• Sonuç bulunamadı

5. KURAMSAL TEMELLER

5.4.10. Ekoturizmin Kriterleri

5.4.11.3. Trekking (Doğa YürüyüĢü)

Trekking, bir bölgenin dağlık kesimlerinde, dağcılık tekniği gerektirmeden, zor ve sarp yerlere girmeden, küçük patikaların takip edildiği, belirli zorluklar ve özellikler gösteren doğa koĢullarında, yaĢ gruplarına uygun ve zamanla sınırlı olarak düzenlenen uzun yürüyüĢlerin genel adıdır (Erdoğan 2003).

BaĢlangıçta doğasever insanların, doğal güzellikleri yaĢamak ve doğada bulunmak amaçlı gerçekleĢtirdikleri kiĢisel veya grup etkinlikleri olarak baĢlayan trekking, günümüzde alternatif turizm çatısı altında giderek ekonomik boyut kazanmıĢ ve büyümüĢtür. Trekking, genellikle kentin stresinden kurtulmak isteyenlerin, haftasonunda ya da günübirlik, Ģehre yakın parkurlarda profesyonel bir rehber eĢliğinde gerçekleĢtirdikleri bir spordur (Açıksöz ve ark 2006).

Ülkemiz, Alp-Himalaya kıvrım kuĢağı üzerinde yer alması nedeniyle flora ve faunasıyla çok zengin olan dağ ve sıradağlara, dolayısıyla dağ-doğa yürüyüĢü için önemli bir potansiyele sahiptir (Bakırcı 2002).

Doğa yürüyüĢü etkinliğinin gerçekleĢtirilebileceği alanlarda dikkate alınması gereken değerlendirme faktörleri ve bu faktörlere ait değerler aĢağıdaki gibi sıralanabilir (Açıksöz ve ark 2006):

• Ġnsanların fazlaca zorlanmadan yürüyebilecekleri bir eğime sahip olan (% 0-15), • YürüyüĢü zorlaĢtırmaması açısından taban suyu düzeyinin düĢük olduğu; çamur, bataklık vb durumların olmadığı,

• Sahip olduğu iklimsel değerler nedeni ile insan sağlığına olumlu katkıları olabilecek rakımlarda (800-2000 m arası) bulunan,

• Can güvenliği açısından taĢ düĢmesi, heyelan ve çığ riskinin olmadığı,

• Ġklimsel faktörlerin rahatça dolaĢıma engel olmayacak sınırlar içinde olduğu (aĢırı soğuk, aĢırı rüzgâr, aĢırı nemli, aĢırı yağıĢlı, aĢırı sıcak olmayan, açık günlerin sayısının fazla olduğu ve sis durumunun dolaĢımı engellemediği),

• Farklı habitatları barındıran mikro-klimaların bulunduğu,

• Yöre halkının etkinliği yapmak isteyenlere bakıĢ açısının olumlu olduğu,

• UlaĢımın kolay ve kısa sürede sağlanabildiği,

• Ġnsanların güvenle dolaĢabilecekleri (insan iliĢkilerinin olumlu olduğu) ve dolaĢmaktan keyif alabilecekleri (Ģimdiki alan kullanımının orman, çayır-mera vb olduğu ve doğal olayları, doğal hayatı ve doğal oluĢumları gözlemleyebilecekleri) bölgeler.

Trekking günübirlikten bir aya kadar uzunlukta olabilir. Meraklıları doğayla bütünleĢme, fiziksel kondisyonlarını ve yeteneklerini zaman zaman ölçme ve sürekli değiĢen bitki örtüsünü gözlemleme, buzul göllerin kenarında kamp kurma gibi amaçlarla olaya yaklaĢmaktadırlar (Erdoğan 2003).

5.4.11.4. Av Turizmi

Avcılık, bütün dünyada doğanın önemli bir unsurunu oluĢturan, serbest yaĢayan tüm hayvanların bilinçli korunması, çevre ile yaban hayvanlarının sayısal varlıkları arasında gerekli olan dengenin bilinçli Ģekilde sağlanabilmesi ve mümkün olduğu kadar çok sayıda yaban hayvanı çeĢitlerinden sürekli yararlanabilme olanağı Ģeklinde tanımlanmaktadır. Çok değiĢik türdeki yaban hayvanlarının varlığını, yaĢam ve beslenme alanları ile dengeli bir Ģekilde korumak; bitki çeĢidi zenginliği de dahil her cins av hayvanı için gerekli olan yaĢama ortamlarının korunması suretiyle, barınma ve beslenme alanlarının tahrip edilmesini önlemek; yaban hayvanlarının soylarının tükenmemesi için gerekli önlemleri almak; devamlı izlemek suretiyle av hayvanlarının aĢırı üremesine engel olmak; yasak avlanmalara ve bulaĢıcı hastalıklara karĢı koruyucu önlemler almak; yaban hayvanlarının korunmalarını sağlamak amacı ile yapılan çalıĢmalara yardımcı olmak; tarımın, ormanların ve balıkçılığın korunmasına aykırı olan karar ve uygulamalara mümkün olduğu ölçüde engel olmak ve avcılığın yasa ve kurallara uygun olarak yapılmasını ve bunun için gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak sürdürülebilir avcılık anlayıĢının temel amaçları Ģeklinde sıralanmaktadır (Batman ve Eraslan 2007).

Avcılık, insanlığın varoluĢu ile baĢlayan ve birtakım değiĢikliklere uğrayarak bugüne kadar gelen ve bugünde varlığını sürdüren bir olgudur (Batman ve Eraslan 2007). Av turizmi ise, av ve yaban hayatı kaynaklarının denetim altında yerli ve yabancı avcıların kullanımına sunulmasını, bu kaynakların rekreasyonel ve turistik yönlerden değerlendirilerek ülke turizmine ve ulusal ekonomiye katkıda bulunmasını amaçlayan etkinliklerdir ( ġafak 2003).

Bu turizm çeĢidinde avlanmak üzere seyahat eden insanlara dönük hizmetler sunulmaktadır. Bazen avlanacak olan hayvanlar önceden üretme çiftliklerinde beslenmekte ve avlanmaları için doğaya bırakılmakta ve ardından da, bu hayvanlara yönelik av turizmi

Av turizmi, doğal ortamlarında sayıları fazla veya yeterli olan türlerin avlanmasına izin verilerek, kontrollü bir Ģekilde ve ekolojik, yerel değerler öncelik verilerek yapılan bir turizm biçimi Ģeklinde de açıklanabilir. Avcılar, av turizmi faaliyetleri ile yaban hayvanlarının boynuz, diĢ, post benzeri hatıra değeri taĢıyan kısımlara sahip olmakla birlikte, değiĢik kültürleri tanıma ve değiĢik yerleri görme olanağı elde etmektedirler (Kozak ve Bahçe 2009).

Av turizmi, bilinçli ve kurallara uygun olarak yapılması durumunda her yönden olumlu etkileri olan bir turizm türüdür. Bir yandan ülkenin yaban hayatını koruyup geliĢtirirken, diğer yandan da önemli bir gelir kaynağını oluĢturmaktadır. Av turizminin önemsendiği ülkelerde av hayvanları sayıca artmakta, çevreye ve yaban hayatına özen gösterme duygusu geliĢmektedir. Ayrıca, av turizminin yapıldığı yörelerde, usulsüz avcılığın azaldığı ve oto kontrolün sağlandığı da görülmektedir (Kozak ve ark 2008).

Türkiye, farklı coğrafi ve iklim özelliklerine sahip bir ülke olması nedeniyle, çok sayıda av ve yaban hayvanının yaĢaması ve barınması için uygun bir ortama sahiptir. Diğer bir deyiĢle; Türkiye‘nin coğrafi yapısı, bitki örtüsü ve yaban hayatı bakımından av turizminin geliĢmesine elveriĢli konumdadır. Ancak, uzun yıllardan beri vahĢi doğal hayata dönük teknik geliĢmelerin bir sonucu olarak sürdürülen bilinçsiz uygulamalar, doğada serbestçe yaĢayan hayvanların azalmasına ve yok olmalarına neden olmuĢtur ve olmaya da devam etmektedir. Bu bağlamda, Anadolu Parsı‘nı soyu tükenenlere ve Kelaynak KuĢları‘nı da soyu tükenmekte olan hayvanlara örnek olarak verilebilir. Çok uzun süre devam eden ve bilinçsizce yapılan vahĢi hayvan katliamlarına ve hayvanların doğal yaĢam ortamlarının yok edilmesine rağmen, Türkiye av turizmi açısından oldukça iyi bir potansiyele sahiptir (Batman ve Eraslan 2007).

5.4.11.5. Su Sporları Turizmi

Su sporları akarsu, göl ve denizlerde yapılan daha çok rekreaktif amaçlı spor turizmi çeĢitleri olarak tanımlanmakta, bu bağlamda yapılan turistik faaliyetler ise su sporları turizmi olarak nitelendirilmektedir. Zengin doğal kaynaklara sahip olan Türkiye su sporları için ziyaretçilerine önemli bir su sporları turizmi potansiyeli sunmaktadır (Batman ve Eraslan 2007).

Su sporlarının dalları; yüzme, yelken, kürek, kano, su kayağı, rüzgar sörfü, su altı sporları olarak sayılabilir.

5.4.11.6. Kamp Turizmi

Kampingler; karayolları güzergâhları ve yakın çevrelerinde, deniz, göl, da ğ gibi doğal güzelliği olan yerlerde kurulan ve genellikle müĢterilerin kendi imkanlarıyla geceleme, yeme- içme, dinlenme, eğlence ve spor ihtiyaçlarını karĢıladıkları en az on ünitelik tesislerdir (IĢık ve Kılınç 2010).

Günümüzde geliĢtirilmekte olan bir diğer ekoturizm türü de karavan turizmidir. Kamp kurma diğer turizm Ģekillerine oranla insana daha fazla doğayla baĢ baĢa kalma olanağı sağlayan turizm Ģeklidir (Yalçın 2007).

Ġnsanlar, kentsel ortamların fiziksel ve psikolojik baskılarından kısa süreli de olsa uzaklaĢmak ve doğa ile iç içe olmak istemektedir. Bu amaçla doğal alanlarda gerçekleĢtirilebilen rekreatif etkinliklere yönelmektedir. Doğada olma isteğini yüksek düzeyde karĢılaması, farklı sportif aktivitelere ve konaklama biçimlerine olanak sunması gibi özelliklerinden dolayı kamp etkinliği oldukça fazla tercih edilmektedir (IĢık ve Kılınç 2010).

Çevredeki dağ ya da akarsu manzarası tüm öğeleri ile kampçının gözleri önünde bulunmaktadır. Toprak, akarsu, iklim, bitki örtüsü, fauna çevreye renk katan elemanlardır. Bütün bunlar insanı güncel sıkıntılardan uzaklaĢtırarak, ruha huzur vermektedir. Ruh ve beden sağlığını kuvvetlendirirken, kiĢinin doğa yaĢamı halkındaki bilgisini geniĢletir.

Özellikle doğal güzelliklerden yararlanmak, istenilen yerde mola verme rahatlığından yararlanmak isteyen turistler için geliĢtirilmiĢ bir turizm türüdür. Karavan turizminin geliĢmesi aynı zamanda kamping türü tesislerin de geliĢmesine neden olmuĢtur. Bu turizm türü özellikle ekonomik anlamda gidilen ülkeye fazla bir getirisi olmadığı için 1980‘li yıllarda fazla teĢvik edilmemekle beraber, özellikle 1990‘lı yıllarda fazla yatırım gerektirmemesi, doğal güzellikleri korunması ve yumuĢak turizm, doğa turizmi konularının gündeme gelmesi ile önem kazanmaya baĢlamıĢtır. Günümüzde karavan turizmi artık alternatif turizm kapsamında yer alan ve özellikle çevreci zihniyetle barıĢık olması nedeniyle dikkate alınan ve geliĢtirilmek istenen bir turizm türü olmaktadır. Karavan turizmi aynı zamanda sağlık nedeniyle seyahat eden turistlere de iklim, spor, sessiz doğa, manzara, doğa ile iç içe olma özellikleriyle hizmet etmektedir (Yalçın 2007).

Ülkemiz, günübirlik dinlenme, eğlenme ve piknik amaçlı kullanımların yanı sıra, çadır ve karavanlı kamp yapma olanağına sahip, pek çok doğal alanlara sahiptir. Gözlerden uzak doğa ile baĢ baĢa vakit geçirmek isteyen insanlar için oldukça büyük imkanlar sunmaktadır (Akpınar ve Bulut 2010).

5.4.11.7. Bisiklet Turizmi

BoĢ zaman faaliyeti olarak bisiklet kullanma, özellikle Avrupa ülkelerinde oldukça popüler bir rekreasyon haline gelmiĢtir. Bugün Avrupa‘da modern karayolu taĢımacılığında 500 milyondan fazla bisiklet kullanıldığı tahmin edilmektedir. Yeni bisiklet modellerinin ortaya çıkısı ve ileri teknoloji ile üretilmiĢ bisiklet ekipmanlarının geliĢtirilmesi, bir spor dalı ve rekreasyon faaliyeti olarak bisiklet turlarına olan talebi artırmıĢtır. Bu olanaklarla birlikte yeni oluĢan ve gittikçe yaygınlaĢan ekolojik bilinç de bisiklet turizminin geliĢmesine neden olmuĢtur (Yılmaz 2008).

Ekoturizm kapsamında gençlere yönelik olarak gerçekleĢtirilen turizm türlerinden biri de bisiklet turizmi olmaktadır. Rekreasyonel spor türü olarak da literatürde yer alan bu tür, doğa ile bütünleĢmeye dönük, seyahat eden turistlerin rağbet ettikleri bir turizm türü olarak geliĢmiĢtir (Yalçın 2007).

Ġnsan gücünü iĢe çeviren, pedal veya benzeri bir mekanizma ile çalıĢan iki tekerlekli motorsuz taĢıt aracı ile özel pistte, yolda veya açık arazide ferdi ve takım halinde yapılan spor dalı bisiklet sporu turizmi olarak nitelendirilmektedir (Batman ve Eraslan 2007).

Bisiklet turizmi, yeni yaygınlaĢmaya baĢlayan bir turizm türüdür. Bütün dünyada hızla yayılan doğa turizmi anlayıĢına paralel olarak ülkemizde de bisiklet turları son yıllarda seyahat acentaları tarafından doğal güzelliklere sahip kırsal alanlarda düzenlenmektedir. En eski motorsuz ulaĢım araçlarından biri olan bisiklet performans geliĢtirmenin yanı sıra doğayı keĢfetmenin verdiği zevkle bütünleĢir. Doğanın daha derinlerine yol olmayan yerlerine gidebilmek, her yerden rahatlıkla geçebilmesi, gerekirse elinize alıp taĢınabilecek kadar hafif olması ile kısa sürede çok yer gezebilmek, aynı zamanda sürat yapıp kötü arazi koĢulları ile de mücadele edebilmenin verdiği macera duygusu ile yaygın bir spor olmuĢtur (Erdoğan 2003).

Bisiklet turizminin geliĢmesi için alınması gereken önlemler bir araĢtırmada Ģöyle sıralanmaktadır:

• Doğal güzellikleri olan alanları birbirine bağlayan tali yollar düzenlenmeli

• Amatör bir sporcunun günde ortalama 15-20 km. profesyonel bir sürücünün de günde ortalama 40 km. yol alabileceği dikkate alınarak mola yerleri düzenlenmelidir (köy evi, çadır, kamp vb.).

• Bu doğrultuda tur güzergâhlarının belirlenmesi, tanıtılması amacıyla seyahat acentaları bu yönde faaliyetlerde bulunmalıdır (Yalçın 2007).

5.4.11.8. KuĢ Gözlemciliği (Ornitoloji ) Turizmi

Özellikle kıtalar arasında, güney-kuzey ve kuzey-güney bazen doğu-batı ve batı-doğu yönünde göç eden kuĢların kullandıkları köprülerden en önemlilerinden biri belki de en önemlisi Anadolu‘dur denebilir. Gerek kara, gerekse su habitatlarıyla bu kuĢlara, yılda en az iki kez ev sahipliği, birçoğuna ise üremeleri için konak görevi yapan kara parçası yine Anadolu‘dur (Bakırcı 2002).

KuĢ gözlemciliği doğayı kuĢların dünyasından tanımayı sağlayan bir gözlem sporudur. Sağlıklı bir çevrenin en iyi göstergesi olan kuĢlar her türlü yaĢam ortamında bulunurlar. Kent içerisinde parkta, sulak alanda, bozkır, orman, çöl gibi hemen her yerde kuĢ gözlemciliği yapılabilir. KuĢ gözlemciliğinin mevsimi, zamanı da sınırlı değildir; 365 gün 24 saat yapılabilir. Türkiye'de Ģimdiye kadar 450 çeĢit kuĢ türü kaydedilmiĢtir (Selimoğlu 2004).

KuĢ gözlemciliği ile ilgili faaliyetleri doğayı ve hayvanları seven herkesin rahatlıkla yapabileceği bir aktivitedir. Bunun için biraz zaman ve çalıĢmaya ihtiyaç vardır. YaĢanılan yerde bulunan bir park, bahçe ya da koruluk kuĢların görülebildiği alanlardır. Böyle yerler farklı türleri görmeyi ve kuĢların davranıĢlarını yakından izlemeyi kolaylaĢtıracaktır. Mevsimler değiĢtikçe park, bahçe ve korulukta izlenen kuĢ türleri de değiĢmektedir (Saydan ve Küçükaslan 2007).

KuĢ gözlemcileri, kuĢları doğal ortamlarında gözlemlemek isteyen ve aktivitelerinin düĢük çevresel etkileri olan genellikle eğitimli ve gelir düzeyi iyi insanlar olduklarından, kuĢ gözlemciliği eko-turizmin oldukça ümit verici bir dalıdır (ġekercioğlu 2002). Diğer eko- turizm çeĢitleriyle karĢılaĢtırıldığında, kuĢ gözlemciliği, yerel halka en çok ekonomik katkının sağlanması, yereldeki insanların biyoçeĢitliliğin değeri hakkında eğitilmesi ve doğal alanların baĢarılı bir Ģekilde muhafazası ve korunması için yerel insanların teĢviki konusunda en çok potansiyele sahip olanıdır (ġekercioğlu 2005).

KuĢ gözlemciliği, kuĢların türüne göre belli bir uzaklıktan yapılmalı ve kuĢlar rahatsız edilmemelidir. Herhangi bir Ģekilde, kuĢların barınma ve üreme alanlarında rahatsız edilmeleri, hassas kuĢların bir daha o bölgeye gelmemesine ve doğal zincirde bir halkanın koparak, zincirin diğer halkalarını da olumsuz yönde etkileyecektir (Kozak ve Bahçe 2009).

Çevre koĢullarına oldukça duyarlı olan kuĢlar, orman kaybının, sulak alan tahribatının ya da fazla tarım ilacı kullanmanın etkileri gibi konuların önceden habercisi olabilirler. Bu anlamda kuĢ gözlemciliği, sağlıklı ve kapsamlı bir çevre koruma stratejilerinin unsurları arasındadır (Kozak ve ark 2008).

 KuĢ gözlemciliği, doğada daha fazla zaman geçirmeye, doğanın bir parçası olmaya ve doğayı fark etmeye yardımcı olur.

 KuĢları tanımayı, korumayı, bunu izleyerek kuĢların yaĢam alanlarını ve giderek tüm doğayı tanımayı ve korumayı amaçlar. Amatör kuĢ gözlemcisi olarak baĢlayan hobi, giderek doğa ve çevre korumacılığa dönüĢür.

 KuĢlar vasıtasıyla doğayı ve çevreyi tanımaya, sorunları saptayıp, çözüm yolları aramaya iter (Kozak ve Bahçe 2009).

Genelde, kuĢ gözlemcileri eğitimli ve iyi gelirli insanlardır. Amerika‘da bir kuĢ gözlemcisinin ortalama yıllık geliri 50.000 $‘ın üzerindedir ve üçte biri en azından üniversite mezunudur. Yüksek doğa bilinci taĢımaları ve kuĢlar için önemli miktarlarda para harcamaları, kuĢ gözlemcilerini ideal eko-turistler yapmaktadır. ABD‘de 800.000‘in üzerinde insana iĢ imkanı sağlayan kuĢ gözlemciliği ile ilgili harcamaların 1996 yılında 23 milyar doların üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Sadece 1996‘da, tahmini 17.7 milyon üzerinde kuĢ gözlemcisi, kuĢ gözlemek için evlerinden en az 1 mil (1.6 km) uzağa gitmiĢler ve kullandıkları ekipman hariç sadece gezi masrafı olarak 7.6 milyar dolar para harcamıĢlardır (ġekercioğlu 2005).

Ġyi eğitimleri ve yüksek beklentileri ıĢığında, diğer eko-turistlere nazaran, kuĢ gözlemciler çevresel etkilerini azaltmak için daha çok caba göstermekte, çeĢitli ekosistemlerin farklılığına ve önemine saygı duymakta ve gezileri sırasında istenilen korunan alan giriĢ ücretlerini ödemektedirler (ġekercioğlu 2002).

Türkiye‘de kuĢ gözlemciliği son yıllarda hızla yayılmaktadır. Bu turizm çeĢidi geliĢtirilirken yerel potansiyeller değerlendirilmeli ve bu destinasyonlar için özel projeler geliĢtirilmelidir. Özel uzmanlık isteyen kuĢ gözlemciliği, ülkemizin turizm faaliyetlerini tüm yıla yayılmasına ve atıl kaynakların kullanılmasına imkan sağlayacak büyük bir potansiyele sahiptir (Saydan ve Küçükaslan 2007).

5.4.11.9. Kelebek Gözlemleme Turizmi

Türkiye, kelebek gözlemlemek için en iyi ülkelerden biridir. Sahip olduğu farklı iklimsel özellikleri sayesinde oluĢan inanılmaz çeĢitlilikteki bitki örtüsü, kelebekler için ideal besin bitkilerini ve nektar kaynaklarını barındırır. Birçok Avrupa, Asya, Orta Doğu ve Afrika türüne ev sahipliği yapan Anadolu toprakları bunun yanı sıra, sadece Türkiye‘ye özgü birçok türe de sahiptir (Anonim 2009f).

ġekil 5.8: KomĢu Ülkeler Ġle Türkiye‘nin Kelebek ÇeĢitliliğinin KarĢılaĢtırılması

Kaynak: Anonim (2009f). Büyüleyici Kelebek ÇeĢitliliği Ġle Türkiye. Doğa Koruma Merkezi. http://www.dkm.org.tr/docs/kelebek_brosur_pdf/kelebekbrosur.pdf