• Sonuç bulunamadı

Sosyal çevre faktörlerinin davranış, bilişsel işlevler ve çeşitli fizyolojik fonksiyonlar üzerindeki etkilerinin laboratuar ortamında araştırıldığı çalışmalarda sosyal izolasyon modeli yaygın olarak kullanılmaktadır. Anneden ayrılmanın yeni doğan yavrularda büyüme ve gelişmeyi etkileyerek erişkin dönemde bilişsel fonksiyonları bozduğu bilinmektedir. Erişkin dönemde de akranlarından ayrılıp tek tek kafeslere konularak izole edilen sıçanlarda öğrenme performansının izolasyon süresi ile ilişkili olarak bozulduğu bildirilmektedir (128-134). Ancak literatürde yetişkin sıçanlara uygulanan sosyal izolasyonun öğrenme performansını artırdığını bildiren çalışmalara da rastlanmaktadır. Uygulanan sosyal izolasyon modellerinde bulgular arasındaki bu farklılığın da sosyal izolasyonun uygulandığı yaş döneminin ve uygulama biçiminin farklı olmasından kaynaklandığı ileri sürülmektedir (2).

Frisone ve arkadaşları (127) dişi ve erkek yavru sıçanlarda sosyal izolasyonun öğrenme üzerindeki etkisini araştırdıkları çalışmalarında doğumdan sonraki 15., 22. ve 25.

günlerde yavruların ağırlıklarını ölçülmüşler ve sosyal izolasyon uygulanan yavru erkek sıçanların vücut ağırlıklarındaki artışın kontrol grubu sıçanlarınkinden daha az olduğunu bildirmişler, fakat sosyal izolasyon uygulanan yavru dişilerin vücut ağırlıklarındaki artış için benzer bulgu belirlememişlerdir.

Hellemans ve arkadaşlarıda (19) zenginleştirilmiş çevrede barındırılan ve sosyal izolasyon uygulanan sıçanlarla yaptıkları çalışmalarında sıçanların 4'er haftalık aralarla ağırlıklarını ölçmüşler ve sosyal izolasyon uygulanan sıçanlarda kilo kaybı olduğunu saptamışlardır.

Çalışmamızda; haftalık vücut ağırlığı ölçümlerinin istatistiksel analizi sonucunda 21 günlük sosyal izolasyon uygulanan 4 aylık genç erkek sıçanların ve diğer deney gruplarındaki sıçanların vücut ağırlıklarında çalışma süresinde meydana gelen değişimin anlamlı olmadığı belirlenmiştir (Şekil 4.1). Ancak vücut ağırlığı için gruplar arası karşılaştırmalar yapıldığında 7. günde Sİ ve Sİ+SF grubu sıçanların vücut ağırlığının KK grubu sıçanların vücut ağırlığına göre daha yüksek, 14. günde ise Sİ grubu sıçanların vücut ağırlığının Sİ+SF ve Sİ+ EGb761 grubu sıçanların vücut ağırlığına göre daha yüksek olduğu bulunmuştur.

Bu sonuçlar; kendi arkadaş grubu ve yaşam ortamından deney ortamına alınan KK, Sİ+SF ve Sİ+EGb761 grubu sıçanların bu değişiklikten olumsuz etkilendikleri için anlamlı olmasada vücut ağırlıklarında azalma olması; Sİ grubu sıçanlarda ise stres düzeyindeki farklılığa bağlı olarak iştah ve beslenme düzeylerinde oluşan değişim nedeniyle anlamlı olmasada vücut ağırlıklarında artışı olması nedeniyle aradaki farkın anlamlılık kazanması sonucunda Sİ grubu sıçanların vücut ağırlıklarının KK, Sİ+SF ve Sİ+EGb761 grubu sıçanlarınkine göre daha yüksek bulunduğu şeklinde yorumlanmıştır.

Sİ grubu sıçanların vücut ağırlığında azalma olmaması bu grupta stres düzeyinin farklı olmasına bağlı olarak beslenme düzeyindeki değişiminde farklı olması ile açıklanmıştır.

Literatürde de bu yorumumuzu destekler şekilde şiddet düzeyine göre stresin beslenmeyi karmaşık bir şekilde etkileyerek ılımlı stres durumlarının yemeyi artırdığını şiddetli stres durumlarının ise yemeyi azalttığını bildiren çalışmalar vardır (19, 23,127).

Bu bilgi ile uyumlu olarakta sosyal izolasyon süresinin son haftasında oluşan stres düzeyinin artması ve beslenme üzerindeki tersi bir etki nedeniyle Sİ grubu sıçanların vücut ağırlıklarının 7. ve 14. günde diğer bazı grupların vücut ağırlıklarına göre daha yüksek olduğu yönündeki farklılık 21. günde ortadan kalkmıştır.

Sosyal izolasyonun davranış üzerine olan etkileri açık alan, aydınlık karanlık tercihi, yükseltilmiş artı labirent, Y maze testi gibi testlerle ve bilişsel fonksiyonlar üzerindeki etkileri Morris su tankı testi gibi testlerle araştırılmıştır (12,38,135). Sosyal izolasyon uygulaması sonunda yapılan yükseltilmiş artı labirent testinde deneklerin düzeneğin açık koluna ilk girme latensinde kısalma, açık kolda geçirdikleri sürede ise uzama görüldüğü, düzeneğin açık koluna giriş sıklığında ve açık kola vücut uzatma sıklığında artış görüldüğü belirtilmiştir (2,14). Bunların yanında sosyal izolasyon uygulanan hayvanların, yeni ortama maruz kalma durumunda yeni ortama uyum için daha çok zamana ihtiyaç duyduğu, açık alanda neofobilerinde ve lokomotor aktivitelerinde artış

37

gözlendiği belirtilmiştir. Ayrıca çalışmalar erken gelişim döneminde yaşanan sosyal izolasyonun beyin gelişimini bilişsel işlevleri ve yetişkin dönem davranışlarını etkileyebileceğini ileri sürmektedir (2,14,19).

Hellemans ve arkadaşları (19) zengileştirilmiş çevre, sosyal izolasyon ve geri dönüşümün etkilerinin karşılaştırmasını yapmak için doğum sonrası 21 günlük erkek sıçanlarda; sosyal izolasyon oluşturulan grup, zengileştirilmiş çevrede barındırılan grup ve kafes kontrol grubu olmak üzere 3 grup oluşturarak çalışmışlardır. 12 haftalık deney süresinde ilk 6 haftadan sonra koşulları değiştirip sosyal izolasyon ortamını zenginleştirilmiş çevreye, zenginleştirilmiş çevreyi sosyal izolasyon ortamına dönüştürmüşler ve çalışma sonuda sıçanlara Morris su tankı, açık alan, kızgın levha, siyah- beyaz kutu ve yükseltilmiş artı labirent testilerini uygulamışlardır. Morris su tankı testini 2 gün ve her gün 12 yüzdürme yaptırarak toplamda 24 yüzdürme denemesi uygulayarak çalışmışlardır. Çalışma sonuda sosyal izolasyon uygulanan sıçanların zenginleştirilmiş çevrede barındırılan sıçanlara göre platformu daha uzun sürede bulduklarını tesbit etmişlerdir.

Quan ve arkadaşlarının (48) yaptıkları başka bir çalışmada ise sosyal izolasyonun uzamsal öğrenme üzerindeki etkisine bakılmış ve çalışmada 14 adet Wistar sıçan kullanılmış ve sıçanlara doğumdan sonraki 21. günden itibaren 8 hafta boyunca sosyal izolasyon uygulanmıştır. Çalışma 7 sıçan kafes kontrol grubunu ve 7 sıçan sosyal izolasyon grubunu oluşturacak şekilde 2 grup ile yürütülmüş ve çalışma sonunda öğrenmeyi test etmek için Morris su tankı testi uygulanmıştır. Morris su tankı testi 14 gün sürmüş her gün 4 deneme yaptırılmış denemeler arası 10 dakika olacak şekilde gerçekleştirilmiştir. Morris su tankı testi deneyi boyunca her bir gün platformu bulma süreleri arasında önemli bir farklılık olmadığı saptanmıştır. Grupların platformu bulmak için kat ettikleri yol değerlendirildiğinde ise sosyal izolasyon grubu sıçanların platformu bulmak için kafes kontrol grubu sıçanlara göre daha kısa yol kat ettiği test periyodunda tankta geçirdikleri toplam sürenin yüzdesi cinsinden hedef kadranda geçirdikleri sürenin yüzde değerinin de daha düşük olduğu saptanmıştır.

Schrijver ve arkadaşları (135) sosyal olmayan çevrenin, sosyal çevrenin ve zenginleştrilmiş çevrenin uzamsal öğrenme üzerindeki etkilerini araştırdıkları çalışmada 36 adet Lister Hood türü sıçan kullanarak doğumdan sonraki 21. günden itibaren ortamı zenginleştirilmemiş kafeste sosyal izolasyon uygulanan, ortamı zenginleştirilmiş kafeste sosyal izolasyon uygulanan, grup olarak ortamı zenginleştirilmemiş kafeste ve ortamı

zenginleştirilmiş kafeste grup halinde barındırılan sıçanlar şeklinde 4 grup ile çalışmışlardır. Çalışmada öğrenmenin test edilmesi için 6 gün boyunca yapılan Morris su tankı testi sonucunda sıçanların platformu bulmak için kat ettikleri yol uzunluğu ve hedef kadranda geçirdikleri süre açısından gruplar arasında önemli bir fark olmadığını saptamışlardır.

Günümüzde Ginkgo biloba yaprak ekstresinin Asya, Avrupa ülkeleri ile ABD de tıp otoriteleri tarafından kullanılması onaylanmakta ve önerilmektedir. Ginkgo biloba yaprak ekstresinin damarları koruyucu buna bağlı kan akımını düzenleyici, iyileştirici ve algılamayı artırıcı etkileri vardır.

Ginkgo biloba yaprak ekstresinin kuru toz, solüsyon, tablet ve kapsül olarak kullanılan bir çok preperat şekli vardır. Ginkgo biloba yaprak ekstresi preparatları Almanya’da sağlık otoriteleri tarafından dejeneratif bunama tedavisinde ve damar hastalıklarına bağlı bunama tedavisinde, Amerika’da ise özellikle Alzheimer hastalarında alternatif tedavi olarak kullanılmaktadır. Ayrıca Ginko biloba yaprak ekstresinde bulunan laktonlara benzer yapıda olan bileşikler kanser kemoterapisinde önemli yer tutmakta ve klinik çalışmalarda kullanılmaktadır (7).

Walesiuk ve arkadaşları (89) sıçanlardaki strese bağlı hafıza kaybında Ginkgo biloba yaprak ekstresinin etkisini araştırdıkları çalışmada 120 erkek Wistar sıçan kullanmışlar ve kontrol, stres, Cort (kortikosteron), EGB 761, EGB 761+ stres, EGB 761 + CORT olacak şekilde 6 grup oluşturmuşlardır. Çalışma sonunda sıçanlara Moris su tankı, açık alan ve yükseltilmiş artı labirent testi uygulamışlardır. Morris su tankı testi sonucunda EGB761 verilen sıçanların kontrol grubundaki ve stres uygulanan ve kortikostron verilen gruplardaki sıçanlardan daha kısa sürede platformu bulduğunu saptamışlardır.

Stackman ve arkadaşlarının (126) Alzheimerli transgenik fareler üzerinde, yaşa bağlı uzamsal öğrenmenin azalmasının önlenmesi amacıyla Ginkgo biloba yaprak ekstresinin tedavi edici etkisini araştırdıkları çalışmada 8 aylık dişi transgenik Alzheimerli Tg2576 fare ve 8 aylık dişi yabani tip fare kullanılmış ve Tg2576 farelerin (n:16) 7 tanesine su;

9 tanesine de Ginkgo biloba yaprak ekstresi verilmiş, yabani tip farelerin (n:15) ise 8 tanesine su, 7 tanesine Ginkgo biloba yaprak ekstresi verilerek iki grup oluşturulmuş.

Ginkgo biloba yaprak ekstresi farelerin günlük içme sularında çözülerek 70 mg/kg dozda verilmiş ve 6 ay sonra 14 aylık olan farelerde Ginkgo biloba yaprak ekstresinin etkisine bakmak için 10 gün boyunca günde 4 deneme olacak şekilde Moris su tankı testi uygulanmıştır. Sonuçta Ginkgo biloba yaprak ekstresi verilen transgenik ve yabani

39

tip farelerde platformu bulmak için kat edilen yol uzunluğunun ve harcanan sürenin kısaldığı belirlenmiştir.

Blecharz ve arkadaşları (90) yaşlı sıçanların öğrenme, hafıza, motor aktiviteleri üzerinde Ginkgo biloba yaprak ekstresinin biokimyasal ve farmokolojik erkilerine baktıkları çalışmada 18 aylık yaşlı Wistar sıçan kullanmışlar. Deney; 3 ay boyunca EGb 761 sıçanlara oral yolla günlük 50, 100 ve 150 mg/kg dozda uygulanarak geçekleştirilmiş ve konrol grubuyla birlikte toplam 4 grup oluşturulmuştur. Her grupta 8 adet sıçan kullanılmıştır. Üç ay boyunca EGb 761’in üç farklı dozu uygulanan sıçanlara deney sonunda Morris su tankı öğrenme testi ve delikli tahta öğrenme testi uygulanmıştır.

Morris su tankı testi sonucunda platformu bulma süresinde ve hedef kadranda geçirilen sürede EGb 761’in en yüksek dozu (150 mg/kg) verilen sıçanların EGb 761’in düşük dozları (50, 100 mg/kg) verilen sıçanlara göre daha iyi performans gösterdiği ve EGb761’in yüksek dozlarda uygulandığında öğrenmeyi artırdığı belirtilmiştir.

Ancak literatürde aksi bulgularda bildirilmektedir. Orta derece Alzheimer bunaması olan 176 katılımcı da 120mg Ginkgo biloba yaprak ekstresinin etkililiğinin kanıtlanamadığı, Ginkgo biloba yaprak ekstresinin hafıza değerlendirme çalımalarında da yaşlı insanlardaki bunamanın başlangıcında 240 mg doz EGb 761’in yararlı olmadığı belirtilmiştir (91).

Shif ve arkadaşları (136) Ginkgo biloba yaprak ekstesi verilen genç erişkin sıçanlarda Morris su tankı ve radial maze testi sonuçlarına göre öğrenme performasını değerlendirdikleri çalışmada 123 adet 60 günlük genç erişkin Sprague Dawley tipi sıçan kullanmışlar ve çalışmada radial maze testi grubu (n:75) ve Moris su tankı testi grubu (n:48) olmak üzere iki grup oluşturmuşlar ve her iki gruba 17 gün boyunca oral olarak 10, 20 ve 40 mg/kg olmak üzere üç farklı dozda Ginkgo biloba yaprak ekstresi vermişler ve Ginkgo biloba yaprak ekstresini Moris su tankı testi grubu sıçanlara son üç gün uygulamamışlardır. Moris su tankı testi grubu sıçanların deney süresi 6 gün sürmüş ve son üç gün hariç Ginkgo biloba yaprak ekstresi üç farklı dozda (10, 20 ve 40 mg/kg) uygulandığında gruplar arasında öğrenme performansı açısından önemli bir fark görülmemiştir.

Shif ve arkadaşlarının (136) çalışmalarındaki bu sonuçlar dikkate alınarak bu çalışmada daha yüksek bir dozla günlük 50mg/kg dozla çalışılması planlanmıştır.

Öğrenmenin test edildiği birçok çalışmada Morris su tankı kullanıldığı için (19,48,124-127) çalışmamızda da öğrenmenin test edilmesi için Morris su tankı yöntemi tercih

edilmiştir. Literatürdeki çalışmaların (19,48,89,124) sonuçları incelendiğinde; Morris su tankı testinde öğrenme periyodunda yaptırılan toplam yüzdürme denemesi sayısının 24, 56 deneme gibi yüksek olmasının öğrenme performansı konusunda gruplar arasında oluşan farkı kaldırdığı düşünülmüş, bu nedenle de çalışmamızda öğrenme periyodu için 4x4 toplam 16 yüzdürme denemesi yaptırılmıştır.

Çalışmamızın Morris su tankı öğrenme deneyleri periyodunda sıçanların kaçma platformunu bulmak için tankta kat ettiği toplam yol uzunluklarının; KK+SF, KK+

EGb761 ve Sİ grubu sıçanlarda 3. gün hariç 1. günden 4. güne doğru istatistiksel olarak anlamlı düzeyde kısalması, (Şekil 4.2.), platformu bulma sürelerinin de KK+SF ve Sİ grubu sıçanların 3. gün değerleri hariç her grup için 1. günden 4. güne doğru anlamlı düzeyde azalması (Şekil 4.3.); tüm gruptaki sıçanların 4 günlük öğrenme periyodu boyunca 1. günden 4. güne doğru kaçma platformunun yerini gittikçe daha iyi bir şekilde öğrendiğini açıklamaktadır. Ancak 3. günde gözelenen ve yorumlanmayan bulgular; deney ortamında 3. günde kontrol dışı muhtemel bir değişikliğin olduğunu düşündürmüştür.

Öğrenme periyodunda değerlendirilen kaçma platformunu bulmak için katedilen yol uzunluğu ve geçen süre değerleri açısından KK grubu ile KK+EGb761, Sİ ve Sİ+EGb761 grupları arasında anlamlı bir fark olmaması ise çalışmamızda uygulandığı süre ve düzeyde sosyal izolasyonun ve uygulandığı doz ve sürede EGb 761’in öğrenme performansını etkilemediğini göstermiştir. EGb 761’in kronik uygulamasının öğrenme performansını etkilemediği yönündeki bulgumuz Shif ve arkadaşlarının çalışmalarının (136) sonucu ile uyumludur.

Morris su tankı deneyinin öğrenme periyodunda grubların yüzme hızı ortalama değerlerinin günler arasında anlamlı farklılık gösterdiği; 3. günde KK+SF grubu sıçanların yüzme hızının Sİ+SF ve Sİ+EGb761 grubu sıçanlara göre anlamlı düzeyde düşük, 4. günde Sİ grubu sıçanların yüzme hızının Sİ +SF grubu sıçanlara göre, KK grubu sıçanların yüzme hızının da Sİ+SF grubu sıçanlarına göre anlamlı düzeyde düşük olduğu belirlenmiştir (Şekil 4.4). Yüzme hızı ile ilgili olarak elde edilen bu bulgulara göre; 4. günde Sİ grubu sıçanların yüzme hızının Sİ+SF grubu sıçanlara göre anlamlı derecede düşük olması; SF uygulaması için günde bir kez de olsa sıçanların ele alınmasının Sİ uygulamasına bağlı oluşacabilecek muhtemel depresyon ve motor hareketlerdeki yavaşlamayı engellediğini düşündürmüştür. Bu düşüncemiz çeşitli stres

41

durumlarında gelişen depresyonun motor aktivitelerde yavaşlamaya neden olabileceği konusundaki bilgilerle (6) uyumludur.

Test periyodunda Sİ grubu sıçanların hedef kadranda geçirdikleri sürenin toplam sürenin %’ si cinsinden değerinin; KK, KK+SF, KK+EGb761, Sİ, Sİ+SF, Sİ+ EGb761 grubu sıçanların değerine göre anlamlı düzeyde yüksek olması; 21 günlük Sİ uygulamasının bellek ile ilgili bilginin depolanması ve bellekte pekiştirilmesi performansını bozmadığını tam aksine artırdığını göstermiştir. Bu sonuç 21 günlük sosyal izolasyon uygulamasının ağır bir stres oluşturmadığını düşündürmüştür ve şiddetli olmayan ılımlı stresin öğrenme ve bellek performansını artırdığını bildiren çalışmaların (127) sonuçları ile de uyumludur. Sİ+EGb761 grubu sıçanların test fazındaki değerlerinin diğer grupların değerlerinden farklı olmaması da Gingko biloba yaprak ekstresinin 50 mg/kg dozda IP olarak kronik uygulmasının bellek performansını artırmadığını göstermiş ve literatürde Gingko biloba yaprak ekstresinin öğrenme ve bellek üzerinde olumlu etkisi olduğunu bildiren çalışmalarda (82,83,86-90, 126) ekstrenin uygulanış şekli dikkate alındığında bunun akut etkiye (89) ve kullanılan doza (82,83,90,126) bağlı olduğu kanısına varılmıştır.

Sonuç olarak; 21 günlük sosyal izolasyon uygulamasının 4 aylık Wistar Albino cinsi erkek sıçanlarda ılımlı bir stres oluşturduğu ve yer-yön bulma öğrenmesi ile ilgili bilişsel işlevleri bozmadığı, bilginin depolanması ve bellekte pekiştirilmesi konusundaki performansı artırdığı ve Gingko biloba ekstresinin 21 gün IP olarak boyunca uygulandığı 50 mg/kg doz düzeyinde öğrenmeve bellek işlevleri üzerinde kronik kullanıma bağlı bir etkisinin olmadığı düşünülmüştür.

Benzer Belgeler