• Sonuç bulunamadı

Tonyukuk Yazıtında ay- Fiili

Giriş

Epizot 9. Tarihin genel özetinin verildiği bu bölümde söyleme çerçevesine ait té- fiili bulunmadığından herhangi bir söz edimi incelemesi yapılamamaktadır (T 48-62)

2.3.2. ay- Fiili

2.3.2.2. Tonyukuk Yazıtında ay- Fiili

Söyleme çerçevesine giren bir diğer söyleme fiili ay- fiilidir. Tonyukuk yazıtında bu fiil yalın olarak dört, {-t-} ettirgen çatı eki ile genişletilmiş biçimi ayt- bir kez geçer. Türkçe ay- fiilinin iletişimin semantik çerçevesi ilkeleri ve pragmatik değeri bakımlarından Tonyukuk yazıtındaki görünümü hakkında şunlar söylenebilir.

158 2.3.2.2.1. Özne

Tonyukuk yazıtındaki tanıklar, ay- fiilinin öznesinin té- fiilinden farklı olduğunu gösteren tanıklardır. Bu fark öznenin gücüne koşut olarak gelişir. Söz gelimi özne ne kadar çok güce sahipse, o kadar çok ay- fiilinin öznesi olabilecektir. Bu durum té- fiilinde öznenin Teŋri, kagan, Tonyukuk, tıl ve küreg olduğu örneklerden farklıdır (Bkz.

Numara 2.3.1.3.1.). Çünkü saydığımız bu özneler güç bakımından farklı farklı konumda olsalar da yukarıda görüldüğü gibi hepsinin sözlerini işaretlemek için té- fiilinin kullanılmasındaki birincil etmenin aktarım tümcesi olduğu görülür. Yani özneler arasında güç bakımından eşitsizlik durumu, aktarım konuşmalarında gücü işaretlememiştir.

ay- fiilinde ise, konuşur özne, doğrudan muhatabına yönelir ve yönelttiği sözün alıcısına hitabında güç farkı olduğu görülür. Fiilin yazıtta geçtiği örnekler konuşur ve muhatabı arasında bir hiyerarşiyi de göstermektedir. Tümcelerimizde bu durum İltériş (şad)'tan ve Kapgan’dan Tonyukuk’a ve Tonyukuk’tan yérçi 'kılavuz'a söyleme yönündedir. Toplumsal olarak görülen bu hiyerarşi güç ile ilgilidir ve sebepleri sosyal bağlamdan nezaket kullanımına değin götürülebilir. Bu örneklere bakarak, eğer pragmatik bir okuma yapacaksak, kagan'dan başlayarak birinin bir başkasına söz söylemesi yukarıdan alt kademeye doğru buyruk olacağından ay- fiilinin göndericisi alıcısından çok daha fazla güce sahiptir denebilir.

a. ıda taşda kalmişi kubranıp yeti yüz boltı éki ülügi atlıg erti bir ülügi yadag erti yeti yüz kişig || uduzugma ulugı şad erti “aygıl” tidi ayıgması ben ertim bilge tońukuk (T I; B4-5)

a. örneğinde Kök Türkler Tabgaç'a henüz tâbi iken, 700 kişilik bir güç hâline geldiklerinde bu gücü sevk ve idare edenlerin en tepesinde olan Aşina kağan sülalesinden şad idi. Çünkü (Kök) Türk Kağanlığında şad ve yabgu ünvanları kağan sülalesinden kağan oğullarına verilen bir unvandır. Bunlardan yabgu, kağan olacak olanı

159 (veliaht) gösterir. Tonyukuk işte bu 700 kişilik gücün en büyüğü olan Aşinalı şad’ı kağan ilan etmiştir. Bu şad’ın kağan unvanı İlteriş Kağan olacaktır ve Bilge ile Kül Tigin kardeşlerin babası olacak olan kişidir. II. Türk Kağanlığının kuruluşunun anlatıldığı sırada şad (İlteriş) ünvanlı kişinin Tonyukuk’a söylediği “aygıl” tidi ayıgması ben ertim tümcesi içindeki emir ikinci kişi çekimindeki ay- fiili görülür. Bu eylemin aygıl olarak yalnızca hitap olarak Tonyukuk’a söylenmesinde özne rolündeki kişinin şad olmasının yanında, emirden sonra artık Tonyukuk’un da ay- eylemini gerçekleştirebileceği düşünüldüğünde bu sözdeki öznelerin her ikisinin de sözü dünyaya uydurma gücüne sahip kişiler olduğu sonucunu çıkarabiliriz.

b. ol sabıg éşidip kağanım “ben ebgerü tüşeyin” tidi || katun yok bolmiş erti anı

“yoglatayin” tédi “sü barıŋ” tédi “altun yışda oluruŋ” tédi “sü başı inel kagan tarduş şad barzun” tédi bilge tuńukukka baŋa aydı || “bu süg élet” tidi “kıynıg köŋlüŋçe ay ben saŋa ne ayayin” tidi “kelir erser körü kelür kelmez erser tılıg sabıg alı olur” tidi (T 30-31-32)

b. örneğinde Bögü Kağan’ın düşman birliklerini haber almasının ardından ordu yönetimini Tonyukuk’a verdiği görülmektedir. Bögü Kagan tarafından söylenmiş ilk tümcedeki “kıynıg köŋlünçe ay” tümcesinde ay- fiilinin falili yine Tonyukuk olup hedefindeki kişiler ordu altında bulunan kişiler olacaktır. Söyleme dayanan bir fiil olarak gerçekleşen ay- fiilinin öznesinin güç bakımından yetkiyi elinde bulundurması söz konusudur. Bögü Kagan’ın sözlerinin devamında Tonyukuk’a hitaben “ben saŋa ne ayayin” tidi tümcesinde bu kez ay- eyleminin yönü Bögü Kagan’dan Tonyukuk’a doğrudur. Bu durumda her ikisinin de ay- eyleminin belirttiği söyleme olayını yapabileceği görülmektedir. Her iki durumda da (Tonyukuk-Bögü Kagan) öznenin güç bakımından sözlerinin yaptırıcılığa neden olabileceği anlaşılmaktadır.

c. yérçi tiledim çölgi az eri bultum éşidtim: || az yir y[olı] anı b[irle yaguk er]miş bir at orukı ermiş anın barmiş aŋar aytıp bir atlıg barmiş téyin ol yolun yorısar unç tédim, sakıntım (T 23-24)

Tonyukuk’un üç kağanın birleşip Türk Kağanlığını yok etmek üzere hazırlık

160 içinde olduklarını haber almasının ardından ilk olarak baskın biçiminde Kırkızlara ordu yürütülmesi için bölgeye giden yol hakkında bilgi toplamasının anlatıldığı c. parçasında Tonyukuk’tan yérçi’ye yönelik bir ay-t- eylemi gerçekleşmektedir. Bu parçada éşidtim fiilinin ardından gelen kısım Tonyukuk’un orduyu baskın yapmak için yürüteceği yolun duyduklarını yérçi aracılığıyla doğrulatmak istemesidir. Yani éşidtim fiilinin ardından gelen iktibaslar Tonyukuk tarafından duyulan bilginin yazıt yazımı sırasında kendisi tarafından bize aktarımıdır ve aynı zamanda yérçi ile konuşulacak konunun da içeriğini oluşturur. aŋar (yérçi) aytıp yapısı Tonyukuk’un kendi ordusundan veya doğrulanmaya muhtaç işitmiş olduğu bilginin yérçi’ye sorulup ondan doğru olup olmadığının söyletilmesinden oluşur. Denetlenen bilgiyi Tonyukuk kendi içinde değerlendirmesini yapar ve sözü edilen yoldan gitmenin mümkün olacağını düşünmüştür. Bu çerçevede gelişen bir karşılıklı konuşmada ay-t- işinin faili yine Tonyukuk olacaktır.

ay- fiilinin göndericisinin güç bakımından alıcısından üstün olması, té- fiilinin göndericisinden ayrıldığını gösterir. Aynı zamanda iletinin başlatılmasında té- fiilinde olduğu gibi bir tek yönlülük bulunur. Tek yönlülükle anlatılmak istenen konuşmanın başladığı andan sonra yanıt beklenme durumunun olmamasıdır. Bu ay- fiilinin öznesinin gücünden de kaynaklanıyor olabilir. Yönelmişlik noktasında ise té- fiilinde görmediğimiz dinleyici/alıcı ay- fiilinin arka plan bilgisinden öne çıkardığı bir diğer katılan olmasıyla té- fiilinden ayrılacaktır.

2.3.2.2.2. Nesne

bilge tońukukka baŋa aydı || bu süg élet tidi kıyınıg köŋlüŋçe ay ben saŋa ne ayayin tidi (T 31-32)

Tonyukuk yazıtında ay- fiilinin sözdizimsel düzleminde nesne ile gerçekleştiği satır Türgiş Kağanlığından haberin geldiği ve kağanın ordu yönetimine dair buyruklarından sonra Tonyukuk’a hitaben söylediği yukarıdaki parçasındaki ‘kıynıg

161 köŋlüŋçe ay’ tümcesinde nesnenin kıy(ı)nıg olması; iletişime odaklı bir fiil olarak ele alınan söyleme fiillerinden ay- fiilinin nesnesinin, té- fiilinin nesnesinden oldukça farklı olduğunu gösterir. Bu farklılık ise ancak arka plan bilgisiyle açıklanabilir.

Öncelikli olarak té- fiilinin nesnesi tam bir tümce kuruluşunda, sesletilebilir bir oluşumu olan ve çoğunlukla aktarım tümcelerinden oluşan bir iletidir. Ancak ay- fiilinin nesnesini göz önüne alabilmek için şöyle bir sahneyi düşünmek bize yardım edecektir:

Biz öncelikle ordu içerisinde kıyın’ın Tonyukukça nasıl söyleneceğini düşünmeliyiz.

Buna sefer sırasında yolu yanılan yerçi’nin boğazlanması kıyın için iyi bir örnek olabilir. Böylece sözün yaptırıcılığına bağlı olarak gerçekleşen bir söylem ay- fiilindeki hareketi bize verir. Dolayısıyla cezalandırma kararında, Kapgan Kagan tarafından tam yetkilendirimiş olan Tonyukuk’un ceza kararını tümcesini emir kipinde ve yüksek sesle ifade etmiş olması gerekir. “*yérçig boguzlagıl” veya “*ýerçi boguzlanzun” gibi bir sözce, ay- eyleminin kendisi iken söylediği şeyin kıyın olacağı daha iyi anlaşılabilir. Bu noktadan varmak istediğimiz sonuç, ay- fiilinin sözdizimsel gerçekleşmede bu örnekte nesne ile gerçekleşmesi söyleme çerçevesinin arka plan bilgisinde iletiden ayrı, fakat onun bir değişkesi olarak düşünülmesi gerektiğidir. Tek bir örnek üzerinden yapacağımız sonuç sağlıklı olmasa bile, ay- fiilinin arka plan bilgisinin, içeriğin yoğunlaştırılmış biçime dönüşmüş şekli olduğu sonucuna varılabilir. Yani nesne sözcenin konusuna gönderim yapar.

Tek bir yerde ay- fiili kıynıg ay- (T 32) örneğinde +{Xg} belirtme durumu eki ile gerçekleşmiştir. Belirteme durum ekiyle işaretlenen birim, té- fiilinin yazıtlarda sab olarak nitelenen kullanımına sözdizimsel olarak denk düşer. Aynı bir çerçeve içerisinde değerlendirdiğimiz té- fiilinin nesnesi bir aktarım biçiminde ortaya çıktığından daima belirtisizken, bu örnekte ay- fiilinde nesne belirtilidir ve aynı zamanda té- fiilinden ayrı olarak söze dayalı iletişimde karşılıklı gerçekleştirilen iletinin kendisine

162 odaklanmamaktadır. Tek örnek olması açısından iletinin nasıl bir değer taşıdığını söylemek yanıltıcı olabilirse de iletinin daha genelleyici bir boyutta değerlendirilmesi söz konusu olabilir. Söz gelimi té- fiilinde karşılaştığımız bir bütün tümce dizilimine sahip ileti, ay- fiili söz konusu olduğunda iletinin kendisinden çok iletinin ancak üst başlıkta ifade edilmiş, yoğunlaştırılmış biçimi, yani konusudur (topic).

2.3.2.2.3. Alıcı veya Dinleyici

Söyleme çerçevesi açısından aynı bir olayın farklı açılardan belirtilmesi sözlüksel birimin semantik özelliklerini gösterdiğinden, ay- söyleme fiilinin té- çerçeve biriminden farklı olarak konuşmanın söze dayalı bir ileti veya iletinin alt türü ile göndericisinden çok alıcıya odaklandığı görülmektedir. Aslında iletişime dayalı eylemin alıcısı hedef ile aynı şeydir. Örneklerimiz kısıtlı olsa da kuramsal bölümde açıklamaya çalıştığımız alıcı arasındaki ayrımda sözün hitap ettiği kişi daha çok edilgen alıcı olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü göndericinin başlatmış olduğu iletişimsel etkinlik alıcıda son bulmuş, bir başka deyişle karşılık vermesine gerek kalmaksızın bir etkileşime girilmiştir.

bilge tuńukukka baŋa aydı “bu süg élet” tédi “kıyınıġ köŋlüŋçe ay” “ben saŋa ne ayayin”

tédi (T 31-32)

Bu örneklerde ay- fiilinin içerisinde yer aldığı çerçeve arka planının té- fiilininkinden çok farklı olduğu görülebilir. Bu durum, sözdizimsel bileşenlere de yansımış ve çerçevenin arka planını oluşturan katılanlarda görülmüştür. Bu durumda ay- fiiline {+GA} biçimbirimiyle bağlanan birim (baŋa, saŋa) iletişim arka planında hedefe yönelik bir hareketi anlatır. Hedef bizim iletişim arka planımızdaki alıcıya karşılık gelmektedir.

Alıcıyla ilişkili olan aşağıdaki örnekte, alıcı verme işlevi ile verme-bulunma durumuyla işaretlenmiştir. Bu örnekler ay- fiilinin arka plan bilgisinde té- fiilinde

163 tanıklanmayan alıcıyı profillemesine gönderim yapar.

aŋar aytıp “bir atlıg barmiş” téyin “ol yolun yorısar unç” tédim (T 24)

2.3.2.2.3. Eylemin Tarzı

Tonyukuk yazıtında söyleme olayında ay- fiilinin ek bilgisi olarak “kıyınıg köŋlüŋçe ay” (T 32) tanığında görülen köŋlüŋçe zarfı eylemin tarzını gösterir. Bu birim sözel iletişimin psikolojik boyutunu nitelendirmiştir.

2.3.2.2.4. Pragmatik Boyut

Leksikal bir birim kullanımından yaptığımız sosyopragmatik çıkarım bizi, söz edimleri kuramına taşır. Örneklerde ay- ile eylemi gerçekleştiren kişi, sözleriyle dünyada bir şey yaptırmaya yetkisine sahiptir. Şad’ın Tonyukuk’a söylediği “ayġıl”

sözcesi bu açıdan bir yöneltici edimi altında buyurma gücü taşıyan bir edimsöz edimidir. Bu edim gücüyle Şad Tonyukuk’a bir buyrukta-öneride bulunuyor ve sözcelediği söz Tonyukuk’un devam eden konuşmasında kağan seçimine ilişkin yargısı ile dünyaya uydurulmuş oluyor. Diğer bir deyişle şad’ın sözleri Tonyukuk’un yerine getirdiği eylemler aracılığıyla dünyaya uydurulması gerçekleştiriliyor.

T 31-32 satırlarında Kapgan Kağan’ın ordu komutasını Tonyukuk’a verdiğini öğrendiğimiz ‘kıynıg köŋlüŋçe ay’ sözlerinde kağan bütünüyle bildirimde bulunuyor.

Dolayısıyla ikinci durumda, yani Tonyukuk’un ay- eylemi ile dünya söze uydurulur ve yöneltici güce sahip olarak sözcelenir. Aynı sözün devamında Kapgan Kagan’ın Tonyukuk’a söylediği “ben saŋa ne ayayin” sözcesinde ise buyurma içeren bir yöneltici ediminden çok, konuşurdaki psikolojik durum ve tutumları ifade eden dışa vurucu gücüne sahip bir edimsözün olduğu görülebilir. Çünkü yüz bin kişilik bir ordunun toplandığı bilgisi ardından Bögü Kagan’ın merkeze çekilerek ordunun yönetimini

164 Tonyukuk’a verdiğini Tonyukuk’un bize söylemesi, belki İlteriş Kağan'ın oğullarını destekleyecek olan Tonyukuk’un başarısızlığa uğramasını istemesine bağlı bir davranışın veya gerçekten sayısal çoğunluktan korkmanın neden olduğu bir anlayışın sezdirilmeye çalışılmasıdır.

Kapgan Kağan’ın ordu komutasını Tonyukuk’a verdiği bölümde “ne ayayın”

sözcesi iş birliği ilkelerinden tutum yasasının ikili bir kullanımı gibidir. Söz gelimi Kapgan Kağan konuşmayı fazla uzatmamıştır. Bu yönüyle ilkenin gereklerini yerine getirmektedir. Aynı zamanda bu Tonyukuk için bir muğlaklığa da yol açabilecektir.

Burada Tonyukuk’un orduyu sevketmesinde Kapgan Kağan’ın Tonyukuk’a söyleyecek ya da buyuracak bir şeyinin olmamasından Tonyukuk’un sezdiği şeyin “sen ne yapman gerektiğini bilirsin” olması muhtemeldir. Bu durumda Kapgan Kağan’ın nitelik yasasını çiğnediği ve Tonyukuk’un da bu durumu sezdiğini, hatta bildiğini söyleyebiliriz.

2.3.2.2.5. ay- ve ayt- Söyleme Fiillerinden Türetilmiş Adlar ayguçı (<ay-guçı)

Tonyukuk yazıtında dört yerde ‘ayguçısi bilge ermiş’ (T 10, 21, 29), ‘anta ayguçısi yeme ben ök ertim’ (T 49) olarak geçen ay-guçı (bkz. Tekin ...) Tonyukuk’un yüklenmiş olduğu ordu-devlet yönetimine dair görevi belirtir. Bu fail adının sahibinin söyleme açısından sözlerinin yaptırıcılığı vardır.

ayıgma (<ay-ıgma)

Tonyukuk yazıtında tek bir yerde ‘ayıgması ben ertim’ (T 5) geçen ve naşirleri tarafından ‘sözcü’ olarak anlaşılan bu fail adı, ay- fiilinde söze dayalı eylemi yapan kişiyi belirtmektedir ve görevin işlevi ile yetki alanı ayguçı ile bir ve aynıdır, yani bu

165 fail adının sahibinin söyleme açısından sözlerinin yaptırıcılığı ve bağımsız karar verme gücü vardır.

aytıgma (< ayt-ıgma)

tinsi oglı aytıgma beŋlig ek tagıg ertü (T 44) tensi oglı tinsi oġlı aytıgma tagka (T46-47)

ay- fiilinin {-t-} ettirgenlik çatı eki ile genişletilmiş ayt- fiiline fail adları yapan sıfat-fiil eki ile tanıklanan aytıgma ‘adlandırılan’ sözcüğü Tonyukuk yazıtında iki yerde bir tag 'dağ' adını adlandırmak için kullanılmıştır. Bu metinlerde esasen iktibas söyleme fiili görevi ile karşımıza çıkan té- fiilinden türetilmiş bir biçim değil de, yerine ay-'dan genişletilmiş ayt- fiilinin tercih edilerek kutsal bir dağın adlandırması için aytıgma sözcüğünün kullanılmış olması, dağa atfedilen kutsallıktan doğan hiyerarşiye bağlı bir adlandırmadan kaynaklanıyor olabilir. Türk inanç sisteminde dağ, su, ırmak ve belli başlı ağaçlara büyük saygı duyulur. Saygı ise büyüklük veya güç anlayışının bir ürünü olmalıdır. Nitekim şimdiye kadar tanıkladığımız ay- fiilinin göndericilerinin alıcılarına hitap ederken, ondan toplumsal olarak üstün bir konumda olduğunu görmüştük. Bu durum, yazıtlarda sıkça karşımıza çıkan ‘teŋri yér’in ay- fiilinin gerçekleştiricisi olduğu örneklerle de desteklenir.