• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. Turizm ve Turist Kavramları

2.1.3. Turizm Sektörünün Gelişimi ve Önem

20. yüzyılın ikinci yarısında meydana gelen ekonomik, sosyal, kültürel, çevresel ve psikolojik değişiklikler, turizm alışkanlıkları ve gereksinimleri üzerinde büyük etkiler yaratmış ve bununla birlikte uluslararası düzeyde yaygın bir turizm hareketi başlamıştır. Böylece, turizm günümüzde sanayileşme ve uluslararası ticaret gibi önemli ve sürekli bir sektör olma özelliği kazanmıştır (Usta, 2009: 2).

Hızla gelişmekte olan turizm sektörü, istihdam ve sermaye yatırımına katkısı bakımından ulusal ekonomilerin başta gelen sektörlerinden biri konumundadır. Ödemeler bilançosunda yer alan turizm, görünmeyen ihracat konumunda olup, milli gelir artışına ve bununla birlikte ülke kalkınmasına da katkıda bulunmaktadır (Yamak vd., 2012: 205).

Turizmin özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri üzerindeki olumlu etkileri sayesinde, bu sektörün ekonomik yönü daha çok ön plana çıkmaktadır. Turizmin olumlu ekonomik etkileri; ödemeler dengesine etkisi, gelir etkisi, yurtiçinde ithalat etkisi, işgücü çarpanı etkisi, ihracat ve gelir dağılımını düzenleyici etkisi, istihdam artışı ve yeni iş olanakları sağlaması, ekonomik gelişme ve döviz geliri yaratması, küçük ölçekli işletmelerin geliştirilmesi, hayat standardının ve kalitesinin yükseltilmesi şeklinde sıralanabilir (Kar vd., 2004: 89-90; Kızılgöl ve Erbaykal, 2008: 353).

13

Turizm sadece ekonomik bir olay değil, aynı zamanda ekolojik, politik, sosyal ve kültürel, çevresel yönleride olan toplum ve sosyal yapı üzerinde önemli rol oynayan uluslararası platformdaki bir harekettir (Gürbüz, 2002: 52; Avcıkurt, 2009: 50; Civelek, 2010: 332). Turizm, hem turist kabul eden hem de turist gönderen ülke insanlarını sosyo-kültürel anlamda etkilemektedir. Örneğin; on farklı ülkede, seyahate çıkan 18-25 yaş arası 1452 genç turist arasında yapılan bir araştırmaya göre, tatilden döndükten sonra bu turistlerin % 75’i farklı kültürleri takdir ettiklerini ve % 50’ye yakını da gittikleri bölgelerde yaşayan halka kendilerininde bir şeyler vermiş olduklarını hissettiklerini belirtmişlerdir. Turizmin geliştiği bölgelerde yaşayanlar için ise turizm olayı istihdam ve çeşitli girişimcilik faaliyetleri vasıtasıyla yaşam standartlarını yükseltme aracı olmakta, kadınların ekonomik olarak işgücüne katılması için olanaklar sağlamakta ve turizmin gelişmesinin bir parçası olarak sağlanan iyi hizmetlerden yararlanma fırsatı sunmaktadır. Ancak bu olumlu etkilerin yanı sıra, kumar ve alkol kullanım alışkanlığının başlaması, otel ve restoran gibi işletmelerde emek gücüne dayalı ve düşük ücretli personel sayısının artışı gibi çeşitli olumsuz etkilerin bulunduğu da görülmektedir (Avcıkurt, 2009: 50-52).

Günümüzde turizmin yarattığı ekonomik, politik, sosyal ve kültürel etkilerin, özellikle uluslararası ekonomik ve politik ilişkilerdeki rolü gittikçe artmaktadır. Bu durum, sadece gelişmiş ülkelerde değil aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerde de turizmin önemini arttırmaktadır. Turizm uluslararası düzeyde geniş istihdam imkanları sağlayan bir sektördür ve dünyada yaklaşık 300 milyon kişi bu sektörde istihdam etmektedir. Diğer bir deyişle, dünyada her 16 çalışandan biri turizm sektöründe yer almaktadır ve bütün uluslararası sermaye yatırımlarının yaklaşık % 7’si turizm endüstrisine yapılmaktadır. Bu sayede dünyada ve ülkemizde turizme verilen önem gün geçtikçe artmakta, turizm faaliyetleri çeşitlilik kazanmakta, yeni destinasyonlar ve turizm türleri insanların dikkatini çekmektedir (Özdemir ve Kervankıran, 2011: 3).

Ayrıca turizmin varlığı ve gelişimi çevrenin varlığına da bağlıdır. Bir bölgede, turizmin büyümesi ve gelişmesi, çevrenin korunması ve iyileşmesine fayda sağlayabilir. Bunun aksine, plansız ve sağlıksız bir turistik gelişme çevre ve çevre kalitesinin kötüleşmesine neden olarak çevreyi olumsuz yönde etkileyebilir (Avcıkurt, 2009: 43).

14

2.1.3.1. Dünya’da Turizm Sektörünün Gelişimi ve Önemi

Turizme yalnızca seyahat olayı olarak bakılacak olursa, bu faaliyetin geçmişinin insanlık tarihi kadar eski olduğunu söylemek mümkündür. Turizmin tarihsel gelişimi konusunda yapılan araştırmalar, turizmin geçmişini; yazıyı, parayı ve tekerleği bulan, ticareti başlatan ve ticari ilişkilerde parayı ilk kullanan Sümerlere yani MÖ. 4000 yıllarına kadar uzandığını göstermektedir. Fenikelilerin de büyük ihtimalle ilk gezginler olduğu düşünülmektedir. Genellikle ticaret amacıyla seyahat eden bu denizci toplumlar çeşitli yerlere seyahat etmişlerdir. Geçmişte insanlar çeşitli nedenlerle sürekli olarak yaşadıkları yerlerden farklı yerlere seyahat etmektedirler. Bu seyahatlerin bir kısmı ticari ve dini amaçlı yapılırken bazen sağlık amaçlı da yapılmıştır. İnsanların araştırma gereksinimi, merak ve macera tutkusu da turizmin meydana gelmesi ve gelişmesinde önemli bir yer tutmaktadır (Çuhadar, 2006: 15).

MÖ. 3000 yıllarında sahip olduğu tapınaklar ve piramitler sayesinde Mısır, gezginlerin dikkatini en çok çeken ülkelerden biri olmuştur (Yıldız, 2011: 56). Eski çağlarda toplumların ticaret amacıyla ülkeleri ya da komşu bölgeleri ziyaret etmesi de turizm olayı olarak değerlendirilmektedir. O dönemde karayollarının düzenli ve çok sayıda olmaması yüzünden uzak yolculukların deniz yoluyla yapılmasına sebep olmuştur (Doğanay, 2001: 17). Eski Yunanda Olimpiyat Oyunlarının başlamasıyla ise daha büyük kitlelerin seyahat etme imkanları doğmuştur (Gökgöz, 2010: 6). Özellikle ilkçağ dönemlerinde turizmin; ekonomi, spor, inanç ve sağlık gibi nedenlerle gerçekleştiği görülmektedir (Usta, 2009: 30).

Ortaçağda ise daha çok dini turizm hareketlerinin gerçekleştirildiği görülmektedir. Doğu kültürünün Batı kültürüne etkisi nedeniyle de, Haçlı Seferleri de seyahat olarak kabul görmektedir. Bu dönemde kaplıcalar ise, İlkçağda olduğu gibi eğlence ve dinlenme yerleri olarak değilde sağlık amacıyla ziyaret edilmektedir (Kurtoğlu, 1994: 11).

İstanbul’un Türkler tarafından fethedilmesinden sonra Bizans bilginlerinin büyük bir kısmı Roma’ya sığınmış ve Romalılara Yunancayı öğretmişlerdir. Eski eserlerin incelenip değerlendirilmesi neticesinde, Rönesans doğmuş ve Roma’da bulunan antik eserlere olan ilginin arttığı görülmüştür. Roma’daki kıymetli eserleri görmek amacıyla pek çok insan seyahate yönelmiş ve bununla birlikte de yoğun bir turizm olayı başlamıştır (Usta, 2009: 33). Bu sayede ekonomik amaçlı yapılan seyahatlerin yanı sıra kültürel amaçlı seyahatlerde de artış görülmüştür (Doğanay, 2001: 21).

15

İlkçağ dönemlerinde başlayan ticari ve askeri amaçlı seyahatler Yeniçağ ile birlikte turistik özellikler de kazanmışlardır. Diğer bir ifadeyle, artık insanlar gezmek amacıyla da seyahat etmeye başlamışlardır. Yakınçağ’da ise daha serbest bir ortamın oluşması ve Endüstri Devrimi’nin gerçekleşmesi turizmin destekleyici gücü olmuştur. 1830’lu yıllarda demiryolu ulaşımının gelişmesi ve buharlı gemilerin hizmete girmesi eğlence amacıyla yapılan seyahatin büyük kitleler arasında yaygınlaşmasında büyük rol oynamıştır (Uzun, 2009: 9). Bu sayede, orta sınıf insanlarda turizm olayına katılmaya başlamışlardır (Usta, 2009: 33).

Daha sonra, Thomas Cook 1841 yılında at yarışı seyretmek için bir şiline trenle Letter-Loughborough arasında bir tur düzenlemiş ve 570 kişiyi taşıyarak organize tur kavramını ortaya çıkarıp ilk turistik geziyi gerçekleştirmiştir. I. Dünya Savaşı sonrası 1918-1920 yılları arası dönem de modern turizmin başlangıcı olarak görülmektedir (Yıldız, 2011: 57).

Özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra, ulaşım araçları, yollar, plajlar, eğlence ve spor alanları, konaklama tesisleri ve altyapı imkanlarıyla büyük bir turizm endüstrisi meydana gelmiştir (Usta, 2009: 33). Bununla birlikte, teknolojik gelişmeler, yaşam standartlarında oluşan iyileşmeler ve küreselleşmenin beraberinde getirdiği seyahat özgürlüğü, turizm faaliyetlerine katılan kişi sayısının hızlı bir şekilde artmasına neden olmuştur. Bunun sonucu olarak da turizm sektörü dünyanın en hızlı büyüyen sektörlerden biri halini almıştır (Yıldız, 2011: 57). 20. yüzyıla bakıldığında ise iktisadi ve sosyo-kültürel bakımdan ülkelerin gelişmesine en büyük katkıyı turizm sektörünün sağladığı görülmektedir (Karataş ve Babür, 2013: 16).

Günümüzde ise hızla büyüyen ve gelişen turizm sektörünü rakamsal olarak aşağıdaki tablolarda ifade etmek mümkündür. Tablo 1’e bakıldığında uluslararası turist varışlarındaki ilk on ülke sıralanmıştır ve 2013 yılında da 2014 yılında da ilk sırayı Fransa’nın aldığı görülmektedir. Ülkelerin yıllara göre turist varışlarındaki oranlar da verilmiştir ve bir önceki yıllara göre olan artışlar belirtilmiştir. Tabloda belirtilen ülkelerde bir önceki yıllara göre oranların arttığı ve sayıların yükseldiği görülürken Çin’in rakamlarına bakıldığında bir düşüş olduğu görülmektedir. Ancak 2013 yılına göre 2014 yılında daha fazla artış olmuştur. Bu düşüşe rağmen Çin’in dördüncü sırada olduğunu da belirtmek gerekmektedir.

16

Tablo 1. Uluslararası Turist Varışları

Sayı Ülke Dünya Turizm Örgütü Bölgesi Uluslararası Gelen Turist Sayısı (2014) (Milyon) Uluslararası Gelen Turist Sayısı (2013) (Milyon) 2014’ün 2013’e göre değişim oranı (%) 2013’ün 2012’ye göre değişim oranı (%) 1 Fransa Avrupa 83.7 83.6 0.1 2.0 2 ABD K.Amerika 74.8 70.0 6.8 5.0 3 İspanya Avrupa 65.0 60.7 7.1 5.6 4 Çin Asya 55.6 55.7 -0.1 -3.5 5 İtalya Avrupa 48.5 47.7 1.8 2.9 6 Türkiye Avrupa 39.8 37.8 5.3 5.9 7 Almanya Avrupa 33.0 31.5 4.6 3.7 8 Bir.Krallık Avrupa 32.6 31.1 5.0 6.1 9 Rusya Avrupa 29.8 28.4 5.3 10.2 10 Meksika K.Amerika 29.1 24.2 20.5 3.2

Kaynak: UNWTO. (2015). Tourism Highlights 2015 Edition; Türofed Turizm Raporu 2015/2

Tablo 2’de ise uluslararası turizm gelirleri rakamları verilmiştir. Turizm gelirlerindeki ilk on ülke sıralandığında ilk sırayı Amerika Birleşik Devletleri almaktadır. 2014 verilerine baktığımızda Tayland ve Hong Kong gelirlerinin benzer olduğu söylenebilir ancak önceki yıllara göre değişim oranları farklılık göstermektedir. Tablodaki ülkelerin gelirlerinde bir önceki yıla göre yaşanan artış görülürken, bunun yanında Fransa, Makao, Tayland ve Hong Kong’un gelirlerinde 2013’ e göre 2014 yılında ufak düşüşler olduğunu söylemek mümkündür.