Programa göre, fen, teknoloji, toplum ve çevre arasndaki etkile imleri anlamak için, en ba ta bilimsel bilginin gerekli oldu unun ancak, bu etkile imlerin anla lmas için fene özgü de erler yannda, söz konusu topluma ve çevreye özgü de erlerin de dikkate alnmas gerekti ini vurgulam tr.
Bilindi i gibi, yaplandrmac yakla ma uygun ö renme ortamlarnda ö rencilerin bilgiyi zihinlerinde yaplandrd kabul edilmektedir. Yaplandrma sürecinin farkl bireylerde, tek ve ayn do ru bilgiye kar lk gelmesi bireylerin ö renirken kullandklar kavramlarn ortak olu undan ve bu kavramlarn kar l n nesnel olarak d dünyadan almasndan kaynaklanmaktadr. Fen ve Teknoloji programnda, feni olu turan çevre, toplum, teknolojiyle ve bireyle ili kilere vurgu yapsa da, her yaplandrlan bilginin do ru olmad , öznel görü lerin ancak gerekçelendirilerek do rulanabilece inin üzerinde durulmad görülmektedir. Dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta olarak, ö rencilerin özellikle de fen e itimine ait anlamlar yaplandrmalar srasnda, bilimin gerçekçi bir dünya görü üne dayand nnn ve bu nedenle de d dünyann gerçekli inin do ru bilgisinin belli ölçütlere dayanarak elde edilebilece inin alt çizilmelidir (Aydn, 2007).
1.1.4.1 Fen ve Teknoloji Programnda I k ile ilgili Konularn Yeri
Çe itli kaynaklar k ile ilgili olaylar sistematik ekilde inceleyen bilim dal olan opti in tarihinin yakla k 3000 yl öncesine dayand n belirtmektedir (Topdemir, 2006; Raftopoulos ve di . 2005; Rutherford, 2000). I k ile ilgili çal malar, ba langçta herhangi bir kuramsal katk olmakszn basit ve ilkel anlamda ayna, mercek v.b. araç-gereç yapm a amasnn ardndan ksmen tp, metafizik, geometrik ve ksmen de psikolojik incelemelerden elde edilen çok disiplinli verilerle bilimsellikten uzak ekilde ilk formunu almaya ba lam tr (Topdemir, 2006; Galili & Hazan, 2000). I k ile ilgili konularn bilimsel içerikle açklanmaya ba lanmasnn
ise Antik Yunanda atomcu gelenekten gelen Leukippos ve ö rencisi Demokritosla (MÖ460) ba lad belirtilmektedir (Topdemir, 2006).
I k ile ilgili olgular tek ve sradan bir açklamayla ele alnamayacak kadar karma k bir yapya sahiptir. Bilim tarihi boyunca tek bir model ve o modelin bilimsel olarak evrilmesiyle açklanamayan k ile ilgili fiziksel olaylar birbirinden farkl modeller ve kuramlarla açklanabilen özelliktedir. I n tüm davran lar tek bir model ya da basit bir açklama yerine ya tanecik modeli ya da dalga modeli ile açklanabilmektedir. Örne in, beyaz k tayf en iyi ekilde dalga modeli ile açklanabilirken, atomik tayf ve cisimlerin renkli görülmesi ise tanecik modeli ile açklanabilmektedir. lkö retim okullarnda ise ö rencilerinin hazr bulunu luk düzeyleri n tanecik ve dalga modelini kavramak için yeterli olmad ndan bu iki modele hiç de inilmezken genelde, dalga modeli ve tanecik modelinin kar lk geldi i özelliklerin tümü için her iki modeli sembolik olarak kapsayan n modeliyle kullanlmaktadr (Rutherford, 2000).
2005 ylndan itibaren ilkö retim okullarnda uygulanmaya ba lanlan Fen ve Teknoloji Programnda (M.E.B., 2005) k ile ilgili konular 4. Snf ile 7. Snflar arasnda ele alnmaktadr. Tablo 1de k ile ilgili konularn ele alnd ünite, konular snf düzeyine göre sunulmu tur.
Tablo 1
lkö retim Fen ve Teknoloji Program I k Konusu Üniteleri ve lgili Kazanmlar (M.E.B, 2005) 4. Snf I k ve Ses Ünitesi 5. Snf I k ve Ses Ünitesi 6. Snf I k ve Ses Ünitesi 7. Snf I k Üntes 1.I n görmedeki rolü
2.Çevredeki k kaynaklar 3. Geçmi ten günümüze kullanlan aydnlatma teknolojileri 4. Aydnlatma teknolojilerinin ya ammza etkileri 5. I k kirlili i 1.I n yaylmas 2.I n maddeyle kar la mas 3. Gölge olu umu 4. Güne ve Ay Tutulmas 1. I n yansmas 2. Aynalar 1. I n so urulmas 2. Cisimlerin renkli görünmesi 3. I n saydam bir ortamdan ba ka bir saydam ortama geçmesi
4. Mercekler
I k ile ilgili konular 7. snfa gelene kadar ses ile ilgili konularla ayn ünite içinde ele alnrken, 7. snfta ba msz olarak i lenmektedir. 4. Snftan itibaren sarmal bir yapda k ile ilgili konular görme ve aydnlatmadan ba layarak n yaylmas, maddeyle kar la arak gölge olu turmas (5. snf), n çe itli yüzeylerden yansmas ile ilgili olarak yansma yasalarn ke fetmesi hedeflenmi tir (6. snf) ve n so rulmas, cisimlerin renkli görünmesi, n ortam de i tirmesiyle de i en özelliklerinin belirlenmesi ve mercekler (7. Snf) konularndan olu maktadr. A a da 2005 ylndan beri uygulanmakta olan Fen ve Teknoloji programnda k ile ilgili konular özetlenmi tir.
lkö retim 1. kademede ö renciler k konusunu ilk kez hayat bilgisi dersinde bu üniteye temel olu turan aydnlk-karanlk kavramlarn kazanarak 4. Snfa gelirler. 4. snfta k konusu ile ilgili, çevrelerinde do al-yapay olmak üzere çe itli k kaynaklar oldu unu, bu kaynaklarn uygun kullanlmad durumlarda çevre kirlili ine yol açabilece ini gözlem ve deneyleri sonucunda ke fetmeleri
amaçlanm tr. Ünitede, insan ya amn kolayla tran aydnlatma teknolojilerinin geli imine katkda bulunan bilim insanlarnn hayatlarndan kesitler sunulmu tur.
5. snfta, ö rencilerin n madde ile etkile imiyle ilgili olarak saydam, yar saydam ve saydam olmayan maddeleri, gölge olu umunu ve bununla ilgili bir do a olay olan Güne ve Ay tutulmas olaylarn gözlem ve deneyleri sonucu ke fetmeleri sa lanr. I n farkl ortamlarda nasl yayld n ke fetmelerini; n iki nokta arasnda do rusal bir yol ile yayld n kavramalar ve bunu basit n çizimleriyle göstermelerini; n madde ile etkile iminin baz sonuçlarn kavramalarn; gölgenin nasl olu tu unu kavramalar, cisimlerin gölge boylarn etkileyen faktörleri ke fetmeleri hedeflenmektedir.
6. snfta, ünitenin k konusundaki içeri ini; n maddelerden yansmas, aynalar ve kullanm alanlar olu turmaktadr. Program, n çe itli yüzeylerden yansmasn gözlemleme ve yansma yasalarn ke fetme üst snflarda ele alnacak olan geometrik optik konularna temel olu turacak ekilde ele alm tr. I n madde ile etkile mesiyle meydana gelebilecek olaylardan sadece n yansmas bu ünitenin konusudur. Çukur ve tümsek aynalarda yansyan özel nlarn ve olu an görüntülerin çizimine girilmeden, aynalarla ilgili aktiviteler gözlemler sonucu deneyim kazanmay içermektedir. Ünite mümkün oldu unca ö rencinin yakn çevresinde gözlemlenebilir, basit ara trmalarla ke fedilebilir ve günlük hayatta sk kar la labilir olaylar kapsamaktadr.
7. snfta, ünitenin içeri ini; maddelerin so urmas ve bunun sonucunda snmas, maddelerin renkli görünmeleri, renk filtreleriyle beyaz n renklendirilmesi, k enerjisi ve kullanm alanlar, k demetinin bir ortamdan di erine geçerken do rultu de i tirerek krlyor görünmesi, k hz, krlma olaynn sonuçlar, göz aldanmalar, kran optik araçlardan mercek ve prizmalar olu turmaktadr. nce ve kaln kenarl merceklerde krlan özel nlarn ve olu an görüntülerin çizimine girilmeden merceklerle ilgili etkinlikler, gözlem sonucu deneyim kazanmay içermektedir. Bu ünitede ö rencilerden görüntü çizimi
yapmadan çe itli mercekleri bir araya getirerek basit dürbün, teleskop, mikroskop modelleri olu turmalar beklenmektedir. Ünite, ö rencinin yakn çevresinde gözlemlenebilen, basit ara trmalarla ke fedilebilen ve günlük hayatta sk kar la labilen olaylar kapsamaktadr.
1.1.5 Kavram Ö renimi
Kavramlar e yalar, olaylar, insanlar ve dü ünceleri benzerliklerine göre gruplandrd mzda gruplara verilen adlardr (Kaptan, 1999; Carey, 2000b). Deneylerimiz sonucunda iki veya daha fazla varl ortak özelliklere göre bir arada gruplayp di er varlklardan ayrt ederiz. Bu grup zihnimizde bir dü ünce birimi olarak yer eder; bu dü ünce birimini ifade etmekte kulland mz sözcük (veya sözcükler) bir kavramdr. Kavramlar somut e ya, olaylar veya varlklar de il, onlar belirli gruplar altnda toplad mzda ula t mz soyut dü ünce birimleridir. Kavramlar gerçek dünyada de il, dü üncelerimizde vardr. Gerçek dünyada kavramlarn ancak örnekleri bulunabilir (Kaptan, 1999; Ülgen, 2004).
1.1.5.1 Kavram Yanlglar
lkö retim ça ndaki ço u ö rencinin olu turduklar teoriler ister yanl ister do ru olsun kendi deneyim ve kantlarna ba l olarak mantkl ve aklcdr. Ö rencilerin dü üncelerinin temel özellikleri a a daki gibi sralanabilir (Worth, 2005):
Çocuklar kendilerini merkeze koyduklar bir dünyada duyular ve alglaryla hareket ederler.
Tüm bildikleri ki isel deneyimleri sonucu olu mu tur ve buna sk skya ba ldr (örne in yolda yürürken ayn onu takip etmesi, dünyann düz olmas)
Görü lerinde tutarlk ihtiyac içinde de ildirler. Ayrca olaylar ya da görü ler arasnda ba lant kurma ihtiyac da duymazlar.
Dü ünceleri karma k açklamalar içerebilir ancak bunlar basite indirgemekte zorlanrlar.
Dü üncelerinde inatçdrlar. Ancak inandrc birçok yeni olay ya da kantla kar la tklarnda vazgeçerler.
Fen dersinde ba arl olan ö rencilerin bile ço u zaman ezbere bir ekilde do ru yant verdi ini görürüz. Konuyla ilgili olarak derinlemesine soru sordu umuzda ise ö rencilerin aslnda biliyor göründükleri konu hakknda yanl kavramalara sahip olduklarn gözlemleyebiliriz. lkokul yllarndan beri en sk duydu umuz ifadelerden, "güne sabahlar do ar, ak amlar batar" ifadesini ele alalm. Bu ifadeden pekala "güne in dünyann etrafnda döndü ü" sonucunu çkartabiliriz. Yllarca bu ifadeyi kullanan ya da kullanld n deneyimleyen ö renciler kendilerine göre (!) güne ve dünyaya ili kin zihinsel modellerini olu tururlar. Okul sralarna geldiklerinde ise "dünyann güne etrafnda döndü ünü" ö renirler. Burada, ö renciler için "kendilerine anlaml gelen ve kendilerine göre gözlemleyebildikleri bir modelden", sezgisel olarak göremedikleri bir modeli kabul etmek zor olacaktr. Di er örnekler: "so uk içeri giriyor", "tost yand", k yok oldu v.b. eklinde verilebilir.
Kavram yanlgs, bireyin bildi i ya da hakknda görü sahibi oldu u eyin bilimsel olanla uyu mamas olarak tanmlanabilir (Blosser, 1987; Treagust, 1988). Kavram yanlgs bilimsel olarak kabul edilenden farkl olarak ö rencilerin sahip oldu u kavramalar olarak tanmlanabilir. Erylmaz & Sürmeli (2002) kavram yanlgsnn bir hata ve bilgi eksikli inden dolay verilen yanl cevap olmad n belirtilmi tir. Onlara göre kavram yanlgs zihinde bir kavramn yerine oturan ancak o kavramn (bilimsel) tanmndan farkl olmas demektir.
Yukarda da de inildi i gibi bilimsel olarak kabul edilemez bu fikirlere kavram yanlgs (misconception) (Fisher 1985, akt. Blosser, 1987), alternatif kavram
(alternative conception), alternatif yap (alternative framework) (Driver, & Easley, 1978), naif inançlar (naive beliefs) (Caramazza ve di ., 1980) önkavrama (preconception) (Novak, 1977), çocuklarn bilimi (childrens science) (Gilbert ve di ., 1982).gibi de i ik ekilde adlandrlmaktadr.
Kavram yanlgs, ön kavrama, saf (naif) kavrama, alternatif kavrama/anlama olarak da kullanlr. Ancak, Ausubel'e göre ön kavrama bir kavramla ilgili yanl olmayan ancak eksik olan kavramalar anlatr. Oysa yanl kavrama yanl dü ünce üstüne kuruludur. Fisher (1985, aktaran Blosser, 1987) kavram yanlglarnn baz ortak özelliklerini u ekilde sralam tr:
* Alan uzmanlarnn sahip olduklar bilimsel kavramlardan farkldrlar. * Tek ya da az sayda kavram yanlgs farkl ekillerde görülmektedir. *Pek çok kavram yanlgs geleneksel ö retim yöntemleri kullanlarak ortadan kaldrlmaz.
*Kavram yanlglarnn bazlar ö rencilerin sistematik bir ekilde kullandklar mantksal ba l setler içeren alternatif görü /inanç sistemleridir. *Ö rencilerde görülen kavram yanlglar, tarihsel olarak konu üzerinde çal an bilim insanlarnda da görülmü tür.
*Kavram yanlglar: genetik, deneyimsel, ö retimsel kaynakl olabilir
Kavram yanlglar her bir ö rencinin geçmi teki karma k ki isel deneyimine dayanmaktadr. Bu deneyimler; dünyay gözlemlemek, ki isel kültür ve kullandklar dil olabilece i gibi televizyon yoluyla ö renme ve okulda alnan fen dersi ö retimi de olabilir. Her bireyin kendine özgü bir geçmi i vardr, dolays ile di er ö rencilerden farkl kavram yanlglarna sahip olabilir.
Kavram yanlglar 4 ana ba lk altnda snflandrlabilinir (Committe on Undergraduate Science Education, 1997):
1) Önyargya Dayal Görü ler:
Günlük ya am deneyimlerine dayal popüler yanlglardr. Örne in, insanlarn ço u yer alt sularnn nehirlerle ta nd na inanrlar, çünkü yeryüzünde gözlemledikleri olgu sularn nehirlerle ta nmasdr. Is, enerji, yerçekimi konusunda ö rencilerin önyargsal görü leri bulunmaktadr.
2) Bilimsel Olmayan Görü ler:
Bilimsel e itim d nda ö rencilerin bazen din derslerinden bazen de mitolojik olarak sahip olduklar yanl kavramalaradr. Örne in, yaradl ve canl türleriyle ilgili dinsel görü ler, k nurtopu, tav an aya takma.
3) Kavramsal Yanl Anlamalar:
Ö rencilere gerek ön yargsal gerek bilimsel olamayan görü leriyle ilgili olarak bili sel çat maya dü ürülmeksizin bilimsel bilgi aktarlrsa ortaya çkar. Bunun sonucunda ö renciler, konuyu zihinlerinde hatal modellerle yaplandrrlar. Bu durumda kavramlar hakknda güvensizdirler.
4) Anadilden Kaynaklanan Yanl Kavramalar:
Dil bir dü ünme ve ileti im arac olarak ya antmzda çok önemli bir yere sahiptir. Günlük ya am diliyle bilim dilini ayr tutmaktan kaynaklanr. Örne in, buzullarn çekilmesi dedi imiz zaman aklmza günlük ya amda gördü ümüz haliyle buzlarn geriye do ru hareketi (kaymas) gelebilir. Oysa buzlarn erimesi dedi imizde daha rahat anlayabiliriz. Örne in aspirin suda eridi ifadesi de bu türden bir yanl kavramadr.
5) Olgulara Dayal Yanl Kavramalar:
Genelde küçük ya larda ö renilir ve yeti kinlikte de sürebilir Örne in: yldrm ayn yere iki kere dü mez" ifadesine inanyorsanz bu ifade sahip oldu unuz örtük inançlara ba l olarak ortaya çkm olabilir.
Ö rencilerde anadilden kaynaklanan ve olgulara dayal olarak bulunan kavram yanlglar kolaylkla düzeltilebilirken (hatta baz durumlarda ö renciler tarafndan kendili inden düzeltilebilir), önyargya dayal, bilimsel olmayan ve kavramsal yanl anlamlardan kaynaklanan kavram yanlglarn gidermek güçtür. Bu alanda yaplan çal malarn da gösterdi i gibi ö rencilerin zihinlerindeki bu alternatif modeller varoldu u sürece yeni kavramlarn ö renilmesi mümkün de ildir.
Ö rencilerin bu kavramlar nasl gösterdikleri, bunlara ili kin bilgiyi nasl yaplandrdklar, bu konudaki ö renme yakla mlar ve tutumlarnn bilinmesi ö retim programlarnn ve yöntemlerinin düzenlenmesi ve geli tirilmesi açsndan önemlidir. Bu açdan Carey (2000a), ö rencilerin ö renmelerinin önündeki en büyük engelin ö rencilerin "ne" ya da "neleri" bilerek snfa gelmeleri oldu unu belirtmi tir. Driver ve di . (1985), ö rencilerin sahip olduklar alternatif kavramalarn ö retmenlerce bilinmesinin, ö retilecek kavramlarn ve ö renim deneyimlerinin seçilmesinde ve hedeflenen etkinliklerin sunum amaçlarnn netle tirilmesine katkda bulundu unu belirtmi lerdir.
1.1.5.2 I k ile ilgili Konularda1 Ö rencilerde Görülen Kavram Yanlglar
Alan yazn incelendi inde (bknz. Bölüm 2.1) ö rencilerde n so rulmas, renkler, filtreler, krlma ve mercekler konusunda a a daki konularda ö retim öncesi ve hatta sonrasnda da sklkla görülen kavram yanlglar ve anlama güçlükleri u
ekilde sralanabilir:
* I k akar.
* I k demek elektrik demektir. *I k enerjisi korunumlu de ildir. * I k karanlkta hareket etmez.
* Karanlkta açk renkli klar hareket eder. * I k yok oldu unda siyah a dönü ür. * Emilen k yok olur.
* Açk renkli cisimler karanlkta görülebilir. * Beyaz k renksizdir.
* Renkli filtreler beyaz renklendirir. * Renk filtreleri k yayar.
* Beyaz k yansdktan sonra cisimlerin üzerinde kalr. * Renk a eklenen bir eydir.
* Her türlü k gözle görülebilir.
* Renk n de il, maddenin özelli idir. * Cisimlerin renklerine göre çeker.
* Cisimlerin kendileriyle ayn renkteki çeker. * Koyu renkler açk renkleri çeker.
* Gökyüzü okyanustan yansyan rengin etkisinde mavi görünür.
* I k her açdan do rultu de i meden bir saydam ortamdan di er saydam ortama geçebilir.
* I k hz her ortamda ayndr.
* Saydam bir madde içinden bakld nda cisim bulundu u yerde görünür. * Prizma renklendirir.
* Cisimlerin renkli görünmelerinin nedeni renklerin göze ula ma hzlaryla ili kilidir. * Merce in önünde, arkasna göre daha çok k vardr.
* Mercek k iddetini yo unla trr.
* Cisimleri büyük gösteren mercekler, da büyütür.
1.1.5.3 Kavramsal De i im
Yaplandrmac yakla mla fen ö renimi, ö renenlerin olaylar fiziksel dünyayla etkile erek ve yorumlayarak kendi kavramalaryla anlamalardr (Scott ve di er., içinde Fensham ve di er.,1994:201). Ö rencilerin kendi kavramalaryla de i im ve geli imlerini izlemek açsndan, yaplandrmaclk güçlü bir fen e itimi modelini olu turmaktadr (Kaptan ve Korkmaz, 2000:23). Ö renenlerin ön bilgileriyle snf içi deneyimlerini ili kilendirece i yaplandrmac snf ortamlarnda ö renciler fen kavramlarn daha do ru bir ekilde ö renir ve geli tirler.
Piaget, ö renmenin bireylerin deneyimlerini varolan zihinsel yaplara ve i lemsel dönemlere uygun olarak düzenlemeleri sonucu bilgiyi yaplandrdklarn fark etmi tir (Bodner,1986:874; Senemo lu,2003:44). Ö renme sözü edilen zihinsel yaplar üzerindeki bili sel eylemler sonucunda (uyum ya da dengeleme, özümseme ve yerle tirme) birey do du u andan beri her an gerçekle mektedir. Buradaki ana nokta bireyin çevreyi-do ay aktif olarak gözlemlemesi ve gözlemleri anlaml hale getirebilmek için kendine özgü yollar üretmesidir. Piaget konu alanndan ba msz olarak çocu un ö renmesini i lemsel dönemleriyle ili kilendirirken, Ausubel ise konu alanna (kavramla trmaya) ba l olarak her ya ta çocu a belli konularn ö retebilece ini ancak bu ö renmenin anlaml olmasnn önemini vurgulamaktadr (Driver,1983:58). Vygotsky (aktaran Ba c-Klç; 2001:13), ö renmede kültürün ve dilin önemli oldu unu ve bilginin bireyin sosyal etkile imleriyle olu tu unu ileri sürmü tür. Bireyin içinde bulundu u kültür, toplumsal de erler ve dili bilgiyi anlamlandrmasnda önemlidir.
Piagetye göre bili sel geli imi etkileyen ilkeler; olgunla ma, ya ant, uyum, örgütleme ve dengelemedir (Senemo lu, 2003). Gerekli biyolojik olgunlu a eri en birey, çevresi ile etkile erek ya antya sahip olur. Geli en bireyin çevresiyle etkile imlerinde ise dengeleme süreci yer alr. Geli im alt düzeydeki denge durumundan üst düzeydeki denge durumuna ilerlemedir. Bireyin sahip oldu u bili sel denge ya antsnda kar la t yeni olay ya da varlk kar snda bozulur.
Onlarla etkile ime girilerek yeni ya antlar kazanlr ve yeni ya antya, olaya, varl a uyum sa lanr. Her uyum hareketi düzenlenmi bir davran n parças oldu undan örgütlenmi tir. Dengelemenin kesintisiz olmas için uyum gereklidir. Uyum iki temel süreçten olu ur: özümleme (assimilation) ve düzenleme (accomadation). Özümseme, bireyin kendinde var olan yaplarla çevresine uyumunun gerçekle ti i yani kar la lan yeni olay, fikri, varl kendisinde önceden varolan bili sel yap içine alma sürecidir. Düzenleme ise bireyin kendinde var olan emay (zihinsel yaplar) çevrenin sa lad yeni durumlara göre yeniden ekillendirme sürecidir. Mevcut bili sel yaplar yeni durumlara cevap vermek için uygunsa özümseme yaplr, yeterli de ilse mevcut bili sel yaplar yeniden düzenlenir. Bu yeniden düzenleme süreci kabaca ö renmeye e de er görülmektedir. Tüm bilme etkinlikleri özümleme ve düzenlemeyi kapsar.
Strike & Posner (1982), ö rencilerde ö renmenin nasl gerçekle ti ini anlamann ö rencilerdeki kavramsal yaplarnn nasl de i ti ini anlamakla olanakl oldu unu belirtmi lerdir. Bunun için ara trmaclar, ö renmenin iki temel basama nda gerçekle en süreçlerin kavramsal de i imi sa lad n ileri sürmü lerdir. Bu basamaklardan ilki özümseme, di eri de düzenlemedir. Özümseme, bireyin önceden sahip oldu u kavramlar yeni kavramlar ö renirken kullanmas ve yeni kavramlar var olan kavram sistemine (denge durumu bozulmakszn-bili sel çat ma ya amakszn) dâhil etmesidir. Düzenleme ise, ö rencinin yeni kavramlarla ilgili olarak bili sel çat ma ya amas sonucu bozulan denge durumunun kendindeki mevcut kavramlarn yeniden düzenleyerek ve yeni kavrama uyum sa layarak daha üst düzeyde yeniden sa lanmasdr. Strike & Posner (1982), süreçte baskn olarak özümsemenin yer ald durumu küçük ölçekli kavramsal de i im, düzenlemenin yer ald durumu da büyük ölçekli kavramsal de i im olarak adlandrrken; Hewson & Thorley (1989), bu süreçleri srasyla kavramsal yakalama (conceptual capture özümleme) ve kavramsal de i -toku (conceptual exchangedengeleme) olarak adlandrmaktadr.
Kavramsal de i im için kilit süreç konumundaki düzenleme süreci için gerekli ko ullar u ekilde sralanmaktadr (Strike & Posner, 1982):
-Kar la lan yeni durumla ilgili yetersizlik ya anmal - Kar la lan yeni kavram anla lr olmal
- Kar la lan yeni kavram akla yatkn olmal - Kar la t yeni kavram i e yarar olmal
Kavramsal de i im için yukarda saylan ko ullarn gerekli ancak yeterli olmad n belirten Strike & Posner (1982), bireylerin kavramsal de i imi gerçekle tirdikleri ba lamn yani bireylerin kavramsal ekolojilerinin de dikkate alnmas gerekti ini belirtmektedirler. Kavramsal ekoloji, kavramlar yaplandrma sürecinde etkili olan faktörlere i aret etmektedir. Bu faktörler kavramla ilgili al lmam durumlar, kavrama yönelik benzetmeler ve metaforlar, kavrama ili kin epistemolojik kararllk (kavrama ili kin ideal açklamalar, kavramn getirdi i bilginin niteli i), kavrama ili kin metafizik inan lar (belli türdeki bilimsel açklamalarn kabul ya da red edilmesinde önemlidir), di er alan bilgileri olarak sralanabilir. Ara trmaclara göre bu ekolojik özellikler, yeni bir kavramla ilgili süreçleri yöneten özelliklerdir.
Hewson ve Hewson (1983:732), ö retim stratejilerinin bütünle tirme (varolan kavramlarla, yeni kavramlar kayna trmak), ayrma (varolan kavramlarn