• Sonuç bulunamadı

Tarihsel Süreçte Girişimcilik

Tarihsel sürece bakıldığında girişimcilik faaliyetlerinin ilk kez Finike Uygarlığı tarafından başlatıldığı tespit edilmiştir. Bu uygarlığın M.Ö. 11. yy itibariyle geliştirmiş olduğu ticaret anlayışı ve bu anlayışı şekillendiren sosyo-politik girişimcilik ilkeleri ile Akdeniz bölgesinin yaşam kalitesi de yükselmiştir. Akdeniz bölgesinde ticareti canlandıran ve bir anlamda bu bölgede girişimcilik faaliyetlerini şekillendiren Finike Uygarlığı, önce M.Ö. 539 yılında Pers İmparatorluğu’nun himayesine girmiş daha sonra da M.Ö. 64’te Suriye’nin himayesine geçmiştir. Finike Uygarlığı bu tarihten kısa bir süre sonra da tarihten silinmiştir.

Finike (yaklaşık olarak M.Ö. 1100 –M.Ö. 500) bağımsız şehir devletlerinden oluşan bir ulus devletidir. Finike nüfusunun büyük bölümü tüccardır ve ticaretle uğraşmıştır. Finike nüfusu, günümüz Kuzey Afrika’sında ve Akdeniz’e kıyı Avrupa ülkelerinde koloniler oluşturacak kadar bilgili ve beceriklidir. Oluşturulan bu koloniler, seçilen noktalar bakımından tümüyle deniz ticaret yolu üzerindedir. Bu durum farklı kültürlerle sürekli etkileşim ve iletişim halinde olmalarına olanak sağlamıştır. Ticaret büyük oranda kârlı ve bir o kadarda risklidir. Finikeliler bu riskleri göze almış ve büyük gelir elde etmişlerdir. Bu tutum onlarda girişimciliğin

47

fitilini ateşlemiştir. O dönemlerde Avrupa ülkelerinden gümüş, demir, sac ve kursun, Afrika ve Hindistan’dan fildişi ve abanoz, İsrail’den elbise, yün, şarap ve değerli taşlar ile parfüm ve Akdeniz deniz limanlarından ve Tunus’tan ise giysi, nakış işlemeli kumaşlar ve sicim ticareti yapmışlardır. Riskler Finike toplumunda girişimciliği canlandırmış, buna bağlı olarak daha büyük riskleri göze almışlardır. Girişimci yapıları sayesinde ticarete farklı boyutlar kazandırmışlar ve geniş bir alana yayılan ticaret ağı oluşturmuşlardır.

Antik Roma İmparatorluğu Döneminde, imparatorluk gelişmiş bir ekonomik sistem kuramamıştır. Tarıma dayalı ve köleci toplum düzeninde, vatandaşlarına ve lejyonlarına gıda sağlayan temel bir sistem kurmuşlardır. Antik çağların medeniyeti olarak nitelendirilen Roma’da çeşitli hububatlar, zeytinler ve üzüm başlıca ürünler olarak göze çarpmaktadırlar. Ticari girişimsel aktivite bu dönemde kölelikten kurtulmuş ya da özgür bırakılmış kişilerce yürütülen bir faaliyettir ve dönemin asilleri ticari anlamda girişimciliği seviyelerini düşürücü ve halka özgü bir eylem olarak değerlendirmekteydiler (Barreira, 2010: 3).

Ortaçağ dönemine gelindiğinde Çin’de girişimsel fırsatların bulunup değerlendirilmesi, yani yatırım gücendirilmiştir. Dönemin Hanedanları finansal zorlukla karşılaştıklarında, zengin kişilerin varlıklarını gasp etmişlerdir. Bu durum sermaye kaynağına sahip kişilerin yatırımlarını görülür yerlere yapmalarını engellemiştir. Ortaçağ Avrupa’sında refah, savaşlar yolu ile elde edilmiştir. Feodal sistemler arasındaki çatışmalar şatolar gibi mülklerin değer kazanmalarına yol açmış ve savaş baronları için ekonomik kazanç kaynağını teşkil etmişlerdir. Bu dönemde (M.S.500-1000) ortaya çıkmaya başlayan şehirler girişimciliğin de doğduğu yerler olmuşlardır. Özellikle tüccar sınıfı ham maddeleri değerlendirerek ve bitmiş mal olarak pazarlayarak kazanç sağlamaya başlamışlardır. Avrupa’da ekonomik birleşmeler ve edinimler savaş ile gerçekleştirilmiştir (Barreira, 2010: 4).

Özellikle girişimcilerin risk alma konusundaki tutukluğu 17.yüzyıl ile birlikte değişmeye başlamıştır. O döneme kadar girişimcilerin pek fazla riske girmek istemedikleri, hizmet veya ürün sağlama noktasında devletle dirsek temasında bulunarak sağlamcı bir yol izledikleri görülmektedir. Yine aynı dönemlerde Fransa’da kraliyet bankası John Law tarafından kurulmuş ve ne yazık ki daha sonraki dönemlerde Missisippi Company’ye dönüşmüş, hisse senedi piyasasında faaliyet göstermiş ve iflas etmiştir. İflasın nedenleri ve bu noktada Law’ın hataları Richard Cantillon tarafından incelenmiştir. Bütün bu çalışmaların değerlendirilmesi ve olası

48

hataların önlenebilmesi için Cantillon öncülüğünde girişimcilikle ilgili kurum da açılmıştır. Cantillon’a göre girişimci, “gelecekte belli olmayan bir fiyattan satma fikriyle mal veya hizmetleri belli bir fiyattan satın alan, bir başka deyişle sigortalanmamış riski üstlenen kişi”dir (İraz, 2005: 153).

18.yüzyılda, “Sanayi Devrimi ile birlikte girişimcilik çok farklı boyutlara ulaşarak toplumdaki önemini artırmış ve yaşanan gelişmelerin sonucu olarak da girişimcilik genel ekonomide üretim faktörü olarak yerini almıştır” (Marangoz, 2012: 21). 18.yüzyılda gerçekleşen Sanayi Devrimi, sermaye sahibi ile üretim ve ekonomik büyüme için sermayeye ihtiyaç duyan girişimciler arasındaki farkı belirginleştirmiştir. Bu dönemin ünlü mucitleri Whitney ve Edison, yeni teknolojiler üretecek fikir ve zekâya sahip olmakla birlikte hayallerini gerçekleştirecek sermayeye sahip değillerdi. Bu sermayeyi edinmek için gerçek birer girişimci olmaları gerekmişti. “Hayata geçirilen yeni fikirler sayesinde özel mülkiyet alanının genişlemesi sonucu girişimcilik faaliyetleri bu dönemde artış sağlamıştır” (Çakmak, 2003: 73-74).

Sanayi Devrimi sonrasında, teknoloji ve teknolojiye bağlı makineleşmenin etkisiyle girişimciliğin yönü ve içeriği değişmiştir. Dünyanın ekonomisine yön veren gelişmiş ülkeler şirketlere, kurum ve kuruluşlara yönetim noktasında farklı sistemler uygulamışlardır. Birçok gelişmiş ülkede şirket sahipliği ve o şirketin yönetimi birbirinden ayrılmıştır. Yönetim kademesi girişimci, işini sahiplenen, uzman, deneyimli ve içinde olduğu arenayı iyi bilen kişilere emanet edilmektedir. Bu uygulamanın verimli olması nedeniyle, giderek yaygınlaştığı da görülmektedir. Girişimciliğin yeni boyutlar kazanması ile tanımlar da değişmektedir. Jean Baptiste Say da yönetim, işletmecilik, denetim, karar alma gibi girişimcilik fonksiyonlarını birbirinden ayırmıştır.

Sanayi Devrimi ile özellikle teknolojinin gelişim sürecinde söz sahibi olan ülkelerin başında ABD gelmektedir. Gelişen ekonomisiyle birlikte, ülkenin dünya ekonomisine de yön verdiği görülmektedir. ABD, aldığı stratejik kararlarla birlikte tüm dünya ekonomisine de yön verebilir konuma gelmiştir.

49

2.2. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Girişimciliğin Arz Ve Talebi: