• Sonuç bulunamadı

3. TÜRKİYE İMALAT SANAYİİNDE YAPISAL DEĞİŞME

3.4. VERİMLİLİK VE TEKNOLOJİK DEĞİŞİM

3.4.1. Verimlilik

3.4.1.1. Toplam Faktör Verimliliği

Yukarıda da ifade edildiği gibi, kısmi üretim endeksleri ve dolayısıyla kısmi faktör verimlilik ölçütleri, bütün katma değerin tek bir üretim faktörü tarafından oluşturulduğunu varsaydığından, tek başlarına iyi bir verimlilik ölçütü olamamaktadır. Bu sakıncayı gidermek için, TFV tercih edilmektedir. TFV, üretim faktörlerinin toplam verimliliğe katkısını net olarak ortaya koyduğu, üretim etkinliğindeki genel artışı gösterdiği ve teknolojik gelişmenin de iyi bir ölçütü sayıldığı için yaygın olarak kullanım alanı bulmaktadır.

Burada Türkiye İmalat Sanayiinin TFV incelenirken, bu konuda yapılan bazı çalışmaların bulgularına yer verilmeye çalışılacaktır. Yapılan bu çalışmaların çeşitliliği, ulaşılmaya çalışılan sonuçların tutarlılığı konusunda daha iyi bir fikir verecektir. Ayrıca bu çalışmaların sonucu incelenmeye çalışıldığında, 1980 öncesi ve 1980 sonrası dönemde varılan sonuçların karşılaştırılması, yaşanan sanayileşme stratejisi dönüşümünün neticeleri konusunda önemli ipuçları sağlayacaktır.

Türkiye İmalat Sanayiinin 1980 öncesi TFV:

Yıldırım(1989):1963-67, 1967-72,1972-77 dönemlerinde, imalat sanayii TFV’nin yıllık

ortalama artış hızları sırasıyla; %5.9, %1.5, %1.6 gibi oldukça düşük düzeylerde kaldığı belirlenmiştir.

Nishimizu ve Robinson(1984):1963-76 döneminde TFV artışı %1.3 olarak

belirlenmiştir. Bu dönemde gerçekleştirilen yıllık ortalama reel üretim artışı % 10.7 olduğuna göre bu üretim artışının ancak %12’lik bir kısmı TFV artışlarından kaynaklanmıştır.

Uygur(1991):1965-76 arasında TFV yıllık ortalama %1.5’lik bir artış, 1976-81 arasında

%1.4’lük bir azalış göstermiştir.

Özmucur ve Karataş(1990):1973-79 döneminde, imalat sanayii TFV %2.1 azalış

göstermiştir.

Yukarıda ifade edilen çalışmaların sonuçları incelendiğinde 1980 öncesinde TFV’nin performansının iyi bir gelişme gösteremediği söylenebilir. Özellikle 1970’li yılların ikinci yarısına doğru imalat sanayii TFV’nin azalış göstermiş olduğu görülmektedir. Örneğin Özmucur ve Karataş (1990) ve Eser (1991)’e göre 1973-79 döneminde imalat sanayii TFV sırasıyla %2.1 ve %2.8 oranında azalış göstermiştir.

Ekonominin 1980 öncesi TFV performansında gözlenen bu gelişmelerin nedenleri hakkında çok sayıda etki ileri sürülebilir. İkinci bölümde incelenen sanayileşme stratejilerinin Türkiye uygulamaları hatırlandığında; kısıtlayıcı dış ticaret politikalarının olumsuz etkileri, ödemeler dengesindeki tıkanıklıklar sonucu kapasite kullanım oranlarında gerçekleşen düşüşler, küçük işletmeciliğin yaygınlığı, alt yapı alanlarında gözlemlenen darboğazlar ve kamu kesiminin oluşturduğu verimsiz yapılar bu gelişmelerin temel nedeni olarak görülebilir. Gerçekten de dönem boyunca yüksek seviyede gerçekleşen etkin koruma oranları, imalat sanayiinin alt sektörleri arasında büyük farklılıklar göstererek önemli kaynak dağılımı sapmalarına ve iç pazara yönelik düşük ölçekte üretim yapan, maliyet ve verimlilik kaygısından uzak bir sanayi yapısının oluşmasına yol açmıştır. Bunun gibi, korumacı politikalar, ülkenin faktör ve girdi olanakları ile bağdaşmayan, geniş ölçüde ithalata bağımlı ve verimli çalışması ancak artan miktarda ithalatla mümkün olabilen yatırımların gerçekleşmesine olanak sağlamıştır. Bu yapı, dış ticaret ve sanayileşme politikalarından kaynaklanan teşviklerin büyük imalat sanayiinde yoğunlaşması, küçük sanayiinin büyük ölçüde ihmal edilmesiyle belirginlik kazanmıştır. Diğer taraftan; kaynakların imalat sanayii üzerinde yoğunlaşması ulaşım, haberleşme, enerji gibi verimlilik artışlarına dolaylı yollardan katkıda bulunan alt yapı yatırımlarında önemli darboğazların yaşanmasına neden olmuştur (Yener, 1999:658).

Daha öncede ifade edildiği gibi Türkiye’de uygulanan sanayileşme stratejilerinde 1980’li yıllarda ithal ikameci sanayileşme stratejisinden ihracatta yönelik sanayileşme stratejisine doğru bir geçiş yaşanmıştır. Bu geçişin imalat sanayii TFV üzerinde oluşturacağı etkileri görmek amacıyla özellikle 1980-1990 yıllarını kapsayan çalışmaların bir kısmına yer vermek yararlı olacaktır.

Türkiye İmalat Sanayiinin 1980 sonrası TFV:

Uygur(1991):1981-88 döneminde TFV yıllık ortalama %1.5’lik bir artış göstermiştir. Özmucur ve Karataş(1990):1979-85 döneminde, imalat sanayii TFV %0.6 artış

göstermiştir.

Eser(1991):1980-85 döneminde, imalat sanayii TFV %1.3 artış göstermiştir. Burada ek

bir bilgi vermek gerekirse, bu dönemde gerçekleşen üretim artışlarına TFV’nin katkısı %13.6 gibi düşük bir oran bulunmuştur.

Yukarıdaki çalışmaların karşılaştırılmasından önemli bazı sonuçlar çıkarılabilir: 1960’ların başından 1970’lerin ortalarına kadar olumlu bir gelişme gösteren TFV’nin 1970’lerin sorunlu ikinci yarısında düştüğü ve 1980’den sonra kısmen düzeldiği söylenebilir. Bir başka deyişle, TFV, hem 1960’larda başlayıp 1970’lerin bunalımlı ikinci yarısına kadar süren ithal ikamesi süreçte, hem de 1980 sonrasında TFV’de ortaya çıkan göreli yükselmenin bazını oluşturmuştur. TFV’nin 1980 sonrası artışı, büyük oranda 1960 ve 1970’li yıllarda oluşturulan üretim kapasitesi ve bunun daha yoğun ve verimli kullanılmasıyla gerçekleşmiştir. Kapasite kullanımının ithalattaki tıkanıkların giderilmesi sonucunda artması, önceki yıllarda oluşturulan üretim kapasitesinin daha etkin kullanımını sağlamıştır (Kaynak, 1993:13). 1980’de %50’lere düşen kapasite kullanım oranı 1987’de %78,2’ye kadar çıkmıştır (tablo 13). Ancak daha sonraki yıllarda bu oran tekrar düşme eğilimine girmiştir.

Türkiye imalat sanayiinde TFV’nin kaynaklarını toplu şekilde gösteren bir tablonun çizilmesi, konunun daha iyi bir şekilde anlaşılmasını sağlayacaktır. Aşağıda düzenlenen Tablo 16’da TFV’nin kaynakları gösterilmiştir.

Tablo 16: Türkiye İmalat Sanayiinde Verimlilik, Teknolojik Gelişme ve Büyümenin Kaynakları: (%) Net Katma Değer

İçinde Ortalama Faktör Payları Faktörlerin Ortalama Artış Hızları TFV Artış Hızı

Büyümeye Katkı Payları Yıllar

K L M X K L M A K L M A 1970-79 26,3 13,6 60,1 6,8 16,4 4,8 8,1 -2,9 63,4 9,9 71,5 -44,8 1980-88 26,6 9,2 64,2 10,3 4,0 2,8 10,5 2,4 10,3 2,5 65,4 21,8 Not: K:Sermaye, L:Emek, M:Diğer Ara Girdiler, X:Toplam Çıktı, A:Toplam Faktör Verimliliği

Tablo 16 incelendiğinde; 1970-79 döneminde TFV’nin yüzde 2.9 oranında azaldığı görülür. Aynı dönemde üretim yılda ortalama yüzde 6.8 oranında artış göstermiştir. Buradan çıkarılabilecek sonuç, 1970-79 döneminde ortaya çıkan üretim artışları üzerinde TFV’nin negatif bir etkiye sahip olduğu şeklindedir. TFV’nin negatif gerçekleşmiş olmasının temel nedeni olarak, özellikle dönemin ikinci yarısında etkili olan döviz darboğazının neden olduğu ithalat tıkanıklarının üretim kapasitelerini düşürmesi gösterilebilir. Ayrıca yüksek oranlara ulaşan korumanın sanayide rekabeti engellemesiyle işletmelerin verimlilik kaygılarından uzak ve yeni teknolojilerden yararlanma konusunda duyarsız olması verimliliği düşüren bir diğer faktör olmuştur. Döviz darboğazının atlatıldığı ve ithalat tıkanıklıklarının giderildiği 1980 sonrası dönemde artan kapasite kullanımının sanayide verimlilik artışlarını olumlu yönde etkilediği görülmektedir. Tablodan da görüldüğü gibi 1980-88 döneminde TFV’deki artış yüzde 2.4’tür. Bu dönemde üretimin reel olarak yüzde 10.3 arttığı düşünülürse, gerçekleşen üretim artışlarının %78.2’sinin üretim girdisindeki artıştan, sadece %21.8’inin ise verimlilik artışından kaynaklandığı söylenebilir. Bu gelişmeyi kısmen geçmiş dönemde atıl durumda olan üretim kapasitelerinin harekete geçirilmesine, kısmen de ithalatın liberasyonu ve 1986-87 yıllarında petrol fiyatlarındaki gerilemenin etkisiyle ithal girdilerinin kolay ve ucuz temin edilmesinin sonucu olan üretim artışlarına bağlamak mümkündür *.

Yukarıdaki incelemeler çerçevesinde uygulanan sanayileşme stratejilerine göre bir değerlendirme yapıldığında; iktisat politikalarında köklü bir dönüşümü simgeleyen 1980 sonrasında teknolojik gelişme ve verimlilik artışı açısından düşük ancak olumlu bir gelişmenin sağlanmış olduğu söylenebilir. Bunun gibi, 1980 öncesinde üretim artışlarının sağlanmasında özellikle sermaye girdisinin katkı payı yüksek iken, 1980 sonrasında sağlanan üretim artışlarında TFV’nin önemli bir katkı payına sahip olduğu görülmektedir. Nitekim, 1980 sonrasında üretim kapasitesinin büyümesi üzerinde TFV’nin katkı payı, emek ve sermayenin katkı paylarından daha yüksek bir oranda gerçekleşmiştir (Eser, 1993:128).