• Sonuç bulunamadı

2. GENEL BİLGİLER

2.1. Tenis ve Antrenman

2.1.1. Tenis biyomekaniği ve kinetik zincir

Tenis alt ve üst ekstremite hareketlerini içeren bir spor branşıdır. Bu branşta iyi sporcular kas dengesi ve kuvvetine ihtiyaç duyarlar. Tenis; servis, farklı türde vuruşlar, ayak hareketleri, çeviklik ve dayanıklılık gibi birçok parametrenin birleştiği bir spordur. Teniste önemli parametrelerden birisi de servis atışıdır. Elit tenisçi olabilmek için isabetli ve etkili servis kullanabilmek gereklidir. Servis atışını etkileyen unsurlar; kullanılan raket, oyuncunun boyu, kullanılan teknik ve kor bölgesi kuvveti olarak sıralanabilir. Elit tenisçilerde başarının bir kısmı power serve ya da flat serve olarak adlandırılan güçlü servislerdeki başarı oranına bağlıdır. Bu tür servislerde servis yüksek hızda atılır ve spin yok denecek kadar azdır [37].

Tenisteki başarı, oyuncunun kullandığı tekniklerden büyük oranda etkilenir ve biyomekanik hareket esnasında ayrılmaz bir role sahiptir. Tüm vuruşların teknik ve mekanik bir yapısı vardır ve spor sakatlıklarının birincil sebebi de mekanik nedenlerdendir [38]. Bilimsel kanıtlara dayalı oyuncu gelişimi, yeteneklerin geliştirilmesine ve oyuncunun fiziksel özelliklerinin dikkate alınmasına olanak sağlarken, her bir becerinin kilit mekanik özelliklerine dikkat ederek bireyselleştirilmiş bir yaklaşımın yapılandırılmasına olanak tanır. Sporcu sağlığı açısından biyomekaniği anlamak, sporcuda sakatlık riskini minimuma indirmek açısından oldukça önemlidir. Bu konuların detaylı açıklandığı ITF’nin İleri Seviyede Tenis Biyomekaniği [39], Servis Kırmadan Avantaja [40], Teniste Fizik ve Teknoloji [41], Teniste Tekniğin Biyomekanik Prensipleri [42] gibi kaynaklar yardımıyla teniste vuruşları geliştirmek için bilimin nasıl kullanılabileceği anlaşılabilir. Genel bakış açısıyla biyomekanik teniste vuruşların oluşumunu geliştirmede önemli bir rol oynar. Genelde kulanılan 3 tür serviş atışı vardır. Bunlar; flat servis, topspin (burgulu, döndürmeli) servis ve sidespin servistir. Teniste yüksek hızda atılan ilk servis, tenis maçını kazanmada baskın faktörlerdendir [43]. Günümüzde çoğu sporcu hızlı ve güçlü servisler kullanmaktadır. Teniste servis atışını etkileyen unsurlardan özellikle raket başı hızıyla ilgili çalışmalar mevcuttur [43-44]. Tenis raketiyle, topunu sweet spot (raket başının ortalarına denk gelen, vuruşta ideal güç ve kontrolü sağlayan bölge) denen bölgede buluşturmak servisin hızını artırabilir [45]. Ağır olanlara göre daha hafif raketler, servisin gücünü benzer şekilde artırabilir [46]. Bunun sebebi hafif raketlerde raket başı hızını artırmanın daha kolay olması olarak gösterilebilir. Servis atışı esnasında kolun üst kısmının omuzla beraber içe rotasyon

kuvveti, raket başı hızını etkileyen unsurlardan bir diğeridir [47]. Daha açık bir şekilde açıklayacak olursak; üst kolun daha kuvveti içe rotasyonu servis atış hızını 0,05-0,10 metre kadar artırabilir [44]. Raket teknolojisinin günümüzde ilerlemesiyle bunun olabilirliği daha da artmıştır. Fakat üst düzey tenisçilerin raket seçimleri değişkenlik gösterebilir, bazıları ağır bazıları daha hafif raketler tercih edebilirler. Ağır raketler top üzerinde kontrolü artırabilirken, çoğu tenisçi ise kontrol için hızdan ödün vermemektedir [43]. Tenis raketiyle topun daha yüksekte buluşmasını sağlayan sporcunun boy uzunluğun daha fazla olması servisin doğal olarak daha güçlü atılmasında önemli bir etkendir [37, 44]. Yüksek hızda servis atmada müsabaka esnasında kullanılan topun türü, ölçüsü ve basıncıda etkilidir. Tüm bunlarla beraber sporcular teniste sevisi hızlı, güçlü ve isabetli atacak beceriye sahip olmalıdırlar.

Teniste topun sürati nasıl ölçülür?

Radar(hız) tabancaları tenis ve beyzbol gibi çoğu toplu spor branşında topun hızını ölçmek için kullanılmaktadır. Radar tabancalarının sportif branşlarda kullanımına göre kıyaslanması ile ilgili lteratürde pek çalışma bulunmamaktadır. Ancak radar tabancalarıyla teniste serviş atız hızınının ölçüldüğü çalışmalar mevcuttur [37, 48].

Stalker markalı radar silahıyla teniste servis atış hızını ölçebilmek için, oyuncunun 2 metre arkasında 2,5 metre yüksekliğinde bir referans noktası oluşturulur [37]. Bir diğer radar ölçüm cihazı modeli olan MuniQuip T-3S modelde ise elde tutularak servis atış hızı ölçülür [48]. Bu modelin avantajı cihazı sabitleyecek bir düzeneğe ihtiyaç olmadan elde tutularak sahada ölçüm yapılabilmesidir.

Elastik enerji (kas kasılması öncesi evre)

Esneme ve kasılma döngüsünde, hareketin eksantrik evresi süresince(esneme) depolanan elastik enerji kısmen toparlanır, böylece konsantrik faz güçlenir.

Aynı zamanda, konsantrik hareketin, kasın gevşemesinin ardından tamamen konsantrik olarak kasılmaları durumunda daha yüksek gerilim altındaki uygun kaslarla başlaması gerçeği ile de desteklenmektedir. Araştırmalar, bu iki faktörden, özellikle kas kasılması

öncesi elde edilen performansın, tenis gibi sporlarda başarı için önemli olduğunu göstermiştir [49]. Tenisteki vuruşlardan örneklendirecek olursak;

• Servis atışı: Servisteki maksimum gücü kullanmanın püf noktası topa vuruş öncesi bacak hareketi ve raket hareketinin zamanlamasıdır. Ön omuz kaslarının (özellikle içe rotasyon yapan kaslar) gerilim öncesi eksantrik olarak kasılmasıyla, takiben güçlü bir bacak hareketiyle raketin topa doğru hareket ettiği anda kuvvet hızla maksimize edilir.

• Forehand ve Backhand vuruşlar(Groundstrokes): omuzlardaki rotasyon kalçadakinden fazladır ve raketin topa vurmadan önce geriye doğru salınım yaptığı ilk evrede (backswing evresi) üst ekstremite gövdeye göre pozisyon alır. Bu sebeple backhand vuruşunda raketin topla buluşmasından önce üst ekstremitenin gövdeye göre açısı çift el vuruşta 20 derece, tek el vuruşta 30 derecedir [50].

• Vole/Servis karşılama:

Split step (topa vurmadan önce iki ayakla küçük bir sıçrama yapılarak pozisyon alma) vole vuruşunun, servis karşılamanın, forehand ve backhand vuruşlarının hazırlık evrelerinde ayrılmaz bir parçadır. Split step ile birlikte; diz eklemine ekstansiyon yaptıran quadriseps kası esner, böylece enerjinin depolanması ve mümkün olan en çabuk şekilde bir sonraki vuruşa hazırlık için enerjinin serbest bırakılması gerçekleşir. Elastik enerjinin toparlanmasında önemli olan hareketin gerçekleşmesinde kasılma ve gevşeme evrelerinin zamanlamasıdır.

Hareketin bu evreleri arasında bir gecikme meydana gelirse, depolanan enerji verimli kullanılamaz. Bench press hareketinde 1 saniyelik bir sürenin ardından depolanan enerjinin %55’i kaybolur [51]. Elliott ve arkadaşları [51], duraklama olmadan hareketin yapılmasıyla, 1,5 saniye duraklama durumu ile hareketin yapılmasını karşılaştırdıklarında, üst kolun içe rotasyonunun yaklaşık olarak %20 oranında arttığını göstermişlerdir. Teniste bu nedenle, vuruşların oluşumunda backswing ve forwardswing fazları arasında veya servis atışı esnasında azami diz fleksiyonunda sadece kısa süreli bir bekleme yapılabilir.

Kinetik zincir

Teniste kullanılan koordinasyon stratejilerine baktığımıza genelde 2 bölümde incelendiğini görmekteyiz. Forehand, backhand ve servis gibi güç gerektiren vuruşlarda öne çıkan birimler şunlardır;

• Bacak hareketi ve gövde rotasyonu=omuz hızı • Üst kol elevasyonu ve fleksiyonu= dirsek hızı

• Ön kol ekstansiyonu ve pronasyonu, üst kol içe rotasyonu= dirsek hızı ve raket uyumu • El fleksiyonu= raket hızı [47].

Vole gibi file önünde yapılan vuruşlar ise daha hassas ve zamanlamanın öne çıktığı vuruşlardır. Bu tip vuruşlarda harekette hareket bölümlerinin sayısı azaltılır ve bölümler birleşerek drive voledeki gibi daha çok birim gibi çalışırlar [52].

• Omuz rotasyonu, öne adım alma, raketi tutan kolun öne hareketi= raket hızı Görüldüğü gibi bölümler birleşerek bir birim gibi çalışmaktadırlar.

Verimin artması, maksimal performansın gösterilebilmesi ve sakatlık riskinin en aza indirilebilmesi için kinetik zincirin her basamağının sıralı bir şekilde aktif olması gerekir [53]. Sakatlıklar genellikle bölümler arasında enerji akışındaki değişikliklerle ilişkili olabilir; kinetik zincirin parçalarından herhangi birisi bozulursa bu kaybı gidermek için diğer bölümlere daha fazla yüklenme gerçekleşebilir, bu da sakatlık için ciddi bir risk demektir.

Teniste servisin biyomekaniği

Teniste servis atışını diğer vuruşlardan ayırmak gerekir. Atış esnasında omuzlar ve bel kısmında sakatlığa yol açabilecek yüksek şiddette yüklemeler olabilmektedir [54-56].

Teniste servis atışının doğru formunda, doğrusal ve açısal momentumun transferi vardır [57]. Servisin biyomekaniği; voleybolda seriş atışına, atletizmde cirit atışına benzer şekilde karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu karmaşıklık; denge, kuvvet üretimi, vücudun bölümleri arasındaki koordinasyon, elastik enerji gibi birden fazla faktörün aynı anda devreye girmesinden kaynaklanır [58]. Ayrıca vücudun bölümleri güç üretmek için rotasyonlar dâhil olmak üzere karmaşık sıralı kas aktivasyonları içerir [59]. Servis atışındaki performansı artırırken, kinetik zincirde bulunan kas guruplarının kuvvetini, hareketin akışını bozmayacak, kinetik zinciri aksatmayacak şekilde yapılmalıdır [60].

Başlangıç pozisyonu: vücut enerji üretimine engel olmayacak şekilde dengeli olmalıdır. Bu denge sağlanırsa kaslarda depolanan enerji kinetik zincire uygun bir şekilde açığa çıkabilir. Vücut top sektirme gibi ritüellerle kaslardaki temel gevşemenin sağlanacağı konsantrasyon durumunu arar. Bununla beraber vücut ağırlığı öndeki bacaktadır.

İkinci Pozisyon: Doğrusal bir şekilde önce öne sonra arkaya ve tekrar öne olmak üzere ağırlık transferinin gerçekleştirildiği evredir. Bu evrede de oldukça önemlidir. Bunun yanında kolların ritmik hareketleri kinetik zincir açısından önemli bir role sahiptir. Yine bu evrede kollar aşağı ve yukarı yapılan hareketle rahatlar ardından kolun yükselmesiyle elastik enerji oluşturulur [58]. Topun havaya atılıp kolun topu takip etmesiyle servisteki aksiyon başlamış olur. Başlangıçta vücut ağırlığı arka bacaktayken, kol yükseldiğinde vücut ağırlığı öne doğru hareket etmeye başlar. Top havaya atıldığında kolda ve omuzda yüksek miktarda elastik enerji depolanır. Enerji merkez olan gövdeden başlamak üzere, omuz ekseninin geriye doğru dönmesiyle omuz ve kol maksimum kuvvet ve denge pozisyonuna geçer. Bu pozisyonda kalçalar biraz esnetilir, omuz dışa rotasyon ve horizontal abduksiyon yapar. Ardından maksimum ivmelenmeyle hareket sonlandırılır.

Aynı evrede alt ekstremiteye bakacak olursak; arkadaki bacak doğrusal hareketini tamamlar ve top eli terk ettiğinde öndeki bacak dizler bükülerek sağlam bir şekilde yere yaklaşır. Böylece vücut maksimum enerjiyi toplama fırsatı yakalar. Tam bu esnada kinetik zincir vasıtasıyla vücudun bölümleri arasında enerji transferi başlatılır. Vücudun bölümleri arasında kinetik zincirle enerji transferinin verimli bir şekilde sağlanması için bazı önemli noktalar bulunmaktadır. Bunlar;

• Kalça ve bacaklarda fleksiyon gerekir.

• Dizlerin fleksiyon ve ekstansiyonu zeminden alınan kuvvetin transferine yardımcı olur. • Zeminden alınan kuvveti rakete taşıyabilmek için arkadaki bacak doğrusal hareket etmelidir. • Gövde ve omuz ekseni arkaya dönerek, omuz ve kol maksimum enerjinin sağlanabileceği ve

dengede kalabileceği pozisyona geçerek hızlı bir ivmelenme sağlar.

• Omuz dışa rotasyon ve horizontal abduksiyon yapmalıdır. Böylece topun maksimum ivmelenmeye geçmesi sağlanır.

• İçe rotasyona paralel olarak raketi vuruş alanına ivmelendirmek için ön kol pronasyon yapmalıdır.

Özellikle vuruş yapıldıktan sonra yine denge devreye girmektedir. Denge mekanizması iyi çalışmazsa bir sonraki vuruş için dezavantaj oluşabilir [58].

Şekil 2.1. Servis biyomekaniği [61]

Çizelge 2.1. Raket hızını etkileyen bazı faktörler [62]

RAKET HIZINI ETKİLEYEN BAZI FAKTÖRLER (Kinetik Zincire

Göre)

Yapılan hareket Katılan eklem Raket hızına etkisi

GÖVDE ROTASYONU VE BACAK HAREKETİ OMUZ %10-20 ÜST KOLUN HORİZONTAL HAREKETİ DİRSEK %15-25

ÖNKOL PRONASYONU EL BİLEĞİ %5-10

ÖNKOL EKSTANSİYONU EL BİLEĞİ -%10

ÜST KOL İÇE ROTASYONU EL BİLEĞİ/RAKET % 40

EL FLEKSİYONU RAKET %30

EL FLEKSİYONU(YANA) RAKET GÖZ ARDI EDİLEBİLİR

Servis atışı esnasında gövde ve altındaki kasların %54’lük bir kuvvet üretimi gerçekleştirdiği öne sürülmektedir. Omuzun rotasyonunda %34’lük artışta kalça ve gövde kuvvet üretiminde %20’lik bir azalma gerçekleşir [63]. Omuz servis esnasında Saatte ortalama (47mil) 75,6 km hız üretebilir, bununla beraber gövde proksimal dengeyi sağlayamazsa, distal hareketlilikte verimi düşürecek sorunlar ortaya çıkarabilir [63]. Chow, Shim ve Lim teniste serviş atışının farklı evrelerinde gövde kaslarının durumunu incelemişlerdir. Elektromiyografi (EMG) yardımıyla kor bölgesi kaslarından rektus abdominis, internal

oblikler, eksternal oblikler, erektör spina kasları incelenmiştir. Sağ eli baskın olan bir oyuncu için, ilk evrede (topun bırakıldığı evrede), sol lateral gövde fleksörleri, erektör spina (ekstansiyon esnasında), bu evrenin bitimine yakın erektor spinanın sağ tarafı ve eksternal rotatör kaslarında aktivasyon bulunmuştur [64].

Bir sonraki evre raketin topla buluşmak için salınım yaptığı bölümdür. EMG sonuçlarına göre, gövde geriye devrildiğinde, her 2 taraftaki internal oblik kasları eksantrik kasılmayla aktif olmuştur. Rectus abdomisin ve eksternal obliklerin sol kısmı gövde sola esnediğinde, geriye devrilip sağa rotasyon yaptığında aktiftir. Kol raketi topla buluşturmak için salınım yaptığında erektör spinada ortalama bir aktivasyon gerçekleşir [64]. Topu vurulduğu esnada bütün kaslar yüksek güç üretir. Topa vurulduktan sonraki safhada bütün abdominal kasların (rectus abdominis, internal oblikler, eksternal oblikler) aktivasyonu düşerken, erektör spina kasının aktivasyonu artar. Raketin topa vurduktan sonra hareketine devam ettiği evrede, araştırmacıların gövdenin stabilizasyonunu sağladıklarını düşündüğü internal ve eksternal obliklerin her ikisi de aktiftir. Gövde rotasyon yaptığında, sol ve sağ eksternal oblikler sıralı kasılmaktadır [64].

Sonuç olarak, teniste güçlü ve hızlı bir servis atışı için raket ve top seçiminin yanında kor bölgesi kasların aktivasyonu oldukça önemlidir.

Teniste backhand vuruşunun biyomekaniği

Backhand vuruşu tek el veya çift elle yapılabilir. Tek el backhand vuruşunun hazırlanış evresinde vuruş sürecindeki kuvvet üretiminde ciddi bir farklılık vardır. Hazırlanış esnasında raketin geriye salınımının artması raket hızını artırabilmektedir [65-67]. Yinede tek elle backhand vuruşuna kıyasla çift elle backhand vuruşlarında raket başında daha yüksek açısal hız geliştirilebilir [58]

Bu iki vuruş arasındaki farklılıklar şunlardır:

Çizelge 2.2. Tek el backhand ile çift el backhand arasındaki farklılıklar [58]

Tek El Backhand ve Çift El Backhand Arasındaki Farklılıklar TEK EL BACKHAND ÇİFT EL BACKHAND

Tek elle yapılan defansif vuruşlar, vücuda yeterli uzaklıkta gelen toplarda ve yaklaşma sırasında vücuda çok yakın gelen toplarda kullanılır.

Vücuda yakın olan el kontinental tutuşta olmalıdır. Böylece stres azalır ve daha rahat bir hareket oluşur.

Çift elle yapılan vuruşa göre gövde daha az kullanılır ve daha çok kas kuvvetine ihtiyaç duyulur. Bu sebeple dirseğin vücuda yakın olmasının gerekliliği, kuvvet oluşumunun şartlarındandır.

Çift el kullanıldığından daha az kuvvet efor gerektirir.

Tek elle yapılan vuruşların sonuçları: - Zayıf yönlendirme

- Underspin kolay yapılırken topspinin zor olması

- Yüksek toplarda vuruş zorluğu

Çift elle yapılan vuruşların sonuçları: - Kuvvetli yönlendirme

- Topspinin kolay yapılırken underspinin zor olması

Kinetik zincir bölümleri: - Kalça

- Gövde - Kol - Önkol - El

Kinetik zincir bölümleri:

- Gövde, kalça ve kolun bir bütün olarak hareketi.

Teniste forehand vuruşunun biyomekaniği

Genel adıyla teniste “drive” vuruşlar olarak geçen bu vuruşların mekaniği büyük bir gelişim içerisindedir. Teknik olarak kolun mekanik hareketinde gelişim olsa da fiziksel ve biyomekanik olarak kuvvet üretiminde tüm vücudun kullanılması söz konusudur.

Spor branşlarında kullanılan tüm hareketler insan mekaniğiyle alakalıdır. Tüm hareketlerde yeryüzündeki fizik kuralları direkt olarak etkilidir. Forehand vuruşu disk atmada ki kuvvet üretimiyle benzerlik göstermektedir. Her iki durumda da sporcular optimum açısal hareket ve uygun etki tepki kuvvetini oluşturmak için dizlerini bükerler.

Kollar açısal hareketini gerçekleştirirken ve dizler bükülüyken, yerde etki kuvveti oluşur ardından bu kuvvet vücutta tepkiye dönüşür. Sporcular bilindiği üzere sagital, horizontal ve

frontal olmak üzere 3 düzlemde hareket ederler. Buna ek olarak teniste sporcular forehand vuruşu sırasında uzunlamasına yani z eksenine doğru hareket ederler [58].

Y

X

Z

Z ekseni

Şekil 2.2. Teniste backhand vuruşu sırasında vücutta görülen eksen hareketleri

Sporcular dizlerini bükerek, ayakta durdukları zemine yaklaşıp, ağırlık merkezlerini yere yaklaştırırlar böylece denge ve kontrolü artırırlar. Rotasyonel hareketler tüm sporlarda olduğu gibi teniste de çok önemlidir. İnsan vücudu dönme hareketlerini sadece iletebilen bir kol sistemi gibidir. Bir cismi kendi ekseni etrafında döndürmek için uzak bir kuvvet uygulamak gerekir. Kuvvet ne kadar uzaktan uygulanırsa o kadar büyük rotasyon yapılabilir. Rotasyonla ilgili diğer bir kural ise torktur. Dansçılara ve buz patencilere baktığımızda yüksek hızda rotasyon yaparken her ikisi de dizlerini bükerler, kollarını serbest bırakarak dirseklerini vücuda yaklaştırır ve bacaklarını rahat tutarlar böylece açısal momentumlarını oluştururlar. Teniste açısal momentum aktivasyon ve ilk rotasyonu içerirken, takip eden süreçte kollar gevşer ve dizler bükülür.Temel olarak rotasyon yer merkezli bir harekettir. Raket elde olan kolla yapılan teniste “loop” olarak adlandırılan geriye ve öne yapılan raket salınımının tamamında yarım daire çizilir yani semisirküler bir hareket yapılır. Bu hareket teknik seçimine bağlı olarak birden fazla şekilde yapılabilir. Ancak unutulmaması gereken bu hareketin geniş bir yörüngede yapılması gerekliliğidir. Bu durumda raketin kullanıldığı taraftaki dirsek veya omuz vuruş çeşidine göre sadece destek noktası olarak kullanılmalıdır [58].

Çizelge 2.3. Raket hızını etkileyen bazı faktörler [68]

Raket Hızını Etkileyen Bazı Faktörler (Kinetik Zincire Göre)

Yapılan hareket Katılan eklem Raket hızına etkisi

GÖVDE ROTASYONU OMUZ %10-15

ÜST KOLUN HORİZONTAL HAREKETİ

DİRSEK %20-25

ÖNKOL PRONASYONU EL BİLEĞİ Minimal

ÖNKOL EKSTANSİYONU EL BİLEĞİ Minimal

ÜST KOL İÇE ROTASYONU EL BİLEĞİ/RAKET % 30-40

EL FLEKSİYONU RAKET %15-20

EL FLEKSİYONU(YANA) RAKET %5-10

Forehand vuruşun aşamaları

1- Notral pozisyon- Başlangıç (Hazırlık Pozisyonu): Ağırlık merkezi yere yakın olmalı ve dizler bükülü olmalıdır. Ağırlık merkezinin yere yakın olması dengeyi artıran önemli bir faktördür.

Kalçalar, dizler ve omuzlar ile birlikte, oyuncunun her iki yanında simetrik açılar oluşturur. Omuzlar, baş ve gövde kalçaya göre oldukça ileride V açısı oluşturur. Kollar ve raket vücudun önünde, dirsekler vücuda yakın ancak yapışık olmadan dengeli bir pozisyon alır [58].

2- İlk Aktivasyon ve Lateral Rotasyon: Bu aşamada oyuncu topun düşeceği yeri algılamasına göre enerjisini harekete geçirir. İki bölümde incelenecek olursa, birinci bölüm yani fiziksel aktivasyon sırasında sporcu statik dengededir. Dizler bükülü, durağanlığın bitmeye başladığı, zemine karşı hareketin oluşmaya başladığı evredir. İkinci bölüm olan yana rotasyonda sporcu topun düşeceği yeri algılamasına göre harekete geçer. Öncelikle topa daha yakın olan ayak dışarı doğru hareket eder ve kalça ile dizin pozisyonu değişir. Ardından kol ve raket vücutla beraber harekete geçer. Vücut ağırlığının ortalama %70’i dışa doğru hareket eden bacakta, %30’u diğer bacakta olur.

3- Hazırlık evresi: Vuruş için gerekli olan enerjinin üretildiği evredir. İlk vücut rotasyonu kolların yardımıyla gerçekleşir. Destek noktası ise oyuncunun tekniğine göre omuz veya dirsek olabilir. Gövde ve kollardaki kasların eksantrik olarak esnemesiyle elastik enerji üretilir. Ardından gövdenin pozisyonunu değiştirmesiyle gövde ve kollardaki kaslarda enerji

depolanması artırılır. Böylece elastik enerji artmış olur. Raket olmayan kol ise açısal momentumun oluşmasına yardım eder ve vücudun genel dengesinin korunmasına katkıda bulunur.

4- Enerji toplanması: Bu evrede dizler bükülerek zemin üzerine belirli bir basınç uygulanır. Böylece kinetik zincir aktif hale getirilmiş olur. El bileğindeki hiperekstansiyonla bir sonraki basamak için elastik enerji depolanır. Topa vurmadan önceki son enerji depolanma evresi bu evredir. Bir sonraki evrede kinetik zincirin basamakları sıralı bir şekilde gerçekleşir [58].

5- Topa Doğru Hareket: Bu evrede depolanmış ve üretilmiş enerji kullanılmaya başlar. Bu evreye gelmeden önce etki tepki yasasına göre alt ekstremitede, gövdede enerji veya açısal kuvvet, kolda ve bilekte ise elastik enerji oluşur. Hazırlık evresi –enerji toplanması evresi ile topa doğru harekete geçme evreleri arası 200 milisaniyeyi geçmeyecek şekilde bir boşluk oluşur. Eğer bu sürenin üzerine çıkılırsa depolanan enerjide kayıp yaşanır. Bu beklemeden sonra başlangıçtaki kuvvetimin aktarımıyla kinetik zincir aktive edilir. Enerji aktarımı ayak bileklerinde başlar sırasıyla dizler, bacaklar, kalça, gövde, omuzlar, önkol ve en son el bileğinde sonlanır. Bu basamaklardan herhangi birisindeki kopma kinetik zincirin bozulmasına, kuvvet kaybına ve koordinasyon bozukluğunda sebep olabilir.

Şekil 2.3. Vuruşlar sırasında bazı önemli noktalarda oluşan zincirleme hareketler

6-Topa Vuruş Noktası: Bu evrede daha önce sarf edilen efordan maksimum fayda sağlanabilmesi için vuruş noktası iyi tasarlanmalıdır. Çünkü tüm vuruşlar için kritik bir