• Sonuç bulunamadı

1.2. Tedarik Zinciri Yönetim

1.2.4. Tedarik Zinciri Yönetiminde Alıcı-Tedarikçi İlişkiler

TZY; müşteriden hammadde tedarikçisine kadar olan tüm işletmeleri tek bir işletme olarak ele alıp, işletme içi faaliyetleri daha optimal bir hale getirmekte ve tedarik zincirindeki işletmelerin tamamını müşteri beklentilerini daha hızlı ve kaliteli karşılayabilmesi için uyumlaştırmaktadır (Çağlıyan, 2009b:81).

Diğer taraftan, müşteri beklentileri piyasadan piyasaya farklılılaşmakta ve çeşitlenmektedir (Güleş, 1996). Bu nedenle karmaşık alıcı-tedarikçi ilişkilerini açıklayabilmek için tek safhalı ve çok safhalı olmak üzere tedarik zincirini ele almak mümkündür.

Tek safhalı tedarik zincirinde müşteri talebini karşılamak için tedarikçiye malzeme siparişi verilmekte ve buna karşılık malzemeler için fatura kesilmektedir. Daha sonra malzemeler işletmenin üretim süreçlerine girmekte, bu süreç tamamlandıktan sonra dağıtım ağıyla teslimatlar gerçekleşmektedir. Son olarak

28

müşteriye teslimi yapıldıktan sonra süreç tamamlanmaktadır. Yeni müşteri talebiyle yeni süreç başlayıp sonlandırılmaktadır. Tek safhalı tedarik zinciri aşağıda Şekil 1.6.’da gösterilmektedir.

Şekil 1.6. Tek Safhalı Tedarik Zinciri

Kaynak: Metz, 1998:47.

Şekil 1.7.’de yer alan çok safhalı tedarik zincirinde ise zincirin aşamalarında tek safhalı tedarik zincirinin aşamalarının tekrarlandığı görülmektedir. Bu karmaşık yapı içerisinde her bir safhanın alıcısı bir sonraki safhanın tedarikçisi olarak tasarlanmaktadır. 1990’lı yıllarla birlikte kavramsallaşan entegre yapıların etkisi burada açıkça görülmektedir (Metz, 1998).

Şekil 1.7. Çok Safhalı Tedarik Zinciri

29

Tek safhalı veya çok safhalı tedarik zinciri içerisinde alıcı-tedarikçi ilişkileri iki tür olarak ele alınabilir. Birinci olarak rekabetin daha ön planda tutulduğu geleneksel bir ilişki yapı söz konusu iken ikinci türde rekabet öncesi işbirliği ön plana çıkmaktadır. Bu iki tür arasındaki ilişkiyi kısa vadeli fiyat odaklı yapıdan işbirliği ve karşılıklı güvene dayanan yapıya geçiş olarak da düşünmek mümkündür. Çağlıyan (2009a) tarafından yapılan araştırmada alıcı-tedarikçi ilişkisinin geleneksel yapıdan işbirliği esasına doğru yönelim gösterdiği belirlenmiştir. Alıcı-tedarikçi ilişkileri aşağıda ele alınmaktadır.

1.2.4.1. Geleneksel Alıcı-Tedarikçi İlişkileri

Geleneksel alıcı-tedarikçi ilişkisinin varsayımı tedarikçilerin sadece fiyat açısından farklılaştığı şeklindedir (Çağlıyan, 2009a:465; 2009b:87). Bu sebeple, bu ilişkide alıcının ilk hedefi satın alma maliyetini minimize etmektir. Bu hedefi gerçekleştirebilmek için tedarikçi tabanı geniş tutulmakta, tedarilçiler sık sık değiştirilmekte ve kısa süreli sözleşmelerle ücret konusunda müzakere gücü sağlanmaktadır.

Tedarikçinin mühendislik ve Ar-Ge gibi işletmenin diğer fonksiyonlarına katılımı sınırlıdır. Yetenekleri değerlendirilmeyen tedarikçilerin ürün spesifikasyonlarına müdahil olması beklenmediği gibi değişiklik yapmasına da müsaade edilmemektedir (Humphreys vd., 2003:237). Tedarikçi belirli bir konumda tutularak, alıcı tarafından belirlenen miktarlarda sipariş verilmektedir (Çağlıyan, 2009b:87).

Geleneksel alıcı-tedarikçi ilişkisi sıfır toplamlı bir oyuna da benzetilebilir. Zira alıcı tarafından bir tedarikçiye sipariş verilmesi demek diğer tedarikçilerin siparişi alamaması anlamına gelmektedir. Öte yandan müzakerelerde fiyat belirleyici bir etmen olduğu için “kazan-kaybet” anlayışı hakimdir (Çağlıyan, 2009a:465).

Geleneksel alıcı-tedarikçi ilişkisi yedek parça stok maliyetlerini artırmakta, tedarikin aksamasına sebep olacak şekilde tedarikçi bağlılığını zayıflatabilmekte ve tedarikçilerin inovasyon yapmasına imkan vermemektedir. Karşılıklı güven anlayışı olmadığı için risk paylaşımı söz konusu olmamaktadır (Çağlıyan, 2009a:466).

Geleneksel anlayışta tedarikçiye yol göstermek ve yardımcı olmak anlayışı bulunmamaktadır. Alıcı-tedarikçi arasında iletişim çok kısıtlı kurulmakta, bilgi akışı yapılmamaktadır (Çağlıyan, 2009a:466). Daha ziyade satın alınan ürün veya

30

hizmetin belirli kalite spesifikasyonlarını sağlaması istenmekte ve tedarikçi bu kapsamda bilgilendirilmektedir.

1.2.4.2. İşbirliği Esasına Dayalı Alıcı-Tedarikçi İlişkileri

İşbirliği esasına dayalı alıcı-tedarikçi ilişkisi Japon usulü alıcı-tedarikçi ilişkisi olarak da isimlendirilmektedir (Çağlıyan, 2009a:466). Bu tarz ilişkide tedarikçi stratejik bir işbirlikçi olarak görülmektedir. Nitekim bir işletmenin üretimde kullandığı mal ve hizmetlerin yaklaşık yarısını tedarikçilerden aldığı düşünüldüğünde işbirliğinin boyutu daha net ortaya çıkmaktadır (Nguyen, 2011). 1990’lı yıllardan sonra görülen toplam kalite yönetimi anlayışının TZY’ne yansıması olarak da ifade edilebilecek bu işbirliği anlayışı fiyattan ziyade kalite, güvence ve esneklik üzerine kuruludur (Çağlıyan, 2009b:90).

Japon yalın felsefesinden esinlenen bu ilişkide karşılıklı güven, katılım ve işbirliği esasına dayanmaktadır (Çağlıyan, 2009a:466). Alıcı-tedarikçi arasındaki bu işbirliği karşılıklı güven, bağlılık ve uzun vadeli ilişkiler geliştirmeye, çatışmalara birlikte çözüm aramaya ve bulmaya, bilgiyi, riski ve ödülü paylaşmaya dayanmaktadır (Vickery vd., 2003:525). Tüm paydaşlar yüksek kalite ve düşük maliyet için birlikte çalışmakta ve kazançları paylaşmaktadır. Kalite hataları tasarım aşamasından itibaren tedarikçinin katılımıyla birlikte ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır.

İşbirliği esasına dayalı alıcı-tedarikçi ilişkisinde tedarik zincirinde yer alan aktörlerden herhangi birisinin sorumluluğunu yerine getirmemesi tümünün itibarına olumsuz yansıması olmaktadır (Reuter vd., 2010:46). Bu nedenle, tedarikçinin erken aşamalardan itibaren tasarıma dahil olmasına fırsat verilmektedir. Ayrıca tedarikçinin teknoloji edinmesine katkı sağlanmakta ve araştırma geliştirme faaliyetlerinde bulunulması teşvik edilmektedir (Narasimhan ve Dan, 1999). Bu bakımından alıcı ile tedarikçi arasındaki bilgi akışı çeşitli ve miktar olarak da fazladır.

TZY’de önemli bir yer edinen alıcı-tedarikçi ilişkisi Schoenherr (2009:16) tarafından kolaylaştırıcı olarak tanımlanmaktadır. Gerçekten kalitedeki artış, maliyetlerdeki azalma ve müşteri memnuniyetindeki iyileşme ile tedarik zincirinde yer alan işletmelerde yapılacak düzenlemelerle organizasyonel etkililiğin artacağı ifade edilmektedir (Çağlıyan, 2009a:467).

31

İşbirliği esasına dayalı alıcı-tedarikçi ilişkisinde alıcı az sayıda tedarikçi ile işbirliği yapmakta, sistem esaslı mal/hizmet alınmakta, orta/uzun vadeli sözleşme yapılmakta, tasarım aşamasından itibaren faaliyetlere katılım sağlanmakta, açık inovasyon modeline uygun risk, bilgi ve teknoloji paylaşılmakta, kalite yönetimi alıcı ve tedarikçilerin tamamında yapılmakta ve “kazan-kazan” anlayışı uygulanmaktadır (Çağlıyan, 2009a:4667).

Alıcı-tedarikçi ilişkileri geleneksel ve işbirlikçi olarak ele alınmış ve özelliklerine değinilmiştir. Aşağıda Tablo 1.6.’da her iki alıcı-tedarikçi ilişki türünün karşılaştırılmasına yer verilmiştir.

Tablo 1.6. Alıcı-Tedarikçi İlişki Türlerinin Karşılaştırılması

Karşılaştırma Kriteri Geleneksel İlişki İşbirlikçi İlişki

Tedarikçilerin sayısı Çok Az

Ticari ilişkinin süresi Kısa Uzun

Sözleşmelerin süresi Kısa Orta/Uzun

Tedarikçi seçim kriteri Fiyat Fiyat ve diğer

AR-GE’ye katılım Yok veya çok az Var

Fiyat stratejisi Rekabetçi Hedef maliyet

Fiyat değişimleri Artma Azalma

Hata yüzdesi Yüksek Düşük

Kalite geliştirme Düşük Yüksek

Bilgi alış-verişi Düşük Yüksek

Risk paylaşımı Düşük Yüksek

Teknolojik destek Düşük Yüksek

Karşılıklı güven ve bağımlılık Düşük Yüksek

Kaynak: Morris ve Imrie, 1992; akt. Çağlıyan, 2009b:94.