• Sonuç bulunamadı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. II KILIÇARSLAN'DAN SONRA KARDEŞLER ARASINDAKİ MÜCADELELER

3.1. Gıyaseddin Keyhüsrev’in İlk Saltanatı ve Mücadeleler

3.1.1. Kutbeddin Melikşah ve Saltanat Mücadeleler

Meliklerin en ihtiraslısı olan Kutbeddin Melikşah’ın babalarının ölümünden sonra Konya tahtı için harekete geçmediği görülmektedir. O daha çok Orta Anadolu’da hâkimiyet mücadelesine girişerek, özellikle bazı kardeşleriyle mücadele etmekten öteye gidememiştir. Kutbeddin Melikşah, tahtı ve Konya’yı, babası ve onunla hareket eden en küçük kardeşi Gıyaseddin Keyhüsrev’e karşı kaybettikten ve babasının ölümüyle de Konya ve Selçuklu tahtına Gıyaseddin Keyhüsrev sahip olduktan sonra, Sivas ve Aksaray’ı muhafaza edebilmiş, Elbistan meliki Tuğrulşah ve Kayseri Meliki Nureddin Sultanşah ile de ilişkileri devam etmiştir. Kaynaklar237 Melikşah’ın babasından kısa süre sonra, öldüğüne dair

ifadelerde bulunmaktaysalar da, onun bir süre daha yaşadığı ve kardeşleriyle mücadele ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim birazdan görüleceği üzere Nureddin’in, Kutbeddin Melikşah tarafından öldürüldüğü bilindiğine ve Nureddin’in Süryani Mihael’in238 kaydında geçen Ermeni kralı II. Leon ile mücadelesinin 1195 yılında olduğuna göre, Kutbeddin Melikşah

235 Ali SEVİM, ‘’Keyhüsrev I’’, DİA, 25. cilt, Ankara 2002, s 347 236 İbn-i Bibi, s.23 vd.

237 İbn’ül-Esir, s.84; Müneccimbaşı, s.28; Cahen, Anadolu, s.58 238 Süryani Mihael, s.291

hala bu tarihte hayattadır. Yine 1196 yılında, Kayseri’de, Melikşah adına basılmış bir sikke239 de bunun delilidir. Ayrıca eski bir takvim de, Melikşah’ın Nureddin’i 1196 yılında öldürdüğünü kaydediyor.240

Kutbeddin Melikşah’ın, Keyhüsrev’in saltanatı sırasında Mugıseddin Tuğrulşah’a ait olan Elbistan’a saldırdığı görülmektedir. Büyük kardeşi Kutbeddin Melikşah kadar güçlü olmadığı anlaşılan Tuğrulşah, ona yalnız başına karşı koyamayacağını bildiğinden, Kilikya Ermeni Kralı ile anlaşma yoluna gitmiştir. Buna göre Mugıseddin Tuğrulşah, Ermeni Kralı Leon,’un vasallığını241 kabul ederek, ondan sağladığı yardımlarla Kutbeddin Melikşah’a karşı koyabilmiştir. Böylece Kutbeddin Melikşah buradan eli boş dönerek, Tuğrulşah bu hücumu atlatabilmiştir.(1194–1195)242

Bundan başka Kutbeddin Melikşah’ın Kayseri meliki Sultanşah ile de mücadele içine girdiği görülmektedir. Melikşah, kendisine ait olan Sivas ve Aksaray arasında sefer yaparken, yolunun üzerinde olmamasına rağmen kardeşi Nureddin’in memleketi Kayseri’ye de uğrar ve görünüşte kendisine sevgisini gösterirdi. Hâlbuki gerçek niyeti onun mülkünü elinden alarak, onu yakalamak ve gadretmekti. Kardeşi de onu karşılamaya çıkar ve çekinerek onunla bir araya gelirdi. Nihayet kardeşinin sevgi gösterilerinden sonra kendisinden emin olmuştu.243 Diğer yandan, önce Sultan II. Kılıçarslan’ın, şimdi de Nureddin’in veziri olan İhtiyareddin Hasan ise Nureddin Sultanşah’ı, Melikşah’a inanmaması ve ondan sakınması konusunda tavsiye etmiştir. Gerçekten de Melikşah, son bir seyahatinde kardeşi Nureddin ile Kayseri dışında buluşmuş ve burada onu öldürmüş, şehri de kuşatarak almıştır. Melikşah bununla kalmayarak, vezir İhtiyareddin Hasan’ı da parçalatarak cesedini sokaklarda bıraktırmış, nihayet vezirin cesedi, halkın galeyanı ile Kayseri’de kendi adını taşıyan Hoca Hasan medresesinde defnolunmuştur. Bu olaydan kısa süre sonra Kutbeddin Melikşah da ölmüştür.244 Yukarda da ifade edildiği gibi bu olaylar ve Kutbeddin Melikşah’ın ölümü ancak 1196 yılı veya daha sonra olmalıdır.

Özellikle Kutbeddin’in, Sultanşah ve Tuğrulşah ile mücadele ettiği yıllarda Kilikya Ermeni krallığının, Türkler aleyhinde çok ciddi başarılar elde ettiği görülecektir. Anadolu

239

Bu sikke için bkz; Erkiletoğlu, a.g.e.,s.62 240 Turan, Türkiye,229

241 Tuğrulşah’ın Ermeni kralı Leon’a tabi olduğu belirtilir. Süryani Mihael, s.291 242 Cahen, Anadolu, s..57-58

243 Müneccimbaşı, s.28; İbnü’l-Esir, s.83 244 Turan, Türkiye, s.229

Selçuklu ülkesinde kardeşler arasındaki mücadeleleri fırsat bilen Ermeni kralı Leon, bu yıllarda Rum ülkesinde 72 müstahkem yere hâkim olmuştur. Elbistan Meliki Tuğrulşah, Kutbeddin karşısında, ancak 1195 yılında, Leon’un yanına gidip ona tâbi olarak kendisini koruyabilmiştir. Leon bütün bunlardan sonra, Kayseri Meliki Sultanşah’a karşı yürüyüp onu yenmiş ve Kayseri yakınında bulunan bir müstahkem mevkîyi onun elinden almıştır.245

Kutbeddin Melikşah, Konya tahtını kardeşine devrettikten sonra, kendisine ait olan Sivas ve Aksaray arasında sefer yaparken, yolunun üzerinde olmamasına rağmen kardeşi Nureddin’in memleketi Kayseri’ye de uğrar ve görünüşte kendisine sevgisini gösterirdi. Hâlbuki gerçek niyeti onun mülkünü elinden alarak, onu yakalamak ve gadretmekti. Kardeşi de onu karşılamaya çıkar ve çekinerek onunla bir araya gelirdi. Nihayet kardeşinin sevgi gösterilerinden sonra kendisinden emin olmuştu.246 Diğer yandan, önce Sultan II. Kılıçarslan’ın, şimdi de Nureddin’in veziri olan İhtiyareddin Hasan ise Nureddin Sultanşah’ı, Melikşah’a inanmaması ve ondan sakınması konusunda tavsiye etmiştir. Gerçekten de Melikşah, son bir seyahatinde kardeşi Nureddin ile Kayseri dışında buluşmuş ve burada onu öldürmüş, şehri de kuşatarak almıştır. Melikşah bununla kalmayarak, vezir İhtiyareddin Hasan’ı da parçalatarak cesedini sokaklarda bıraktırmış, nihayet vezirin cesedi, halkın galeyanı ile Kayseri’de kendi adını taşıyan Hoca Hasan medresesinde defnolunmuştur. Bu olaydan kısa süre sonra Kutbeddin Melikşah da ölmüştür.247 Yukarda da ifade edildiği gibi bu olaylar ve Kutbeddin Melikşah’ın ölümü ancak 1196 yılı veya daha sonra olmalıdır.

Melikşah’ın, kardeşleri ile mücadelesi, özellikle de sonuncusu yani Kayseri’yi işgali ve burada Nureddin Sultanşah ile vezirini bir hileyle öldürtmesi, Rükneddin Süleymanşah’ın da endişeye düşmesine sebep olmuştur. Bu zamana kadar kardeşler arası mücadelelerde pek fazla görünmeyen Rükneddin Süleymanşah’ın bu olaydan sonra artık Kutbeddin Melikşah’a karşı cephe aldığı anlaşılmaktadır ve bundan sonra iki kardeş arasında husumet başladığı görülmektedir. İbn-i Bibi’de “Rükneddin Süleymanşah’ın, biraderi Kutbeddin Melikşah’a kin ve düşmanlığı vardı.” diyerek bu husumeti teyit etmektedir ve nitekim Rükneddin Süleymanşah bir şiirinde, “Ey felek gibi dönen Kutb, senden baş çevirmem,

245 Sevim, Selçuklu-Ermeni İlişkileri, s.33; Karş; Jean Pierre BODMER, “Selçukluklular Anadolu’da”,

Cogito, Yapı Kredi yay. 29. Sayı, Güz 2001, s.39

246 Müneccimbaşı, s.28; İbnü’l-Esir, s.83 247 Turan, Türkiye, s.229

Seni bir nokta gibi daireye çekmeyince…”248 diyerek kardeşine meydan okumaktadır. Fakat bütün bu husumete karşı, aralarında fiili bir çatışma da görülmemektedir. Zaten Kutbeddin Melikşah’ın Nureddin Sultanşah ve vezirini öldürmesinden kısa bir süre sonra kendisinin de öldüğünün kaydedilmesi de, böyle bir çatışmaya fırsat vermemiş olsa gerektir. Böylece Kutbeddin Melikşah ile Rükneddin Süleymanşah arasında biraz gerginlik olsa da iki kardeş arasında herhangi bir askeri mücadele olmadığı görülmektedir.