• Sonuç bulunamadı

Araflt›rma yöntemi rejimlerinin evrimi (Wissema, 2009)

Belgede Bildiri Kitab›/ Cilt 1 (sayfa 159-163)

E¤itim, Araflt›rma ve Bilimleraras› Metodoloji

fiekil 10: Araflt›rma yöntemi rejimlerinin evrimi (Wissema, 2009)

Bu hatalar›n bir k›sm›, araflt›rmac›n›n dürüst, yans›z yapt›¤› de¤erlendirmelerden kaynaklanmaktad›r. Bir k›s-m› ise, “bilgide tahrif” kapsak›s-m›na girmektedir (Güvenen, 2010). Bu kapsamda sistemi yönlendiren en belirgin aç›klay›c› de¤iflken, güç ve paran›n gücünün yönlerdirdi¤i sosyo-ekonomik sistemlerdir.

Toplam bilgi sisteminin %3 d›fl›nda kalan büyük oran› bilimsel nitelik tafl›mayan bilgidir ve temelde güç ve pa-ran›n gücünün yönlendirdi¤i bir bilgi sistemidir.

International Data Group (IDG) taraf›ndan Mart 2008 y›l›nda yap›lan araflt›rmaya göre 2007 y›l›ndaki, elek-tronik ortamda kay›tl›, veri miktar›: 2.25 x 1021 bits (281 milyar gigabytes).

Bir roman sayfas› yaklafl›k olarak 250 kelimeden oluflacak olursa ve yaklafl›k olarak 2000 karakter içeriyorsa; 2.25 x 1021 bits = 140.6 x 1015 roman sayfas›

140.6 katrilyon sayfa = 140.6 milyon (milyar sayfa)

Elektronik ortamda depolanan bilginin üstel bir fonksiyonla artt›¤› bilinen bir olgudur.

Tablo 2, dünyada ilk 500’de süper bilgisayarlara sahip ülkelerin listesini vermektedir. Tabloda görüldü¤ü gibi Çin, saniyede 2566 trilyon ifllem yapan 41 “süperbilgisayara” sahiptir. ‹fllem h›z›nda ABD’nin önünde geçmeyi sa¤layabilmifltir.

Tablo 3'de, 2002 ve 2008 y›l›nda, 100 kifliye düflen toplam internet kullan›c› say›s› dünya, belirli bölgeler ve baz› ülkeler kapsam›nda verilmektedir. 2008 y›l›nda, Güney Kore, 81 kifliyle 1. s›rada, ‹ngiltere 78 kifliyle 2. s›rada, Almanya 3. s›rada, 4. s›rada ABD ve 5. s›rada Japonya yer almaktad›r. Türkiye’de 100 kifliye düflen kullan›c› say›-s› ise 34’tür.

Haber, veri, istatistik, bilgi genelde hata pay› olmayan ya da “do¤ru” fleklinde alg›lanmaktad›r. Veriler, bilgi-ler, istatistikbilgi-ler, gerekti¤i düzeyde incelenmeden araflt›rma, yorum ve karar sistemlerinde kullan›lmaktad›r. Bu hu-susun yaratt›¤› tahribat ve yan›lma ulusal ve küresel düzeyde çok dikkatle araflt›r›lmas› gereken bir olgudur.

Bilim metodolojisinde, “hermeneutics” (ilk kayna¤a gitme) temel bir kurald›r (Gadamer, 1976).

Bilgi ve iletiflim teknolojileri, sadece insanlar›n hayat›n› etkilemedi, ayn› zamanda topluma belirli bir bilinçlen-me, firma ve kurum yönetiminde, karar sistemlerinde ve akademik hayata yeni araflt›rma alanlar› sa¤lad› (Hand, 2007). Ancak, bilgi güvenirlili¤i ve bilgi tahrifat› konusunda yeni sorunlar getirdi. Bu sorunlar, tüm karar sistem-lerini, araflt›rma ve ö¤retim yap›s›n› da etkilemekte ve yüksek alternatif maaliyetler oluflturmaktad›r.

“Bilgi kirlili¤i”, çevre kirlili¤i kadar ciddi bir konudur ve hassasiyetle de¤erlendirilmesi, çözüm üretilmesi ge-rekir.

Bilimsel araflt›rma, teknoloji, inovasyon, ürün, talep zincirinin etkinli¤i, dünya düzeyinde katma de¤er olufltu-rabilece¤imiz bilim ve teknoloji alan›nda dünya düzeyinde seçkin üniversite ve kurumlar›n gelifltirilmesi, Türki-ye’nin gelece¤i bak›m›ndan büyük önem tafl›maktad›r. Üniversiteler, kamu, ifl dünyas› ile sürekli etkileflimde he-def ve stratejilerini gerçeklefltiren 3. Kuflak Üniversiteler ve “Ulusal Araflt›rma Merkezleri” önemli bir geliflme sa¤-lama olas›l›¤›na sahiptir. Ayn› zamanda araflt›rma ve üretim aras›nda yak›n etkileflim temin edebilmektedir.

Tablo 2: Dünyada ilk 500’de süper bilgisayarlara sahip ülkeler(www.top500.org).

Ülke Maksimum ‹lk 500’de toplam

H›z (Tflops)* “süper bilgisayar” say›s›

Çin 2566 41 ABD 1759 274 Japonya 1192 26 Fransa 1050 26 Almanya 826 26 Rusya 350 11 Güney Kore 316 3 ‹ngiltere 275 25 *Saniyede 1012 ifllem

Bu yaklafl›m, kaynak kullan›m›n›n etkinli¤i, verimlili¤in üstel bir fonksiyonda geliflmesi kapsam›nda, ispat edil-mifl bir stratejidir.

‹nsanlar›n refah ve mutlulu¤u, toplumlar›n, Türkiye ve dünyan›n gelece¤i, özgürlük, bilim, de¤erler sistemi, kültür ve kat›l›mc› demokrasi; tarih bilincini, stratejik öngörüyü, sorumlulu¤u, gerçeklefltirme onur ve azmini ge-rektirir.

Yüksekö¤retim, araflt›rma, bilim, bilgi sistemleri, stratejik planlama, karar sistemleri “Türkiye optimali” ve “in-sanl›k optimali” aray›fl›nda, bar›fla, in“in-sanl›k refah›na katk› sa¤layabildikleri sürece, en önemli katma de¤erlerini sa¤lam›fl olurlar (fiekil 11).

Bilgi ve iletiflim teknolojileri internet ekonomisini, ekonomide büyümeyi, inovasyonu yönlendirmektedir (OECD, 2010). Bu olgu, özellikle çok faktörlü çok sektörlü verimlilik art›fl›n› sa¤layarak ekonomide büyümeye yans›maktad›r (Güvenen, 2009).

Karar sistemlerini belirleyen temel kurum ve karar al›c›lar: Uluslararas› dinamikler, ulus devletler, uluslarara-s› kurulufllar, uluslarüstü firmalar, sivil toplum kurulufllar›, bireyler fleklinde belirlenebilir (Güvenen, 2009).

Dünya ekonomisinin %51’ini teflkil eden uluslarüstü firmalar›n uluslararas› düzeyde karar sistemlerinin en et-kileyici de¤iflkeni oldu¤unu belirtmek yanl›fl olmaz.

Tablo 3: 100 kifliye düflen toplam internet kullan›c› say›s›(Unesco Science Report, 2010).

2002 2008

Dünya 10.77 23.69

Geliflmifl Ülkeler 37.99 62.09

Geliflmekte Olan Ülkeler 5.03 17.41

Az Geliflmifl Ülkeler 0.26 2.06 Avrupa Birli¤i 35.29 64.58 Japonya 46.59 71.42 Çin 4.60 22.28 OECD 42.25 64.03 Fransa 30.18 70.68 Almanya 48.82 77.91 Rusya 4.13 32.11 Güney Kore 59.80 81.00 Türkiye 11.38 34.37 ‹ngiltere 56.48 78.39 ABD 58.79 74.00

Türkiye Optimali, ‹nsanl›k Optimali

Bilimsel Yorum, Ölçme, Model Karar Sistemleri

Dünya Dinamikleri Türkiye

Tüm belirtilen hususlar, yüksekö¤retim, araflt›rma, bilim kapsam›nda karar sistemlerine girdi teflkil eden bil-ginin, bilgi sistemlerinin asgari hatal› bilgi derleme, ölçme, modelleme ve yorumlamada etik boyutu gerekli koflul kabul eden yaklafl›mla Türkiye ve insanl›k optimaline yönelen bir amaç tafl›maktad›r.

Kaynaklar

Gadamer, H.-G., (1976), “Philosophical Hermeneutics” Berkeley: University of California Press

Güvenen, O., (2008), “Economic Prosperity, Interaction with Science, Knowledge and Value Systems” in A.M. Herzberg, Editor, Statistics, Science and Public Policy, Vol. XII, Queen’s University, Ontario, ISBN: 978-1-55339-152-4 p.49.

Güvenen, O., (2000), “The Interaction between Econometrics, Information Systems and Statistical Infrastructure: Anticipation and Comparative Analysis in a Decisional Structure”, Journal of the Turkish Statistical Association, Vol. 3, Nr. 1-2, Ankara, pp. 22-43.

Güvenen, O., (2009), (Bilkent Üniverstesi, “Dünya Sistemleri, Ekonomileri ve Stratejik Araflt›rmalar Enstitüsü” (DSEE) ve Stratejik Öngörü, Bilimleraras› metodoloji ve Karar Sistemleri Kapsam›nda Baz› Yorumlar), Türkiye’de Stratejik Düflünce Kültürü ve Stratejik Araflt›rma Merkezleri: Bafllang›c›ndan Bugüne Türk Düflünce Kurulufllar›, Editörler: Hasan Kanbolat ve Hasan Ali Karasar, Nobel Yay›nlar›, Ankara, s.285, ISBN:978-605-395-187-2

Güvenen, O., (2009), “E¤itim, Bilim, Teknoloji Vizyonu”, Türkiye’nin 2023 E¤itim Vizyonu, Türkiye Özel Okullar Birli¤i, s.62, ISBN: 978-975-00250-1-3

Güvenen, O., (2010), “Lecture Notes”, Bilkent Üniversitesi, Ankara, s. 127

Hand, D. J. , (2007), Information Generation, How Data Rule our World, Oneworld Publications, Oxford, ISBN: 13 -978—85168-445-8, p.ix

OECD, (2010), Information Technology Outlook, ISBN: 978-92-64-08466-7 OECD, (2010), Science, Technology And Industry Outlook, Paris

TÜ‹K, www.tüik.gov.tr TÜB‹TAK, www.tubitak.gov.tr

Unesco Science Report, (2010), UNESCO, Paris, ISBN: 978-92-3-104132-7

Wissema, J.G.H., (2009), Üçüncü Kuflak Üniversitelere Do¤ru, Özye¤in Üniversitesi Yay›nlar›, ‹stanbul, sayfa XIV, ISBN: 978-605-5625-00-9

Abstract

The ‘structuralists’, welfare economists and specialists in public finance who believe in the philosophy of 'welfare state' and in the role of the government in promoting welfare of the people in general, and in the externalities asso-ciated with education on the one hand, and the ‘neo-liberal' economists who have staunch faith in market philoso-phy on the other side constitute two distinct schools of thought on issues relating to financing higher education. The debate between the two sides is intense. The structuralists argue in favour of a dominant, if not a monopolistic role of the state in financing of higher education. On the other hand, the neo-liberals argue for drastic cut in state finances and increasing reliance on markets, on private finances and even privatisation and commercialisation of higher edu-cation. In more recent years, a third school is emerging, which argues for seemingly a middle path, a method of mixed financing. While mixed financing is not altogether new, new forms of public-private partnerships are being proposed. The new modes of public private partnerships often described as a business deal, involve mainly, transfer of public resources to private sector in higher education. In fact, the third school is not much distinct from the neo-liberal school of thought. Its arguments are a part of the main arguments of the neo-neo-liberals, though there is one major difference. When one argues for mobilisation of private finances and privatisation of higher education, the role of the state is visualised to be one of a facilitator, providing an enabling framework for the private sector to grow, and to eventually replace the public system. Those who argue in favour of PPP, argue for the State to go beyond and provide finances to the private sector for it to grow. The arguments of these schools need to be critically examined.

Key words: Financing, approaches, higher education, mixed finanching.

Belgede Bildiri Kitab›/ Cilt 1 (sayfa 159-163)