1.1.8 Bilim Felsefesi
1.1.8.6 Çocukta Gerçeklik Kavramnn Geli imi
Piagetye (1969) göre, çocuklarda gerçeklik dü üncesinin evrimi nesnelli e geçi , kar lk bulmaya geçi ve görecelili e geçi olmak üzere 3 basamakta gerçekle mektedir.
Nesnelli e geçi basama : Çocuk ba langçta gerçekçidir (Piaget, 1947). Çünkü Piaget, nesnelli i benin engellerinden kurtulmak; gerçekçili i ise benin varl ndan habersiz olmak olarak tanmlam tr. Bu dönemde nelerin kendiyle birlikte do u tan geldi i, nelerin d dünyaya ait oldu una ili kin zihinsel tutumun geli mesi yer alr. Geli imin ilk evrelerinde çocuk nesneler ve nesneler hakkndaki dü ünceleri ayramaz; isimler, renkler ve biçimlerde meydana gelen de i ikli in nesnenin kendisinde meydana geldi ini dü ünür. Örne in, ba langçta isimlerini bilmek için nesnelere bakmann yeterli oldu unu dü ünür (adsal-nominal gerçekçilik). Gördü ü rüyalar herkesinde onunla birlikte gördü ünü ya da rüyalarn o uyumadan önce odaya girip beklediklerini dü ünür. Ayrca, çevresini ve kendisini bir olarak görür; dünya ve çevresindeki nesneler bilinçlidir, canldr ve niyete sahiptir (canlclk-animizm). Bu nedenle çocu un dü üncesinde tamamen nesnellikten söz edilemez. Ancak, zamanla dü üncesi sosyalle tikçe, kendi benli inin bilincine varr. Bu sayede kendi dü üncelerinin varl na ve i leyi inin farkna vararak i aret edilenle i aret edeni ayrt eder (örne in, isimleri nesnelerden ayrmaya ba lar). Rüyalarn içsel bir çk noktas oldu unu kavrar ve varlk ve görünü ü ayrt etmeye ba lar. Zamanla, çevresiyle etkile tikçe nesnelerin canl oldu u dü üncesinden uzakla maya ba layarak dinamik bir nesnellik fikrinden mekanik bir nesnellik fikrine geçilir. En önemlisi de, kendi öznelli inin farkna vardkça, kendi benmerkezcili inden kurtulmaya ba lar. Kendi görü ünü ve nesnel olan ayrt etmeye ba lar.
Kar lk bulmaya geçi basama : Kendi bak açsna sahip olduktan ve onu mutlak bir bak açs olarak gördükten sonra, ba kalarnn bak açlarn ke fetme ve gerçekli i olu turulmu olarak anlamaya geçi tir. Bu basamakta çocuklar, alglarnn gerçekli inden yola çkarak onlar do ru olarak yorumlayabilirler. Erken ya larda çocuklar alglarn ya da ilk gördüklerini do ru olarak görür ve bu alglarn benmerkezci ili kileriyle yorumlarlar. Örne in, kendisi yürüdü ü için gökyüzündeki ayn, güne inde onunla beraber yürüdü ünü ve onu sürekli takip etti ini dü ünür. Çocuk sosyalle tikçe, gerçeklik dü üncesi de bundan etkilenir ve ba ka dü ünceleri, bak açlarn ke fetmeye ba lar. Örne in, 9-10 ya lar civarnda artk, güne in ya da ayn sadece kendilerini de il herkesi takip etti ini konusunda, güne in ve ayn çok uzakta oldu unu, kimseyi takip etmedi ini ve herkesin üstünde olduklarn kavram tr. Buradan do rulu un bak açlarnn uyumunda oldu u sonucunu çkarrlar. Alglarn gerçekli e uygun olarak kavranmasnn yannda, bu basamakta çocuklar, ili kilerin kar l n a amal olarak görmeye ba larlar ve ki isel bak açsn tek olas çözüm olarak (mutlak olarak) görmeyi brakrlar. Çevrelerine ait gerçekli in bu ekilde yaplandrrlar.
Görecelili e geçi basama : Erken ya larda çocuklar her eyi mutlak madde olarak dü ünme e ilimindedirler. Ancak zamanla, çevresiyle etkile imi sonucu olaylarn ve maddelerin ikili etkile imlerini gördüklerinden ve sosyal ya antda yaplan göreceli de erlendirmeleri izlemelerinden ötürü mutlak madde dü üncesi yerine ili kiler dü üncesine brakr. Bu konuda en çarpc çocuklarn canllk ve hareket kavramalarnda görülür. lk ya larda, her türlü hareket tekil, maddesel ve ya amsal etkinlik olarak görülür. Çocu a göre, bulutlar, gök cisimleri, su, makineler v.b. kendi ba larna hareket ederler. Hatta çocuklar, hareketin maddeselli ini d sal bir motora (nedene) ba lasa bile, içsel bir motoru gerekli görmeye devam eder. Bundan dolay, rüzgârn alp götürdü ü kuru yaprak bile hareket etti i için canl olarak de erlendirilir. Rüzgâr yapra n hareketine ba lamas için gereklidir. Benzer
ekilde bulut ya da gök cisimleri hareket ederler ancak, onlar yollarnda harekete ba latabilmek için rüzgâr gereklidir. Ancak, daha sonralar, her cismin hareketi, gerekli ortaklklar-birlikteliklerle de il ancak yeter bir ko ul olarak d sal
hareketlerin fonksiyonu olarak görülür. Bulutlarn hareketi tamamyla rüzgâr ile açklanr. Ardndan, d sal motorlar kendilerini di er d sal motorlara ba lym gibi görülür ve böyle sürer gider. Bu yolla, ba msz ve kendili inden geli en maddelerin evreninde gerçekle en ili kiler evreni olu turulur. Cisimci anlamda gerçek olarak algladklarn geometrik ve hareketli ili kilerle açklamaya ba lar. A rlk kavramn önceleri, dayankllk ve hareketlilik olarak alglarken (a r olan yüzer çünkü kendini üstte tutabilecek dayankll a sahiptir) daha sonralar, a rlk kavramn cisimlerin içinde bulunduklar ortamla de erlendirme fikri geli ir (cisimler sudan hafif olduklar için yüzerler, bulutlar yüksektedir çünkü havadan hafiftir). Bu olaylarn birbirlerine göre, göreceli olarak geli mesiyle birlikte, bizim dü ünce ve kavramlarmzn bize ve de erlendirmelerimize göre göreli oldu u kabul edilir. Ancak kuruduklar ili kilerde belirsizlik devam etmektedir: çocuk, göldeki suda yüzen botun hafif oldu unu bilir ancak batan ve yüzen ksmn hacimleri ile ilgili bir kar la trma yapamaz. Buradan, olaylar arasndaki görelilik, ölçen ve ölçülen arasndaki görelili e götürür.
Piagetnin (1969) sözlerini özetleyecek olursak, çocukta gerçeklik kavramnn geli imi:
*Sosyal do a süreci: çocuk bireysel ve ben merkezli bak açsn ba kalarnn bak açlar ve bunlar arasndaki kar lkllk ile de i tirir
*Zihinsel düzenleme süreci: algnn cisimselcili i (maddecili i) bilginin görelili i ile de i ir.
*Sosyal ve Zihinsel Özellikteki Süreç: Kendi beninin farkna vardktan sonra, öznel ögeleriyle ilgili d sal gerçekli ini siler. Bu sayede nesnel dü ünme becerisini kazanr. Burada gözden kaçmams gereken önemli bir nokta da, sosyal ya amn çocu un kendi benli inin farkna varmay kolayla trmas ancak öte yandan, akl yürütme gücü için tek ba na yeterli olmamasdr.
Bu üç a ama, çok erken ya larda geli meye ba lar, yava yava ilerleyerek, çocuklu un bitip yeti kinli in zekâ geli iminde de tamamlanmaya devam eder. Her üç süreçte birbiriyle ili kilidir. Piagetye göre (1969) gerçeklik zihnin ve onu
çevreleyen fiziksel dünyann i birli inin ürünü olarak zihinde yaplandrlr. Bu yaplandrma sürecinde, akl önce kendi içsel duyumlarn ke feder ve daha sonra d sal dünyaya ait deneyimlerini bu içsel merkezli yaplarla ( emalarla) yaplandrr. Piagetye göre, d sal dünyann içsel merkezli emalarla alglanrken, içsel olaylarn da (dü ünme, konu ma v.b.) d sal deneyime ba l olarak emalarla ortaya çkmaktadr. Çocuk önceleri d sal dünyay canlandrrken, içsel evrenini de maddele tirir. Bundan dolay hiçbir noktada çocuk akl-zihni tamamyla saf d sal olaylarla yönlendirilemez. Gerçeklik dü üncesi zaman içinde, ilkel alg tarafndan varsaylan mutlak maddelerin evreninin yerini a amal olarak ili kiler evrenine brakarak hem maddeden hem de özneden ba mszla trlarak geli ir.
Piaget (1963) ayrca, çocuklarn benmerkezcili inin gerçeklik ve dü ünce kavramlarnn geli iminde baskn oldu unu ve bu benmerkezcili in mantksal ve ontolojik olmak üzere iki ekilde kendisini gösterdi ini belirtmi tir. Çocu un mantksal benmerkezcili inde yarglama ve akl yürütme anahtar kavramlarken, ontolojik ben merkezci ilinde ise gerçeklik ve nedensellik kavramlar yer alr. Çocuk kendi gerçekli ini olu turur. Nedensel ve fiziksel ili kileri psikolojik motivasyon ili kileriyle kar tr. Çocu un dünyasn anlamak için ontolojik anlamda benmerkezcili ini bilmek önemlidir. Ontolojik anlamda çocuklarn ya da bireylerin sahip olduklar bak açlar, kavramsal anlamalarn kavrayan ve ekillendiren büyük bir emaya benzetilebilir (Piaget, 1969). Yukarda verilen örneklerde de görüldü ü gibi, gerçekli in do aya göre görelili i anlay na sahip olan çocuk, gerekli kavramsal noktalar daha iyi kavrar, aralarndaki ili kileri de daha rahat kurar.
Yukarda özetlenmeye çal lan Piagetnin yakla mnda çocuklar bili sel olarak ben merkezli (egocentric) ve belli bir ö enme alanna özgü olmakszn (içerikten ba msz) geli im gösterirler (Flavell, 1999:22). Piaget bili i içerikten ba msz, genel dönemlere göre de i en mantk yaplaryla tanmlarken (örne in somut i lem döneminde, ö rencilerin zaman, a rlk, snflandrma, korunum gibi ayr konularda kavrama durumlar ele alnr), son yllarda yaplan çal malar genel ve içerikten ba msz bir bili sel geli imle uyumlu sonuçlar vermemi tir (Wellman ve
Gelman, 1992:339). Örne in, satranç oynamakta usta olan çocuklar satranç oynamaya yeni ba layan ancak klasik geli im bulgularna göre ortalamada ezber konusunda daha iyi olan eri kinlerden daha iyi bir oyun sergilemi lerdir (Chi, 1978; akt Wellman ve Gelman, 1992). Oysa, ezberleme genel geli im alanna ba l olmayp içerik alanna ba l olan bili sel bir eylemdir. Buradan yola çkarak, Wellman ve Gellman (1992) bili sel geli imi fiziksel, psikolojik ve biyolojik olmak üzere üç farkl temel alan içinde ele alnmas gerekti ini savunmaktadrlar. Bu dü ünceye göre, ö rencilerin belli bir alana ait bili sel geli imlerinin tanmlanabilmesi, her bir alana ait bilgi ve akl yürütmeyi ayrt etmelerine ba ldr. Örne in, fiziksel varlk olarak kaya ile psikolojik varlk olarak kaya hakknda dü ünce ve biyolojik olarak kayann cansz bir varlk oldu u hakknda gerekli ontolojik ayrm yapabilmelerine ba ldr. Ayrca yazarlar, Piagetye göre ö renciler 6-7 ya larna kadar bu ayrm yapma konusunda ba arsz olduklarn ancak kendilerinin ö rencilerin okulla ma dönemine geçmeden önce zaten bu ayrm yapabildiklerini belirtmektedir.
Fen e itimi ba lamnda ö rencilerin alana özgü bili sel geli imleri öncelikle fiziksel ve biyolojik alanlar ilgilendiriyor gibi görünse de, bilginin birey tarafndan yaplandrlmas sürecinin sa lkl temellere dayandrlabilmesi açsndan psikoloji alann da ilgilendirmektedir. Ne alglad mz ne dü ündü ümüzü ve neye inand mz etkiler, inandklarmz da alglarmz etkiler (Flavell, 1999:24). Ö rencilerin fiziksel ve biyolojik gerçeklikleri tanmalar ve ona göre davranmalar kadar, alglarnn farknda olmalar da gözlem ve merakla ba layan do rudan ölçümden dolayl ölçüm ve gözleme dayanan bilimsel süreç becerilerini kazanmalarnda etkilidir. Ayrca, akln etkisiyle hareket ettiklerini ve d dünyann da akl ekillendirdi ini gerek fen ö retmenlerinin gerekse ö rencilerin anlamas, varl n bilincimizi belirledi ini görmeleri ve bu yolla da bilimsel yöntemin yansz sonuçlar elde etti ini fark etmeleri açsndan önemlidir.