Tevrat ve İncil’lerde ki Tanrı tanımlarının biri biriyle tamamen zıt olması oldukça ilgi çekicidir. Çünkü Hıristiyan dünya Kitab-ı Mukaddes adı altında her iki kitabı kutsal kabul edip onların Tanrı sözü olduğuna inanmaktadır. Özet olarak Eski anlaşma olarak adlandırılan Tevrat Tek ve Yüce bir Tanrı, Özellikle Pavlus’un Mektuplarını içeren İncil’ler ise bir kabul edilen üç tanrı olduğunu anlatmaktadır. Hıristiyanlar ve daha sonra ortaya çıkan ve Katolik İnançlarını temizlediğini iddia eden Evanjelikler üç Tanrı inancını benimsemiştir. Tevrat ve İncil’lerde Tanrı konusuna daha önce genişçe yer ayırmıştık. Her ikisinin karşılaştırmasında ise Eski Anlaşmada
tek olan Tanrı Yeni anlaşmada nasıl olup ta üçe çıkmış olduğu sorunu üzerinde durmak gerekir.Tanrı’nın değiştiğini yada insanlara farklı davrandığını söylemek de imkansızdır. Zira Kitab-ı Mukaddes’in kendisi bunu reddetmektedir. “Ben RAB’bim,
değişmem.”271 “Tanrı insan değil ki,Yalan söylesin; İnsan soyundan değil ki,
Düşüncesini değiştirsin.”272
Hıristiyanlığın çıktığı dönemde ve Coğrafya’da Tevrat’ı temel alan Yahudilik dışında yoktu. Yahidiler’in ise Hıristiyanlığın ilk yayıldığı toplum olan Roma’lılar (Gentile) arasında sorunlar büyüktü. Hakim ve Baskın olan Roma kültüründe ise çok Tanrılı dinler vardı. İsa gelmeden önceki inanışlarda ve geldikten sonraki tanımlamalarda Yahudiler’in Kıralı idi. Ancak daha sonra Yahudilerin kralından Romalı İsa’ya dönüştürülmüştür. İşte bu dönüşüm sırasında hem bir Tanrıya, hem de üçlü Tanrı’lığın bir parçasına dönüşmüştür. Bu dönüşüm zorunlu kılan nedenler ise şöyledir.
İlk olarak Gentile’ye bu inanç oldukça yabancıydı. Kendileri Tek Tanrı inancına çağrıldıklarında baskın ve yaygın Roma inançlarını terk etmeleri mümkün görünmüyordu. Onlara daha az yabancı gelecek Yahudilerin değil de kendilerinin inancı olduğunu hissettirecek motiflere ihtiyaçları vardı. Zaten kendi inançlarında var olan İnsan-Tanrı, Üç Tanrı, Kıyamette gelecek Kurtarıcı, Kurtarıcının kendisini insanlar için feda etmesi gibi öğeler bu yakınlaşmayı sağladı. Böylece Hıristiyanlık Roma’lılar arasında daha hızlı yayıldı. Bu yeni icat edilen inançsal benzerliklerle de kalınmayıp ibadetler, semboller ve giysilerde de dahi benzerlikler sağlandı. Yahudiliği düzeltmeye gelen İsa’nın dini artık değişmiş, Roma pagan dinlerini ıslah eden yeni bir dine dönüştürmüştü. Hıristiyanlığın dahice bir idoloğu olan Pavlus karmaşık bir
kişiliğe sahiptir. Hıristiyanlığı Yahudilikten ayıran kişidir.273
İkinci olarak Hıristiyanlığın önündeki en büyük engel Roma İmparatorluğu idi. Yahudiler’i her zaman kendisine tehdit olarak görmüş onları kurtarıcı beklentisine sokmuştu. Dolayısıyla Yahudiler’in içinden çıkan İsa içinde aynı tutumu benimsedi. Birilerinin İsa ve mevcut iktidarı barıştırması gerekiyordu. Bunun için Haksızlara, zorbalara karşı savaşmayı emreden Tevrat Tanrı’sı, Kralı’ın sözü Tanrı’nın sözüdür. Bu değişim Hıristiyanlığa daha sonra Resmi din olma kazancını sağlayacaktır.
2 7 1 Kitab-ı Mukaddes, Malaki, 3:6. 2 7 2 Kitab-ı Mukaddes, Sayılar, 23:19. 273
Üçüncü olarak Hıristiyanlığın benimsenebilmesi için yeni bir din haline getirilmesi gerekiyordu. Çünkü Hıristiyanlık öz itibarıyla Yahudilikten hiç farklı değildi. İsa yalnızca bazı küçük değişikler yapmıştı. Bu yüzden insanlar İsa’ya çağrıldıklarında daha önce zaten bildikleri Yahudilik akla geliyordu. Bu değişiklik için daha önce var olan dini metinlerden yararlandılar. Hıristiyanlığın kurucusu kabul edilen Pavlus zaten hem Mısır hem Hint hem de Roma dinleri hakkında bilgiliydi.
Son olarak ise Yahudiliğin, sünnet, Cumartesi Ayini, dini bayramlar gibi ibadetlerinden kurtulmak gerekirdi. Çünkü bunlar Yahudilikle özdeşleşmiş, Gentile’nin hoşlanmadığı şeylerdi.
Kitab-ı Mukaddes’te anlatılmayan, söylenmeyen ve hatta gizlenmeye çalışılan bir Tanrı vardır. Bu Tanrı anlatılan Tanrı’ya hiç te benzememektedir. Verilecek olan Kitab-ı mukaddes alıntılarından da anlaşılacağı gibi bu Tanrı Hıristiyanların bildiği ve inandığı Tanrı değildir. Onların inandığı tanrı lütufkar, insanları seven, merhametli , kendi oğlunu insanlara verecek kadar insanlara düşkün bir Tanrı’dır. her şeye gücü yeter ,yorulmaz, uyumaz, bıkmaz, kızgınlık göstermez. Barışçı ve sevecen bir Tanrı’dır o. Ama Kutsal Kitap içinde gizli kalmış söylenmeyen bir başka tanrı gözükmektedir. Bu Tanrı Eski Anlaşma Tanrısıdır. Yeni anlaşmaya geçerken sanki Tanrı fikirlerini ve huylarını değiştirmiştir. Bir başka Tanrı olmaya karar vermiştir. Başlangıçta bu çok büyük bir iddia gibi gözükse de gerçektir.
Tanrının sayısı belli olmayan oğulları vardır. Yapılan çevirilerle bu durum
gizlenmeye çalışıldığı da gözden kaçmayan bir husustur.274 “İlahi varlıklar insan
kızlarının güzelliğini görünce beğendikleriyle evlendiler.” 2 7 5
Tanrı Savaşçı İntikamcıdır; İsrail oğullarından olmayan tüm milletlere karşı
düşmanlık kin ve nefretle dolu olduğunu açıkça ifade eden Eski Anlaşma Tanrı’sı tüm insanlara acımasızca davranmayı öğütleyen Tanrı Yeni anlaşmada ve dolayısıyla misyoner Evangelistlerin dilinde sevgi Tanrı’sı tüm insanları seven Tanrı’ya dönüşmektedir. Hatta zulmü değil adeta katliam ve soykırım yapmayı emreden bu cümleleri onların görmemiş olduklarını kabul edilemez. “Musa’ya, «Bu halkın bütün önderlerini gündüz benim önümde öldür» dedi, «Öyle ki, İsrail halkına öfkem
yatışsın.»”276 RAB kıskanç, öç alıcı bir Tanrı’dır. Öç alır ve gazapla doludur.
2 7 4 Elehohim ve Ben kelimeleri için Bkz. Yaratılış, 6:2; Yaratılış, 6:4; Eyüb, 1:6; Eyüb, 2:1; Eyüb, .38:7
. Bu kelimeler Oğul ve Oğulları anlamına gelirken İlahi varlıklar olarak çevrilmiştir.
2 7 5 Kitab-ı Mukaddes Yaratılış, 6:2. 2 7 6 Kitab-ı Mukaddes, Sayılar, 25:4.
Hasımlarından öç alır, Düşmanlarına karşı öfkesi süreklidir.277 Bu örnekleri
çoğaltmakta mümkündür.278
Barışı Sevmeyen Tanrı; Bugünkü Hıristiyanlık inancına göre İsa; ‘Tanrı’nın oğlu’ ve aynı zamanda ulûhiyet vasfı taşıyan bir ‘tanrı’dır. Bugünkü İncillerdeki
İsa’nın, elinde kılıç ve ateş, yeryüzündeki huzur ve barışın yok olması için görevli ayrılıkçı birisi olduğu anlaşılıyor. Dahası var; aynı İsa, krallığını kabul etmeyen düşmanlarının, gözlerinin önünde öldürülmesinden zevk duyan câni bir sadist görüntüsü veriyor. Bütün bunlar; Hıristiyanlığın sevgi, barış, hoşgörü ve diyalog dini olduğu iddialarını çürütüyor. “Ben dünyaya ateş atmağa geldim. Şimdiden tutuşmuş ise daha ne isterim... Dünyaya selamet getirmeye mi geldim, sanıyorsunuz? Size derim
ki: Hayır; fakat daha doğrusu, ayrılık getirmeğe geldim!”2 7 9 “Yeryüzüne selamet
getirmeye geldim, sanmayın; ben selamet değil, kılıç getirmeye geldim...”280 “Lakin
üzerlerine kral olmamı istemeyen o düşmanlarımı buraya getirin ve önümde
öldürün!”281
Kötülük Yapan Tanrı; Fazlaca yorum yapmaya ihtiyaç duymayan açık ve net
ifadelerle Tanrı’nın insanları aldattığı iyi olmayan onları dehşete düşürecek kadar kötü yasalar verildiğinden bahsetmektedir. İlk doğan çocuğu ateşte kurban etmelerini istemiş ve böylece kendilerini kirletmişler. Hıristiyan İlahiyat kaynaklarına bakıldığında Tanrının sevecen ve adil olduğu görülür RAB herkese iyi davranır,
Sevecenliği bütün yapıtlarını kapsar.282 “Her ilk doğan çocuğu ateşte kurban ederek
sundukları sunularla kendilerini kirletmelerine izin verdim. Öyle ki, onları dehşete
düşüreyim de benim RAB olduğumu anlasınlar.”283
Yorulan Tanrı; Her şeye gücü yeten Tanrı olarak anlatılan Tanrı Eski
anlaşmada sanki bazı işler ona bir az zor gelmiş ve yorulmuş gibidir. Dinlenmeye ihtiyacı olması bundan olsa gerektir. Hıristiyan dünyası kendi inançlarının tartışması yetmezmiş gibi eski anlaşmayı kutsal kitabın içine alarak onunla ilgili tartışmaları da
2 7 7 Kitab-ı Mukaddes, Nahum, 1:2.
2 7 8 Bkz. Kitab-ı Mukaddes, Yasa 7:10; Çıkış, 34:6-7; Çıkış, 20:5; Yaratılış, 4:15; Çıkış, 21:23; Levililer,
24:20; Yasa, 19:21; Yasa 20:13-17; Hezekiel, 9:6; Çıkış, 32:27-29 .
2 7 9 Kitab-ı Mukaddes, Luka: 12:49-51. 2 8 0 Kitab-ı Mukaddes, Matta: 10:34. 2 8 1 Kitab-ı Mukaddes, Luka: 19:27. 2 8 2 Kitab-ı Mukaddes, Mezmurlar, 145:9. 2 8 3 Kitabb-ı Mukaddes, Hezekiel, 20:26.
miras almış gibidir. “Bu, İsrailliler’le benim aramda sürekli bir belirti olacaktır. Çünkü
ben, RAB yeri göğü altı günde yarattım, yedinci gün işe son verip dinlendim.’»”284
Acıkan Tanrı; “İbrahim günün sıcak saatlerinde Mamre meşeliğindeki
çadırının önünde otururken, RAB kendisine göründü. İbrahim karşısında üç adamın durduğunu gördü. Onları görür görmez karşılamaya koştu. Yere kapanarak birine, «Ey efendim, eğer gözünde lütuf bulduysam, lütfen kulunun yanından ayrılma» dedi, «Biraz su getirteyim, ayaklarınızı yıkayın. Şu ağacın altında dinlenin. Madem kulunuza konuk geldiniz, bırakın size yiyecek bir şeyler getireyim. Biraz dinlendikten sonra yolunuza devam edersiniz.» Adamlar, «Peki, dediğin gibi olsun» dediler. İbrahim hemen çadıra, Sara’nın yanına gitti. Ona, «Hemen üç sea ince un al, yoğurup pide yap» dedi. Ardından sığırlara koştu. Körpe ve besili bir buzağı seçip uşağına verdi. Uşak buzağıyı hemen hazırladı. İbrahim hazırlanan buzağıyı yoğurt ve sütle birlikte götürüp konuklarının önüne koydu. Onlar yerken o da yanlarında, ağacın
altında durdu.”285
Öfkeli Tanrı; “Sıkıntı içinde RAB’be yakardım, Tanrım’a seslendim.
Tapınağından sesimi duydu, haykırışım kulaklarına ulaştı. O zaman yeryüzü sarsılıp sallandı, Titreyip sarsıldı göklerin temelleri, Çünkü RAB öfkelenmişti. Burnundan
duman yükseldi, Ağzından kavurucu ateş ve korlar fışkırdı.”286
Uyuyan Tanrı; “Uyan, ya Rab! Niçin uyuyorsun? Kalk! Sonsuza dek terk etme
bizi!”2 8 7 “O zaman Rab uykudan uyanır gibi, Şarabın rehavetinden ayılan bir yiğit gibi
oldu.” 2 8 8
Unutan Tanrı; “Ne zamana dek, ya RAB, Sonsuza dek mi beni unutacaksın?
Ne zamana dek yüzünü benden gizleyeceksin?289 “Sonra Tanrı Nuh’u ve gemideki
evcil ve yabanıl hayvanları anımsadı. Yeryüzünde bir rüzgar estirdi, sular alçalmaya başladı.”290
İyi Olmayan Tanrı; “Ben de onlara iyi olmayan kurallar, yaşam vermeyen
ilkeler verdim.”291
2 8 4 Kitab-ı Mukaddes, Çıkış, 31:17. 2 8 5 Kitab-ı Mukaddes, Yaratılış, 18:1-8. 2 8 6 Kitab-ı Mukaddes 2.Samuel 22: 7-9. 2 8 7 Kitab-ı Mukaddes, Mezmurlar, 44: 23. 2 8 8 Kitab-ı Mukaddes, Mezmurlar, 78: 65. 2 8 9 Kitab-ı Mukaddes, Mezmurlar, 13:1. 2 9 0 Kitab-ı Mukaddes, Yaratılış, 8:1. 2 9 1 Kitab-ı Mukaddes, Hezekiel, 20:25.