• Sonuç bulunamadı

Ongin ve Küli Çor Yazıtlarında té- fiili

Giriş

II. Alt yasalar (Maxims)

41. Ayşe: Ali bugün burada buluşacağımızı söyledi

2.3. Tarihsel Oguz Dalının Söyleme Fiillerine Çerçeve Semantiği ve Pragmatik Açıdan Bir Bakış Açıdan Bir Bakış

2.3.1. té- Fiili

2.3.1.2. Ongin ve Küli Çor Yazıtlarında té- fiili

103 sab+BDE. ol sabıg éşidip (T12, T 30, 33, 35, 36, 42) ol sabıg éşidip (T 42), ol sabın éşidip (T 22), sabıg yana kelürti (T33-34), tılıg sabıg alı olur (T 32), … ol sabıg alıp (KT G7, BK K6), … sabin almatin (KT G9, BK K7)

sab+AraçDE tabgaç bodun sabı süçig … süçig sabın … arıp (KT G5)(BK K4) süçig sabıŋa … arturup (KT G6) (BK K5)

104 ermezün” téyin üze teŋri tér ermiş kuruluşunda emir üçüncü kişide çekimlenen sözcelerin üreticisi teŋri olarak verilmiştir. Ancak bu söyleme geniş zamanın rivayeti çekimiyle bir anlatı içerisinde geçen bilginin aktarımını yapmıştır. Aktarımı yapan ölen yazıt sahibi, yani baba şaddır. Dolayısıyla aktarılan bilginin uzun bir anlatıdan kısalmış olduğu düşünülebilir. Diğer yandan bu parçada téyin ile aktarım konuşmalarının ana yüklemi olan tér ermiş fiiline bağlanmaları söz konusudur. Genel bir formel kalıp olarak bu aktarımdaki aktarıcı konuşuru ele aldığımızda tér ermiş’in yüklemi teŋri olduğundan téyin zarf-fiil ekli iktibas fiilinin çerçevelediği nesne konumundaki teŋri’den kaynaklanan sözcelerin öznesi ile, ana tümcenin bitmiş fiili tér ermiş'in öznesi ile bir ve aynı olur. Dolayısıyla teŋri’nin özne olduğu bir aktarım tümcesinde iktibasların kaynağının teŋri olması durumu söz konusudur. Bu durumda, aktarım sözcesinin gerçekten teŋri tarafından söylenip söylenmediği, dolayısıyla aktarım üreticisi konuşura dayandırılan iktibasların dil dışı gerçeklikte sesli olarak gerçekleşip gerçekleşmediği sorunu çıkar. Bu aktarım kuruluşunda tér ermiş yükleminin T3K'de gözüken aktarıcı failinin kim olduğu belirsizdir. Zira yazıtta temelde iki aktarıcı konuşur vardır.

Bunlardan biri yazıt sahibi kaŋ şad, diğeri yazıtı diktiren kaŋ şad'ın oğludur. Sözcedeki aktarım tümcesi olarak verilen Teŋri sözünün bu iki aktarıcı konuşurdan hangisi olduğu gerek kaŋ şad’ın oğlunun bizzat yazıt konuşurlarından biri olmasından, gerekse oğlun babasını konuşturarak ona söyletmesinden gerekse de yazıta bir formel başlangıçla girilmiş olmasından belirsizdir. Aktarıcı konuşurca aktarımı yapılan sözcenin ilk üreticisinden (teŋri) tümcesinin doğrudan duyulmadığını düşündüğümüzde, bu parçadaki amaç içeren bu türden iktibasların efsane türünden bir bilginin aktarımını yapması gibi tarihsel olaylar sonucu türk bodun’un adının yok olacağı bir sırada, yeniden güçlenip devlet kurmaları ile Tabgaç esaretinden kurtulmalarında başat etkinin Tanrı’nın yardımıyla olduğu düşüncesi etkili olsa gerektir. Biz bu yazıtta olduğu gibi Tengrici Türklere ait Kağanlık yazıtlarında (KT D11-BK D21) birbirine benzer veya

105 oldukça yakın sözcelenmiş Teŋri sözlerini tanıklamaktayız. Böylece olaylar ve bu olaylara temel olan itici güç, söylemin konuşurca oluşturulup aktarılması olmalıdır.

Böylece, bu parçanın BK ve KT yazıtlarında eş değeri olan c. parçasında (Bkz. 2.2.3.1) farklı anlama ve okumalardan témiş ‘demiş’ veya étmiş ‘düzenlemiş’ olarak iki farklı okuma yorumunda, témiş ‘demiş’ okuma yorumunu öne çıkarmakta ve té- iktibas fiilinin kullanılmış olması gerektiğini güçlendirmektedir.

b. bu tabgaç ara yırya ot teg oguz ara yéti eren yagı bolmış kaŋım baga tenriken yen anta yorımış éşig küçüg bermiş … tarduş boltukda … || “teŋrikenke éşig bértiŋ” téyin yarlıkamış şad atıg anta bérmiş boltukda tokuz oguz ot teg yagı ermiş bedük ermiş teŋriken yor[ımış … ](O D5-6)

Ongin yazıtındaki b. parçasının “teŋrikenke işig bértiŋ” téyin yarlıkamış anta şad atıg bérmiş boltukda tümcesinde aktarım yapısı, 5. satırdaki Tabgaç ve kuzeydeki Oguz arasında yedi kişinin belirdiği anlatının olduğu kısımla başlar ve yedi veya yetmiş kişinin yedi yüz kişi hâline gelerek (T 4, KT D12-13, BK D11) II. Türk Kağanlığının kuruluşunu temsil eden anlatıyı hatırlatır. Ongin yazıtının yazıcısı, muhtemelen burada babası şadın yedi yüz kişi içinde yer alıp Teŋriken’in hizmetine girdiğini belirtmiştir.

İktibas yapılan “teŋrikenke işig bértiŋ” sözcesi teŋriken tarafından yazıt yazıcısının babasına söylenmiştir. Çünkü devam eden söylemdeki yazıtı diken oğulun, şad ünvanının babasına verildiğini söylemesinden, babaya bu unvanın verilmesinin teŋriken adına gerçekleştirdiği hizmet dolayısıyla olduğundan anlıyoruz. Bu durumda aktarım yapısı şu biçimde anlaşılabilir. [“teŋrikenke işig bértiŋ” téyin] [yarlıkamış: şad atıg anta bérmiş]. Bu açıklama neticesinde yazıt yazıcısının babasına şad sanını veren yazıtta her yerde teŋriken olarak tanıklanan kagan veya kan konumundaki devletin en üst tepesindeki kişi olduğuna bakarak, aktarım tümcesinde teŋriken kendisini ya teŋriken olarak adlandırmıştır ya da büyük ihtimalle adıl içeren bir ‘*baŋa işig bértiŋ’ sözcesi yazıt diktiricisi oğul tarafından doğrudan aktarım sırasına sokulurken, saygıya veya şad

106 unvanını verenin kimliğini açık hâle getirmek için yaptığı bir adıllaştırma dönüştürümünün örneğini vermiştir. Eğer bu ikincisi ise, bu sözce dil dışı gerçeklik dünyasında sesli bir oluşum bulmuştur. Yazıt yazıcısının babası da vermiş olduğu hizmetten dolayı, yani té- fiilinin {-yIn} parçasından kaynaklanan anlamıyla şad sanını almıştır. Hem bu iktibas cümlesi hem de ölen babanın şad görev unvanını aldığı kısım teŋriken'in söyleme fiili olan yarlıka- eyleminin kendisi olacaktır. Bu yarlıka- eylemi ise güç içeren “*sini şad kılur men” türünden bir tümce ile ifade edilmiş olması gerektiğinden, yazıt yazıcısının tanığı olmadığı bir ana işaret ederek yazdığı/yazdırdığı şad atıg bérmiş ifadesi, edinilen bilginin yazıt dikicisi oğulun bizzat kendisi tarafından düzenlenerek verildiğinden dolaylı aktarım olarak değerlendirilebilir.

c. yabız bat biz azıg üküşüg körtüg érte sülelim” tér ermiş “amtı beglerim a” tér ermiş

“biz az biz” téyin kork[matın yorıyın ...] || kaŋım şad ança ötünmiş teŋriken al[…] (O D7-8)45

Ongin yazıtının c. parçasındaki D7 satırından başlayan “... yabız bat biz azıg üküşüg körtüg érte sülelim” tér ermiş “amtı beglerim a” tér ermiş “biz az biz” téyin

“…” || ḳaŋım şad ança ötünmiş” tümcesidir. Bu parça Tonyukuk yazıtında Türgiş, On Ok ve Tabgaç ordusunun toplanıp yüz bin kişilik ordunun Yarış ovasında toplandığı bilgisine rağmen, Bögü Kağanın savunma stratejisine karşın Tonyukuk’un güç bela Bolçu’ya vardığı sırada yüz bin kişilik düşman ordusu haberini alan beylere cesaretlendirmeye dönük yapmış olduğu konuşmaya denk düşer. Eğer Tonyukuk yazıtında T 39 satırında geçen sözceler ile Ongin D7-8 satırlarında geçen sözceler arasındaki bir bağlantıyı iktibasları tek tek yargı bildiren tümce kuruluşlarında gösterirsek, ‘biz yabız bat biz’ birinci, ‘azıg üküşüg körtüg’ ikinci, ‘érte sülelim’ üçüncü yargı olarak tér ermiş aracılığıyla doğrudan iktibasları oluşturur. tér ermiş yükleminde

45 Ongin yazıtının D 7-8 satırlarındaki eksik kısımların söyleme fiili té- ile tamamlandığı D 7 için kor[kmatın] yorıyın tép (Erdal 2011, 365), ‘… yorıyın tep’ (Şirin 2016, 644) ile D8 için ‘almazun téyin’

(Berta 2010, 214; Clauson 1957 182) ‘alkınmazun téyin’ (Tuguşeva 2008, 89)

107 sözlerin kaŋım şad, yani yazıt yazıcısının babası olduğunu ança gönderimli ötünmiş yüklemine dayanarak öğrendiğimize göre, bu sözlerin düşmana düzenlenecek akında bir stratejinin tayin edilmesi sırasında yapılmış olduğu anlaşılır. Ardından gelen “amtı beglerim e tér ermiş “biz az biz téyin …” kaŋım şad ança ötünmiş aktarımında iktibas, o sırada, orada hazır bulunan beylere yönelik ünlemli hitabın yapılmasıyla başlar.

Tonyukuk yazıtında da gördüğümüz sayısal azlıktan dolayı korkma söylemi bu parçada da dile getirilmiştir (Bkz. T 39). Dolayısıyla yazıt yazıcısının babası şad, ordu veya beyler içinde büyük düşman ordusuna bakarak dillendirilen “biz az biz” sözcesini ordu ve beylere ait bir sözmüş gibi aktarmış ve [“korkmalım tegelim” téyin …]46 olarak da yapılandırılabilecek aktarım tümcesini söyleyerek ança ötünmiş yapısı ile kendi sözlerini birleştirmiştir. Böylece şad, orduyu erkenden yürütme düşüncesini beylerin olduğu bir istişare anında söyleme eylemini gerektiren ötün- fiili aracılığıyla açmıştır.

Bu söylem de bize, yazıtı yazan oğlu tarafından aktarılarak verilmiştir. Ek olarak Ongin O7 satırındaki aktarım iletilerinden ‘yabız bat biz’ ad tümceleri gramerleşmenin aşamalarını göstermekte oldukça yardımcıdır; *biz yabız bat biz > yabız bat biz. Bu sözceleri tér ermiş ile bize aktaran, yani yazıt dikicisi oğul konuşurun/anlatıcının, bu sözleri ya babasından dinleyerek öğrendiğini ya da doğrudan babasından duymayıp bir başkasından işitmiş olarak aktardığını ermiş'teki {-mIş}47 biçimbiriminden anlayabiliyoruz.

d. kamıl balıkka tegdim korladım altım süsi kelti karasin yıgdım süŋüşdüm begi kaçdı oguz bunça éşig bermedük…|| kelir ertimiz ekin ara ot-teg yagı bolmış “tegmeçi men”

téyin saḳıntım (O K1-2)9-10)

Ongin yazıtında, yazıt adına dikilen kişinin a., b. ve c. parçalarında yazıt sahibinin oğlu tarafından aktarılan bir söylem konuşması varken d. parçasında oğul

46 Yazıtın içeriği Tonyukuk yazıtındaki aynı konuyu anlattığı sezilen T 39 satırı dikkate alınarak 40 numaralı dipnottaki okuyuşlara benzer bir biçimde tarafımızdan doldurulmuştur.

47 L. Johanson’un ermiş ve -miş arasında çizmiş olduğu ayrım için bkz. (2000, 61-87).

108 doğrudan babasını konuşturarak olayları anlatır. Yani yazıtın kuzey yüzünde üslûp değişmiş kaŋ şad adına dikilip oğlu tarafından anlatma tarzı doğrudan kaŋ şad’ın konuşturulmasına geçilmiştir. Bu açıdan yazıtın ölen kişi ağzından onun konuşturulduğu c. parçasındaki “tegmeçi men” téyin sakıntım aktarımı yazıtın sahibi yani doğrudan kaŋ şad'ın sözleri ve kendi sözlerini kendisinin aktarması söz konusudur.

Ancak sakın- eylemi içte gerçekleştirilen bir düşünce sunumunu té- fiili aracılığıyla aktarım kuruluşunda sunduğundan ileti yalnızca içsel olarak düşüncenin sunumundan ibarettir.

e. tegip inime ogluma ança ötledim “kaŋ yorıp élteriş kaganka adrılmaduk yaŋılmaduk”

“teŋri bilge kaganta adrılmalım azmalım” téyin ança ötledim (O K3)11)

Ongin yazıtından alınan e. parçasındaki aktarım kalıbı gerektirim ilişkisini kurduğumuz söyleme fiillerinin bir örneğidir. Temel söyleme fiilleri ile gerektirim ilişkisiyle bağlı bulunan fiillerin gerçekleşme içeriğinde söze dayalı bir oluşumun olması gerektir. Yani e. parçasındaki ötle- ‘öğütlemek’ fiili gerçekleşme sırasında söze dayalı bir boyut taşımalıdır. Bu parçada öğüt içerisinde yer alan söze dayalı ileti té- fiilinin zarf-fiil ekli çekimiyle çerçevelenmiş bir doğrudan aktarım yapısındadır.

Örnekte, söyleme olayını, yani öğütleme işini yapan yine yazıt yazıcısının babası şad'dır, yani doğrudan aktarımların konuşuru babadır; şad, yazıt dikicisi oğul tarafından kendi ağzından konuşturulmuştur. Ayrıca ança ötledim denerek, gönderimsel bir ifade olarak iktibaslara gönderim yapan ança adılı da görülmektedir.

e. ışbara küli çor || … “süke tusu bolayın” tidi ülügi ança ermiş erinç yagıka yalŋus oplayı tegip op(u)lu kirip özi kısga kergek boltı (KÇ D11)23)

Küli Çor yazıtında, D11 satırında geçen f. parçasındaki “süke tusu bolayın”

aktarımı belirli geçmiş zaman T3K'de té- iktibas fiili ile çerçevelenmiştir. Dikkate değer

109 ki, Küli Çor yazıtı anlatısında T3K anlatımı hâkimdir. Parçanın tamamı ve hatta Küli Çor’dan aktarmanın té- fiilindeki zamanı da aynı anlatı tarzının korunduğunu gösterirken aktarım tümcesinin T1K'deki emir çekimli yargısı, doğrudan Küli Çor’un konuşturulmasıyla söyleme bir canlılık kazandırılmış, ses sayısı artmıştır. Dolayısıyla bu sözlerin Küli Çor tarafından söylendiği yani bilgi üreticisi konuşurun Küli Çor olduğunu aktarıcı konuşurun ise yazıtın yazıcısı veya anlatıcsı olan kişi olduğu görülmektedir. Ayrıca yazıt yazıcısının üzüntüsünü dile getirdiği ‘ülügi ança ermiş erinç’ iç sözcesi Küli Çor’un ölümüne duyulan üzüntüsünü belirtmesiyle anlatıya kendisini de katmıştır.