• Sonuç bulunamadı

1. EDEBİYATTAN SİNEMAYA SANATSAL BİR ANLATI TÜRÜ OLARAK

1.5. Edebi Türde Polisiye Anlatısı ve Özellikleri

1.5.3. Polisiye Romanın Türk Edebiyatındaki Gelişimi

1.5.3.2. Telif Polisiye Romanlar

Türk edebiyatında telif polisiyelerle karşılaşıldığı dönemle çeviri polisiye roman örneklerinin verildiği zamanın örtüştüğü görülmektedir. Hemen hemen aynı çizgide ilerlediği kaydedilen telif ve çeviri polisiyelerin benzer özellikler taşıdığı da belirtilmektedir. Cumhuriyetin ilanından önce yazılan telif polisiye romanlarının da çeviri polisiye romanlar gibi iki döneme ayrıldığı görülmektedir. Aynı tarihleri kapsayan birinci ve ikinci dönem eserlerinden oluşan telif polisiye romanların Türk edebiyatındaki ilk örneğinin, Ahmet Mithat Efendi’nin kaleme aldığı “Esrar-ı Cinayat” isimli romanla verildiği belirtilmektedir (Koçak, 2003: 102).

1.5.3.2.1. Cumhuriyetin İlanından Önce Telif Polisiyeler

1884 ile 1908 yıllarını kapsayan birinci dönem içerisinde Ahmet Mithat Efendi’nin haricinde polisiye türünde telif romanlar yazan diğer bir ismin Fazlı Necip olduğu belirtilmektedir. İlk dönem olarak nitelendirilen bu tarihler arasında Ahmet Mithat Efendi ve Fazlı Necip haricinde polisiye türünde eser ortaya çıkartan başka bir yazarın bulunmadığı görülmektedir. 1908 yılından itibaren telif polisiye roman yazımında tıpkı çeviri romanlarda olduğu gibi bir artış söz konusu olmaktadır. Ancak romanlardaki sayısal artışın, yazılan romanların niteliklerinde herhangi bir olumlu değişikliğe yol açmadığı da ayrıca belirtilmektedir (Üyepazarcı, 1997: 178).

II. Meşrutiyetten Cumhuriyetin ilanına kadar geçen süre içerisinde Türk edebiyatında dikkat çeken romanlar ve diziler de bulunmaktadır. Türk edebiyatının ilk polisiye dizisi olarak bilinen “Türklerin Sherlock Holmes’i Avanvermez Avni” isimli seri 1913 yılında Ebusüreyya Sami tarafından kaleme alınmıştır. Hemen ertesi yıl “Milli Cinayet Koleksiyonu” isminde 10 kitaptan oluşan bir serinin daha yazıldığı görülmektedir. Kırımlı Süleyman Sudi ve Moralızade Vassaf Kadri tarafından yazılan bu polisiye serisinin, “Cemiyet Kütüphanesi” tarafından yayımlandığı görülmektedir. Yine 1914 yılında yerli Arsen Lupin olarak nitelendirilen Nahit Sami’nin dedektifliğini yaptığı “Gece Kuşları” serisinin, E. Ali ve Kırımlı Süleyman Sudi tarafından yazılan başka bir seri olarak Türk okurunun karşısına çıktığı görülmektedir (Balcı, 2005: 26).

Birinci Dünya Savaşı’nın ve Türkiye’de yaşanan İstikbal mücadelelerinin başlama ve bitiş süreleri göz önünde bulundurulduğunda, sonraki dönem içerisinde yazılmış herhangi bir polisiye eserin varlığından söz edilmemektedir. 1922 yılına gelindiğinde Türk edebiyatında, yazmış olduğu eserlerde “Server Bedi” takma adını kullanan Peyami Safa’nın ortaya çıkarmış olduğu Cingöz Recai karakteriyle karşılaşılmaktadır. Cingöz Recai’nin maceralarının yazarın ölümünden bir yıl sonra 1962 yılında toplu olarak basıldığı da dikkat çekmektedir (Gezer, 2006: 35). “Günümüz okurları tarafından da bilinen Cingöz Recai karakteri, sinemaya uyarlanan ilk Türk polisiye roman kahramanı olması bakımından da ayrı bir önem taşımaktadır” (Balcı, 2005, 26).

1.5.3.2.2. Cumhuriyetin İlanından Sonra Telif Polisiyeler

Cumhuriyet sonrası dönemde polisiye türünde ortaya çıkartılan eserlere pek fazla rastlanamadığı görülmektedir. Bu dönem içerisinde nitelikli olmayan, az sayıda sayfası bulunan kısa hikâyelerin varlığından söz edilmektedir. 1940’lı yıllarda İngilizceden çeviri olarak piyasaya sürülen ancak çevirilerin üzerinde herhangi bir yazar ismi bulunmayan kitaplarla karşılaşılmaktadır. İngilizceden çevrildiği söylenen bu kitapların bazı kaynaklarda aslında yerli üretim oldukları savunulmaktadır. Bu kitapların çevirmenleri arasında H. Münir, Kamuran Günseli, Faik Berken ve Cemal Mahir gibi isimler yer almaktadır (Ayata, 2015: 216).

Türk edebiyatında 1950’li yıllarda Mike Hammer serileri hem çevirileriyle hem de telif romanlarla farklı bir dönem olarak nitelendirilmektedir. Kurthan Fişek bu dönemi, yazarın 7 yazıp bu sayının Türkiye’de 700 olarak görülmesi şeklinde özetlemiştir (Fişek, 1985:2). Serinin Türkiye’deki yayıncısı olarak bilinen Çağlayan Yayınevi’nin, romanların başarısını gördükten sonra seriyi Türk yazarlara yazdırma düşüncesi içerisine girdiği belirtilmektedir. Kemal Tahir’den Afif Yessari’ye kadar giden bir yazar sıralamasıyla kaleme alınan Mike Hammer serilerinin, Türk edebiyatında 1950’li yıllar içerisinde önemli bir yer tuttuğu görülmektedir (Koçak, 2003: 105).

1960 yılında oraya çıkan ve sonraki dönemlere de etki eden siyasi olaylardan ötürü bu dönem içerisinde yazılmış çok fazla polisiye esere rastlanamamaktadır. Bu dönem içerisinde dikkat çeken isimler arasında Ümit Deniz, Umran Nazif, Erhan Bener gibi isimlerin varlığı dikkat çekmektedir. Aynı zamanda Nihal Karamağaralı, Zuhal Kuyaş ve Nazım Mirkelam’ın klasik dönem polisiyeleri olarak nitelendirilen, kapalı oda gizemleri ve çözümlerine dayanan polisiye eserleri de bu dönem içerisinde yazılan diğer eserler olarak Türk okurunun karşısına çıktığı görülmektedir. 1980’li yıllar yine de Erhan Bener, Çetin Altan, Pınar Kür, Ümit Kıvanç gibi yazarların polisiye türünde eser verdikleri dönem olarak belirtilmektedir (Ayata, 2015: 217).

1990’lı yıllar Türk edebiyatı içerisindeki polisiye türü için “altın çağ” olarak nitelendirilmektedir. Bu dönem içerisinde eser veren yazarlar arasında Levent Aslan, Taner Ay, Engin Geçtan, Osman Aysu, Piraye Şengel, Murat Çulcu, Ünal Bolad,

Reha Mağden, Armağan Tekdöğen, Orhan Pamuk, Sadık Yemni ve Akif Pirinççi gibi isimler yer almaktadır. Bu dönem içerisinde dikkat çeken diğer eserler arasında Ahmet Ümit’in romanları da bulunmaktadır. 1996 yılında yayımlanan “Sis ve Gece” isimli roman büyük beğeni toplayarak aynı yıl Yunanistan sınırları içerisinde de yayımlanmıştır. Roman aynı zamanda yabancı dile çevrilen ilk Türk polisiye roman olma özelliğini de taşımaktadır. Cenk Eden, Birol Oğuz ve Celil Oker gibi isimler ise 1999 yılında gerçekleştirilen Kaktüs Kahvesi Polisiye Roman Yarışması’nda dereceye girerek Türk edebiyatında polisiye roman türünde eserler üretmeye başlamışlardır (Gezer, 2006: 37-56). 2000 yılı ve sonraki dönemde polisiye türünde eser veren isimler arasında bahsi geçen yazarların yanı sıra Orhan Teoman Özdemir, Havva Gülbeyaz Coşkun, Şule Şahin, Mehmet Murat İldan ve Osman Aysu gibi isimlerin varlığından da söz etmek mümkündür.