• Sonuç bulunamadı

The Impact of Life-Long Learning on Society

Belgede Bildiri Kitab›/ Cilt 1 (sayfa 78-86)

Moderatör: Prof. Dr. Ömer Demir(Yüksekö¤retim Kurulu, Ankara, Türkiye) Kat›l›mc›lar:(Alfabetik s›rada)

Prof. Dr. Lerzan Özkale(‹stanbul Teknik Üniversitesi, ‹stanbul, Türkiye)

Prof. Dr. Atilla Silkü(Ege Üniversitesi, ‹zmir, Türkiye)

zinle paylaflmak istiyordum. “Düflük puanl› yurt d›fl›ndan bir kurumdan bir ö¤renci s›n›f›ma yatay geçifl yapt›” de-di. “S›n›fta ön yarg› ile hemen ilk derste kim bu diye sordum. O da üzülerek ve utangaç bir flekilde kalkt›. Bak ara-da flu kaara-dar puan fark›yla buraya geldiniz. Sana çok büyük bir imkân sunuldu ama gözüm üzerinde dedim” ve “Sonra da utand›m, s›n›f ortas›nda böyle bir fley yapm›fl olmaktan. Ama dönem sonunda s›n›f›n birincisi o çocuk oldu” diye ekledi. Belki sonuçta bu konuflman›n da etkisi olmufl olabilir.

‹nsanlar›n bir bilgiyi kazanm›fl olmalar›n›n yolu tek midir? Yani bir s›navdan geçmek midir? Belli yaflta bir oku-la gitmek midir? Bunoku-lar› daha çok düflünmemiz gerekir art›k. Bunoku-lar›n dünyada yo¤un biçimde tart›fl›ld›¤›n›, ül-kemizde de bir yaflam boyu ö¤renme stratejisi belgesi oluflturuldu¤unu, Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n koordinasyo-nunda ilkö¤retimden üniversite ö¤retimine kadar her aflamada bu alanda yapmam›z gereken düzenlemelerin ana hatlar› ile belirlendi¤ini biliyoruz. Ama, flu anda benim bildi¤im kadar›yla, yüksekö¤retim kurumlar›m›zda, sürek-li e¤itim merkezlerinde hayat içinden formel ö¤retim d›fl›ndaki yollarla kazan›lm›fl olan bilgileri ölçmeye yönesürek-lik mekanizmalar› henüz gelifltirmifl de¤iliz. Dolay›s›yla, bu toplant›larda böyle bir karar verip sonra kendi üniversi-tesinde bir ilke imza atanlar›n ç›kmas›n› bekliyoruz. Örne¤in A bölümü mezunu olmak için ö¤renim kazan›mlar›-m›z› belirledik. Bir aday›n bu kazan›mlara sahip olup olmad›¤›n› ölçmek için flu ölçüm araçlar›n› gelifltirdik. Bir ki-fli bize gelir de “ben o kazan›mlara sahibim” derse, bunlar› nereden elde etti¤ine bakmaks›z›n biz onu ölçer ve ona örgün ö¤retimimizde verdi¤imiz diploman›n ayn›s›n› veya eflde¤erini veririz, diyen bir üniversitemiz ç›kt›¤› za-man, bu alanda nihai somut ad›m› atm›fl olaca¤›z. Buna, bu toplant›lar›n az da olsa katk›s› olacak diye düflünüyo-rum.

De¤erli kat›l›mc›lar, dört konuflmac›m›z vard›, biri gelmeyince aç›l›flta biraz uzun konuflarak, bir konuflmac› da ben kendimi eklemifl oldum.

‹lk konuflmay› yaflam boyu ö¤renme konusunda, ne, niçin ve nas›l sorular›na cevap aramak üzere; bu konu üze-rinde çal›flm›fl, bu konunun Bologna karnemizdeki yerini çok iyi bilen Bologna uzmanlar›m›zdan ‹stanbul Teknik Üniversitesi ö¤retim üyesi Lerzan Özkale Hocam›za söz verece¤im. Daha sonra di¤er hocalar›m›z›n aç›l›mlar›yla devam edece¤iz. Bu panel içerisinde zaman zaman örtüflmelerin olabilece¤ini baflta da söylemifltim. Çünkü hala bu konunun somut uygulamalar›n› gösterecek sunufllar yapabilecek durumda de¤iliz. Somut örnekleri uygulamalar› inflallah ileriki kongrelerimizde birlikte tart›fl›r›z. Onun için kat›l›mc›lara da görüfllerini ifade etmek için yeterin-ce süre vereyeterin-ce¤iz. Hocam buyurun, söz sizde.

Prof. Dr. Lerzan Özkale:

Herkese günayd›n. Ömer Hocam, teflekkür ederim, aç›l›fl için. fiimdi ben di¤er iki meslektafl›mdan farkl› ola-rak çok genel ve yeni moda deyimiyle büyük resme bakmam›z› sa¤layacak birkaç bir fley söylemek istiyorum. Bu hafta bu konu üstüne neler söyleyebilirim diye düflünürken bir taraftan da Avrupa Komisyonu’na üniversiteler ve üniversitelerin flemsiye kurulufllar› taraf›ndan Erasmus konusunda yap›lan yüksekö¤renim alan›ndaki proje baflvu-rular›na hakemlik yapmaktayd›m Brüksel'de. Bu arada flimdiye kadar hep yaln›z oldu¤um bu hakemlikte bu y›l Türkiye'den iki de¤erli ö¤retim üyesi arkadafl›mla birlikteydik. Dolay›s›yla bütün hafta yüksekö¤renime, üniversi-teye, üniversitenin toplumu flekillendirmedeki rolüne yönelik yaflayarak ö¤renme ve sizlere de oradan bir fleyler aktarma f›rsat› buldum diye düflünüyorum. Birincisi bu haftaya iliflkin flunu söyleyeyim ki, her ne kadar Türkiye Erasmus projelerine 2003-2004’den beri kat›l›yorsa da ne yaz›k ki hala bu projelerde hem baflkan olarak yani ko-ordinatör kurum olarak, hem de kat›lan üniversitelerin sadece ortak üye olarak kat›lmas› konusunda çok geride-yiz. Bir kere haz›r burada ö¤retim üyesi meslektafllar›m› bulmuflken flunu belirteyim: Bu konuda hakikaten yapa-cak çok ifl var, baflvurayapa-cak iyi kaynak var ve buradan Türkiye'ye çok büyük fayda sa¤lanabilir. Gerçekten çok de-¤iflik projeler yap›l›yor, dede-¤iflik konularda projeler öneriliyor. Toplumu flekillendirme projeleri de buna bir örnek. Buradan bir k›sa örnek verip as›l konuflmaya geçece¤im. Mesela öncelikler içersinde yönetiflim reformu, finansal reform, bütçe reformu ve de en önemli konulardan flu anda Avrupa'da konuflulan ve proje sunulan konulardan bir tanesi üniversite-sanayi iflbirli¤i. fiimdi "üniversite-sanayi iflbirli¤i bizim y›llard›r e¤ildi¤imiz bir konu, bunun ne-resi yeni" diyeceksiniz. Bunun hiçbir taraf› yeni de¤il fakat çok yeni yöntemlerle yani çok somut örneklerle üni-versiteyi flirketlerle bir araya getiriyorlar ve büyük ölçüde de küçük ve orta ölçekli flirketlerle çok birebir çal›flan üniversitelerin veya üniversite kurulufllar›n›n baflvurular› var. Gerçekten ö¤renme konusunda eskiden sunulmufl ve kabul edilmifl öyle projeler var ki bunu projeleri de¤erlendiren Executive Agency'nin sayfas›ndan bulabilirsiniz. Buralardan geçmiflte verilmifl baflar›l› projeler, onlar›n web sayfalar›nda yer alan raporlar› ciddi bir ö¤renme süre-ci ve f›rsat› yarat›yor hepimiz için. Bu h›zl› ö¤renme süresüre-cine ihtiyac›m›z var; bu tür projeler sunarak toplumu fle-killendirmek ve yaflam boyu ö¤renmenin somut örneklerini sunabilmek için. Böylece konuflmama bir araçla bafl-lam›fl oldum. Dedim ya bütün hafta kafa yordum ama di¤er iki hoca arkadafl›m gibi bafl› sonu belli bir konuflma

haz›rlamamay› tercih ettim. Asl›nda belki daha çok soru ve tart›flmaya olanak verir böyle biraz kopuk kopuk suna-ca¤›m düflünceler.

fiimdi yaflam boyu ö¤renmenin topluma flekil vermedeki etkileri neler olabilir deyince; önce niye böyle bir ih-tiyac›m›z var, yani neden yaflam boyu ö¤renme ve neden topluma flekil verelim? Ö¤renme toplum aç›s›ndan bu ka-dar önemli midir? Ben bir iktisatç›y›m. ‹ktisatç› meslektafllar›m beni daha yak›ndan anlayacaklard›r. Bu ihtiyac›n çok temel bir nedeni var. ‹flsizlik bütün dünyan›n sorunu! Ülkemizin de sorunu! Bir taraftan iflsizlik var bütün dün-yada, ama bir taraftan da aç›k ifller var. Ve o ifllere baflvuru yok! Bu olabilecek en etkin olmayan iktisadi sorun ve-ya iktisadi durum, dolay›s›yla ve-yaflam boyu ö¤renmenin bu yeni ortave-ya ç›kan aç›k ifller veve-ya her zaman aç›k kalan ifl-lere uygun insanlar yetifltirmede veya becerileri, birikimleri yeniden flekillendirmede ve yönlendirmede son dere-ce önemli bir katk›s› var. Dolay›s›yla niyesine belki herkes kafa yormuyor ama üstünde düflünündere-ce bunun en önemli birinci neden oldu¤una karar verdim do¤rusu. fiimdi bunu söyledi¤imiz zaman o ifllere iliflkin becerilerin tan›mlanmas› gerekecek tabii o zaman, yani aç›k olan ifllere niye bu kadar iflsizlik varken kimse baflvurmuyor. Ve-ya baflvuram›yor. VeVe-ya baflvursa da seçilmiyor. ‹flte orada Ömer Hocan›n da sözünü etti¤i yeterlilikler meselesi or-taya ç›k›yor. fiimdi yeterlilikler konusuna yine Türkiye'de konufltu¤umuz flekliyle Bologna sürecindeki a盤›m›za bakt›¤›m›zda, h›zl› giden ülkelerle veya erken yola ç›km›fl ülkelerle aram›zdaki a盤› kapatmak için biraz h›zl› gi-diyoruz. Zarar› yok, hata yap›l›rsa düzeltilerek devam edilir. Bir yerinden bafllamak laz›m, biraz h›zl› gitmekte fay-da var. Bunu kendi aram›zfay-da düflünerek, konuflarak bütün Bologna toplant›lar›nfay-da dile getirerek yap›yoruz. Ama kendi programlar›m›za özgü kayg›lara kendimizi fazla kapt›r›p büyük resme iliflkin çok fazla kafa yormuyoruz. Oy-sa niye bu yeterlilikler? Yeterlilikler bizim ne iflimize yarayacak? ‹flte bu yaflam boyu ö¤renmede ciddi bir ihtiyaç var. Aç›k ifller var ama o aç›k ifllere baflvuracak kimse bulam›yoruz. ‹flte hem kiflilerin sahip oldu¤u yeterlilikler bel-li oldu¤unda hem de o ifllerle ilgibel-li somut tan›mlar belbel-li oldu¤unda bu sorun önembel-li ölçüde giderilmifl olacak. ‹fl ilanlar›na bak›yoruz. ‹flte iyi bir üniversiteyi bitirmifl olmak, filanca diplomaya sahip olmak, üç y›l deneyimli olmak ama bunun ötesinde o iflin gerektirdi¤i baflka fleyler yok mu? Kuflkusuz var ama onlar fleffaf de¤il, bilmiyoruz on-lar›. Dolay›s›yla bence bu ifl âleminin de yeterlilikler konusunda bizim kadar düflünmeye bafllamas› önemli bir yol kat etmemizi sa¤layacak diye düflünüyorum.

fiimdi ikinci k›sm›na gelince, niyesi üstüne kafa yorduktan sonra nas›l›na geldi¤im zaman iflte bu yeterlilikler meselesi. fiimdi buna bir örnekle devam etmek istiyorum. Baz› toplant›larda da kulland›¤›m için belki baz›lar›n›z için ikinci kez olabilir ama yaflam boyu ö¤renmenin önemli bir katk›s› da erken emeklili¤in veya istemeden emek-lili¤in yani iflsizli¤in günümüzde ortaya ç›kard›¤› ciddi durumlardan bir tanesine çözüm olabilmesidir. fiimdi bir bankac› düflünün, hep tarihe merakl› olmufl olsun, tarih okumufl olsun, iyi tarih ö¤renmifl olsun! Bugün için Tür-kiye'de bu hiçbir fley ifade etmiyor de¤il mi? Yani kendisine faydas› olabilir, belki ailesine ve yak›nlar›na da ama bunun ötesinde halen Türkiye'de bu birikimin baflkaca de¤erlendirilmesi mümkün de¤il. ‹flte yaflam boyu ö¤ren-menin enformel yollar›ndan bir tanesi önceki birikimin derecelendirilmesi. Eminim di¤er konuflmac› arkadafllar›m benden sonra bunun yollar›n› aç›klayacaklar, ayr›ca bu üç gün boyunca da konuflulmufltur. ‹flte bu süreçte, bu n›mlar› yapmak, yani yeterlilikleri belirlemek asl›nda bu kiflinin belki de erken emekli oldu¤u için yaflad›¤› bir ta-k›m mutsuzluklar› hem aflmas›na hem de bir yerde bir tarih ö¤retmeni a盤› varsa o tarih ö¤retmeni a盤›n› da patacak flekilde yard›mc› olacakt›r. Örne¤in bir y›ll›k ilave ö¤renme süreci ile bir tarih ö¤retmenli¤i diplomas› ka-zand›rarak çok önemli bir ifl yap›lm›fl olacakt›r. Bu da yaflam boyu ö¤renmenin yine derecelerle ilgili k›sm›! Ama hiç derecelerle ilgili olmadan, tamamen toplumun ö¤renme ihtiyac› olan konular› araflt›ranlar›m›z›n bu ö¤renme ihtiyac›n› yönlendirmede çal›flarak tam aç›k ve esnek tan›m›yla yaflam boyu ö¤renmeye katk›da bulunmas› da ga-yet mümkün.

fiimdi böylelikle nas›l›n› da söyledikten sonra, bir miktar önümüzdeki engellere de¤inerek bitirmek istiyorum. Her fley güzel yani bir s›k›nt› yok, niyesini söyledik kabul ettik, nas›l›n› söyledik aç›klad›k. Peki, sorun nerede? Is-rarla dile getirdi¤im en önemli engel, toplumumuzun ö¤renme konusundaki isteksizli¤i. Bu hem ö¤rencilerimizi hem bizleri kaps›yor. Hepimizi. En son dün okudum. Belki baz›lar›n›z biliyordur. ‹stanbul Kültür Üniversitesi’nin 34 ilde 132 ilçe de 2000 küsur üniversite ça¤›ndaki ö¤renci ile yürüttü¤ü bir kamuoyu araflt›rmas› var. 9-10 Nisan 2011’de yap›lm›fl görüflmeler; bu konuda iyi bir de araflt›rma flirketi ile. Hepinizi sonuçlar›n tamam›n› okumaya davet ediyorum. Çok çarp›c› ve çok üzücü. Örne¤in üniversite tan›m›na bakt›¤›n›z zaman Ortaça¤ ilk nerede ç›k-m›fl falan diye de bak›yorsunuz. Ne kadar güzel, ülkemizde de seviyoruz biz çok eski kurumlar var demeyi. Hatta medreselere kadar giderek biz de çok eskiden beri yüksekö¤renim olan bir ülkeyiz diyoruz. Peki, sorun nerede? Sorun flurada: Örne¤in ö¤rencilere sormufllar, üniversite e¤itiminden beklentiniz ne? Yanl›fl hat›rlam›yorsam yak-lafl›k %50’si bir diploma ve bir ifle yerleflme olana¤› diyor. Bir fley ö¤renmek de¤il, bir diploma ve bir ifle yerlefl-me! Üniversitenin tan›m› bu mudur? Ama demek ki bunu veremiyoruz; birincisi bu. ‹kincisi, internetten ne

s›k-l›kla yararlan›yorsunuz sorusu. Birinci yüksek s›ks›k-l›kla %30’lar civar›ndaki bir kesim günde iki üç saat demifl. Gün-de iki üç saat internette neyle u¤rafl›yorsunuz diye sordu¤unuzda yine en yüksek oranda (herhalGün-de sizler Gün-de tah-min edersiniz) sosyal paylafl›m siteleri ç›k›yor. Yani ö¤renmeyle ilgili hiçbir taraf› yok, dehflet verici bir fley! On-dan sonra televizyon izleme al›flkanl›klar› geliyor. Avrupa üniversite gençli¤ini, gidip gelerek hepinizin zaman za-man gözleme f›rsat›n›z olmufltur. fiafl›rtacak kadar bizden farkl› olarak televizyonla alakas› olmayan bir üniversite gençli¤i var Avrupa'da. ‹zlemiyorlar televizyonu! Bizimkilere sorulmufl. Yine en yüksek oranda iki üç saat televiz-yon izliyorlar. Tabii ki di¤er cevaplar da var ama ayr› soru olarak soruldu¤unda en yüksek izlenen program nedir diye, tahmin edebilece¤iniz gibi yar›s› diziler diyor. Yani ö¤renmekle ilgili bir fley yine yok.

Bitirirken, ‹skoçya'da y›llar evvel bir Bologna seminerinde, ‹skoç e¤itim sistemini anlat›rken söylemifllerdi. Bi-liyorsunuz, ‹skoçya çok baflar›l› örneklerden bir tanesi. E¤itim sistemlerinin en önemli özelli¤i nedir sorusuna "me-rak uyand›rmak" diye cevap vermifllerdi. Ö¤rencinin me"me-rak›n› uyand›r›rsan›z ö¤renir dediler. Çok do¤ru, bunu da hepimiz biliyoruz ama bunun üstünde çok fazla düflünmüyoruz. Merak uyand›r›lamayaca¤›na ben inanm›yorum. Yani mutlaka meraklar›n› uyand›racak yöntemler bulmak mümkün. Öyle bir örnekle bitirece¤im. American Soci-ety of Engineering Education yay›nlar›n› ve düzenli ayl›k dergilerini hep izlerim. May›s say›s›nda çok ilginç bir ör-nek vard›. Yani bu sorunlar sadece Türkiye'de yok. Örne¤in Amerika'da yüksekö¤retim alan›nda, lisans düzeyinde mühendislik e¤itimindeki en büyük sorunlardan biri mesela matematik derslerinin mühendislik okuyan ö¤renciler taraf›ndan sorgulanmas›. Yani "Bu kadar çok matemati¤in mühendislikle ne alakas› var? Niye ha bire biz matema-tik okuyoruz?" diyormufl ABD'de ö¤renciler. Matemamatema-tik hocalar› da bunu ö¤renciye anlatmada sorun yafl›yorlar-m›fl. National Geographic'de Mythbusters diye bir program var; Google yaparsan›z bunu bulabilirsiniz. Youtu-be’dan iki tane örnek örne¤e bakabildim. Bir tanesi bir su ›s›t›c›s›n› yeterince uzun kaynat›rsan›z, yani termostat›n› devreden ç›kart›p uzun süre kaynamas›na izin verirseniz acaba birkaç kat tavan› delip geçebilir mi, bunun deneyini çekmifller. Evet deliyor ve geçiyor birkaç kat› delerek ç›kabiliyor. fiimdi ö¤renciye bunu gösterip bunun hesab›n› yapt›r›yorlar matematik dersinde ve dolay›s›yla art›k bir mühendislik ö¤rencisi için matemati¤in tart›fl›l›r hali kal-m›yor. ‹ki saat sürüyor çünkü çözüme ulaflmalar› ama sesleri ç›kmadan iki saat boyunca o hesab› yap›yorlar. Bir bafl-kas› da çok ilginç, iki telefon rehberini sayfa sayfa birbirine kar›flt›r›yorlar yani iskambil ka¤›d› karar gibi ondan son-ra da iki ö¤renciye veriyorlar çek bakal›m ay›son-rabiliyor musun diye. Sürtünmenin etkisiyle iki ö¤renciyi b›son-rak›n, an-cak iki tank ay›rabiliyor. Dolay›s›yla ö¤renciye bu iki telefon rehberinin birbirine birlefltikten sonra aralar›ndaki sür-tünmeyi hesapla dedi¤iniz zaman buna sinirleniyor ama bu örne¤i gördükten sonra evet benim bunu yapmam ge-rekiyor diyor. Evet, umar›m bizlerin aras›nda da Mythbusters'a bakmak için bir merak uyand›rabilmiflimdir en az›n-dan. Ö¤renmeyi, hep birlikte ö¤renmenin bol oldu¤u günleri karfl›lamak üzere teflekkür ediyorum, dinledi¤iniz için.

Prof. Dr. Ömer Demir:

Hocam, biz de teflekkür ediyoruz. Hemen ikinci konuflmac›m›z Atilla Hocama sözü veriyorum, buyurun lütfen.

Prof. Dr. Atilla Silkü:

Say›n Baflkan, Say›n YÖK Üyelerimiz, De¤erli Panelistler, De¤erli Kat›l›mc›lar, hepinizi sayg› ile selaml›yo-rum. De¤erli Lerzan Hocam›n b›rakt›¤› noktada, ‹skoçya tabii ki bir nostalji benim için de çünkü ilk yurt d›fl› de-neyimimdi. Hayat boyu önemli bir örnek olmas› anlam›nda botanik bahçesinde yaflça k›demli bir ‹skoç han›me-fendi ile yapt›¤›m konuflmay› hat›rl›yorum. Bana Türkiye ile ilgili sorular sormufltu. Tabii o dönemde de medya okuryazarl›¤›n›n ne kadar önemli oldu¤unu biliyoruz. Biliflim ça¤›, teknoloji ça¤›, bugün sunumda da bahsedece-¤im üzere internet, bugün bilgi edinmemek gibi bir flans›m›z yok art›k. ‹lk yurt d›fl› deneyimim asistanl›k y›llar›m-dayd›. K›z›m›n ilk yurt d›fl› deneyimi ise iki yafl›ndayken bizle birlikte bir konferansa kat›lmas›yd› ve hedef kitle-miz bu grup. O anlamda da yaflam boyu ö¤renmeyi planlarken bu hedef kitle ile olan iliflkikitle-mizi de göz önüne al-mam›z gerekti¤ini düflünüyorum. 21. yüzy›l tabii ki, daha önceki dönemin, 19. yüzy›l›n getirdi¤i endüstri ça¤›, 20. yüzy›l›n getirdi¤i moderniteyle birlikte geliflen ulus devlet kavram› ve beraberinde Ayd›nlanma felsefesi ürünü bir fildifli kule içerisindeki üniversitenin tekrar toplumla bütünleflti¤i, her zaman da, Hocam›n da vurgulad›¤› gibi, toplum üniversite ve sanayi üniversite iflbirlikleri aç›s›ndan da çeflitli sosyo-politik geliflmeler ve kültürel giriflim-ler bab›nda yeniden tan›mland›¤› bir yüzy›l. Bu ba¤lamda üniversite kavram› baflta olmak üzere yönetiflime yöne-lik olarak yönetim anlay›fllar› de¤ifliyor ve bununla biryöne-likte e¤itim modelleri de tabii ki. fiu an bakt›¤›m›z zaman uzaktan e¤itim konusunda, Ali Ekrem Hoca da aram›zda san›r›m, Ege Üniversitesi bir uzaktan e¤itim çal›fltay› ile birlikte ‹flletme Yönetimi alan›nda ilk program› oluflturmufl bulunuyor. Bugün say›s› 170’e ulaflan üniversiteleri-mizin birço¤unda uzaktan e¤itim de alternatif bir model olarak kendisini gösteriyor ve bilgi toplumu içerisinde yer alan bireylere hedef kitle olarak e¤itim sürecini yaymak üzere üniversiteler planlamalar›n› yap›yorlar. Bu anlamda

yaflam boyu e¤itim nedir diye bakt›¤›m›z zaman yeni paradigmalar karfl›m›za ç›k›yor ve çocukluktan emeklilik son-ras›na kadar olan bir süreci kaps›yor. Öncelikle formel ö¤renme, ilk ve orta ö¤retim kurumlar›nda, üniversiteler-de verilen e¤itimin yan› s›ra bir üniversiteler-de enformel ö¤renme boyutu ile sosyalizasyonun en önemli unsurlar›ndan birisi. E¤itim bu anlamda tabii ki aile içi e¤itim, akran e¤itimi, topluluk içinde ö¤renme gibi çeflitli süreçleri içeriyor. Ya-flam boyu ö¤renimin ise sosyal amaçl› ö¤renmenin yan› s›ra çok farkl› amaçlar ba¤lam›nda resmi e¤itim sistemle-rine iliflkin bir alanda yer ald›¤›n› görüyoruz. Bu anlamda insana ve bilgiye daha çok yat›r›m yapmak, dijital okur-yazarl›k, yabanc› dil, sosyal iletiflim becerileri olmak üzere bilgi ve beceri kazand›r›lmas›n› motive etmede ve es-nek, yenilikçi ö¤renme f›rsatlar›n› gelifltirme anlam›nda da de¤erlendirebiliyoruz. Bu ba¤lamda da dört temel ama-c› gerçeklefltirmesinde bilginin olmazsa olmaz›, sürekli güncellenmesi gerekiyor. Bu dört temel amaç ise öncelik-le bireysel tatmin, Lerzan Hocam›n da ifade etti¤i gibi her fley merak duygusuyla bafll›yor; bilimde merak görüyo-ruz ki önem tafl›yor. Bilmek, ö¤renmek kiflinin kendini bütüncül olarak gerçeklefltirmesi aç›s›ndan öz gerçeklefltir-me süreci bunun en önemli unsuru. Tabii ki kat›l›mc› ve aktif bir yurttafll›k süreci de gerekiyor modern toplum içerisinde, çünkü ayn› zamanda küreselleflmenin beraberinde getirdi¤i demokratizasyon süreci de görüyoruz, ki son günlerde etkin bir flekilde gündemi iflgal ediyor. Bireyin sosyo-ekonomik yaflam›n her evresinde kat›l›mc› ol-mas› ön koflul. Sürekli istihdam edilebilirlik anlam›nda tabii ki niteliklerimizi gelifltirmemiz gerekiyor. Bu anlam-da dil portfolyosuna sahip olmak, dilimizi gelifltirmek, yabanc› dil bilgisini art›rmak, bunu özgeçmifllerimizle ka-n›tlayabilmek istihdam›n en önemli unsurlar›n› oluflturuyor. Dördüncü boyut sosyal entegrasyon.

Toplumsal bazda ötekilefltirilmemek için, marjinalde yer almamak için, sosyal d›fllanman›n engellenmesi ve her-kese e¤itim anlam›nda öncelikle eflit f›rsatlar›n sa¤lanmas› gerekiyor. Ve tabii ki Bologna Süreci. Her fley Sorbon’-da bafll›yor, 1998’de. 1999’Sorbon’-da Sorbon’-da bir deklarasyonla birlikte 19 Haziran’Sorbon’-da 31 Avrupa ülkesi Bologna Deklarasyo-nu’nu yay›nl›yorlar ve bugün 170 üniversite içerisinde Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Sakarya ile bafllayan AKTS etiketine baflvuru sürecinde de bu y›l itibari ile 11 üniversitemiz san›r›m Bologna ile ilgili programlar›n› gelifltirmifl ve karfl›laflt›r›labilir akademik dereceler, iki basamakl› e¤itim sisteminin oluflturulmas›, AKTS kullan›m›, mobilite -en önemlisi demifltik-, ö¤retim üyesi, ö¤r-enci anlam›nda hareketlilik ve kalite güv-encesi boyutuyla da süreci

Belgede Bildiri Kitab›/ Cilt 1 (sayfa 78-86)