• Sonuç bulunamadı

Yapılan çalışmada 11-15 yaş arasındaki 28 tenis sporcusundan deney gurubunda bulunan 14 kişi 10 hafta boyunca kor antrenman programını uygulamışlardır. Kontrol gurubundaki 14 sporcu ise rutin tenis antrenmanlarına devam etmişlerdir. 10 hafta süren bu antrenman programının kuvvet, denge, sürat ve çeviklik testlerine etkileri kontrol ve deney gurupları arasında ve gurupların kendi içerisinde karşılaştırılmıştır.

Çizelge 1’de kontrol ve deney gurubuna ait sporcuların yaş, boy, ağırlık ve BKİ gibi tanımlayıcı verilerine ait ortalamalar verilmiştir. Bulgular kısmında tablolar halinde verilen test sonuçlarının ayrıntılı değerlendirilmesi bu bölümde yapılacaktır.

Dengeli zemin üzerinde yapılan direnç egzersizlerinin kas kuvveti [279], güç [279], aerobik dayanıklılık [280], anaerobik dayanıklılık [279], kuvvet üretim miktarı [281], hipertrofi [279], reaktif kuvvet [281] ve çevikliği [282] geliştirdiğine dair çalışmalar mevcuttur. Teoride kor stabilizasyon ve atletik performansın ilişkili olduğu söylense de bunu ispatlayan çalışma sayısı azdır. Scibek, 6 hafta terapi topuyla yapılan kor antrenman programının yüzücülerde yaptığı sağlık topu fırlatma testiyle arasında anlamlı bir ilişki bulmasına rağmen diğer atletik performans testleriyle herhangi bir ilişki bulmamıştır [25]. Diğer bir çalışmada bench press hareketine kor antrenman programının etkisi bulunmuştur [283]. Aynı çalışmada 20 ve 40 yard sürat, çeviklik, mekik koşusu, dikey sıçrama gibi parametrelerde incelenmiştir. Fonksiyonel hareketlerde ise mobilizasyon ve stabilizasyon kinetik zincirle bağlantılı olarak gerekliliktir. Bu bağlamda kor stabilizasyonla performansı bu tip doğasında kinetik zincir olan hareketlerde araştırmak doğaldır. Yapılan çalışmada FMS (functional movement screen) ile kor stabilziasyonun ilişkisi zayıf bulunmuştur [284]. Ancak FMS atletik performansı karşılamada içeriği itibariyle zayıf kalabilmektedir. Yaptığımız araştırma içerisinde seçilen test parametreleri kinetik zincirin baskın olduğu, squat sıçrama, aktif sıçrama, sağlık topu fırlatma, pro agility testi gibi ölçme yöntemleridir. Kor egzersizin bu özellikleri geliştirebileceği düşünülse de kinetik zincirde ki bozuklukların performansı olumsuz etkileyebileceği unutulmamalıdır.

Çoğu spor branşında en yükseğe ulaşabilmek için alt ekstremitenin patlayıcı kuvvetine ihtiyaç duyulur. Bu bağlamda sıçrama testleri özellikle güç ölçümünde kullanılan testlerdir [285]. Alt ekstremitenin maksimal kuvvete bağlı olarak sergilediği patlayıcı kuvvetin baskın

olarak ölçüldüğü squat sıçrama testi araştırmamızda kullanılan testlerden birisidir. Squat sıçramadan farklı olarak elastik kuvvetinde devreye girdiği aktif sıçrama testinde ise alt ekstremitenin kuvvet ve güç özellikleri ölçülmektedir. Bu testte dizler 90o fleksiyonda iken squat pozisyonunda ve eller belde pozisyonda yukarı doğru tam bir sıçramanın gerçekleştirilmesiyle ölçüm yapılmıştır. Dikey sıçramaya göre devinimin daha yüksek olduğu bu testte kinetik zincir ayak tabanının yeri itmesiyle aktif olarak kor bölgesinin de yardımıyla performans ortaya konmaktadır. Yapılan bu çalışmada uygulanan kor antrenman programı sonucu deney gurubu aktif sıçrama skoru %8,4’lük artış gösterdiği için kontrol ve deney grupları arasında istatistiksel fark ortaya çıkmıştır. Kinetik zincirin yine etkili olduğu

ancak aktif sıçrama kadar devinimin olmadığı squat sıçrama testinde, deney gurubunun ilk ve son test puanları arasında anlamlı farklılıkla beraber %3, 31’lik artış görülmüştür fakat bu değişim gruplar arası analize etki etmemiştir.

Genel performans ölçümleri dikey sıçrama, mekik koşusu, sürat koşuları, 1 tekrarlı maksimal ölçümleri, denge, kor stabilizasyon ölçümleri, elektromiyografi(EMG) gibi ölçümleri içermektedir. Kor bölgesi antrenmanları ise izole antrenmanlar yerine daha çok genel kuvvet kondisyon programlarının içerisinde yer almaktadır. Kor antrenman programlarının maksimum ağırlık kaldırma performanslarına etkisini inceleyen çalışmalarda, olumlu etkiler bulunduğunu gösteren çok sayıda çalışma vardır [27-29, 286-288]. Yapılan çalışmada 10 haftalık kor stabilizasyon programının aerobik gurup sınıfında izometrik sırt dayanıklılığında ve 1 dk. Mekik testinde performansı artırdığı bulunmuştur [289]. Başka bir çalışma da bord çalışmalarının sporcularda 1 dk. lık mekik testine etkisine bakılmış [290], yine benzer bir çalışmada genç atletlerde swissball ile yapılan antrenman programının kor stabilizasyon testlerine olumlu etkileri bulunmuştur [23]. Çalışmamızda

ise deney gurubunda mekik testi skoru %13,8’lik artış göstermiş, plank testi skoru da 13,6’lık gelişmiştir. Bu artışlar her iki testte de gruplar arası farklılığa yol açmıştır. Şınav

testinde kontrol ve deney gurupları arasında anlamlı farklılık bulunmazken, deney gurubunun ön test ve son test puanları arasında %14,5’lik anlamlı farklılık bulunmuştur. Kontrol gurubunda deney gurubu gibi gurup içi test puanları arasında %9,23’lük anlamlı farklılık bulunmuştur. Kontrol gurubunun kulüpler içerisindeki rutin antrenman programlarına devam etmesi bu gelişimin sebebi olabilir.

Kor stabilizasyonun atletik performans üzerindeki etkilerini inceleyen başka çalışmalar da mevcuttur. Kolej beyzbol sporcularında kor stabilizasyonla ilgili yapılan bir çalışmada deney

ve kontrol guruplarında fleksör dayanıklılığının arttığı görülse de yan köprü (side bridge) testinde anlamlı farklılık bulunmamıştır [291]. Kürekçilerde yapılan başka bir çalışmada yan köprü testinde anlamlı farklılık bulunurken bu sefer fleksör dayanıklılık testinde gelişme bulunmamıştır [24]. 2010 yılında yapılan bir çalışmada 10 haftalık pilates mat programının uygulandığı gurupta abdominal kuvvet, postür, fleksör dayanıklılığı gibi testlerin hiçbirisinde gelişim görülmemiştir [292].

Performans ölçümlerinde yaygın olarak kullanılan dikey sıçrama ve mekik koşusu gibi testlerin kor bileşenleriyle ilişkisini inceleyen çalışmalarda mevcuttur. Kadın sporcularda yapılan çalışmada pliyometrik antrenmanın ve dinamik denge egzersizlerinin dikey sıçramaya etkisi incelenmiş, her iki gurupta da 7 haftalık antrenman protokolleri sonucu dikey sıçramada gelişim bulunurken, dinamik denge egzersizlerini yapan gurupta dikey reaksiyon kuvvetinde azalma olmuş diğer gurupta ise bu özellikte artış olmuştur [29]. 2010 yılında yapılan çalışmada ise 8 haftalık nöromasküler ve kor stabilizasyon egzersizlerinin dinamik dengeye etkisine bakmış ve çalışmanın sonucunda %103’lük bir artış bulunmuştur [293]. Yaptığımız çalışmada 10 haftalık kor antrenman programının denge üzerindeki etkisi de incelenmiştir. Antrenman programı öncesi ve sonrasında sporcuların statik ve dinamik dengeleri ölçülmüş sonuçlar mm. Cinsinden salınım değerleri olarak değerlendirilmiştir. Denge ölçümünde kullanılan verilerden birisi katılımcı platform üzerinde dengede durmaya çalışırken salınım sırasında çizdiği yol (path length-PL) değeridir. Salınım esnasındaki hız ölçülse de birincil parametre olarak salınım esnasında çizilen yolun esas alınmasının sebebi ayakta dengenin ölçülmesinde geçerli ve güvenilir bir yöntem olmasıdır [294]. 10 haftalık antrenman programı sonucunda deney gurubunda çift

ayak üzerinde statik denge testinin PL puanlarında %17,6’lık gelişme görülürken, kontrol gurubunda %1,55’lik gelişme görülmüştür. Bu değişimler gruplar arası anlamlı istatistiksel

farklılık oluşturmuştur. Statik denge teniste özellikle vuruşlardan önce hazırlanma evresinde ve top bekleme esnasında (nötral pozisyon) önemlidir. Nötral pozisyonda; dizler bükülü, yerçekimi merkezi zemine doğru yaklaştırılmış, ağırlık topuklarda ve denge kalça, gövde ve başın doğrusal duruşuyla desteklenmiştir. Özellikle vuruş için dönüş yapılmadan önce kullanılan adımda (split step) denge oldukça ön plandadır [58].

Çift ayak dinamik denge PL test puanlarında deney ve kontrol gurupları arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Deney gurubunda %27,6’lık gelişme görülürken, kontrol gurubunda

%2,37’lik gerileme görülmüştür. Sol tek ayak üzerinde yapılan dinamik denge test puanında

ise deney gurubunda %17,5’lik gelişme görülürken, kontrol gurubunda ise %5,27’lik gelişme görülmüş ve guruplar arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır. Sağ tek ayak üzerinde yapılan dinamik denge test puanında deney gurubunda %8,8’lik artış görülürken, kontrol gurubunda %2,4’lük gerileme görülmüş, guruplar arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır. Teniste dinamik dengenin önemi çok yüksektir. Vuruş sonrası tekrar pozisyon almada, başarılı ve isabetli vuruş yapmada temel faktörlerdendir. Tenis maçı içerisinde vücudun ve hareketlerin kontrolünde sürekli denge pozisyonu aranır. Özellikle çocuk tenisçilerde dinamik dengenin korunması yetişkinlere oranla çok daha zordur [58]. Bu bağlamda bu yaş gurubunda yapmış olduğumuz çalışmanın önemi daha da artmaktadır. Uyguladığımız antrenman protokolü çocuk yaş gurubu tenisçilerin dinamik denge özelliğini geliştirmede faydalı olabilir.

Dengede ölçülen bir diğer parametre salınım esnasında çizilen yolun oluşturduğu alandır(Area). Basınç merkezine ait yörüngenin geometrik merkezi bu alanın oluşturulmasında temel alınmıştır. Test sırasında elde edilen ardışık alanların toplamı skor olarak alınmıştır [295]. Araştırmamızda statik çift ayak alan(area) ölçümünde deney gurubu

test puanında %35,4’lük gelişme görülürken, kontrol gurubunda %3,26’lık gelişme görülmüş, bu değişim guruplar arası anlamlı farklılık oluşturmuştur. Dinamik çift ayak area testi deney gurubu test puanında %45,9’luk gelişme görülürken, kontrol gurubunda %27’lik gerileme görülmüş ve yine gruplar arası anlamlı farklılık bulunmuştur. Dinamik denge sol

tek ayak area ölçümünde deney gurubu test puanında %13,8’lik gelişme görülürken, kontrol gurubunda %21’lik gerileme olmuştur ve fakat guruplar arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır. Dinamik denge sağ tek ayak area testi deney gurubu test puanında %0,43’lük gelişme görülürken, kontrol gurubunda %12’lik gerileme görülmüştür. Katılımcının test esnasında salınımla beraber oluşturduğu alanın azalması, dengenin geliştiğine işaret olabilir [295]. Özellikle dinamik çift ayak denge testinde bu alanın deney gurubunda anlamlı farklılıkla azalması uygulanan kor antrenman programının dinamik denge test puanları üzerinde olumlu etkisi olabileceğini gösterebilir.

Diğer bir açıdan yapılan çalışmalara baktığımızda kor kuvvetlendirmenin alt ekstremiteye etkisini inceleyen çalışmaların sayısı da oldukça fazladır. Squat hareketinde ya da koşular gibi alt ekstremitedeki enerjinin transferinde ve stabilizasyonunda kalça eklemi vasıtasıyla bağlantı kuran kor bölgesinin önemi açıktır [227, 296-297]. Bazı çalışmalarda koşu

performansıyla kor egzersizin ilişkisini incelemiş ve performansta iyileşmeler bulmuşken [15, 26, 298], bazılarında ise [23, 299] herhangi bir gelişim bulunmamıştır. Performansta iyileşmeler bulunan çalışmalardan birisinde; 48 sağlıklı yetişkin üzerinde 8 haftalık izometrik kalça kuvvetlendirme egzersizleri içeren antrenman programının 40 yard sürat, mekik koşusu, izometrik kalça kuvveti üzerine etkisi incelenmiş, olumlu etkileri olduğu bulunmuştur ancak programın sporcularda ne gibi etkileri olabileceği belirsizdir [298]. Koşularla ilgili yapılmış bazı çalışmalarda ise olumlu sonuçlar bulunmamıştır. Swissball kullanarak yapılan kor antrenmanın kolejdeki sporcularda koşu ekonomisine ve maksimal oksijen tüketimine etkisinin incelendiği bir çalışmada kor kuvvetinin artması dışında anlamlı farklılıklar bulunmamıştır [23]. Diğer bir çalışmada 10 egzersizden oluşan kor stabilizasyon, denge, dinamik stabilizasyon ve eksantrik hamstring kuvvetlendirmesi içeren antrenman programı kadın futbolculara uygulanmış, alt ekstremite izokinetik ve izometrik kuvvetinde, izometrik kalça kuvvetinde herhangi bir farklılık bulunmamıştır. Aynı çalışmada sıçrama yeteneği, 40 metre sürat, şut mesafesi ve topla dripling testlerinde kontrol ve deney gurubu arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır [299]. Yaptığımız çalışmada 20 metre ve 30 metre sürat testleri ön test ve son test olarak katılımcılara uygulanmıştır. Deney gurubunun 20 metre sürat test puanında %1,05’lik bir gelişme görülürken, kontrol gurubunda 2,3’lük gerileme olmuş, gurup içi ve guruplar arası anlamlı farklılık bulunmamıştır. 30 metre sürat testinde ise deney gurubu ve kontrol gurubu test puanlarında sırasıyla %2,7 ve %19,52’lik gerileme görülmüş, gurup içi ve guruplar arası anlamlı farklılık bulunmamıştır. Bu gerileme sporcuların test esnasında ki motivasyon eksikliklerinden kaynaklanabilir. Çalışmamız literatürü destekler nitelikte olup 20 metre ve 30 metre sürat testlerinde uyguladığımız kor antrenman programının test puanlarını iyileştirmeye herhangi bir etkisi olmamıştır.

Alt ekstremiteyle ilgili yapılan diğer çalışmalarda kor kuvvetlendirmenin alt ekstremite kuvvetine etkisine bakılmıştır. Yapılan çalışmada 10 hafta süren kalça ve gövde egzersizleri içeren nöromasküler antrenmanın kadın voleybolcularda performansa etkisine bakılmış, ayakta kalça abduksiyon kuvvetinin arttığı görülmüştür [29]. Bu sonuç çalışmadaki kadın voleybolcuların kalça abduktörlerinin kuvvetinin artmasıyla alt ekstremite kontrolünün artabileceğini, saha içerisinde yer değiştirmelerde ve yapılan yüklemelerde kontrolün korunabileceğini gösterebilir. Çalışmamızda ölçülen performans testlerinden birisi durarak uzun atlama testidir. Alt ekstremite ekstansor kaslarının patlayıcı kuvvetinin ölçüldüğü, maksimal anaerobik güce dayalı testlerdendir. Çalışmamızda deney gurubunun durarak uzun atlama test puanında %0,69’luk gelişme görülürken, kontrol gurubunda %2,58’lik gerileme

görülmüştür. Gurup içi ve guruplar arası testlerde anlamlı farklılık bulunmamıştır. Baskın olarak bacak ekstansor kaslarının kuvvetini gerektiren bu test puanlarında kor antrenman programının etkisinin olmaması literatürü desteklemektedir.

Bazı çalışmalarda kor antrenmanı ayrı bir değişken olarak değil, kuvvet ve kondisyon programlarının bir parçası olarak incelenmiştir. Çalışmada sarkaç egzersizlerinin ağırlık antrenman programlarına ek olarak ne gibi etkileri olabileceği incelenmiştir. Sarkaç egzersizlerinin eklendiği gurupta dikey sıçrama gibi dinamik ölçümlerde gelişme görülse de sadece ağırlık antrenmanı yapan gurupta diz ve kalça fleksiyonu ve kalça ekstansiyonu gibi kuvvet parametrelerinde diğer guruba göre daha yüksek artışlar görülmüştür [286]. Başka bir çalışmada yüksek şiddet ve düşük yoğunluktaki kor egzersizleri de içeren geleneksek ağırlık antrenman programları karşılaştırılmış, ergometre testleriyle maksimum kuvvet ölçülmüş, her iki programı uygulayan gurupta da iyileşme görülmüştür [287].

Spora özgü ölçümler içerisinde yapılan araştırmada sağlık topu fırlatma ve doğrusal vuruş ile vuruş hızları incelenmiştir. Her iki gurupta da anlamlı gelişmeler olsa da kor antrenmanın yapıldığı gurupta daha yüksek rotasyonel kuvvet ve daha yüksek vuruş hızları bulunmuştur [27-28]. Geleneksel rotasyonel kuvvet ve tüm vücuda sağlık topuyla egzersiz yapılan gurupta açısal kalça ve omuz hızlarında anlamlı gelişimler bulunurken diğer gurupta herhangi bir gelişim bulunmamıştır [27].

Çalışmada açık ve kapalı kinetik zincir egzersizleri içeren 6 haftalık antrenman programı beyzbol sporcularına uygulanmış, katılımcılardan bir guruba geleneksek kor stabilizasyon egzersizleri eklenmiştir. Kor stabilizasyonda; kor dayanıklılığı, sırt ekstansör kasları (Sorensen Testi), abdominal dayanıklılık testi ve sağ-sol yan köprü testleri çalışmada kullanılan temel testler olmuştur. Kor stabilizasyon testlerinde her iki gurup arasında da anlamlı farklılık bulunmamıştır. 3 gurup arasında da fırlatma performans indeksi (FTPI) kullanılmıştır. Antrenman yapılan gurupların FTPI skorlarında kontrol gurubuna göre anlamlı gelişme görülmüştür [291]. Antrenman süresi 6 hafta gibi kısa bir zaman dilimi olması genelleme yapmamızı zorlaştırsa da bu sürede gelişimin olması önemlidir.

Başka bir çalışmada 24 kadın hentbol oyuncusuna 6 haftalık kor ve rotasyonel stabilizasyon programı uygulanmış, deney gurubunda maksimal atış hızında kontrol gurubuna oranla %4,9’luk gelişme olmuştur [300]. Yine bir çalışmada 15 golf sporcusu 8 haftalık program

içerisinde abdominal ve kalça kuvvetlendirme gibi denge egzersizleri içeren golfe özel antrenman programı uygulanmıştır. Araştırma sonucunda gövde rotasyonel kuvvetinde, kalça abduksiyon kuvvetinde ve denge ölçümlerinde anlamlı gelişmeler olmuştur.

Kor stabilizasyon egzersizlerinin; FMS (functional movement screen), sporda performansa özgü ölçümler (geriye ve baş üstü sağlık topu fırlatma ve T Testi) üzerinde etkilerini inceleyen bir çalışmada, kor stabilizasyon programıyla performans testleri ve FMS arasında düşük ilişki bulunmuştur [284]. Çalışmamızda 10 haftalık kor antrenmanın sağlık topu fırlatma testine etkisi incelenmiştir. Çalışma sonucunda deney gurubu test puanlarında %11, 65’lik gelişme görülürken, kontrol gurubunda sadece %1,2’lik gelişme görülmüştür. Guruplar arası ve gurup içi testlerde anlamlı farklılık bulunmamıştır. Literatürle paralel olarak kor antrenmanın sağlık topu fırlatma test skorlarına anlamlı etkisinin olmadığı bulunmuştur.

10 hafta süren, 30 bayan voleybol ve basketbol sporcusunun katıldığı çalışmada gövde stabilizasyonunun sportif performansa (dikey sıçrama, çeviklik, denge testi) etkisi araştırılmıştır. Çalışma sonucunda deney gurubunda çeviklik, denge ve dikey sıçrama testlerinde gelişme görülmüş ancak gövde stabilizasyonuyla performans arasında anlamlı farklılık bulunamamıştır [301]. Başka bir çalışmada dengeli ve dengesiz yüzeyde yapılan ağırlık antrenmanının tekrarlı sıçrama, sıçrama, sürat ve çeviklik gibi performansa ait özelliklere etkisi incelenmiş, sonucunda deney gurubunda sürat ve çeviklik testlerinde daha yüksek gelişim olduğunu bulmuşlardır [302]. 25 futbolcu üzerinde yapılan bir çalışmada dinamik ve statik sağlık topu fırlatma testinin 1TM(1 tekrarlı maksimal) bench press, 1 TM squat, 40 yard sürat, proagility çeviklik testi ve tekrarlı sıçrama testi arasındaki ilişki incelenmiş, sağlık topu fırlatmayla sürat, proagility çeviklik testi, tekrarlı sıçrama arasında orta düzeyde ilişki bulunmuştur [303]. Kor stabilizasyonun bu çalışmada sadece sağlık topu fırlatma testiyle ilişkilendirilmesi bu sonucu doğurmuş olabilir. Yaptığımız çalışmada ölçülen testlerden birisi proagility çeviklik testidir. 20 yard koşu testi olarak da bilinen bu test katılımcının önce 4,57 m. (5 yard) sağındaki işaretçiye ardından başlangıç çizgisinden geçerek, 9, 144 m. (10 yard) metre uzaklıkta solda bulunan işaretçiye dokunarak başlangıç çizgisinde testi sonlandırır. Testlerin analizinde sol (5 yard) ve sağ (10 yard) geçiş zamanları ve toplam test süresi ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Deney gurubunun proagility çeviklik testinde 5 yard (sağa-4, 57m) değerinde deney ve kontrol gurupları test puanlarında sırasıyla %0,54 ve %12,2’lik gerileme görülmüştür. 10 yard (sola-9, 144m) değerinde ise deney

gurubu test puanında %0,84’lük gelişme görülürken, kontrol gurubunda %7,06’lık gerileme görülmüştür. Proagility çeviklik testi toplam test puanına bakıldığında deney gurubunda %0, 54’lük bir gelişme görülürken, kontrol gurubunda %12,2’lik gerileme görülmüştür. Çeviklik testine ait hiçbir parametrede kontrol gurubunun 10 yard parametresindeki düşüşü dışında anlamlı farklılık bulunmamıştır. Bu düşüş teste katılan sporcuların motivasyonuyla ilgili olabilir. Genel anlamda yapılan kor antrenman programının çeviklik test skorları üzerinde etkisinin bulunmaması çevikliği etkileyen çok fazla faktörün bulunmasından olabilir. Yön değiştirme hızının, bacak kas kalitesine, tekniğe, antropometrik özelliklere, düz sürat hızına bağlı olması; anlama ve karar verme faktörlerinin sezme, durum bilgisi, görsel tarama faktörlerinden etkilenmesi, bacak kas kalitesinin bacak kas kuvveti ve gücüne, reaktif kuvvete ve sağ ile sol bacağın kas gücünde asimetriye sahip olabilmesinden etkilenmesi gibi durumlar çevikliğin ne kadar kompleks bir beceri olduğunu ortaya koymaktadır. Çevikliğin geliştirilmesinde çok yönlü antrenman programlarının dizayn edilmesi ve bireye özel antrenmanlar oluşturulması bu faktörlerin etkisini azaltabilir [304].