• Sonuç bulunamadı

Silahların EĢitliği ve ÇeliĢmeli Yargılama Ġlkeleri

C. Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkı

1- Silahların EĢitliği ve ÇeliĢmeli Yargılama Ġlkeleri

Adaletin yönetimi her türlü kuĢkuyu öteleyecek açıklıkta iĢlemelidir. “KuĢku ve yargı” bağdaĢmaz düĢmanlardır. Açık ve beklentilere duyarlı bir yargısal iĢleyiĢ kuĢkunun ortadan kalkmasını sağlar. Mahkeme önünde sahip olunan hak ve yükümlülükler bakımından taraflar arasında tam bir eĢitliğin sağlanması ve bu dengenin tüm yargılama süresince korunması yargılamanın hakkaniyet gereklerine uygun yapılması bakımından önemlidir. Zira çeliĢmeli yargılama ilkesi davada bir tarafın dosyaya eklediği argüman ve belgenin diğer tarafın bilgilenmesi için olanak verilmesini zorunlu kılar. Yargılama sırasında tarafların usule ve esasa iliĢkin bilgi ve belgelerden aynı derecede haberdar edilmesi, savunma sürecine eĢit koĢullarda olanak sağlanarak hazırlanması, yani silahların eĢitliği AĠHS 6. maddenin öngördüğü gereklerdendir217.

a) Silahların EĢitliği Ġlkesi

Gerek ceza gerekse hukuk yargılaması alanında, adil yargılama ilkesinin temel unsurlarından biri “taraflar arasında eĢitliğin” bulunmasıdır. Bu ilke genel olarak yargılama hukukunda ve AĠHS uygulamasında “silahların eĢitliği” olarak

216 ÖZEKES, s. 83.

217 AKINCI, s. 242.

61

adlandırılmaktadır218. Adil denge anlamında silahların eĢitliği, adaletin çok uzun süre önce kurumsallaĢmıĢ unsurlarından bir tanesidir.219

Ġlke; mitolojide, Justitia‟nın dengede duran terazisi ile ifade edilmektedir.

Dengede duran ve taraflara eĢit imkânlar sunan bu terazi sayesinde davacı ve davalının eĢit silahlarla savaĢması, eĢit olarak davaya baĢlanılabilmesi ve eĢit Ģanslara sahip olunması, kısaca hakim önünde eĢit olunması sağlanır. Taraflar, ileri sürdükleri delillerle, iddialarla, savunmalarla eĢit ölçüde bu teraziyi harekete geçirme imkânına sahiptirler220.

Yüksek Mahkeme ve Komisyon silahların eĢitliği ilkesini, öteden beri AĠHS‟nin 6. maddesinin 1. fıkrasındaki adil yargılanma ilkesinden türetmektedir.

Ġlkenin ilk anlaĢılıĢ biçimi “sanıklar ile iddia makamları arasındaki Ģekli usuli eĢitlik olarak” 80‟li yılların ortasında daha da geliĢtirildi221. AĠHM‟ ne göre adil bir yargılamanın ilk ve önemli gereği, taraflar arasında “silahların eĢitliği”; yani mahkeme önünde sahip bulunulan hak ve yükümler bakımından taraflar arasında (iddia ve savunma, davacı ve davalı) tam bir eĢitliğin gözetilmesi ve bu dengenin yargılama boyunca korunması; baĢka bir deyiĢle mücadelenin eĢit silahlarla yapılmasıdır222.

Silahların eĢitliği ilkesi, mahkeme tarafından Ģöyle tanımlanmaktadır:

“Silahların eĢitliği, davanın bir tarafını, diğer taraf karĢısında belirli bir dezavantaj içine sokmayacak Ģartlar altında, her bir tarafın deliller de dahil olmak üzere, davasını ortaya koymak için makul ve kabul edilebilir olanaklara sahip olması zorunluluğu” demektir223.

218 ÇELĠK, Silahların EĢitliği, s. 305; ÖZEKES, s. 82.

219 Karen REID, Adil Bir Yargılamanın Güvenceleri, Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi Rehberi, 3. Kitap, Scala Yayınları, Çev. Bahar Öcal Düzgören, Ġstanbul 2000, s. 90.

220 DEMĠRCĠOĞLU, s. 132, Dipnot No: 122

221 AMBOS, Kai; “Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi ve Yargılama Hakları-Silahların EĢitliği, ÇeliĢmeli ÖnsoruĢturma ve AĠHM m. 6”, Çev. Yener Ünver, Adil Yargılanma Hakkı ve Ceza Hukuku, KarĢılaĢtırmalı Güncel Ceza Hukuku Serisi: 3, (Prof. Dr. Nurullah Kunter‟e Armağan), s. 23.

222 GÖLCÜKLÜ-GÖZÜBÜYÜK, s. 290.

223 TÜSĠAD, s. 76; Silahların eĢitliği ilkesi, bir özel hukuk davasına iliĢkin olan Dombo Beher kararında tanımlanmıĢtır. Bu tanım, mahkemenin daha sonraki kararlarında tekrarlanmıĢtır. Bkz. Dombo BeheerBV/The Netherlands, para. 33,

62

Herkes hukuk önünde eĢit haklara sahiptir224. Hukuk önünde eĢitlik hakkı, yasaların ayrımcı olmaması, yargıçların yasaları uygularken herkese eĢit muamelede bulunması, ayrımcı bir Ģekilde davranmaması anlamına gelir. Hukukun bu genel ilkesi, herkesin hem mahkemeye eĢit olarak ulaĢma ve hem de bu mahkemeler tarafından eĢit muamele edilme hakkına sahip olduğu anlamına gelmektedir225.

Silahların eĢitliği ilkesi, kendini savunma hakkının temel bir güvencesidir. Bu ilke, uyuĢmazlığın taraflarının birbirleriyle eĢit bir Ģekilde davasını hazırlama ve sunmada makul fırsatlara sahip olmasını güvence altına almaktadır226. Bir hukuk devletinde, silahların eĢitliği ilkesinin varlığından söz edebilmek için savunma makamının kendisine tanınmıĢ olan hakları gerçekten kullanabilmesi gerekir.

Bunlardan bireyin hak ve özgürlüklerine iliĢkin kısmına, kiĢiye savunmanın gerektirdiği bütün olanakların davanın tüm evresinde tanınması dahildir227.

Silahların eĢitliği (equality of arms) kavramı ilk defa Neumeister kararında228 kullanılmıĢ ve bu karardan sonra da md. 6/1‟in kapsamında yer alan bir ilke olmuĢtur. Silahların eĢitliği, diğer bir deyiĢle usuli eĢitlik davanın tarafları arasında hakkaniyete uygun bir denge olmasını gerektirir ve ceza yargılanmasının dıĢındaki bir medeni hak ve yükümlülük üzerindeki uyuĢmazlığa iliĢkin diğer davalarda da uygulanır, dolayısıyla bu ilke hem medeni yargılama hem de idari yargılama usulünü ilgilendirir229.

www.echr.coe.int/Eng/judgments.htm; ĠNCEOĞLU, AĠHM Kararlarında Adil Yargılanma, s.

221.

224 1982 T.C. Anayasası md.10, ĠHEB md. 7, AĠHS md. 14.

225 ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ, s. 151-152.

226 ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ, s. 173.

227 BALCI, Murat; “Zorunlu Müdafiin Hükmü Temyiz Etme Yükümlülüğü ve Görevi Kötüye Kullanma Suçu”, Ġstanbul Barosu Dergisi, C. 85, S.2011/2, Mart-Nisan 2011, s. 68.

228 Bkz. Neumeister/Austria, para. 22, ĠNCEOĞLU, AĠHM Kararlarında Adil Yargılanma, s.

220.

229 ĠNCEOĞLU, AĠHM Kararlarında Adil Yargılanma, s. 220; ÇELĠK, Silahların EĢitliği, s.

306; AĠHM‟in silahların eĢitliği konusundaki ilk kararları ağırlıklı olarak ceza yargılamasıyla ilgilidir. Gelen baĢvuruların yönlendirilmesi nedeniyle 1993 yılından itibaren hukuk davalarında ve idari yargı yerlerindeki uyuĢmazlıklarda da silahların eĢitliği ilkesi uygulama alanı bulmuĢtur. (Örneğin; Avrupa Birliği kararları nedeniyle süt üretim kotaları daraltılan üretim çiftliği sahibinin idari organlara yaptığı itirazın reddedilmesi yönündeki baĢvuru: Van de Hurk /Hollanda 1994, (DĠNÇ, s. 173).

63

AĠHM nezdinde silahların eĢitliği ilkesi, her somut olayda yeniden değerlendirilmekte ve yargılama faaliyeti içindeki her iĢlem davanın niteliğine göre, bu ilke bakımından incelenmektedir230. Divan, tarafların dava dosyalarını inceleyebilmelerini, bazı belgelerin fotokopilerini alabilmelerini, mahkeme kararına esas teĢkil eden bilirkiĢi raporlarının kendilerine gösterilmesini silahların eĢitliği çerçevesinde ele almıĢtır231.

Divana göre adil yargılama açısından silahların eĢitliği unsurunun denetlenmesinde önemli olan husus, eĢitlik araĢtırmasına konu iĢlemin yargılamada belirleyici bir iĢlem olmasıdır232. Mahkeme, silahların eĢitliği ilkesine uyulup uyulmadığını denetlerken, somut olayda, Ģikâyet konusu eĢitsizliğin yargılamayı fiilen ve gerçekten adaletsiz kılıp kılmadığına bakmaktır233.

Silahların eĢitliği ilkesi, adil bir yargılama yapılabilmesinde üç temel sonucu ortaya çıkarmaktadır. Bu ilke sayesinde devletin yargı fonksiyonu, kiĢi lehine sınırlandırılmakta ve yargının doğru ve adil iĢlemesi sağlanmaktadır. Yine bu ilke sayesinde, yargılamaya katılanların salt bir obje olması önlenmekte ve yargılama iĢlemlerinde daha etkin olmaları sağlanmaktadır. Son olarak, bu ilke sayesinde adil bir yargılamanın yapılması sağlanmakta ve kanuna uygun bir yargılama yapılabilmesi temin edilmektedir. Bu sayede, keyfi kötü niyeti davranıĢlar da önlenmektedir234.

Taraflar arasında silahların eĢitliğinin sağlanması, hem tahkikat ve delillerin değerlendirilmesi aĢamasında hem de ilk derece yargılamasının ardından baĢvurulan kanun yolları aĢamasında karĢımıza çıkmaktadır. Yargılamanın tüm bu aĢamalarında, silahların eĢitliği ilkesine uygun hareket edilmesi suretiyle, taraflara iddia ve savunmada bulunma hakları tanınarak, adil ve hakkaniyete uygun bir yargılamanın sağlanması mümkün olabilecektir235. Yüksek Mahkeme, “dava” kavramını her Ģekli ya da maddi suçlamadan daha geniĢ anlamaktadır. 1996 tarihli Murray olayındaki

230 ÇELĠK, Silahların EĢitliği, s. 306.

231 ÇELĠK, Silahların EĢitliği, s. 306.

232 TÜSĠAD, s. 77.

233 ĠNCEOĞLU, AĠHM Kararlarında Adil Yargılanma, s. 221.

234 DEMĠRCĠOĞLU, s. 136.

235 DEMĠRCĠOĞLU, s. 139.

64

kararıyla AĠHS md. 6‟nın polis tarafından yapılan hazırlık soruĢturmasında uygulanabilir olduğuna karar verilmiĢtir. HerĢeyden önce, Ģüpheli kimsenin doğrudan doğruya kendisi hakkındaki yargılamaya karar verilmesini sağlayan hazırlık soruĢturmasının sonuçlarının birlikte etkide bulunması için, silahların eĢitliği ilkesinin mümkün olduğunca önceki zaman diliminde de dikkate alınmasının zorunluluğu ortaya çıkmaktadır236.

Silahların eĢitliği ilkesi, AĠHS‟nin 6/3‟üncü maddesinin (d) bendinde yer alan

“tanıkların dinlenmesinde hak eĢitliği” kavramı ile de yakından ilgilidir. Bu bent silahların eĢitliği ilkesinin bir uzantısıdır ve “adil muhakeme edilmek” hakkının içerisinde yer almaktadır237.

Esasında 6. maddenin lafzına bakıldığında kapsamı sadece tanıklarla sınırlandırılmıĢ olan bu temel ilke, bilirkiĢileri de kapsayacak Ģekilde tüm ispat araçları bakımından uygulanabilecek niteliktedir.

Tanık dinletmek konusunda eĢit imkanlara sahip olma hakkı, hem suç isnadına iliĢkin davalarda hem de medeni hak ve yükümlülüklere iliĢkin yargılamada söz konusu olmaktadır238.

SözleĢme organlarının değerlendirmesine göre, 6. maddenin ihlal edildiğini iddia eden bir kimse, sadece belirli bir tanığı davet edemediğini değil, gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için söz konusu tanığın dinlenmesinin gerekli olduğunu ve dinlenmemesinin savunma haklarına zarar verdiğini de ispatlamak zorundadır. Eğer, gerçeğin ortaya çıkması ile çağrılması reddedilen tanık arasında bir bağın olduğu ortaya konulamaz ise ihlalden söz edilemeyecektir239. Mahkemenin atadığı uzmanlar bağlamında da, taraflar arasında adil bir denge gözetilerek saptanmalıdır. Bunun aksi bir durumda, uzmanlardan tavsiye alma Ģansına kabul edilemez sınırlar getirilebilir.

236 AMBOS, s. 26.

237 Davalının göstermiş olduğu tanıkların duruşma günü hazır olduğunun anlaşılmasına rağmen, davalı tanıkların dinlenilmesine gerek olmadığından bahisle, savunma hakkını kısıtlayıcı biçimde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. Yargıtay Altıncı Hukuk Dairesi, 20.04.1998, 1998/3273-3332, (YKD., 1998/7, s. 987); ÇELĠK, Silahların EĢitliği, s.

308.

238 TÜSĠAD, s. 77-78.

239 ĠNCEOĞLU, AĠHM Kararlarında Adil Yargılanma, s. 224.

65

Bir ihlalin olup olmadığı, söz konusu uzmanın ayrıcalıklı bir rol oynayıp oynamamıĢ olduğuna bağlı olacaktır240.

b) ÇeliĢmeli Yargılama Ġlkesi

Çelişmeli yargılama ilkesi, silahların eĢitliği ilkesi ile yakından iliĢkilidir ve bu iki ilke AĠHM kararlarında birbirini tamamlar nitelikte kullanılmaktadır. Zira, çeliĢmeli yargılama ilkesinin ihlal edilmesi, savunma hakkı bakımından davanın tarafları arasındaki dengeyi bozabilmektedir241.

ÇeliĢmeli yargılama ilkesi, bir davada tarafların, mahkemenin kararını etkilemek amacıyla karĢı tarafın sunduğu delil veya dosyada yer alan mütalaalar hakkında bilgi sahibi olma ve bunlar hakkında yorum yapma imkanına sahip olması demektir242.

ÇeliĢmeli yargılama, silahların eĢitliği ilkesinin önemli bir görünümü olmasına rağmen, çeliĢmeli yargılamanın ihlal edilmesi her zaman silahların eĢitliği ilkesinin ihlali anlamına gelmez. ÇeliĢmeli yargılama ilkesi, ilk derece mahkemesin kanun yoluna baĢvurulan mahkemeye gönderdiği belgeler için de geçerlidir243. Nitekim Niderost-Huber/İsviçre davasında, ilk derece mahkemesinin Federal mahkemeye gönderdiği kendi görüĢünü içeren belge davanın her iki tarafının da bilgisine sunulmamıĢtır. Ancak, ilk derece mahkemesinin tarafsız olduğu ve taraflardan birinin de karĢıtı konumunda olmadığı dikkate alınarak silahların eĢitliği açısından ihlal olmadığı kanaatine varılırken, çeliĢmeli yargılama bakımından ihlal bulunduğu saptanmıĢtır244.

AĠHM‟ne göre, silahların eĢitliği adil yargılanmanın sadece bir özelliğidir ve adil yargılanma ceza yargılamasının çeliĢmeli olmasını da içerir. ÇeliĢmeli yargılama

240 REID, s. 93.

241 ÇELĠK, Silahların EĢitliği, s. 309.

242 TÜSĠAD, s. 81; ĠNCEOĞLU, AĠHM Kararlarında Adil Yargılanma, s. 249.

243 TÜSĠAD, s. 81.

244 ĠNCEOĞLU, AĠHM Kararlarında Adil Yargılanma, s. 249-250.

66

ilkesinin esası, diğer tarafın dosyada yer alan mütalaa ve görüĢlerin farkında olması ve onlar hakkında yorum yapmaya gerçekten imkanı olması temeline dayanır245.

AĠHM, Pakelli/Almanya davasında, Yargıtay‟da duruĢmasız yürütülen yargılamalarda, BaĢsavcılık tebliğnamesinin sanığa gönderilip yanıtlama imkanı tanınması gereğini ortaya koymuĢ ve duruĢmalı incelemelerde de sanık ve avukatının son karar öncesinde tebliğnameyi tartıĢıp yanıtlama hakkına sahip bulunduklarını belirtmiĢtir246.

Yine, aynı konuya iliĢkin bir diğer örnek İncal/Türkiye davasıdır. Avrupa Ġnsan Hakları Komisyonu, söz konusu davanın 25 ġubat 1997 günü 22678/93 sayılı raporunda, yerel mahkemece verilen hapis cezasının Yargıtay‟da duruĢma açılmaksızın onanmasına iliĢkin ülkemizdeki yerleĢik uygulamaya değinerek; “…

kural olarak ceza ve hukuk davalarındaki tarafların, yargıçların verecekleri kararları etkilemek amacıyla bağımsız bir organ tarafından bile sunulmuĢ olsa, yargıca sunulan tüm kanıt ve görüĢleri öğrenmek ve bunları tartıĢmak olanağına sahip bulunmaları …” gerektiği belirtilmiĢ, “Yargıtay‟daki davalarda geçerli olan yargılama yöntemleri, BaĢsavcılık tebliğnamesinin onama ya da bozmaya yönelik etkinliği de göz önünde tutularak, çeliĢmeli bir yargının varlığından söz edebilmek için, ilgiliye yargılama bitmeden önce yanıtlama hakkının tanınması gerektiği …”

üzerinde durulmuĢ ve “BaĢvuru konusu olayda, yerel mahkemenin mahkumiyet kararının onanmasını isteyen BaĢsavcılık tebliğnamesine karĢı sanığa savunmalarını sunma fırsatının verilmemesi, SözleĢmenin 6/1‟inci maddesi ile güvence altına alınan ve adil yargılamanın temel öğelerinden olan „karĢıt konumdakilerin eĢit koĢullarda çekiĢmesi‟ ilkesine aykırı düĢtüğü” yargısına varıldı, demektedir247.

Avrupa Konseyi‟ne üye ülkeler, SözleĢmenin 46‟ncı maddesi uyarınca, AĠHM‟nin, kendileriyle ilgili kararlarını uygulamakla yükümlü bulunmaktadır.

AĠHM kararlarının ulusal hukuktaki etkileri, sadece baĢvurucuların istemlerinin karĢılanmasıyla sınırlı kalmamakta; çözüme bağlanan sorun, ulusal yasaların

245 ĠNCEOĞLU, AĠHM Kararlarında Adil Yargılanma, s. 249.

246 DĠNÇ, “Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi Kararları IĢığında Savunma ve Hak Arama Sürecinde Silahların EĢitliği”, http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=3939, EriĢim tarihi: 03.01.2010; DĠNÇ, Adil Yargılanma Hakkı, s. 208.

247 DĠNÇ, http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=3939.

67

SözleĢme hükümlerine aykırılıktan ileri geliyorsa, bu durumda yasaların da yenilenerek SözleĢmeye uyarlanması gerekmektedir. Ġncal kararında Komisyon ve mahkemenin saptadığı SözleĢmeye aykırılıkların ilgili yasaların değiĢtirilmesi yoluyla giderilmemesi durumunda, ülkemizin AĠHM nezdinde yeniden yoğun bir dava baskısı altına girmesi kaçınılmaz olacaktır. Benzer davada (Göç/Türkiye Davası) sonuçlarının ulusal hukuka yansıması, IV. Uyum Paketi adıyla da anılan 11Ocak 2003 günlü ve 4778 sayılı yasanın 316. maddesine eklenen ''Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığı'nca düzenlenen tebliğname taraflara ilgili dairece tebliğ olunur.'' tümcesi ile kısmen sağlanmıĢtır248.

Türk „Ġdare Hukuku‟ alanında ise “silahların eĢitliği ilkesi” ile “çeliĢmeli yargılama ilkesi” bakımından dile getirilebilecek en önemli husus; taraflardan birinin devlet görevlisi olduğu davalarda, müĢtekinin dosyaya ulaĢma hakkının genel bir uygulama olarak engellenebilmesidir. Oysa ki; dosyaya sunulan ve kararı etkileyebilecek nitelikte olan tüm bilgilere ulaĢmak, bağımsız bir kamu organından gelmiĢ de olsa yargıçları yönlendirmeyi amaçlayan önerilere cevap verme olanağına sahip olmak imkanı, idari yargıda görülen “medeni hak ve yükümlülüklere iliĢkin uyuĢmazlılarda” tarafların ve özellikle de davacıların, SözleĢme kapsamında güvence altına alınan hakları arasında yer almaktadır. Bu nedenle, DanıĢtay‟da ilk ve son derece mahkemesi olarak duruĢmasız incelenen davalarda 2575 sayılı Yasa‟nın 60/1, 61/1 ve 61/3‟üncü maddeleri uyarınca DanıĢtay BaĢsavcısının ve savcıların mahkemeye sundukları istemlerin ve 62‟nci maddenin birinci fıkrasına göre, tetkik hakimlerinin görüĢlerinin, makul bir süre verilerek taraflara gönderilmemesi ve bunları değerlendirme imkanının sunulmaması çeliĢmeli yargılama ilkesinin ve dolayısıyla silahların eĢitliği ilkesinin ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Bu durum 6. maddenin sağladığı güvencelerle bağdaĢmamaktadır ve yine, idari yargıya iliĢkin düzenlemeler, mahkemelerin kendiliğinden kanıt toplamalarını olanaklı kılmaktadır.

Bu gayet doğaldır; ancak mahkemelerce elde edilen kanıtların, davanın taraflarınca tartıĢılıp bilinmeden verilen kararlara dayanak oluĢturması da hakkaniyete uygun

248 DĠNÇ, http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=3939.

68

yargılanma hakkına aykırılık teĢkil edebilecektir. Dolayısıyla bu sakıncaların giderilmesi için birtakım düzenlemeler yapılması gerektiği açıktır249.

Yine idari yargı alanında, AYĠMK‟nun 52‟nci maddesinde yer alan ve idare tarafından gönderilen “gizli” belgelerin davacı tarafa gösterilmemesi hükmünü içeren son fıkra, silahların eĢitliği ilkesinin ve dolayısıyla hakkaniyete uygun yargılanma hakkının tipik bir ihlalini oluĢturmaktadır250.

Yargılamanın hakkaniyete uygun olması, aynı zamanda yargılamanın tarafları olan iddia ve savunma makamlarının eĢit hak ve yükümlülüklere sahip olmasını gerektirmektedir. Konu ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi‟nin 14.07.1998 tarih ve 1997/41-47 sayılı kararı önem arz etmektedir. Anayasa Mahkemesi söz konusu kararında 1 Haziran 2005 tarihi itibariyle mülga 1412 sayılı CMUK‟nun 208/2‟nci maddesinde yer alan “sulh ceza mahkemelerinde açılan davalara ait iddianameler sanığa tebliğ olunmaz” hükmünü anayasa‟ya aykırı olarak iptal etmiĢ ve 5271 sayılı CMK‟nun 176‟ncı maddesinde tüm iddianamelerin çağrı kağıdı ile birlikte sanığa tebliğ edileceği hususunu düzenlenmiĢtir251.

Netice itibariyle, ülkemizde de, özellikle Avrupa Birliği‟ne uyum sürecinde, son yıllarda bir takım hukuki düzenlemelere gidilmekte ve bu yönde önemli adımlar atılmaktadır. Söz konusu adımlardan en önemlisi, Yeni Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu‟ nun kabul edilmesi ile ceza yargılaması sitemimizin anlayıĢ değiĢtirmesidir. Adı geçen kanunlarda ve özellikle, yeni Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 67, 87, 149, 178, 179, 181, 201, 216‟ncı maddelerinde silahların eĢitliği ve çeliĢmeli yargılama ilkelerinin sağlanabilmesi açısından bir çok düzenlemeye yer verilmiĢtir252.

2- DuruĢmada Hazır Bulunma, Susma ve Kendini Suçlamama Hakkı