• Sonuç bulunamadı

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4. KARDEŞLER ARASINDAKİ MÜCADELELERİN NETİCELERİ II Kılıçarslan çok başarılı bir saltanatın arkasından son yıllarında ülkeyi Eski Türk

4.2. Ticari ve Ekonomik Neticeler

Anadolu ilkçağlardan itibaren ticaret yollarının kavşak noktasında olmuştur. Bu sebeple de ilk para bu Anadolu’da icad edilmiş, genelde bir ticari canlılık görülmüştür. Anadolu Selçuklu Devleti’nin diğer Türk devletleri ile kıyas edildiğinde en öne çıkan yönlerinden birisi olarak da ticaret ve dolayısıyla ekonomi ile ilgilenmesi dikkat çekmektedir. Böylece Anadolu’nun bu özelliğinden son derece faydalanıldığı gibi, Dünya ve Anadolu ticaret hayatına da çok önemli katkılarda bulunulmuştur. Daha II. Kılıçarslan döneminden itibaren Anadolu Selçuklu Devleti altın para kullanmaya başlamıştır. Bundan önce sadece bakır felsler basılırken bu dönemden itibaren altın, gümüş ve bakır sikkeler bastırılmaya başlanmış, böylece ilk büyük sikke devrimi gerçekleştirilmiştir.325 Ayrıca ilk Selçuklu kervansarayı da daha II. Kılıçarslan ile başlayacaktır. Kendisi Aksaray’a bir konak

323

Cahen, Mesud’un Bizans’la işbirliği yaptığı iddiasıyla öldürüldüğünü belirtmektedir. Cahen, Türkler, s.127; Fakat onun idamında daha ziyade Ankara gibi önemli bir stratejik noktayı elinde bulundurması, oldukça güçlü bir melik olarak tehdit oluşturması, bilhassa Gürcü seferi öncesinde Süleymanşah’ı endişelendirmesi etkilidir. Arık, Siyaseten Katl, s. 86

324 İbnü’l-Esir, s.166, Müneccimbaşı, s.31 325 Erkiletoğlu, Güler, a.g.m.s.49

mesafede, emirlerinden Altunaba tarafından da Konya-Akşehir yolu üzerinde kervansaraylar inşa edilecektir.326 Bunlar ilerleyen yıllarda bir ağ gibi Anadolu’nun dört bir yanını kaplayacaktır. Böylece ticari yollar şenlendirilerek, ticari kolaylıklar tüccarların hizmetine sunulacaktır. Yine II. Kılıçarslan’ın ekonomide dikkat ettiği unsurlardan birisi de zirai hayat ve istihsalin artırılması olmuştur. Bunun için göçebeler yerleştirilmeye çalışılmış, Hıristiyan çiftçiler Selçuklu ülkesine nakil ve iskân edilmiştir.327

II. Kılıçarslan oğullarına büyük bir ülke ile birlikte böylece bir ticari ve ekonomik altyapı da bırakmıştı. Sultanın oğullarının hepsi de, en büyüğünden en küçüğüne kadar, hep bu gerçeğin şuurunda olmuşlardır. Özellikle ilerde tahta geçecek olan Rükneddin Süleymanşah ve bilhassa Gıyaseddin Keyhüsrev babalarında devraldıkları bu altyapıyı çok daha ileriye götürme çabası içersinde olacaklardır. Ancak her şeye rağmen kardeşlerin birbirleriyle mücadeleleri, ticaretin en ihtiyaç duyduğu güven ortamını oldukça olumsuz etkilemiştir. Yaklaşık on yedi yıllık dönemdeki karışıklık ortamı, ekonomik dengeleri sarsmıştır. Anadolu Selçuklu Devletinin en önemli güç kaynaklarından biri olan ticarete de bu mücadelelerin olumsuz etkisi yansımıştır.328 Nitekim bir örnek olarak, Rükneddin Süleymanşah’ın ölümünün ardından tahta çocuk denecek yaşta bir sultanın geçmesi ve akabinde başlayan saltanat mücadeleleri, bu sıralarda Haçlıların Karadeniz kıyılarını istilası ve buradaki ticaret yolunun Türkler aleyhinde tıkanması, çok ciddi bir pazar olan Sivas’lı tüccarları önemli bir sıkıntıya sokmuştur.329

Kardeşler arası mücadelelerin ekonomik açıdan ülkeye en büyük darbesi, kardeşlerin hem birbirleri ile hem de sebep oldukları kargaşa ortamının etkisiyle dış güçler tarafından gerçekleştirilen hücumlar neticesinde şehirlerin tahrip edilmesi, maliyeden askeri hareketlere daha fazla ödenek ayrılması, üretime engel olunması, bağ ve bahçelerin bozulması vb. gibi sebepler görünmektedir. Nitekim Haçlıların bu kargaşa dolayısıyla Anadolu’ya özellikle başkent Konya’ya verdiği tahribat ortadadır ve Haçlıların aldığı

326

Turan, Türkiye, s.234 327

Cahen, 13. yy’ın Başında Anadolu’da Ticaret, Cogito, sayı: 29, 2001 s.133

328 Bu mücadelelerin devam ettiği yıllarda Gıyaseddin Keyhüsrev ile Bizans İmparatoru arasında geçen mücadelenin ticarete vurduğu sekte bu konuda iyi bir örnektir. Nitekim Sultan Keyhüsrev Eyyubi Meliki Adil tarafından Bizans İmparatoruna hediye olarak gönderilen iki arap atını, yolculukta zarar görmüş olmaları sebebi ile mülkiyetine alıp adamlarına bu atlara bakılmasını emretmişti. Ancak bu davranışı farklı değerlendiren, Bizans İmparatoru intikam olarak, Konya-İstanbul arasında ticaret yapan Selçuklu taabiyetindeki Türk ve Rum tüccarları tevkif etmiş ve mallarına el koydurmuştur. Akabinde de iki hükümdar arası gerginleşerek, Keyhüsrev askeri harekete girişmiş ve Menderes vadisi fethedilmekle bazı Bizans köy ve kentleri de tahrip edilmiştir. Kaya a.g.e. s.46-47

ganimette kaynaklara geçmiştir. Yine bu tahribat neticesinde çarşılar yıkılarak, ticarete büyük darbe vurulmuştur. Hatta o kadar ki yıkılan çarşının yerine yenisi yapılmak zorunda kalacağından, bu hadiseden 10 yıl sonra yapılan Altunaba vakfiyesi, Eski çarşı yanında, Yeni çarşının mevcudiyetinden bahsetmektedir.330

Bir başka örnek olarak Rükneddin Süleymanşah’ın Gıyaseddin Keyhüsrev’i tahttan indirmek için yaptığı Konya kuşatması gösterilebilir. Nitekim üç ay süren ve 60 000 kişinin savunduğu bu kuşatma esnasında, bu kalabalığın ihtiyaçları ve kuşatmaya mukavemet için harcanan masraf, bu süredeki iç piyanın durması oldukça önemli ekonomik sıkıntılar doğurmuş ve buna dayanılamayacağını anlayan şehrin ileri gelenleri Rükneddin Süleymanşah’a, yukarda da bahsedildiği üzere, Konya‘dan uzaklaşırsa kendisine sefer masrafı olarak 500 000 dirhem gümüş nakit para, 300 İstanbulî atlas kumaş, 200 altun işlemeli elbise, 3 000 arşın çuha, 10 000 arşın keten, 300 baş at, 10 000 koyun ve 300 deve gibi bir hazine teklif etmişlerdir.331

Kardeşler arası mücadelelerin genel olarak neticelerine bakıldığında; devletin can damarı olan ticarete sekte vurulduğu ve babalarının hazırladığı ticari altyapıyı bu kargaşa döneminde pek kullanamadıkları, ülkenin sürekli sefer, mücadele ve kuşatmalarla ağır ekonomik kayıplar verdiği görülecektir. Nihayet Anadolu siyasi birliği Rükneddin Süleymanşah’ın son döneminde tekrar sağlanıp, Gıyaseddin Keyhüsrev tekrar tahta geçtiğinde sanki bu dönem telafi edilircesine bir çalışmaya gidilmiş, Gıyaseddin Keyhüsrev bu olumsuz günlerden ders çıkarırcasına ticareti canlandırmak için çok farklı çalışmalara girişmiş ve bunu büyük oranda da başarmıştır. Bir taraftan önemli limanlardan Alanya fethedilirken, diğer yandan ticari güvenlik ön plana çıkarılmış, ticarette ilk kez devlet sigortası kavramı geliştirilmiş, bir yandan ticari teşvik olarak vergi kaldırma yoluna gidilmiş, hatta ticaret ülkeleri ile anlaşmalar yapılmıştır.332 Nitekim istikrar döneminde, Anadolu kervansaray ağı ile donatılmış, sigorta garantisi uygulanmış, ticarette çek kullanılmış, önemli ticaret fuarları düzenlenmiş, Anadolu genelinde emniyet tedbirleri alınmıştır.333 Hatta Selçuklu hükümdarları bac, geçiş ve gümrük vergilerini de düşük

330

Turan, Türkiye, s.224, 59 no’lu dipnot 331 İbn-i Bibi, s.35; Baykara, Keyhüsrev, s.20-21

332İbrahim KAFESOĞLU, Hakkı Dursun YILDIZ, Erdoğan Merçil, Müslüman Türk Devletleri Tarihi

(Osmanlılar Hariç), İSAR yay, İstanbul 1999, s.139; Baykara Keyhüsrev, s.51-54; Cahen, Anadolu’da Ticaret, 132-135

oranlara indirmiş veya tamamen kaldırmışlardır.334 Böylece ticaretin gelişmesi için tüm çabalar gösterilmiştir. Benzerini Türk Devlet Geleneğinin değişmesinde de göreceğimiz üzere, kardeşler arası mücadelelerin belki de en olumlu tarafı bu şekilde geçmişten ders çıkararak ileriye yönelik önemli politikalar belirleme şansı doğurması olacaktır.