• Sonuç bulunamadı

1. ANADOLU SELÇUKLU ÜLKESİNİN TAKSİMİ VE MEYDANA GELEN BİR TAKIM SİYASİ OLAYLAR

1.1. Ülkenin Taksim Edilmes

1.1.3 Taksimin Mahiyet

Sultan II. Kılıçarslan, eski Türk Devlet Geleneğine göre, devleti bizzat kendi hayatta iken oğulları arasında taksim etti. Kaynakların bir takım farklı rivayetlerine rağmen genelde bu paylaşım şu şekilde oldu104:

1. Kutbeddin Melikşah, Sivas ve Aksaray’a, 2. Rükneddin Süleymanşah, Tokat ve havalisine, 3. Nureddin Sultanşah105, Kayseri bölgesine,

102

Baykara, Keyhüsrev, s.4

103 Kaya, Rükneddin Süleymanşah’ın Tokat melikliğinden bahsederken bu görüşe uygun düşünerek, babasının kendisini taksimden önce de bu bölgeye gönderdiğini, ülkenin taksimi ile birlikte aynı yerinde melik olarak bırakıldığını belirtir. Kaya, a.g.e.s. 54

104 İbn-i Bibi,s.24, ;Karş. Müneccimbaşı, s.25; Turan, Türkiye, s. 217; Sevim-Merçil, Selçuklu, s.446; Öztuna a.g.e.s.447

4. Mugiseddin Tuğrulşah, Elbistan’a, 5. Mu’izeddin Kayserşah, Malatya’ya, 6. Muhiddin Mesudşah, Ankara havalisine,

7. Nasreddin Berkyarukşah, Niksar ve Koyluhisar’a, 8. Nizameddin Argunşah, Amasya’ya,106

9. Muzaffereddin Arslanşah107, Niğde’ye,

10. Şucaeddin Sancarşah108, Ereğli ve Cenup uçlarına,

11. Gıyaseddin Keyhüsrev, Uluborlu ve Kütahya havalisine,109

tayin edildiler.110

Oğullar arasında en küçüklerinin Gıyaseddin Keyhüsrev olduğunda kaynaklar ittifak etmekle birlikte, en büyük evladın Kutbeddin Melikşah veya Rükneddin Süleymanşah olduğu yönünde farklı rivayetler mevcuttur. Ancak bu konudaki değişik rivayetlerin tenkidi, Kutbeddin Melikşah’ın daha büyük olduğunu meydana koyar. Nitekim Rükneddin Süleymanşah, ağabeysi olan Kutbeddin Melikşah hayatta iken, ancak kendi meliklik bölgesinde hüküm sürmüştür. Ne zaman ki Kutbeddin Melikşah ölmüştür ancak ondan sonra harekete geçerek saltanat davasında bulunarak Konya’ya yürümüş ve Gıyaseddin Keyhüsrev’den tahtı almıştır. Rükneddin Süleymanşah’ın en büyük oğul olarak, veliaht ilan edilen Gıyaseddin Keyhüsrev’e karşı yürümesi ve ona karşı isyan etmesi olayında, Melikşah’tan bahsedilmez. Çünkü bu anlatılan olaylar, Melikşah’ın Konya’dan uzaklaştırılması ve ölümünden sonraki olaylardır. Bu nispetle, Rükneddin Süleymanşah ancak Kutbeddin Melikşah ortadan kaybolduktan sonra, en büyük oğul durumuna geçmiş 105

Aksarayi ve İbnü’l-Esir, Nureddin Sultanşah’ı, Nureddin Mahmud olarak göstermektedir. Bkz: Kerimüddin Mahmud AKSARAYİ, Müsameretü’l-Ahbar, Çev: Mürsel Öztürk, T.T.K., Ankara 2000, s.23 ; İbnü’l-Esir, İslam Tarihi, El-Kamil Fi’t-Tarih Tercümesi, Çev; Ahmet Ağırakça, Abdülkerim Özaydın, 12. cilt, Bahar yay., İstanbul 1987 s. 83

106 İbnü’l-Esir, Amasya’yı II. Kılıçarslan’ın yeğenine verdiğini belirtmektedir. s. 83, Cahen,( Türkler, s. 122) de böyle düşünmekle birlikte, Sancarşah’ı II. Kılıçarslan’ın kardeşi ve Argunşah’ı da onun oğlu, böylece de yeğeni olarak belirtmektedir ki, buna pek imkan görünmemektedir.

107 Aksarayi s.23 Arslanşah’dan bahsetmez. Ancak on bir oğul olduğunu kabul eder. İbnü’l-Esir s. 83’de hem Arslanşah, hem de Sancar şah geçmemektedir.

108

Sancarşah ve Arslanşah’ın ünvanları, M. Neşri’nin Kitab-ı Cihannuma’sında bulunmaktadır. Mehmed NEŞRÎ, Kitab-ı Cihannuma( Neşrî Tarihi), Haz: Faik Raşit UNAT, Mehmed Altay KÖYMEN, I. Cilt, TTK, Ankara 1949, s.33; Karş. Baykara, Anadolu’nun taksimatı, s.48

109 İbnü’l-Esir s.83; Aksarayi, s.23; Müneccimbaşı, s.25,gibi kaynaklar, taksim olayında Gıyaseddin Keyhüsrev’e Konya’nın verildiğini söylerler ki, bu da ilk zamanlarda Gıyaseddin Keyhüsrev’in Konya’nın batısında, babasının yanında veliaht olarak bulunması ve batıdaki bir takım fetihlerle birlikte Uluborlu ve civarına kayması ile açıklanabilir.

110 II. Kılıçarslan’ın, evlatlarından başka Şehinşah’ın oğlu olan iki yeğenine de bir takım hisseler verdiği rivayet edilmektedir. Bkz: Müneccimbaşı; s.26. Yukarda belirttiğimiz gibi İbnü’l-Esir, s.83 ve Cahen, Türkler s.122’de 11 oğul arasındaki bazı meliklerin, II. Kılıçarslan’ın yeğeni olduğunu ifade etmektedirler.

ve bundan sonra saltanatı küçük oğul Gıyaseddin Keyhüsrev’den almak üzere kendisinde hak olduğunu iddia edebilmiştir. Bu nedenle bazı kaynaklar kendisinin en büyük oğul olduğu üzerinde yanılgıya düşmüş olmalıdırlar.

Taksim ile ilgili bir takım olaylarda olduğu gibi, kardeşlerin sayıları ve yerleri konusunda da farklı rivayetler mevcuttur. Yukarda ki listede belirtildiği üzere bu taksim aslında 11111 oğul arasında gerçekleşmiştir. Diğer taraftan bir takım kaynaklar ise, bu sayıyı 12112, olarak göstermektedirler. Fakat bu sayı daha çok Oğuz Kağanın’ın 12’li sistemini hatırlatmakta ve ona uygun olarak rivayet edilmiştir.113 Bazı kaynakların ise, Sultan’ın kardeşi ile yeğeninin de bu taksimde olduğunu belirtmesi114, 12 oğul olduğunu iddia edenlerin, bu kardeş ve oğullarının hisseye dâhil olması ile ilgili bir karışıklık meydana getirmiştir. Yine bir ihtimale göre eğer, 12. oğul var ise bunlardan biri bu taksim olayından önce ölmüş olmalıdır.115

İbnü’l-Esir, Müneccimbaşı ve Aksarayi, Gıyaseddin Keyhüsrev’i, Konya’da116 melik olarak gösterirken, İbn-i Bibi ise Uluborlu bölgesinde117 melik olarak göstermektedir. Nitekim her iki rivayet birlikte doğru olarak kabul edilebilir. Şöyle ki, II. Kılıçarslan ilk zamanlarda en küçük oğlu olan Gıyaseddin Keyhüsrev’i Konya bölgesinde kendisine yakın olarak bırakmıştır. Hatta Mahmuthisar tekkesindeki kitabenin 1180 tarihi doğru ise muhtemelen Keyhüsrev’in burada melik olduğu sıralarda yaptırılmıştır. İlerleyen yıllarda batı yönünde meydana gelen fetihlerle birlikte bu bölgeler, Gıyasedin Keyhüsrev’in bölgesi olarak genişlemiş ve Gıyaseddin bu bölgelere doğru kaymıştır. Nitekim gerçekten de, Uluborlu 1182’de fethedilince, batının önemli bir merkezi olması hasebiyle, Gıyaseddin Keyhüsrev’in Uluborlu’ya yanında atabeyi, hocaları, diğer idare kadrosu ile birlikte gönderildiği görülecektir.118 Esasen Gıyaseddin Keyhüsrev’i Uluborlu meliki olarak gösteren İbn-i Bibi’nin, taksim olayında Gıyaseddin Keyhüsrev’e veliahtlık verildiğini söylemesi ve veliaht olması hasebiyle de çoğu zaman Konya ‘da babasının yanında

111 İbn-i Bibi, s.24; Turan, Türkiye, s.217; Sevim-Merçil Selçuklu, s.446; Öztuna a.g.e.s.447; 112 Abul Farac, s.463 ; Turgal.a.g.e.,s.20

113 Baykara, Keyhüsrev.,s.3-4 114

İbnü’l-Esir, s.83; Cahen, Anadolu, s.53; Müneccimbaşı, s.25 115 Turan, Türkiye, s.238

116 İbnü’l-Esir, s.83; Müneccimbaşı,s.25;Aksarayi, s.23

117 İbn-i Bibi, s.24, ve ondan naklen Turan, Türkiye, s. 217; Sevim-Merçil, Selçuklu, s.446; Öztuna a.g.e.s.447

kaldığını bildirmesi de bu durumu destekler mahiyettedir.119 Böylece Keyhüsrev’in ilk zamanlarda Konya’da babasına yakın bulunduğu sıralarda Konya meliki, Uluborlu ve çevresinin fethedilmesiyle de Uluborlu meliki olarak bulunabileceği kabul edilebilir.

1.2. Ülkenin Taksim Edildiği Yıllarda Anadolu Selçuklu Ülkesi ve