• Sonuç bulunamadı

Tercümandan Ücretsiz Yararlanma Hakkı

SözleĢmenin 6/3-e maddesi gereğince, hakkında suç isnadı bulunan herkes, mahkemede kullanılan dili anlamıyor, konuĢamıyorsa, yeterli bir çevirmenin ücretsiz yardımından yararlanma hakkına sahiptir. Sanıklar ayrıca belgeleri çevirtme hakkına da sahiptir. Bir sanık mahkemede kullanılan dili konuĢmakta, anlamakta ya da okumakta zorlanıyorsa, yargılamanın adil olmasını güvence altına almak için çevirmenin ve yapılan çevirilerin yaĢamsal önemi vardır. Çevirmen, mahkeme dili ile sanığın dili arasında karĢılıklı sözlü çeviri yapar. Tercüman ise bu dildeki belgelerin yazılı biçimini ortaya çıkarır. Bu iĢler, savunma hazırlamak için yeterli kolaylıklara sahip olma hakkı, silahların eĢitliği ilkesi ve adil yargılanma hakkı için yaĢamsal önem taĢır. Böylesi bir yardım olmadan; sanığın, savunmanın hazırlanmasına ve yargılamaya tam ve etkili bir biçimde katılması mümkün olmayabilir. Sanığın (ya da tanığın) belgelerin içeriği ile ilgili olarak sorgulanma olasılığı, belgelerin çevrilmesi hakkını adil yargılanma hakkının gerekli ve önemli bir koĢulu haline

381 GÜNAY, s. 315-316, Kalem/Türkiye davası, AĠHM, 05.12.2006 tarihli kararı, 701455/01;

Sadak vd/Türkiye davası, AĠHM, 17.07.2001 tarihli kararı, 29900/29901/29902/96.

104

getirmektedir382. Bu madde hükmü ile, önsoruĢturmadan, Ģüpheli ve müdafi arasındaki hazırlık konuĢmalarından yargılama sürecine kadar uzanan kapsamlı bir

“iletiĢim talebi”nin korunması amaçlanmaktadır383.

Yapılan tercüme hizmetinin ücretsiz olması gerekmektedir. Bir sanığın hüküm giymesinden sonra, diğer masrafların yanı sıra tercüman masraflarının kendisine yüklenmesi adil yargılanma hakkına aykırıdır. Bu hakkın somut ve etkin bir biçimde kullanılabilmesi için tayin edilen tercümanın ehil olması gerekmektedir. Bu haktan feragat mümkündür, ancak bu durumda, mahkemede konuĢulan dili anlayan kimse, baĢka bir dilde savunma yapma talebinde bulunamaz384.

Hükmün amacı, sanığa kendini savunma imkanı sağlamak olduğuna göre, ancak savunma için gerekli ve yararlı çevirinin yapılması yeterlidir. Dava dosyasındaki tüm evrakın, savunmadaki fonksiyonuna bakılmaksızın tercümesi fıkra hükmünün emri değildir. Kısaca (d) bendi uygulamasında fiili ve somut durum göz önünde tutularak, mevcut koĢullar değerlendirilip sanığın yargılama dilini ne ölçüde anladığı araĢtırılacaktır385.

CMK‟nun „tercüman bulundurulacak haller baĢlıklı 202. maddesinin 1.

fıkrasında “Sanık veya mağdur, meramını anlatabilecek ölçüde Türkçe bilmiyorsa;

mahkeme tarafından atanan tercüman aracılığıyla duruĢmadaki iddia ve savunmaya iliĢkin esaslı noktalar tercüme edilir” denmektedir. 2. fıkrada ise, “Engelli olan sanığa veya mağdura, duruĢmadaki iddia ve savunmaya iliĢkin esaslı noktalar, anlayabilecekleri biçimde anlatılır” hükmü yer almaktadır.

III. SAVUNMA HAKKI ve AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠÇTĠHATLARI

A. Kavramsal Çerçeve

382 ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ, s. 236.

383 AMBOS, s. 40.

384 TÜSĠAD, s. 164.

385 GÖLCÜKLÜ-GÖZÜBÜYÜK, s. 311.

105

Jeanneau, savunma hakkını, kiĢi özgürlüğünün bir uzantısı olarak ifade etmektedir. Yani, kiĢiyi ağır biçimde etkileyen yaptırım niteliğinde iĢlemlerden önce savunma alma zorunluluğu öncelikle kiĢi özgürlüğüne duyulan saygının ifadesidir386. Savunma hakkı temel haklardandır. Ġnsanlık tarihi ile birlikte geliĢme kaydederek günümüze ulaĢan savunma hakkı, insan haklarının düzenlendiği temel metinlerde yer almıĢtır387.

Dünyanın bugün medeni dediğimiz ülkelerinde savunma hakkının vazgeçilmezliği büyük mücadelelerle kabul ettirilmiĢtir. Örneğin, Ġngiltere‟de 18.

yüzyılın sonlarına, hatta 19. yüzyılın baĢlarına kadar, isnad olunan suç ağırlaĢtıkça, sanığın savunmaya o oranda ihtiyaç duymayacağı söylenmiĢtir. Buna gerekçe olarak da, ağır iddiaların son derece açık bir Ģekilde ispatlanması gerektiği ve hiçbir müdafiinin, bu denli açık seçik bir duruma karĢı elinden bir Ģey gelmeyeceği ileri sürülmüĢtür. Savunma hakkına içi boĢ bir kutsallık izafe ederek, iĢlevsiz bir saygı göstermenin yerine, savunma hakkının mahkemelerin varlık sebebi olduğunun ceza muhakemesinin bütün süjelerince benimsenmesi gerekmektedir388.

Savunma hakkı genel manada, bilgi alma hakkı ve görüĢ bildirme hakkından oluĢur389 ve baĢka bir hak içinde düĢünülmeyecek kadar sınırsızdır390. SözleĢme her ne kadar savunma hakkını sanık açısından ele almıĢ ise de, adil yargılanma hakkının bir gereği olarak, herkesin savunma hakkına sahip olduğu 6. maddenin lafzından çıkmaktadır391.

Savunma hakkı, mahkemelerin varlık sebebidir. Yargılama makamının görevi, iddia ve savunmayı değerlendirerek sonuca ulaĢmaktır. Savunma makamı olmazsa, yargılama makamına da ihtiyaç olmaz. Hakimlerin içselleĢtirmesi, benimsemesi, daha da ötesi kendi varlık sebepleri olarak kabullenmesi gereken,

386 AKILIOĞLU, Tekin; Yönetim Önünde Savunma Hakları, TODAĠE Yayınları, No: 206, Ankara 1983, s. 81.

387 KĠBAR, s. 51.

388 FEYZĠOĞLU, Metin; “Savunma Hakkına ĠliĢkin Ġki Soru: Savunma Hakkı Kutsal mıdır?

DuruĢma Salonunda Müdafi ve Sanık Yan Yana Oturabilir mi?”, Ankara Barosu Dergisi, Y. 67, S. 1, KıĢ 2009, s. 23.

389 AKILIOĞLU, Savunma Hakları, s. 144.

390 KĠBAR, s. 52.

391 ÖZEN, s. 46.

106

savunma hakkının bütün gerekleri yerine getirilmeden ceza muhakemesinde maddi ve hukuki sorunun sağlıklı bir Ģekilde çözülemeyeceğidir392. Çünkü, savunmanın tam ve endiĢesiz ifasının sağlanamaması yargılamanın hakkaniyete hizmet etmesine engel teĢkil edecektir393.

Erem, gerçekten iddia ve savunma hakkının her türlü etkiden uzak olarak kullanılmasının esas olduğunu ifade etmektedir. Bir davada tarafların yargı mercileri önünde iddia ve savunmalarını kaygıya kapılmadan, serbestçe yapmaları gerekir.

Ġddia ve savunma sınırı içinde kalan hakaretin suç teĢkil etmemesi olayda hakaret kastının bulunmamasına değil, adaletin tam olarak yerine getirilmesi sebebine dayanır. Bu bakımdan bu serbestlik, davanın aydınlığa kavuĢmasına, diğer bir deyimle, hakkın meydana çıkmasına yol açma amacına hizmet etmelidir. Anayasanın öngördüğü meĢru vasıta ve yollara ancak böylelikle baĢvurulmuĢ olur. Fakat bir dava sebebiyle söylenmesinde ve yazılmasında zorunluluk bulunmayan, yani davanın aydınlığa kavuĢmasında ve hakkın meydana çıkmasında etkisi olmayan hareketlerde bulunulmasında elbette meĢruluk vardır denemez. ĠĢte böyle bir halde iddia ve savunma sınırı aĢılmıĢ olacağından haysiyetler de korunmamıĢ olur394.

Görüleceği üzere, savunma hakkının evrensel konumu, insanlığın ortak değerlerinden sayılmaktadır. Felsefi ve hukuksal nitelikleri ve içerikleriyle adalet kavramı ve yargılama iĢlevi birbirini tamamlayan ve birbirinden ayrılmaz sav, savunma ve karar üçlüsünden oluĢan yargıyla yaĢama geçmektedir395.

B. Savunmasını Hazırlamak Ġçin Gerekli Zaman ve Kolaylıklara Sahip