• Sonuç bulunamadı

Kutbeddin Melikşah’ın Babasına Karşı Saltanat Mücadeles

2. KARDEŞLER ARASINDAKİ SALTANAT MÜCADELELERİNİN SEBEPLERİ VE II KILIÇARSLAN DÖNEMİNDE MÜCADELELER

2.2. Saltanat Mücadelelerinin Başlaması

2.2.1. Kutbeddin Melikşah’ın Babasına Karşı Saltanat Mücadeles

Sultan II. Kılıçarslan oğullarına memleketi paylaştırdıktan sonra, kendisi Konya’da yanında Veziri İhtiyaredddin Hasan ve diğer devlet erkânıyla birlikte hüküm sürmekte idi. Kendisi meliklerin metbûu sıfatı ile merkezî gücü temsil ederken, devlet işlerini vezirine idare ettiriyordu.172 II. Kılıçarslan’ın ülkeyi taksim etmesini müteakip, önceleri fazla bir sıkıntı meydana çıkmamıştır. Hatta yukarda uzunca anlatıldığı üzere meliklerin bazıları bölgelerinde oldukça başarılı gelişmelere de imza atmışlardı. Fakat bir süre sonra evlatların, saltanat mücadelesine giriştikleri görülmüştür. İlk olarak, tahtta bulunan babasına karşı, iktidar mücadelesine girişen de, Aksaray ve Sivas Melik’i Kutbeddin Melikşah’tır. Kardeşler arasında en büyük, en ihtiraslı ve en kudretli olan Kutbeddin Melikşah, babasına tahakküm ederek, kardeşlerini ortadan kaldırmak ve itaat altına almak

171 Süleymanşah keskin zekâsı, kuvvetli şahsiyeti yanında son derece adaletli ve halka karşı da şefkatliydi. Bunun yanı sıra, ilme ve sanata son derece yakın bu nispetle, âlim ve sanatkârların da hamisi idi. İbn-i Bibi, s. 34 vd ; Karş; Kaya, a.g.e. s, 94

amacındaydı. Böylece dağılan devleti de kendi hesabına toplamayı düşünüyordu.173 Kutbeddin bu düşüncelerini gerçekleştirmek için, en büyük oğul olarak geleneğin kendisine tanıdığı rüchaniyetten faydalanmak istiyor, bu konuda babasını da bu geleneğe uyması için teşvik ediyordu.174 Hatta Kutbeddin’in babasının kendisini veliaht ilan etmesi konusunda da böyle bir davaya giriştiği görülecektir. Böylece babasının ölümüyle de her yönden meşru bir sultan olarak tahta geçmenin hesaplarını yapıyordu.175 Kutbeddin bunlardan başka, 1187 yılında Selahaddin Eyyubi’nin kızı ile nişanlanmak gibi önemli bir siyasi girişimde de bulunmuştur.176 O bu hareketiyle güçlü bir sultanın kuvvetini de arkasına almak istemiştir. Fakat Kutbeddin bütün bu şartları kendisinde toplasa bile, bu şartlar yeterli olmuyordu. Nihayetinde devlet erkânının da kendisini kabul etmesi, bu duruma rey vermesi gerekiyordu. Başta vezaret makamı olmak üzere devlet erkânı ise Kutbeddin’in sultan olmasına kesinlikle rey vermiyorlardı. Onun tavır ve davranışları beğenilmiyordu. Hatta sultanın veziri ve işlerinin naibi olan İhtiyareddin Hasan, Türkmenlerle Kutbeddin Melikşah’ın yakınlığından şüphelenerek, Türkmen tehlikesine karşı sultanı uyarmakta ve sultanı oğluna karşı kışkırtmakta idi.177

Kutbeddin Melikşah devlet erkânına bir türlü kendisini sevdirememiş olmakla birlikte, onun büyük destekçileri ve en büyük kozu ise Türkmenlerdi. Türkmenlerle sıkı bir ittifak içersinde bulunan Kutbeddin, diğer kardeşlerine nazaran en fazla kuvveti kendisinde bulunduruyordu.178 Bu kuvvetin de verdiği cesaretle saltanat için harekete geçmiştir. Diğer yandan devlet ileri gelenlerinin II. Kılıçarslan’ı oğlu aleyhinde kışkırtmaları ile baba ile oğul arasındaki ihtilaf giderilemez hale gelmiştir. Nihayet, Sultanın işlerini yürüten veziri ile oğlu arasında 1188 yılında ihtilaf çıktı. Bunu müteakip Kapadokya memleketlerinde

173 Gordlevski, s.52; Turan, II Kılıçarslan, s.697 174 Kaya, a.g.e.s.36-37

175

Kutbeddin gerçekten de bu düşüncesinden dolayı babasına tahakküm etmeye başladığı ilk anlarda kendisini veliaht ettirmişti. Esasında daha bu yılarda ve önceleri babasının küçük oğul Gıyaseddin Keyhüsrev’e de yakın olduğu bilinmektedir ve muhtemelen de daha ülkenin taksimiyle birlikte Gıyaseddin veliaht olarak seçilmişti. Bu itibarla da Keyhüsrev, ilk başta babasına çok yakın bölgelerde meliklik yapıyor ve çoğu zamanını babasının yanında Konya’da geçiriyordu. Müneccimbaşı, s.27. Kutebddin’in bilhassa bu yakınlıktan rahatsız olarak bir an önce kendi sultanlık hakkını elde etmek için ilk kez ve babasına karşı mücadeleye giriştiği tahmin olunmaktadır.

176 İbn’ül-Esir, Bu evliliği bizzat II. Kılıçarslan’ın düşündüğünü, böylece veliahd ilan ettiği Kutebeddin’in hâkimiyetinde ülkeyi tekrar birleştirmek istediğini kaydeder. Ayrıca bu duruma diğer kardeşlerin karşı çıktığını da belirtir. s. 83; Turan ise bu rivayetin asılsızlığı üzerinde durmaktadır. Türkiye, s.227; Ayrıca Selçuklu meliklerinin evlilikleri hakkında geniş bilgi için bkz: Uyumaz, a.g.m. s.397-421

177 Bilhaasa devlet erkânı saltanat davalarında genellikle son sözü söyleyen bir kurum olarak bulunmaktaydı. Bkz: Kaymaz, a.g.m.s.100 vd.; Karş. Çay, II. Kılıçarslan, s.106; Kaya, a.g.e.s.37

178 Nitekim ilk olarak saltanat davasında olan Kutbeddin’in hareketlerinde, Türkmenlerin katkısı olduğu, bilhassa Türkmen Beyi Rüstem’in bu konuda kendisine destek verdiği görülmektedir. Cahen, Anadolu, s.54

kargaşalık oldu. İki taraf arasında Kayseri’de bir çarpışma meydana geldi. Fakat Sultan’ın ihtiyarlığına saygı gösteren oğlunun askerleri, Sultan’a karşı savaşmak istemeyerek, geri çekilince, Kutbeddin Melikşah da tekrar Sivas’a çekilmek zorunda kaldı. Sultan II. Kılıçarslan ise, hiddetinden oğlunun ordusuna katılan 4 000 Türkmenin yok edilmesini istemiştir.179

Bu hareketinden başarısız olarak dönen Kutbeddin Melikşah, bu kez de eniştesi, yani Sultanın damadı ve Erzincan Meliki Fahreddin Behramşah’ı (1168-1225) kendi davasına zorlayarak, Sultan ile arasını bulmasını istemiştir. Hatta bu konuda Kutbeddin Melikşah ile Fahreddin Behramşah arasında gizli bir anlaşma olduğu rivayet edilir ki, Fahreddin Behramşah da, kardeşlerin en ihtiraslı ve kuvvetlisi olan Kutbeddin Melikşah’ın, müstakbel Selçuklu sultanı olacağını, böylece de kendi arasını Kutbeddin Melikşah ile açmaması gerektiğini düşünmüş olmalıdır. Netice itibariyle, Sultan ile oğlunun arasındaki mücadelede, araya giren Fahreddin Behramşah, iki taraf arasında barış yaptırmaya muvaffak olmuştur.180 Ayrıca bu anlaşma ile Sultan’ın vezirini azletmesine de yardımcı olmuştur. Nitekim oğulları ile arasını düzeltmek isteyen Sultan II. Kılıçarslan da vezirini azletmiştir. Vezir’in, görevden ayrılmasından sonra giderken, yolda Türkmenler tarafından parçalanarak katledildiği rivayet edilirse181 de, Kayseri’de ki vezire ait 1193 tarihli kitabe, bu rivayetin yanlış olduğunu; vezirin buradan ayrıldıktan sonra Nureddin Sultanşah’a vezir olduğu ve ancak Kutbeddin Melikşah’ın Kayseri’yi kardeşi Nureddin Sultanşah’tan aldığında kardeşi ile birlikte veziri öldürdüğü anlaşılıyor.182

Diğer taraftan bir takım rivayetlere göre, Sultan bu taksim işinden pişman olarak, devletini tekrar Kutbeddin Melikşah idaresinde birleştirmek istemiş, bu maksatla da bu oğlunu takviye maksadıyla Mısır ve Suriye hâkimi olan Selahaddin Eyyubi’nin kızı ile evlendirmeğe teşebbüs etmiştir. Fakat diğer kardeşler kendi ellerindeki yerleri vermeğe yanaşmadıkları gibi, Sultanın bu olaydan sonra oğullarına iyice sözü geçmez olmuş ve oğulları arasında itibarı da kaybolmuştur. Bu nedenle Sultan, oğullarından kimin yanına varsa (son olarak gittiği Gıyaseddin Keyhüsrev hariç) pek bir kabul görmemiştir.183 Hâlbuki Sultan II. Kılıçarslan’ın saltanatı Melikşah’a bırakmadığı, bilakis onun

179

Süryani Mihael, s.281; Karş: Abu’l-Farac, s,450; Özaydın, s.402; Turan, Türkiye, s.225

180 Behramşah bundan sonra da Selçuklulara taabiyetten ve sadakatten ayrılmamış ve Sultan ile oğulları zamanında da ordusu ile de Selçuklularla aynı safta mücadele etmiştir. Turan, Doğu Anadolu, s.62,

181 Süryani Mihael, s.281–282; Abu’l-Farac, s.450 182 İbnü’l-Esir, s.83; Turan, Türkiye, s. 225–226 183 Müneccimbaşı, s.26; İbnü’l-Esir, 83

tahakkümünden kaçarak daha sonra, ona karşı savaşa giderken öldüğü düşünülürse, bu rivayetlerin yanlışlığı ortaya çıkar.184 Ayrıca yine Haçlıların Konya muhasarasından sonra Sultanın, Fredrich Barbarossa’ya oğlundan yakınarak o anki durumunu anlatması da, Melikşah’ın babası üzerindeki ağır baskısını ve Sultanın da bu durumdan memnuniyetsizliğini göstermesi açısından önemli olup, bu rivayetlerin asılsızlığına başka bir delildir.

Kutbeddin Melikşah nihayet vezir İhtiyareddin Hasan’ın azledilmesiyle önündeki en büyük engeli kaldırmış oluyordu. Kutbeddin vezirin azledilmesinden kısa süre sonra, 1189 kışında, maiyetindeki Türkmenlerle beraber, Konya’ya yürüyerek babasına mensup emirleri bertaraf etmiş, kendisini zorla veliaht ilan ettirmekle birlikte, babasını da yanında esir Sultan gibi tutmuştur (1190).185 Böylece devlet yönetiminde usulen babası olmakla birlikte, fiili iktidarı Kutbeddin Melikşah ele almıştır. Bir takım kaynaklarda186 Kutbeddin Melikşah’ın 1189’da veliaht olduğunu söylemeleri de bu olaylarla ilgilidir.

III. Haçlı seferi Anadolu kapılarına geldiğinde Selçuklu idaresinde durum bu idi. Birazdan da görüleceği üzere; Kutbeddin Melikşah Konya’ya girdiğinde babası II. Kılıçarslan, Fredrich Barbarossa’ya anlaşma yapmak üzere elçi göndermişken, bunu öğrenen Kutbeddin Melikşah da, Alman İmparatorunun Anadolu’ya girdikten sonra kendi aleyhinde faaliyette bulunmaması için, alelacele kendi elçisini gönderecektir. Fakat daha sonra bu anlaşmaya uymayarak başta Kutbeddin Melikşah, kardeşleri ve bir kısım Türkmenler Haçlılara şaşırtıcı bir darbe vuracaklardır. III. Haçlı seferi Anadolu’ya girdiği anda Anadolu’nun siyasi durumu böyle olmakla beraber, meliklerin daha sonraki faaliyetleri, ilk olarak Haçlılarla girdikleri ilişkilerle birlikte, bunu müteakip kendi aralarındaki mücadeleler de, Haçlıların Anadolu’yu terkinden sonra olması hasebiyle daha sonra ele alınacaktır.

184 Turan, Türkiye, s. 227

185 Müneccimbaşı, s.27-28; Çay.a.g.e.,s.106 ; Turan, II. Kılıçarslan, s. 697 186 Uzluk, Anonim Selçukname, ,s.26