1.1.5 Kavram Ö renimi
1.1.5.3 Kavramsal De i im
Yaplandrmac yakla mla fen ö renimi, ö renenlerin olaylar fiziksel dünyayla etkile erek ve yorumlayarak kendi kavramalaryla anlamalardr (Scott ve di er., içinde Fensham ve di er.,1994:201). Ö rencilerin kendi kavramalaryla de i im ve geli imlerini izlemek açsndan, yaplandrmaclk güçlü bir fen e itimi modelini olu turmaktadr (Kaptan ve Korkmaz, 2000:23). Ö renenlerin ön bilgileriyle snf içi deneyimlerini ili kilendirece i yaplandrmac snf ortamlarnda ö renciler fen kavramlarn daha do ru bir ekilde ö renir ve geli tirler.
Piaget, ö renmenin bireylerin deneyimlerini varolan zihinsel yaplara ve i lemsel dönemlere uygun olarak düzenlemeleri sonucu bilgiyi yaplandrdklarn fark etmi tir (Bodner,1986:874; Senemo lu,2003:44). Ö renme sözü edilen zihinsel yaplar üzerindeki bili sel eylemler sonucunda (uyum ya da dengeleme, özümseme ve yerle tirme) birey do du u andan beri her an gerçekle mektedir. Buradaki ana nokta bireyin çevreyi-do ay aktif olarak gözlemlemesi ve gözlemleri anlaml hale getirebilmek için kendine özgü yollar üretmesidir. Piaget konu alanndan ba msz olarak çocu un ö renmesini i lemsel dönemleriyle ili kilendirirken, Ausubel ise konu alanna (kavramla trmaya) ba l olarak her ya ta çocu a belli konularn ö retebilece ini ancak bu ö renmenin anlaml olmasnn önemini vurgulamaktadr (Driver,1983:58). Vygotsky (aktaran Ba c-Klç; 2001:13), ö renmede kültürün ve dilin önemli oldu unu ve bilginin bireyin sosyal etkile imleriyle olu tu unu ileri sürmü tür. Bireyin içinde bulundu u kültür, toplumsal de erler ve dili bilgiyi anlamlandrmasnda önemlidir.
Piagetye göre bili sel geli imi etkileyen ilkeler; olgunla ma, ya ant, uyum, örgütleme ve dengelemedir (Senemo lu, 2003). Gerekli biyolojik olgunlu a eri en birey, çevresi ile etkile erek ya antya sahip olur. Geli en bireyin çevresiyle etkile imlerinde ise dengeleme süreci yer alr. Geli im alt düzeydeki denge durumundan üst düzeydeki denge durumuna ilerlemedir. Bireyin sahip oldu u bili sel denge ya antsnda kar la t yeni olay ya da varlk kar snda bozulur.
Onlarla etkile ime girilerek yeni ya antlar kazanlr ve yeni ya antya, olaya, varl a uyum sa lanr. Her uyum hareketi düzenlenmi bir davran n parças oldu undan örgütlenmi tir. Dengelemenin kesintisiz olmas için uyum gereklidir. Uyum iki temel süreçten olu ur: özümleme (assimilation) ve düzenleme (accomadation). Özümseme, bireyin kendinde var olan yaplarla çevresine uyumunun gerçekle ti i yani kar la lan yeni olay, fikri, varl kendisinde önceden varolan bili sel yap içine alma sürecidir. Düzenleme ise bireyin kendinde var olan emay (zihinsel yaplar) çevrenin sa lad yeni durumlara göre yeniden ekillendirme sürecidir. Mevcut bili sel yaplar yeni durumlara cevap vermek için uygunsa özümseme yaplr, yeterli de ilse mevcut bili sel yaplar yeniden düzenlenir. Bu yeniden düzenleme süreci kabaca ö renmeye e de er görülmektedir. Tüm bilme etkinlikleri özümleme ve düzenlemeyi kapsar.
Strike & Posner (1982), ö rencilerde ö renmenin nasl gerçekle ti ini anlamann ö rencilerdeki kavramsal yaplarnn nasl de i ti ini anlamakla olanakl oldu unu belirtmi lerdir. Bunun için ara trmaclar, ö renmenin iki temel basama nda gerçekle en süreçlerin kavramsal de i imi sa lad n ileri sürmü lerdir. Bu basamaklardan ilki özümseme, di eri de düzenlemedir. Özümseme, bireyin önceden sahip oldu u kavramlar yeni kavramlar ö renirken kullanmas ve yeni kavramlar var olan kavram sistemine (denge durumu bozulmakszn-bili sel çat ma ya amakszn) dâhil etmesidir. Düzenleme ise, ö rencinin yeni kavramlarla ilgili olarak bili sel çat ma ya amas sonucu bozulan denge durumunun kendindeki mevcut kavramlarn yeniden düzenleyerek ve yeni kavrama uyum sa layarak daha üst düzeyde yeniden sa lanmasdr. Strike & Posner (1982), süreçte baskn olarak özümsemenin yer ald durumu küçük ölçekli kavramsal de i im, düzenlemenin yer ald durumu da büyük ölçekli kavramsal de i im olarak adlandrrken; Hewson & Thorley (1989), bu süreçleri srasyla kavramsal yakalama (conceptual capture özümleme) ve kavramsal de i -toku (conceptual exchangedengeleme) olarak adlandrmaktadr.
Kavramsal de i im için kilit süreç konumundaki düzenleme süreci için gerekli ko ullar u ekilde sralanmaktadr (Strike & Posner, 1982):
-Kar la lan yeni durumla ilgili yetersizlik ya anmal - Kar la lan yeni kavram anla lr olmal
- Kar la lan yeni kavram akla yatkn olmal - Kar la t yeni kavram i e yarar olmal
Kavramsal de i im için yukarda saylan ko ullarn gerekli ancak yeterli olmad n belirten Strike & Posner (1982), bireylerin kavramsal de i imi gerçekle tirdikleri ba lamn yani bireylerin kavramsal ekolojilerinin de dikkate alnmas gerekti ini belirtmektedirler. Kavramsal ekoloji, kavramlar yaplandrma sürecinde etkili olan faktörlere i aret etmektedir. Bu faktörler kavramla ilgili al lmam durumlar, kavrama yönelik benzetmeler ve metaforlar, kavrama ili kin epistemolojik kararllk (kavrama ili kin ideal açklamalar, kavramn getirdi i bilginin niteli i), kavrama ili kin metafizik inan lar (belli türdeki bilimsel açklamalarn kabul ya da red edilmesinde önemlidir), di er alan bilgileri olarak sralanabilir. Ara trmaclara göre bu ekolojik özellikler, yeni bir kavramla ilgili süreçleri yöneten özelliklerdir.
Hewson ve Hewson (1983:732), ö retim stratejilerinin bütünle tirme (varolan kavramlarla, yeni kavramlar kayna trmak), ayrma (varolan kavramlarn birbirlerinden farklarn ortaya koymak), de i im (varolan kavramlarn yerine yeni kavramlar-akla uyun ekilde- koymak) ve kavramsal köprü kurma (ortak deneyimlerle soyut kavramlar ili kilendirmek) süreçlerinden olu abilece ini belirtmi lerdir.
Scott ve di . (1991) kavramsal de i imi gerçekle tirmek üzere alan yaznnda kullanlan stratejileri iki temel grupta toplam lardr. lk grupta bili sel çat ma olu turma ve bu çat may çözmeye dayal stratejiler yer alrken, di er grupta ö rencilerde var olan ön kavramalarnn yeni ö renme alanna
geni letilmesiyle yaplandrlan stratejiler (analojik ö retim, modelleme) yer alr. Bili sel çat maya dayal stratejilerde Piagetnin ileri sürdü ü ö renenlerin bilgiyi yaplandrrken aktif rol oynamalar merkezdedir ve düzenlemeye uygun ö renme ortam tasarlanr. Di er grupta yer alan stratejilerde var olan bilgi yaplarnn yeni ö renme alanna uygulanmasyla düzenlemeye daha az vurgu yaparak yerine ö retmenin dü ünme yollaryla sa lad rehberli e uygun dönü ümler tasarlanr.
Pintrich ve di . (1993) ise Strike ve Posner (1982) tarafndan açklanan kavramsal de i im modelini motivasyonel yaplarla hedefler, de erler, özyeterlik ve kontrol inan lar- açklam lardr. Ö rencilerde meydana gelecek olan kavramsal de i imin yukarda saylan motivasyonel yaplarn yan sra snfiçi etkile imlerin ö renci motivasyonu ve kavramsal de i im ili kisindeki rolüyle de ilgili oldu unu belirtmektedirler. Kavramsal de i imin bireyin kendisi ve snf içinde ö renci olarak motivasyonel inan larna de inmeksizin sadece ö renci bili ine odaklanmasn so uk veya a r mantksal olarak adlandrararak, kavramsal de i imde bili üstü farkndal a dikkat çekmektedirler.
Hynd (2001)e göre, kavramsal de i im önceki anlamann, yeni anlama lehine reddedilmesidir. Bu türden bir de i im de bilgi yaplarnn radikal düzenlenmesini gerektirir. Bu süreçte esas olan, ö rencinin bir fikrin di erinden farkl oldu unu bilinçli olarak fark etmesidir. O nedenle, kavramsal de i im ayn zamanda ö rencilerde bir farkndalk olu turma sürecidir. Ö rencilerde bu farkndal olu turmak üzere kavramsal de i im metinleri, gösteriye dayal etkinlikleri laboratuar deneyleri gibi farkl yollar ara trmaclar tarafndan kullanlmaktadr.
Yaplandrmac yakla ma göre, ö rencilerde meydana gelen kavramsal de i im ve geli im do rudan gözlenebilen bir özellik de ildir. Kavramsal de i imin yukarda açklanmaya çal lan özelliklere göre nasl gerçekle ti ini açklamada kullanlan ö retimsel araçlar yoluyla elde edilen bilgilerin ait oldu u ba lam temelinde yorumlanmas önem kazanmaktadr. Vosniadou ve di . (2001) kavramsal
de i imi beraberinde getirecek bir ö renme ortamnn özelliklerini u ekilde sralam lardr:
-s ve geni yerine daha derin konu kapsamna sahip olmal -kavramlar akla uygunluk ve kolay ö rene srasnda verilmeli -ö rencilerin ön bilgilerini dikkate almal
-ö rencilerin kendi ö renmeleriyle ilgili bili üstü farkndalklarnn ortaya çkartlmas
-ö rencilerin kavramsal de i ime güdülenmesi
-ö rencilerin bili sel çat maya dü ece i ortamlarn olu turulmas
-ö retim srasnda modellerin kullanlmas ve d sal gösterimlerin sa lanmas
Kikas (2004), kavram yanlglarnn yalnzca ö rencilerde görülmedi ini, ö retmenlerin de hemen hemen pek çok fen konusunda yanl kavramalara sahip olduklarn belirtmi tir. Ayrca alternatif kavramlarn sadece alan bilgisinde de il pedagojik olarak da varoldu unu ve bunun da ancak uygulamal e itimlerle giderilebilece ini söylemi tir.
Kavramsal de i imi sa lamak üzere sklkla kullanlan kavramsal de i im metinlerinde, ele alnan konunun yaygn olarak yanl bilinen anlamndan yola çklr ve sonunda bunun niçin yanl oldu u açklanarak, duruma ili kin zengin örnekler sunulur (Hynd, 2001; Palmer, 2003; Özmen & Demircio lu, 2003). Bu metinlerde bilgi yazl oldu u için ö renci dü ünceyi gözden geçirme frsat bulur, önerilen asl dü üncenin akla uygun, daha anla lr ve önceden çözemedikleri problemi çözebildi ini görerek, ba langçta sahip oldu u dü üncesini de i tirir.