• Sonuç bulunamadı

Telkin, Dua ve İyileşme

B. TELKİN VE DUA

3) Telkin, Dua ve İyileşme

Psikoterapik vakalarda kişinin manevi yaşantıları göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur. Telkin ve duanın ruhsal hayata olumlu etkileri olmaktadır. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda, manevî ya da dinî konularda eğitimli olmayan uzmanların yanlış teşhis koyabilmesi, karşı aktarım problemlerine neden olabilmesi ve ağır meslekî hatalara yol açabilmesi mümkün görünmektedir. Bu nedenle ABD’de uzmanlık eğitiminde dinî ve manevî konuların eklenmesi, bir ihtiyacın neticesinde gerçekleşmiştir.418 Özellikle psikolojik desteğin sağlanmasında

din ve maneviyattan faydalanma, artık kabul edilen bir gerçek olmaktadır.

Telkin ve duanın iyileştirici etkisini ortaya koymada Fransa’daki Lourdes Tıp Merkezi’ni anmamak önemli bir eksiklik sayılabilir. Bu merkezin şöhreti, vücudunun bir kısmı felçli ve gözleri çok az gören Fransız bir muhasebecinin Lourdes tapınağını ziyaret etmesine dayanır. Bu tapınağı ziyarete gelen felçli adam, tapınakta tuhaf bir tecrübe yaşar. Eve gittiğinde kendisinde bazı değişiklikler hisseder. Doktora gittiğinde ise, hastalığının belirtileri tamamen üzerinden kalkmıştır. Lourdes tapınağı bu olayı mucizevî bir iyileşme olarak duyurmuştur. Sonraki dönemlerde her yıl otuz bin civarında hasta burayı ziyaret etmeye başlar. Zamanla kanser, ülser, böbrek iltihapları, akciğer, kemik ve karın zarı veremi gibi hastalığa yakalanmış olanlar, buraya gelerek kendilerine yapılan dua ve telkin sayesinde büyük oranda iyileşme göstermişlerdir. Bu nedenle zaman içinde bu

416 Buhari, Merda 20, 38, 40; Müslim, Selam, 46-49. 417 Buhari Tıb 38; Müslim, Selam 54.

tapınak, tıp merkezine dönüşmüştür. Lourdes Tıp Merkezi bu şifaların gerçekliğini ispat ederek ilme büyük hizmetlerde bulunmuştur.419 Bu çalışmalar dua ve telkinin önemini daha anlaşılır bir şekilde ortaya koymuş olmaktadır.

Günümüzde Lourdes Tıp Merkezi’nden başka, dua ve telkinin hem psikolojik hem de bedensel rahatsızlıkların iyileşmesinde etkili olduğunu gösteren çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar duanın etkilerini anlamak bakımından önemli görülmektedir. Duanın hastalıklara etkisi sonraki başlık altında ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Bu bölümde telkin ve duanın psikolojik sağlığa nasıl etki yapabildiği incelenmeye çalışılacaktır.

Telkin ve dua; savaş, yıkım, ölüm, felaketler gibi insan psikolojisini tehdit eden durumların aşılmasında önemli derecede yardımcı olmaktadır. İnsan psikolojini tehdit eden bu tür durumlarda yapılan duanın psikolojik bir destek olabileceğini çeşitli araştırmalar göstermektedir. Konuyla ilgili olarak, suçluların psikolojik tehdit içinde bulundukları söylenebilir. Cezaevlerinde bulunan mahkûmlar, psiko-sosyal uyuma kavuşmada dinî telkin ve dua gibi manevî değerlere ihtiyaç duyabilirler. Mahkûmlar, işledikleri suçun cezasını çekmiş olsalar bile, içinde bulundukları psikolojik tehditten kurtulamayabilirler. Suçluların pişman olmaları, bir daha aynı hataya düşmemeleri ve uyumlu bir kişilik yapısına sahip olmaları arzu edilen hususlardandır.420 Mahkûmlara dinî değerlerin telkin edilmesi onların ıslah çalışmalarında mümkün olabilmektedir. Bu konuda ülkemizde, çalışmalar yapılmaktadır. Örneğin, kadın mahkûmlara yönelik yapılan tema odaklı grup terapisi ve ikili danışma çalışmaları dinî değerlerin kullanılmasıyla gerçekleştirilen bir çalışmadır. Çalışmada dinî ve manevî değerlerin yanı sıra tevbenin öneminden bahsedilerek, suçluların pişmanlık duymaları ve suç işlememeleri üzerinde durulmuştur. Dua, Kur’an, namaz gibi dinî değerlerle özgürlük, olumlu bakış açısı geliştirme gibi değerlerin öneminden bahsedilmiştir. Terapi sonunda mahkûmların bakış açılarında önemli gelişmeler gözlemlendiği ifade edilmiştir.421 Bu örnekler dua, dinî telkin ve dinî değerlerin mahkûm psikolojisini olumlu anlamda etkilediğini göstermektedir. Islah çalışmaları hem suçluyu hem de toplumu daha huzurlu ve daha

419 Meadow and Kahoe, a.g.e., s. 122; Carrel, a.g.e., s. 51-52; Bahadır, a.g.e., s. 148.

420 Özdemir, Şuayip, “Cezaevi Din Görevlileri ve Yöneticilerine Göre Cezaevlerinde Din Eğitimi”,

Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, C. II, S. 4, 2002, s. 1.

güvenilir kılabilir. Bu nedenle ıslah çalışmalarında dinî değerlere gereken önemin verilmesi uygun bir yöntem gibi görünmektedir.

Telkin ve duanın savaş sırasında askerlere nasıl bir etkide bulunduğu, savaş şartlarında askerlerin nasıl bir başa çıkma stratejisi kullandıklarıyla ilgili çalışmalar yapılmıştır. Bu konuda Stouffer, II. Dünya Savaşı’na katılan Amerikan ordusunun %75’inin, duanın zor şartlar altında kendilerine çok yardımcı olduğunu ifade ettiklerini rapor etmiştir. Duanın savaş şartları altında, savaşa devam etmede kullanılan bilişsel stratejiler içinde en yardımcı olanı olduğu tespit edilmiştir.422 Argyle ve Beit-Hallahmi de Amerika’da yapılan çeşitli çalışmalardan hareketle, savaş tecrübesinin dinî ve ruhsal konulardaki ilgiyi artırdığı sonucuna varmışlardır. Ancak savaş gazilerinin organize dinlere daha az yöneldikleri görülmekle beraber savaş sırasında yaptıkları duaların sonucunda dindarlığa daha fazla yöneldikleri ifade edilmiştir.423 Bu sonuçlara bakıldığında duanın sıkıntılı dönemlerde bilişsel başaçıkma yöntemi olarak kullanıldığı, insanların dua ile huzur bulduğu ve bu tecrübeyi yaşayan kişilerin zorluk sonrasında kurumsal dinlerden daha çok bireysel dindarlığa yöneldikleri anlaşılmaktadır.

Hastalıklarla başaçıkma konusunda telkin ve duanın etkileriyle ilgili çalışmalar yapılmıştır. Pargament ve Hahn, Amerikalı üniversite öğrencilerinin, sağlık sorunları sırasında Allah’ın nasıl bir rol üstlendiğiyle ilgili görüşleri üzerine bir çalışma yapmışlardır. Öğrenciler Allah’ın manevî bir rehber olmasından daha çok Allah’ı destekleyici bir kaynak olarak görmüşlerdir.424 Bu araştırma öğrencilerin, Allah’tan güç alarak hastalıklarına moral bulduklarını göstermektedir. Ayrıca öğrencilerin Allah’ı kendilerine daha yakın buldukları ve Allah’tan yardım dileyerek ümitlerini kaybetmemiş oldukları sonucu da buradan çıkarılabilir. Konuyla ilgili ülkemizde yapılan bir çalışmada 20 kanser hastasının kanseri anlama, algılama ve başaçıkma şekilleri mülakat yöntemiyle incelenmiştir. Kanserle başaçıkmada Allah’a olan inancın etkili olduğunu söyleyenlerin %40, dua ve ibadetlerin etkili olduğunu söyleyenlerin ise %15 olması hastaların daha çok dinî değerlerle başaçıktıkları anlamına gelmektedir. Yapılan çalışmada hastaların hastalıktan

422 Loewenthal, a.g.e., s. 32. 423 Loewenthal, a.g.e., s. 33. 424 Loewenthal, a.g.e., s. 32.

sonraki süreçte dinî değerlere daha fazla bağlandıkları, dua ve ibadetleri bir sığınak olarak gördükleri de ortaya konan hususlardandır.425

KTÜ Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Güler, telkin ve duanın iyileştirici yönlerine dikkat çeken bir araştırma gerçekleştirmiştir. Güler’e göre, hastaların iyi olacağına inandırılmasıyla gerçekleşen olumlu telkin, doktorlar tarafından hastalara sunulmalıdır. Araştırmada muayene ve reçete yazmanın yanı sıra sözle telkin, dua ve tamamlayıcı tedavilerin, telkin edici bir role sahip olduğu ifade edilmektedir. Araştırmasında duanın tedaviyi olumlu etkilediğiyle ilgili bilgiler veren Güler, doktorların yanı sıra hastanın da tedavi sürecine katılması gerektiğini ifade etmiştir.426 Hastanın moralinin yüksek tutulması ve iyileşeceğine dair ümit verilmesi hastanın iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Ancak doktorların hastaya dua ve dinî telkin vermesi etik açıdan tartışılmaktadır. Dinî inanç ve değerlerin hastaya büyük oranda rahatlık verdiği tespit edilmekle beraber doktor, hastanın rahatsızlığına olumlu etki edeceğine inanıyorsa ona dini önermeli, eğer hasta uygun görmezse terapistin dinî ritüelleri önermesinin uygun olmadığı ifade edilmiştir.427

Duanın hastalar üzerindeki olumlu etkileri ve hastaların doktorun kendilerine dua etmeleri konusundaki tutumları nedeniyle, doktorların hastalarına dua ve iyi dileklerde bulunma zorunluluğunun olduğu bazı uzmanlar tarafından savunulmaktadır.428 Bir araştırmaya göre zorluklar karşısında ümidini yitirmeyen insanların, ümidini yitiren insanlara göre daha sağlıklı oldukları tespit edilmiştir. Dua da zorluklara karşı ümit beslemek ve zorluklara karşı dayanma gücünü artırmada destekleyici bir role sahiptir. Doktorun ya da terapistin hastaya gerekli gördüğü durumlarda dua etmesini tavsiye etmesi, hatta bizzat kendisinin de dua etmesi hastaya olumlu etkide bulunabilir. Bu durumda hasta, doktorunun kendisini önemsediğini, ilgilendiğini ve daha iyi olmasını istediğini düşünerek moral

425 Çifçi, Aişe, Hastalıklarla Başaçıkmada Dinin Rolü Kanser Hastaları Örneği, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniv. SBE, İstanbul 2007, s. 65, 71-74.

426 Bkz. Altun, a.g.e., s. 132-134.

427 Kılavuz, M. Akif, “Hasta Hekim İlişkileri Açısından Din Öğretiminin Önemi”, UÜİFD, C. XI, S. 2, 2002, s. 81.

bulabilecektir.429 Dolayısıyla dindar hastaya dua ve ibadetler tavsiye edilebilir. Doktor uygun şartlar altında hastaya dinî telkin verebilir.

Deprem, sel vb. doğal afetler insanların ruhsal dengesini zorlayıcı unsurlardandır. Bu tür felaketlerle yüzyüze gelen insanlar, olayları anlama ve olaylarla baş etmede, dinî inanç ve duaya başvurabilmektedirler. Tahammül gücü vermede, teselli etmede ve yardım sağlamada bir kaynak olabilen dua, felaketzedelere iyimserlik, ümit gibi ruh sağlığı açısından olumlu duygular kazandırabilir. Depremzedelere yönelik yapılan araştırmada, depremzedelerin yarıya yakını dua ve ibadet gibi dinî davranışların kendileri için bir direnç kaynağı olduğunu belirtmişlerdir.430 Böylece duanın olayların kabullenilmesi ve stresin azaltılmasında etkili olduğu söylenebilir.

Duanın savaş, tabiî felaketler, hastalık, stres, kayıp vb. durumlar sebebiyle psikolojik dengeyi bozabilen durumlarda iyileştirici etkisinin olduğu görülmektedir. Duanın ruhsal hayata olumlu katkıları ortaya konulursa din ve maneviyatla ilgili çalışmalar artabilecek, yeni yaklaşımlar ve gelişmeler ortaya konabilecektir.

429 Kılavuz, a.g.m., s. 84.