa, babasının yolunu kovmasa, doğmuşdan da doğmamış iyi.”

1694. (14356): Atadan ḳaçḳan ul baĢsız, ḫucadan ḳaçḳan ḳol baĢsız. “ Babadan

kaçan oğul başsız, sahibinden kaçan köle başsız.”

1695. (14357): Atadan ul tusa – igӗ ata yulın ḳusa – igӗ, bilӗne sadaḳ66 busa – igӗ, bitӗne kilӗr oyatnı üzӗ bӗlӗn yusa – igӗ, Ģusılarnı ḳılmasa, barınan da yuġı – igӗ. “Babadan oğul doğsa – iyi baba yolunu (geleneğini) sürse –

iki, beline sadaḳ bağlasa – iki, yüzüne gelir utancı kendi ile yıkasa – iyi onlarını yapmasa, varından da yoku iyi.”

1696. (14358): Atadan yaḫĢı bala tusa, atasınıŋ iĢӗktegӗ baĢın türge kiçӗrӗr; atadan yaman bala tusa, atasınıŋ türdegӗ baĢın iĢӗkke kiçӗrӗr. “ Babadan güzel

çocuḳ doğsa, babasının eşikteki başını baş köşeye geçirir; babadan kötü çocuḳ doğsa başköşedeki başını eşiğe geçirir.”

1697. (14359): Atası at cikkençӗ ulı atlanıp çapḳan. “ Babası at çekene kadar oğlu

atlanıp ḳoşar.”

1698. (14360): Atası baz eytkenge, uġılı ḳan ḳoyar. “ Babası çuḳuru söyleyene

kadar, oğlu kanı döker.”

1699. (14361): Atası balıḳçı bulsa, bala da suġa ḳarıy. “ Babası balıkçı olursa, çocuḳ

da suya bakar.”

1700. (14362): Atası bolan atmaġannıŋ balası ḳolan atmas. “ Babası ren geyiği

atmayanın çocuğu yabani eşek atmaz.”

1701. (14363): Atası ġarmunçı bulsa, balası biyuçӗ bulmıy ḫelӗ yuḳ. “ Babası

akordeoncu olursa, çocuğu oynamayacak hali yok.”

1702. (14364): Atası ḳarlıġan aĢaġan bulsa, balalarınıŋ da tӗĢe ḳamaĢır. “ Babası

Frenk üzümü yemiş olursa, çocuḳlarının da dişi kamaşır.”

1703. (14365): Atasın kür de, ulına ḳız bir. “ Babasını gör de, oğluna kız ver.”

66

138

1704. (14366): Atasın ütӗrgennӗ olan onıtmas, ḳoyrıġın kiskennӗ yılan onıtmas.

“Babasını öldüreni oğlan unutmaz, kuyruğunu keseni yılan unutmaz.”

1705. (14367): Atasına ḳarap – balası. “ Babasına bakmış – çocuğu.”

1706. (14368): Atasına tiseŋ – balası sıḳrıy, ügӗzӗne tiseŋ – tanası. “ Babasına

değsen – çocuğu sızlanır, öküzüne deysen danası.”

1707. (14369): Attan tay uzar, atadan bala uzar. “ Atı tay(ı) geçer, baba(sını)

çocuğ(u) geçer.”

1708. (14370): Bala baĢında bӗr ḳayġı, ata baĢında mӗn ḳayġı. “ Çocuḳ başında bir

kaygı, baba başında bin kaygı.”

1709. (14371): Balaġa iŋ ḳuetlӗ kӗĢӗ – ata. “ Çocuğa (göre) en kuvvetli adam –

baba.”

1710. (14372): Yelıysı (Yılıysı) kilgen bala atasınıŋ saḳalı bӗlen uynar. “ Ağlayası

gelen çocuḳ babasının sakalı ile oynar.”

1711. (14373): Mögӗzӗn sındırġannı bolan onıtmas, atasın ḫurlaġannı uġlan onıtmas.

“ Boynuzunu kıranı geyik unutmaz, babasını horlayanı oğlan unutmaz.”

1712. (14374): Sabaḳlı tüme salmaḳlı, sabaḳsız tüme salmaḳsız; atalı bala ardaḳlı, atasız bala ardaḳsız. “ Saplı düğme okkalı, sapsız düğme okkasız; babalı

çocuḳ hürmetli, babasız bala hürmetsiz.”

1713. (14375): Uḳıġan uġıl atadan olı. “ Okuyan oğul atadan ulu.”

1714. (14376): Ulı urmanġa barsa, atası uramġa sıymıy. “ Oğlu ormana gitse, babası

sokağa sığmaz.”

1715. (14377): Fabriḳ danı bӗlen büz yöri, ata danı bӗlen ḳız yöri. “ Fabrikanın şanı

ile kumaş yürür, baba şanı ile kız yürür.”

1716. (14378): YuaĢ ata – bala beḫӗtӗ. “ Sakin baba – çocuḳ bahtı.”

1717. (14379): Yarḳanat tӗlegen bӗlen tön yörmi, ata malı bӗlen bala kön kürmi. “

Yarasa dileğin ile gece yürümez, baba malı ile çocuḳ gün görmez.”

1718. (14380): YaḫĢı ata balası – yaŋa tunnıŋ yaḳası.“ İyi baba çocuğu – yeni kürk

139

1719. (14381): Üzӗŋe ir bulır, balaŋa ata bulmas. “ Kendine koca olur, çocuğuna

baba olmaz.”

1720. (14382): Ütӗp kitken yaŋġırnı yamılçı alıp kuarmı; asıl irnӗŋ balası asılsız bulıp tuarmı. “ Geçip giden yağmuru arabacı alıp kovar mı; asil

erkeğin çocuğu asılsız olup doğar mı?”