3.15.1. Ata – Ana Hem Balalap (Baba – Anne Ve Çocukları)
1721. (14383): Altın – kömӗĢnӗŋ iskӗsӗ bulmas, ata – ananıŋ behasӗ bulmas.
“Altın(la) – gümüşün eskisi olmaz, ana – babanın fiyatı olmaz.”
1722. (14384): Ana barda atanıŋ bӗr küzӗ suḳır, ana yuḳta ikӗ küzӗ de suḳır. “ Anne
varlığında babanın bi gözü kör, ana olmayınca iki gözü kör.”
1723. (14385): Ana ḳamçısı mamıḳtan, ata süzӗ timӗrdeŋ. “ Anne kamçısı pamuḳtan,
baba sözü demirden.”
1724. (14386): Ana ḳarġıĢı ütӗrmes, ata ḳarġıĢı ḳaldırmas. “ Anne bedduası
öldürmez, baba bedduası bırakmaz.”
1725. (14387): Ana öyretse, balalar citӗz bulır; ata öyretse balaları aḳıllı bulır. “
Anne terbiye etse, çocuḳlar çevik olur; baba terbiye etse akıllı olur.”
1726. (14388): Analı – atalı – altın ḳanatlı. “ Analı – babalı – altın kanatlı.”
1727. (14389): Anası yuḳ ḳız yetim, atası yuḳ ul yetim. “ Annesi olmayan kız yetim,
babası olmayan oğlan yetim.”
1728. (14390): Anasına ḳarap ḳıznı, atasına ḳarap ulnı maḳtama. “ Annesi bakıp
140
1729. (14391): Anaŋ ülse, deryaŋ kiber; ataŋ ülse tavıŋ avar. “ Annen ölse okyanusun
suyu çekilir, baban ölse dağın yıkılır.”
1730. (14392): Ata – altın sadaḳ, ana – altın ḳanat. “ Baba altın sadak, anne – altın
kanat.”
1731. (14393): Ata – ana bӗrdem bulsa, balaları kürkem üse. “ Ana – baba birlikte
olursa, çocuḳları görkemli yetişir.”
1732. (14394): Ata – ana ġayretlӗ bulsa, bala ġıybretlӗ bula. “ Ana – baba gayretli
olursa, çocuḳ ibretli olur.”
1733. (14395): Ata – ana doġası utḳa – suya batırmas. “ Ana – baba (doğası) ateşe –
suya batırmaz.”
1734. (14396): Ata – ana yöregeneŋ tirenlӗgӗn balalar bӗlmi. “ Ana – baba yüreğinin
derinliğini çocuḳlar bilmez.”
1735. (14397): Ata – ana küŋӗlӗ bala – çaġada, bala – çaġa küŋӗlӗ tauda – taĢta. “
Ana – bana gönlü çoluḳ – çocuḳta, çoluḳ – çocuğun gönlü dağda – taşta.”
1736. (14398): Ata – anaġa ala ḳarġa ġına oḫĢıy. “ Anne – babaya ala karga epeyce
benzer.”
1737. (14399): Ata – anaġa ḳadӗr kürsetken bala – çaġadan ḳadӗr kürӗr. “ Ana –
babaya kıymet gösteren çoluḳ – çocuğundan kıymet görür.”
1738. (14400): Ata – anadan ḳalġançı baĢsız ḳal. “ Ana – babadan kalacağına başsız
kal.”
1739. (14401): Ata – analı bala – altın ḳanatı bala. “ Analı – babalı çocuḳ – altın
kanatlı çocuḳ.”
1740. (14402): Ata – ananı tıŋlaġan edem bulġan tıŋlamaġan – erem bulġan. “ Anne
– babasını dinleyen adam olmuş, dinlemeyen – ziyan olmuş.”
1741. (14403): Ata – ananıŋ ülgenӗ – baladan ḫurlıḳ kürenӗ. “ Ana – babanın ölümü
141
1742. (14404): Ata – anasın ḫurlaġan üzen ḫurlaġan bulır. “ Anne – babasını
horlayan kendini horlamış olur.”
1743. (14405): Ata – anaŋnı terbiye it, üzӗŋ de terbiye kürӗrsӗŋ. “ Ana – babanı
terbiye et, kendinden de görürsün.”
1744. (14406): Ata baylıġı ulġa citmes, ana baylıġı ḳızġa citmes. “ Baba zenginliği
oğla yetmez, anne zenginliği kıza yetmez.”
1745. (14407): Ata – bӗlek, ana – yörek. “ Baba – bilek, anne – yürek.”
1746. (14408): Ata – yortnıŋ matçası, ana – yortnıŋ örlӗgӗ, balalar – stenası. “ Baba
– evinin hatılı, ana – evinin kirişi, çocuḳlar – duvarı.”
1747. (14409): Ata yöregӗ taudan ölken, ana yöregӗ diŋgӗzden tiren. “ Baba yüreği
dağdan büyük, anne yüreği denizden derin.”
1748. (14410): Ata kürgen uḳ ata bӗler, ana kürgen tun kilse bӗler. “ Baba görmüş
ok atabilir, ana görmüş elbise kesebilir.”
1749. (14411): Ata kürgen uḳ yunar, ana kürgen cep cӗgӗrlӗr. “ Baba gören ok
yontulur, anne gören ip çekerler.”
1750. (14412): Ata malı bӗlen ul tormıy, ana malı bӗlen ḳız tormıy. “ Baba malı ile
oğul durmaz, ana malı ile kız durmaz.”
1751. (14413): Ata tӗlӗn ul ala, ana tӗlӗn ḳız ala. “ Baba dilini oğul alır, ana dilini
kız alır.”
1752. (14414): Ata ülü – arka sınu, bala ülü - ḳanat sınu, ana ülü – beġır‟ itӗ sulu.
“Baba ölür – sırtı kırılır, çocuḳ ölür – kanat kırılır, anne ölür yürek eti solar.”
1753. (14415): Ata – cizne, ana - ḳazna. “ Baba – enişte, anne – hazine.”
1754. (14416): Ataġa tartıp ul tumas, anaġa tartıp ḳız tumas. “ Babaya çekip oğul
doğmaz, anaya çekip kız doğmaz.”
1755. (14417): Atadan ḳalsaŋ da, anadan ḳalma. “ Babadan kalsa da, anadan
142
1756. (14418): Atalı bala – arḳalı, inelӗ bala – irkelӗ. “ Babalı çocuḳ – arkalı, anneli
çocuḳ – tatlı.”
1757. (14419): Atalı yetim – ġar‟sӗz yetim, analı yetim – irke yetim. “ Babalı yetim
– arsız yetim, analı yetim – tatlı yetim.”
1758. (14420): Atam üldӗ – arḳam sındı, anam üldӗ – çıraġım sündӗ. “ Babam öldü
– arkam kırıldı, annem öldü – çıram söndü.”
1759. (14421): Atanı uzıp ul söylemes, ananı uzıp ḳız söylemes. “ Babanı aşıp oğul
konuşmaz, annesini aşıp kız söylemez.”
1760. (14422): Atası suḳḳan ul uŋar, anası suḳḳan ul uŋmas. “ Babası(nın) dövdüğü
oğlan çalışır, annesi(nin) dövdüğü oğul çalışmaz.”
1761. (14423): Atası torıp ul, söylegennen biz, anası torıp ḳızı söylegennen biz. “
Babası durup oğlu söyleyenden bez, annesi durup kızı söyleyenden bez.”
1762. (14424): Atası yuḳ ul ḳuĢtan, anası yuḳ ḳız ḳuĢtan. “ Babası olmayan oğul
dalkavuḳ, annesi olmayan kız yosma.”
1763. (14425): Atası yuḳta ul baĢtaḳ, anası yuḳta ḳız baĢtaḳ. “ Babası olmayınca
oğul arsız, annesi olmayınca kız arsız.”
1764. (14426): Atasın ḳara – ulın ḳoç, anasın ḳara - ḳızın ḳoç. “ Babasına bak –
oğlunu kucakla, annesine bak – kızını kucakla.”
1765. (14427): Atasız yetim - ḳol yetim, anasız yetim – gӗl yetim. “ Babasız yetim –
kul yetim, annesiz yetim – her vakit yetim.”
1766. (14428): Atasıznı kiyev itme, anasıznı kilӗn itme. “ Babasızı güvey etme,
annesizi gelin etme.”
1767. (14429): Ataŋ – anaŋ barda ḫörmet it, ülseler, ziyaret it. “ Anne – babanın
varlığında hürmet et, öldüklerinde ziyaret et.”
1768. (14430): Ataŋ – anaŋ – çın dustıŋ, dus – iĢlerӗŋ – yuldaĢıŋ. “ Baban – annen –
143
1769. (14431): Ataŋ arıĢ çeçmese, anaŋ uraḳ urmas. “ Baban çavdar saçmasa, annen
orak biçmese.”
1770. (14432): Ataŋnı baĢında tot, anaŋnı uçıŋda tot. “ Babanı başında tut, anneni
ucunda tut.”
1771. (14433): Açtan ülseŋ de, ata – ananı taĢlama. “ Açlıktan ölsen de, ana – babanı
taşlama.”
1772. (14434): Bala – ananıŋ yörek tamırınnan, atanıŋ cilke tamırınnan. “ Çocuḳ –
ananın yürek damarından, babanın ense kökünden.”
1773. (14435): Bala, ḳıŋġır bulsa da, ata – anaġa söykӗmlӗ. “ Çocuḳ eğri olsa da,
ana – babaya sevimli.”
1774. (14436): Bala – çaġaġa ata – ana mal birgennen aḳıl birgenӗ artıḳ. “ Çoluḳ –
çoçuğa ana – baba bal vereninden akıl vereni çok.”
1775. (14437): Bala yaman bulsa, ata – anasına oyat bulır. “ Çocuḳ kötü olsa, ana –
babasına utanç olur.”
1776. (14438): Bala öçӗn ananıŋ – yöregӗ, atanıŋ bӗlegӗ avırtır. “ Çocuḳ için
annenin – yüreği, babanın bileği ağrır.”
1777. (14439): Balaġa meḫebbet anada tuḳsan tuġız ölӗĢ, atada bӗr ölӗĢ, di. “Çocuğa
muhabbet annede doksan dokuz pay, babada bir pay, dedi.”
1778. (14440): Balanıŋ ata – anası, ḳarġa bulsa, <<Ḳarr - ḳarr>> diyer. “ Çocuğun
ana – babası, karga olsa, <<Karr – karr>> der.”
1779. (14441) : Balanıŋ geyӗbӗ – ata – ananıḳı. “ Çocuğun ayıbı – ana – babanınki.”
1780. (14442): Balanıŋ ḫelӗ könçıġıĢtan könbatıĢḳa taralır – ata bӗlen anaġa bӗlӗnmes. “ Çocuğun gücü(hali) doğudan batıya dağılır – ana ile
babaya bilinmez.”
1781. (14443): Dönyada ata – anadan baĢḳa bar da tabıla. “ Dünyada anne –
babadan başka var da bulunur.”
1782. (14444): Ġr bala – anasına, ḳız bala atasına oḫĢasa, beḫӗtle bula, di. “ Erkek
144
1783. (14445): Kӗmnen tuġan – Ģunı ḳuġan. “ Kimden doğmuş – onu kovmuş.”
1784. (14446): Ḳorban baĢı - ḳorı baĢ, eti bӗlen enige; çurtan baĢı – çur cӗlӗk ḫatın bӗlen üzӗme. “ Kurban başı – kuru baş, anne ile babaya; turna
balığının başı – eski adet kemik iliği, hatun ile kendime.”
1785. (14447): Ḳız balanıŋ ata – ana ḳulında ḳırıḳ bӗr yıl ġomӗrӗ bar. “ Kız
çocuğunun anne – babası elinde kırk bir yıl ömrü var.”
1786. (14448): Mӗŋ asramıy bӗr asrıy. “ Bin korumaz bir korur.”
1787. (14449): Tayḳalı çaḳnı yaḫĢı ata – ana öyӗnde torırġa tastarlı bulġaç avır.
“Kalpaklı zamanı güzel ana – baba evinde durmak baş örtülü olunca ağır.”
1788. (14450): Çapḳan atḳa dala ḳadӗrlӗ, ata – anaġa bala ḳadӗrlӗ. “ Koşan ata
bozkır kıymetli, ana – babaya çocuḳ kıymetli.”
1789. (14451): Ul kürӗklӗ ḳız kürӗklӗ – ata – ananıŋ kilӗr deületӗ; ul kürӗksӗz, ḳız kürӗksӗz – ata – ananıŋ kiter deületӗ. “ Oğul görkemli kız güzel – ana –
babanın gelir zenginliği; oğul görkemsiz, kız göşterişsiz – ana - babanın gider zenginliği.”
1790. (14452): Ulnıŋ oyatı ataġa, ḳıznıŋ oyatı anaġa. “ Oğlanın sıkıntısı babaya,
kızın sıkıntısı anaya.”
1791. (14453): Irak totıp ataŋ ḳalġançı, uymaḳ totıp anaŋ ḳalsıŋ. “ Uzak tutup baban
kalacağına, dikiş tutup anan kalsın.”
1792. (14454): Edem balasın edem itken de ata – ana aram itken de ata – ana. “İnsan
evladını adam eder de, anne – babasını ziyan eden de ana – baba.”
1793. (14455): Enke bӗlen bala ḳalsa – anaġa köç, etke bӗlen bala ḳalsa – balaġa köç. “ Anne ile çocuḳ kalsa – anneye zor, baba ile çocuḳ kalsa – çocuğa
zor.”
1794. (14456): Enisӗ yuḳnıŋ etisӗ küpten yuḳ. “ Annesi olmayanın babası çoktan
145
1795. (14457): Eti – eni bar bulsın, avızı – borını yuḳ bulsın. “ Anne – baba var
olsun, ağzı – burnu yok olsun.”
1796. (14458): Etkey – Ģiker, enkey - bal. “ Baba – şeker, anne bal.”
1797. (14459): Öç yaĢ‟lӗk malay ataġa bulıĢır, öç yaĢ‟lӗk ḳız anaġa bulıĢır. “ Üç
yaşındaki erkek evlat babaya yardım eder, üç yaşındaki kız anneye yardım eder.”
1798. (14460): Ülgen atadan yarlılar ḳala, ülgen anadan yetimner ḳala. “ Ölen
babadan sefiller kalır, ölen anneden yetimler kalır.”
1799. (14461): Ana basmaġan, ata kısmaġan. “ Anne basmamış, baba sıkmamış.”
1800. (14462): Ata ulnı bӗlmi, ana ḳıznı bӗlmi. “ Baba oğlunu bilmiyor, anne kızını
bilmiyor.”
1801. (14463): Atam yuḳ ırıldarġa, anam yuḳ mırıldarġa. “ Babam yok hırıldamaya,
annem yok homurdanmaya.”
1802. (14464): Atasın sorasaŋ – tanıḳsız, anasın sorasaŋ – bӗlӗksӗz. “ Babasını
sorarsan – tanıksız, annesini sorarsan – bilgisiz.”
1803. (14465): Ataŋ yaḫĢı, anaŋ yaḫĢı, kӗmge oḫĢaġan sin Ģaḳsı. “ Baban güzel,
annen güzel, kime benzemişsin pis.”
1804. (14466): Ataŋ ülse ni miŋa, anaŋ ülse ni miŋa, biĢ sum aḳça bir miŋa. “ Baban
ölse bana ne, annen ölse bana ne beş sum67
akçe68 ver bana.”
1805. (14467): Ḳıyametlӗk ata – ana. “ Kıyametlik ana – baba.”
1806. (14468): Etisӗn – enisӗn tapmadım. “ Anne – babasını bulmadım.”
67 Sum : Sum, para birimi
68
146