• Sonuç bulunamadı

7. ÇOCUK HAKLARI 19 

2.1. Aile Tutumları 27 

Aile her yaptığı davranışla ve çocuğuna karşı tutumuyla gelecekteki kişiliğini ve gelişimini etkilemektedir. Bu şekilde de dolaylı olarak toplumun gidişatına yön vermektedir.

Toplumun gelecekteki güvencesi ve en küçük kişileri olan çocuklar kuvvetli aile bağları ile büyümüş bireylerdir (Özyürek ve Tezel Şahin,2005: 20). Hayat okulu aile eğitimi ile başlar (Uslu, 2002: 91). Çocuklar korunmalı ve iyi biçimde yetiştirilmelidir (Yücel, 1989: 149). Onlara sunulan hayat geleceğe atılan bir adımdır. Ebeveynler evlatlarının geleceğini ve kaderini direk etkileyebilmektedir (Kırık,2014: 342). Çocuğun yetişkinlik yaşamı çocukluğunun geçtiği yollarda aile ortamında biçimlenmektedir (Yolcuoğlu,2012: 240). İnsan, canlı kaldığı sürece çevresiyle etkileşerek ayrıca vakit geçirerek değişir, diğer bir söyleyişle gelişir (Aral ve

28

diğerleri, 2001: 13). Çocuğun hayata kazandırılması ve yetiştirilme tarzı önemli bir sorundur. Ebeveynlerin çocuk büyütürken sergiledikleri davranışlar çocuğun şimdiki ve gelecek yaşamı üzerinde belirleyici rol oynamaktadır (Pekşen Akça, 2012). Çocuğun aile fertleri ile arasındaki bağ, çocuğun başka kişilere objelere ayrıca hayata karşı gösterdiği tavırların, ilerdeki davranışlarının belirleyicisi olur (Sargın, 2001: 21).

Günümüzde, çocuğun kişiliğinin sağlıklı olmasında ve yaşadığı çevreye uyumunda, ana baba çocuk ilişkisinin önemli olduğu bilinmektedir. Davranışlarında bozukluk görülen çocuk ve yetişkinlerin geçmişleri ile ilgili yapılan araştırmalar, ana baba çocuk ilişkisinin bu bozukluğun meydana gelmesindeki etkisini göstermektedir ( Aktaran; Çağdaş ve Seçer, 2007: 118). Çocuğun büyüdüğü ailenin yapısı, genişliği, sosyo ekonomik ve kültürel seviyesi, çocuğun ilk toplumsal tecrübelerini bununla birlikte duygusal ve toplumsal gelişimine etki yapacaktır (Sargın, 2001: 20). Ebeveynlerle çocukların arasındaki ilişkilerin, çocukların ailede başlayan toplumsallaşmanın, kendi başına karar verebilmesinin, değişik ilgi alanlarının, toplumsal, zihinsel ve duygusal yeteneklerinin gelişmesine, diğer bir deyişle çocukların kişisel gelişiminde etkisi çoktur (Aybars,2014: 210).

Çocukların büyüdükleri aile türü, onların kişiliğini ve sosyal davranışlarını etkilemektedir (Deniz, 2008: 134). Ebeveynlerin çocuklarına gösterdikleri tutumlarını etkileyen etmenler içinde, ebeveynin beklentisine uygun çocuğa sahip olup olamamaları, çocuklarının sayı, cinsiyet ve karakteristik niteliklerinden memnun olup olamamaları söylenebilir (Yavuzer, 1989: 272). Ebeveynin tecrübeleri, yaşları, kişilik özellikleri, kendi aralarındaki ilişkileri, eğitim düzeyleri, çocuklarından beklentileri, çocuğun yaşı, cinsiyeti, özellikleri, doğum sırası, ailenin sosyoekonomik seviyesi ebeveynin kendi ebeveyniyle olan yaşantıları, çocuğun engelli olması, ebeveynin çocuğa olan tutumlarının oluşmasında etkisi vardır (Pekşen Akça, 2012). Anne ve babaların tutumlarında çocuğun doğum sırası ve kardeş sayısı da etkilidir. Özellikle 3 ve daha çok çocuğu olan ebeveynlerin katı-sert disiplin tutumlarında artma tespit edilmiştir (Özyürek ve Tezel Şahin, 2005: 31). Geleneksel aile yapısında görülen babanın ailede otorite olmasının, özellikle katı-sert baba

29

tutumlarına sebep olduğu düşünülmektedir. Öğrenim seviyesi yükseldikçe anne baba tutumlarının olumlu olarak değiştiği ve geleneksel tutumlardan fazla etkilenmedikleri görülmektedir. (Özyürek ve Tezel Şahin, 2005: 25).

Türkiye'deki gözlem ve araştırmalar, özellikle geleneksel ailelerde fiziksel cezaya sıklıkla başvurulduğunu ortaya koymuştur. Çocukla konuşarak çocuğu ikna etmek, irdelemek, ona doğru olanı göstermek ebeveynlerin çok azının kullandığı bir yoldur (Kağıtçıbaşı, 1989: 201). Türk aile yapısının otoriteye ve bağımlılığa dayalı olması her ne kadar sevgi unsurunun ağır bastığı şeklindeki yorumlara yol açmakta ise de, çocuğun fikir ve düşüncelerini serbestçe ifade etmesini aile büyüklerine karşı saygısızlık addetmek gibi aşırılıklara da varan yaklaşımların, çocuklarımızda kişilik oluşması üzerindeki etkilerini gözden uzak tutmamak gerekir. Oysa ailenin önemli veya olan işleri yanında geleceği ve hatta mukadderatı ile ilgili konularda dahi çocuğun görüş ve kanaatine başvurmanın faydaları bilinmektedir (Oktay, 1989:215).

“Geleneksel aile yapılarında çocuğun konumu şöyle sıralanabilir: I. Geleneksel aile yapılarında çocuk genelde ailenin içinde büyür.

II. Çocukla yetişkin arasında bir yaşam farkı yoktur, aynı hayatı birlikte yaşarlar. III. Ebeveynler çocuklarına karşı ilgisizdirler, en azından düşkün değildirler. IV. Doğurganlık sorun değildir, çocuğun fazla olmasından rahatsızlık duymazlar. Buna karşılık modern toplum ailelerinde çocuklar daha farklı bir konuma sahiptirler: I. Çocuklar yetişkinlerin dünyasından koparılıp özel olarak yetiştirilirler.

II. Çocuklarla yetişkinler arasında keskin bir yaşam farkı vardır. III. Ebeveynlerin çocuklara duygusal ilgisi artmıştır.

IV. Doğurganlık özel olarak sınırlandırılmıştır, çünkü çok çocuk sorun kabul edilir” (Aydın, 2013: 206).

“Çocuğun özgürlüğünü kısıtlayan, yaratıcılığına engel olan çağdaş eğitim ilkelerine ters birtakım geleneksel ebeveyn tutumlarının yanında, çocuğa karşı olumlu etkilere sahip olan birtakım geleneksel tutumların yerine de hatalı davranışlar sergilendiği görülmektedir:

I. annelerin çocuklarına süt vermek istememeleri

II. çocukla ilgilenmeyi bırakıp farklı etkinliklere yönelme ayrıca çocuğun mesuliyetini diğer kişilere devretmekte

30

III. çocuklara önemli olduğunu duyumsatan birtakım törenlere gereken önemin verilmemesi ve unutulması vb.” (Yücel ve Demiral, 1989: 71).

Günümüz bilgi çağında çocuk yetiştirmede yeni metot, teknik ve yaklaşımlar ortaya çıkmaktadır (Uslu, 2002: 93). Ebeveynin yaşama bakışı hayat biçimi ayrıca çocukların gösterdikleri davranışlar yöntemlerde farklılığa sebep olur (Kırık, 2014: 339). Tüm ebeveynlerin bilerek veya bilmeden, çocuklarına olan tutumu farklılık göstermektedir. Farklı zamanlarda çelişkili tavırlar alınmakta, kimi çocuk daha fazla sevilmekte, kimilerine baskı uygulanmakta, kimileri istenmeyen kabul edilmekte, kimilerineyse fazla tolerans uygulanmaktadır. Bu tutumların hepsi, çocukta, kişiliğinde ve de toplumsal gelişmesinde farklı şekiller oluşmasına sebep olmaktadır ( Yavuzer, 1989: 271).

Ebeveynler öncelikle kendi içlerinde barışık, huzurlu bir kişi ayrıca sağlıklı birer örnek teşkil etmelidirler (Yolcuoğlu, 2012: 238).

Aile çocuğa karşı olan tutumuyla onu her anlamda etkilemektedir. Ebeveynini bu olumlu ya da olumsuz tutumları sergilemesinde belirli faktörler etkili olmaktadır. Ebeveynin beklentileri, kendi ailesinden gördükleri, çocuklarının sayısı, çocuğunu isteyip istemediği, ana baba arasındaki ilişki, eğitim seviyesi, ekonomik durumu vb. faktörler ana babanın çocuğa olan davranışlarını etkilemektedir. Tüm bunlar ise çocuğun kişiliğine ve gelecek yaşamına yön vermekte dolayısıyla toplumu etkilemektedir.