• Sonuç bulunamadı

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.5. Tasarım Sürec

Türkçede süreç, aralarında birlik olan ya da belli bir düzen içinde tekrarlanan kesiksiz olay ya da eylemler dizisi, ilerleme, gelişme anlamına gelmektedir. Tasarlama eylemi sırasında kullanılan teknik ve araçlardan kurulu eylem düzenine ise tasarlama süreci denir.

Tasarım probleminin ilk ortaya çıkışından, tamamlanışına kadar gerçekleştirilenlere, tasarlama süreci adı verilmektedir. Problemin yapısına göre, bu süreç çok karmaşık olabilmektedir (Bayazıt, 1982, s. 68).

Bir tasarım sürecinin var olması için müşteri ve onun eksikliğini duyduğu bir gereksinme olmalıdır. Bu aynı zamanda; müşterinin var olması, bu müşterinin eksikliğini ve aksaklığını hissettiği bir gereksiniminin ortaya çıkması, tasarımın bu aşamada devreye girmesi ve bu gerilimi gidermeye yönelik eylem yapması anlamına gelmektedir. Müşteride bir gerilim durumu var olmaksızın da gereksinme olabilir. Bu gereksinimi tasarımcı fark eder, giderme sürecini başlatır ve sonunda tasarım bir ürün olarak müşterinin karşısına çıkma başarısını gösterir. Bir tasarım sürecinin ve tasarımın var olabilmesi için müşterinin somut veya soyut varlığı söz konusudur.

Tasarım süreci müşterinin sesinin firma tarafından doğru algılanması ile başlar. Burada esas olan, müşteri beklenti ve ihtiyaçlarının kendi değerlendirmeleri ile önem derecesine göre sıralanmış olmasıdır (KALDER, 1999). Ürünü tasarlayanların bunu tüketicinin yaşam tarzına uyarlamanın yollarını bilmeleri gerekmektedir (Engel vd., 1995).

Firmalarda, pazar araştırma faaliyetleri sonucu elde ettikleri bilgiler ile kendi iç kanallarından elde ettikleri bilgiler ışığında, mevcut ürünlerin tasarımında ihtiyaç varsa gerekli değişiklikler yapılırken, diğer taraftan pazara yeni sunulan ürünlerle birlikte, gelecekte sunulabilecek ürünler üzerinde tasarım çalışması yapılmalıdır. Tasarım aşamasına dahil edilen, çeşitli yöntemleri ile müşterilerinden düşünceleri alınan yeni veya geliştirilmiş ürünlerin piyasada başarı şansı artmaktadır (Atakan, 2006, s. 92).

En basit tanımı ile tasarlama eylemi sırasında yararlanılan teknik ve araçlardan kurulu eylem düzenine tasarlama süreci denir.

Genel olarak bir ürün tasarımı sırasında; güvenlik, kalite, emniyet, dayanıklılık, kolay bakım, statü, marka, performans, estetik-moda, ek özellikler, çevreyi kirletme, çevreyle uyum, raf ömrü, kolay kurulma, ambalaj, kanuni standartlara uygunluk gibi

kriterler dikkate alınır ve bunların çözümü farklı metotlarla gerçekleştirilebilir (N.F.M. Roozenburg and J. Eekels, 1996, s.30).

Yeni bir ürünün ortaya çıkarılmasında kullanılmakta olan tasarım yöntemleri çok çeşitlidir. Gerçekte bu konuda pek çok tasarım çalışması sistemi ve uygulaması bulunmaktadır. Genel yapı olarak birbirlerinden çok büyük farklılıkları bulunmayan bu tasarım sistemleri önce kalın çizgilerle aşağıdaki gibi sıralanabilir:

 Tasarlanacak ürünle ilgili olan sorunun ortaya konulması.

 Sorunun çözümü için gerekli olan ön ilkelerin ana hatlarıyla tanımlanması ve belirlenmesi.

 Belirlenen ön ilkelerin deneme amaçlı ön tasarımı.

 Ön tasarımın denenmesi ve çok yönlü değerlendirmelerin gerçekleştirilmesi.  Tasarımın kesinleşen ilkeleri. Grafik çözümler, marka, ambalaj, tanıtım, reklam

ve benzeri çalışmaların hazırlanması.

 Deneme üretiminin yapılması ve tasarım üzerinde çok yönlü değerlendirmelerin gerçekleştirilmesi.

 Ürün tasarımının kesin sonuç kararının alınması ve üretim hizmetlerinin tanımlanması.

 Üretim için gerekli olan teknik hazırlıkların tamamlanması. Kalıplar, araç-gereç, malzeme organizasyonunun planlanması.

 Üretimin denenmesi, testlerin tamamlanması.

 Üretim sonrası sürecin ve ortaya çıkabilecek sorunların çözümü ve üretimin başlatılması.

Burada maddeler halinde sıralanan bu düzen, her türlü ürün tasarımı çalışmasında kullanılabilecek ortak özellikleri taşımaktadır. Bu sıralamada yer alan her bir başlık ise, gerçekte tasarım sürecindeki bağımsız birer adım olarak kabul edilebilir. Yukarıda sıralanan bu maddeler, bu özelliğiyle de birçok değişik türdeki üreticinin ve tasarımcının üzerinde çalıştığı konuların değişik yapılarına ve yaklaşımlarına uygun olacak esnekliği de verebilmektedir. Ayrıca her başlık altında ayrı ayrı birleştirilip değerlendirilmiş bulunan alt işlemler de, gerek tasarlanan konuya ve gerekse üreticinin teknik özelliklerine bağlı olarak karmaşıklaşabilmekte, ya da yalınlaşabilmektedir (Küçükerman, 1996, s.15- 42).

Her tasarım kendisine ait kişisel bir tarihe sahiptir. Bir proje başlatılır, geliştirilir ve kronolojik bir düzen içinde bir örüntü şeklinde bir olaylar dizisi olarak tekrarlanır.

Hemen hemen bütün projeler için bu aynı şekilde devam eder. Bu örüntü tasarlama sürecini oluşturur. Asimow gibi bazı tasarımcılar, tasarlama metodu bilimini, bu kalıbın incelenmesinden çıkarmaya çalışırlar. Grant ise, tasarlama sürecini, tasarlama eyleminin ve sorunlarının, her hangi bir tasarımcının eylemlerine uyabilecek şekilde incelenmesi olarak tanımlar. Bilgilerin nasıl elde edildiği, özel problem durumlarına uyacak şekilde bu bilgilerin yorumlanması ve uygulanması, proje amaçlarını gerçekleştirirken tasarımcıların vermek zorunda oldukları kararlar dizisinin ve karar verme tarzının, tasarlama eylemi sonucunda elde edilen tasarımın nasıl etkilendiğinin belirlenmesi tasarlama sürecinin kapsamı içinde görülmektedir.

Christopher Jones (1970), tasarlama sürecinin üç temel aşaması olduğunu belirtmektedir. Bunlar;

Analiz aşaması; tasarımın sınırlarının verimli ve yeterince kapsamlı olacak şekilde genişletilmesi bu kapsam içine girer. Tasarım durumunun ve problemlerinin anlaşılması bu aşamada olur. Bu aşamada amaçlar belirlenir, problemin sınırları belirli değildir ve tanımlanamamıştır. Hiçbir şey bir kenara bırakılmadan her şey göz önüne alınır. Müşterinin verdiği tasarım önerisi başlama noktası olarak kabul edilir, değiştirilir, geliştirilir, gözden geçirilir. Tasarımcının görevi ilgili gibi görülen mümkün olduğu kadar fazla bilgiye ulaşmaktır. Bu aşamada finansmanı sağlayan, kullanıcı, tüketici, pazar, üretici, vb. üzerinde araştırma yapılır. Bu sayede amaçlar ve tasarım probleminin sınırları çeşitli yönlere yöneltilir. Bu aşamada problemin durağan mı ya da değişken mi olduğu konuları ele alınır. Mümkün olduğu kadar henüz yeterince olgunlaşmamış tasarım örüntülerinin ortaya konmasını önlemek tasarımcının görevidir. Bu aşama masa başı çalışmasından çok tasarımcının bilgiyi piyasadan ve çeşitli kaynaklardan toplamasına dayanır. Tüketici anketleri, istatistiksel analizler, senaryo hazırlama, kavramsal araştırmalar, sektörel raporlar bu aşamada yer alan çeşitli kaynaklardan bazılarıdır. Bu aşamada doğru ve gerekli dokümantasyon önemlidir. Bu aşamada yanlış yönlenme, yanlış soruları sorma, gereksiz ve dolambaçlı yönlere yönelme hatalı olur. Bu aşama mümkün olduğu kadar hızla toplanan bilgiler ışığında yeni ve güvenilir bir öneri geliştirmektir.

Sentez aşaması, yeterince analiz yapıldıktan sonra, ne zaman oluşacağı belirli olmayan bir sentez ve bilgileri dönüştürme aşamasıdır. Bu aşamada yaratıcılık, kuluçkalaşmış bilgilerin yönlendireceği yeni fikirler, yeni çözüm alternatifleri ortaya çıkar. Tasarımın en eğlenceli ve zevkli aşamasıdır. Sentez aşamasının esas amacı analiz aşamasında elde edilen bilgilere dayanarak bir takım eskizlerin ortaya konmasıdır. Ortaya konan alternatif eskizlerin beklentilerin hepsini karşılaması gerekir. Aynı zamanda karmaşık fikirlerin basitleştirildiği bir aşamadır. Bu aşama amaçların, önerinin ve problem sınırlarının kesinleştiği, kritik değişkenlerin belirli olduğu, kısıtlamaların bilindiği, tasarımcının önündeki fırsatların açık olduğu durumlar için geçerlidir. Bu aşamanın başarılı olabilmesi için problemler alt problemlere ayrılabilir olmalıdır. Alt problemlerin amaçlarında değişiklikler yapılabilmelidir ki sonuçta ortaya yepyeni bir çözüm çıksın. Bu durumda ortaya çıkan çözümlerin ve alt çözümlerin bazı hallerde, örneğin bir helikopter projesinde olduğu gibi, eskizle ve deneyimle değerlendirmesi mümkün olmayabilir. Bu durumda bilimsel araştırma projelerine gereksinim duyulur. Örneğin helikopter projesinde rüzgar tüneli testlerinin ve sonlu eleman hesaplamalarının yapılması gerekliliği vardır. Yaratıcılık metotlarının hepsinden bu aşamada yararlanılır. Sezgisel bir atlama söz konusudur. Genellikle bir komitenin bu aşamada işe karışması uygun olmaz. Tek başına tasarımcı tarafından yapılan bir uygulamadır.

Değerlendirme aşaması, Bu aşamada son üretim aşaması çizimlerine geçmeden önce çözümün herhangi bir eksiklik ve yanlışlığı kontrol edilir. Bu aşama üretimin öncesinde yer alır. Geleneksel olarak mühendislik tasarımında bu aşamada, daha tasarım çizim aşamasındayken mühendislerin deneyimlerine dayanarak yargılama yoluyla değerlendirme yapılır. Ancak artık böyle bir değerlendirmeye olanak yoktur. Ürünler daha karmaşıktır, kullanılan üretim metotları ve piyasa koşulları çok karmaşıktır. Bunun için daha çok deneyime, daha pahalı, daha mantıklı daha etraflı metotlara gereksinim vardır. Bunun için daha etkili olacak metotlar değerlendirme için geliştirilmiştir ( Bayazıt, 2004, s. 2-50).