• Sonuç bulunamadı

Girişimcilik Arzını Etkileyen Faktörler

2.5. Almanya’da Girişimciliğin Arz ve Talebi: İstihdam Yaratmadaki Rolü

2.5.1. Girişimcilik Arzını Etkileyen Faktörler

Girişimciliği etkileyen belli başlı etkenlere; nüfus, göç, iş gücü örnek verilebilir. Elbette bunların yeterli oranda olması girişimcilik arzının verimli gerçekleşeceği anlamına gelmez. Her birinin aynı zamanda nitelikli bireylerden oluşması şarttır. Avrupa ülkelerinden en kalabalıklarından biri olan Almanya, 82 milyon nüfusuyla nitelikli ve eğitimli bir topluma sahiptir. Genç nüfusun azlığı ve nitelikli çalışan sayısının azalmasına göç alarak çözüm üreten Almanya, aldığı göç nüfusu da eğitip ekonomiye nitelikli iş gücü olarak kazandırmayı başarmıştır.

2.5.1.1. Nüfus

Almanya bugün Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya ile birlikte dünyada en çok göç alan ülkeler arasında yer almaktadır. Nüfusun, özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra artmaya başladığı Almanya’da bu durum, ülkeye yapılan göçlerin

63

bu tarihlerde artmasıyla paralellik göstermiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrası başlayan göçler, ki bunlardan en önemlileri arasında Türkiye’den 1960 ve sonrasında yapılan göçler de yer alır, Doğu-Batı Almanya arasında göçlerin devam etmesi ve özellikle son yıllardaki sığınmacıların yoğun katılımı ile Almanya nüfusu oldukça artmıştır (MünzveUllrich, 1998:1; akt: https://migration.ucdavis.edu/rs/more.php?id=69).

1960 yılına 72,8 milyon olan Almanya’nın nüfusu 2003 yılından itibaren azalmaktadır. Bu düşüşün devam etmesi hatta hızlanması beklenmektedir. 2008 yılının sonlarına doğru Almanya’da yaklaşık 82 milyon kişinin yaşadığı tespit edilmiştir. Bu rakam, 2017 yılı başı itibariyle yaklaşık 80 milyon civarındadır. 2060 yılında ise bu sayının 65 milyon kişi ile 70 milyon kişi arasında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir (FSO, 2009: 10).

Alman nüfusunun gelişimi incelendiğinde nüfusun yıllık artış hızının 2007 yılında bir önceki döneme göre -0,1 olarak gerçekleştiği gözlemlenmektedir. Aynı zamanda her 100 kadına 1975 yılında 90,2 erkek düşerken, 2007 yılı rakamlarına göre her 100 kadına 96,1 erkek düşmektedir. Ayrıca yapılan çalışmalarda nüfusun 2010 ve 2020 yıllarında eksi büyüme kaydedeceği tahmini yapılmaktadır. Alman nüfusunun 2007 yılı itibariyle %75’i şehirlerde yaşamaktadır. Nüfusun yaş ortalaması ise 2007 yılı istatistiklerine göre 42,1 şeklindedir. Bu rakam, 2017 yılında 46,8’e yükselmiştir (Topkaya, 2013: 97).

2.5.1.2. İşgücü

Çoğu araştırmacı ve politika yapıcı, iş gücü sıkıntılarının ölçülmesinin kolay olmadığını kabul etmektedir (ConstantveTien, 2011: 10). Basit işgücü sıkıntılarının belirlenmesi için işgücü piyasası göstergeleri ekonomi teorisine dayanmaktadır ve belirsizlikler bu göstergelerin pratik uygulamasını etkiler (Zimmermann ve ark., 2007).

Kurumsal olarak, işgücü piyasasındaki eğilimleri ve kıtlıkları takip etmekle yükümlü olan tek makam Nuremberg’te yer alan Almanya, İstihdam Araştırması Enstitüsüdür (InstitutfürArbeitsmarkt- und Berufsforschung veya IAB). IAB analizlerinden elde edilen veriler genellikle politika yapıcılar tarafından seçim konuşmalarında, kongrede tartışmalarında ve millete ve onların unsurlarına fayda sağlayacak kanunların değiştirilip güncellenmesinde önemli yer tutmaktadır.

64

IAB verileri iyi resmi istatistikler olsa da, yalnızca aydınlatabilir ve işgücü piyasasının mevcut durumu hakkında bilgiler verebilir. Bu noktada karşılaştırılabilir resmi bir istatistiğin olmaması da Almanya için önemli bir sorun kaynağı olarak görülmektedir. Bu durumun devam etmesi halinde politika yapıcılar veya yasa koyucuların emek göçünü doğru bir şekilde yönetmesinin zor olduğu söylenebilir (Parusel ve Schneider, 2010).

Almanya’nın 82 milyonluk nüfusunun yaklaşık 50 milyonu çalışma çağındadır. Bu durumun 2020 yılına kadar aynı oranda kalacağı tahmin edilmektedir. Ancak daha ileriki dönemlerde ülkenin yıllık göç alan sayısı 200 binin altında kalması halinde, çalışma çağındaki kişi sayısı 2060 yılında 36 milyona gerileyecektir. Ülkenin iş gücünü arttırması için nüfus politikasında değişikliğe gitmesi veya göç alma noktasında sayıyı arttırması gerekmektedir. Aksi halde Almanya ekonomik daralmayla karşı karşıya kalacaktır.

2.5.1.3. Göç

Özellikle sanayileşmiş Avrupa ülkeleri için göç, önemli bir konudur. Az gelişmiş ülkelerde yaşayanlar, yaşam şartlarını iyileştirmek ve daha refah bir hayat sürdürebilmek adına gelişmiş ülkelere göç etmenin yolunu ararlar. Bu noktada Almanya, oldukça çok tercih edilen ülkelerden biridir. Ülkeye bir şekilde giriş yapan azınlıkların girişimcilik faaliyetlerine kalkışması ve istihdam oluşturmaya başlaması ülke için siyasi ve ekonomik önem taşımaktadır. Bu durumu çok erken fark eden Almanya, 1965 yılında çıkardığı bir kanunla Avrupalı olmayanların girişimci olmasının önünü kapatmıştır. Bu olay, “Yabancılar Yasası” olarak tanımlanmaktadır.

1970’lere kadar Almanya’ya göç eden yabancı işgücü kolayca istihdam bulabildiği için kendi hesabına çalışma bir gereklilik olmamıştır. Ancak son yıllarda göçmenler kendi hesabına çalışmaya yönelmişlerdir. Kesin rakamlarla İtalyanlar, Almanya’da en fazla girişimci nüfusa sahip göçmenler konumunda bulunmaktadırlar. Türk girişimcilerin sayısı da önemli ölçüde fazladır (Dana, 2006: 99).

Almanya’da 1970 ve 1980 yılları arasında 329 bin göçmen kaydedilmiştir. Bu dönemde çalışan nüfusa büyük oranda ihtiyaç duyulması nedeniyle göçmen sayısının fazla olduğu görülür. 1985 yılında, göç eden nüfustan 108 bin kişi ülkesine dönüş yapmıştır. Yine 2005 ve 2010 yılları arasında Almanya’ya 550 bin göçmen gelmiştir.

65

Göçmenlerin belli bir kısmı ülkeye yerleşmek için değil, iş için gitmektedir. Göçmen nüfusun belli bir bölümünün daha sonra ülkesine geri dönmesi bunu ifade eder niteliktedir.

Kısmen ekonomik krizin bir sonucu olarak, Almanya’da genel anlamda uzun vadeli göç oranları 2009 yılında en düşük seviyelere inmiştir. Merkez Yabancılar Tescil Departmanı’nın verilerine göre Almanya’ya aile göçü düşmeye devam etmiştir. Bu başlık ile ilişkilendirilen göçmenlerin sayısı 2009 yılında 48.000 kişi ile sınırlı kalmıştır. Etnik Almanların Doğu Almanya’dan ve Merkez Asya ülkelerinde göçleri düşmeye devam etmiştir. 2009 yılında Almanya’ya giriş yapan etnik kökeni Alman kişi sayısı 3.400 kişidir (OECD, 2011: 282).

Almanya Federal İçişleri Bakanlığı'nın sunduğu Göç Raporu’na göre 2015 yılında, 1952 yılından bu yana ilk kez rekor sayıda sığınmacı ve göçmen gelmiştir. Gelenler arasında savaş bölgelerinden kaçan sığınmacıların yanı sıra AB ülkelerinden gelen vatandaşlar da bulunmaktadır. 2014 yılına oranla 2015 yılında göç yüzde 45.9 oranında artış kaydetmiştir. Almanya'ya göç edenlerin 2 milyon 20 bini yabancı ülkelerin pasaportlarını taşımaktadır. Bu rakam, bir önceki yıla oranla yüzde 50.2 oranında artmıştır. Böylece 2015, Almanya'da göçle ilgili istatistiklerin tutulmaya başlamasından bu yana en fazla sayının kayıtlara geçirildiği yıl olmuştur (http://www.dw.com ).