• Sonuç bulunamadı

2.12. Sosyal Bilgiler ve Çocuk Edebiyatı

2.12.1. Tarihi Romanlar

Edebi türlerden biri olan tarihi romanlarla ilgili çeşitli tanımlar yapıla gelmiştir. Argunşah’a (1990) göre temelleri maziye dayanan, yani başlangıcı ve sonu geçmiş zaman içinde gerçekleşmiş olan hadiselerin, devirlerin ve bu devirlerde yaşamış kahramanların hayat hikâyelerinin edebî ölçüler içerisinde yeniden inşa edilmesine tarihi roman denilmektedir. Başka bir tanımda ise tarihî karakterleri ve durumları ilham kaynağı olarak kullanan romanlar ve resimli kitaplar genellikle tarihî roman (Mershon’1999’dan akt.Ata, 2000) olarak nitelendirilmektedir. Tarih biliminde geçmişteki gerçeğe ulaşarak geçmişe ilişkin doğru bilgi sunmak esastır. Ancak tarihi olayların kurgusal bir anlatımla ele alındığı tarihi romanlarda olaylar en ince ayrıntısına kadar gerçeğe bağlı kalmak zorunda değildir. Eğer öyle olsaydı zaten o zaman eserin adı tarihi roman değil ansiklopedi olurdu. Diğer taraftan tarih eğitimde tarihi romanlardan yararlanılacaksa ele alınan olayın ana hatlarına, omurgasına bağlı kalınması koşulu da dikkate alınması gereken bir husustur (Hatcher, 2012: 5).

Bage’e (1999: 27) göre tarihi romanlardan tarih eğitiminde sıklıkla yararlanılmalıdır ve tarihsel bilgilerin de hikâyelerden geldiği düşünülmektedir. Ayrıca tarihçilerin ve tarihi roman yazarlarının birbirinden ayrı düşünülmemesi gerekmektedir. Onlar, aynı işi yaparlar ve bir resim inşa ederler. Tarihçi olayı ortaya çıkarır, kahramanın karakter analizini yapar; tarihi roman yazarı da bu bilgileri kurgusal bir anlatı diliyle okuyuculara (öğrencilere) sunar. Çünkü yapılan araştırmalar genel olarak öğrencilerin kitap okumaktan hoşlanmamasına rağmen tarihi romanları okumaktan keyif aldıklarını ortaya koymaktadır. Ayrıca tarihi roman yazmanın aktüel romanlara göre zor olan tarafları vardır. Her şeyden önce tarihi roman yazarı yazdığı konulara dair,

doğru tarih bilgisine sahip olmalıdır. Scott’ın romanlarının temelinde onun tarih bilgisi yatıyordu. Mesela romanlarında Ortaçağ’a dair bilginin yeri önemliydi. Öyle olmasaydı Selahhadin Eyyubi ya da Aslan Yürekli Richard kolayca yazılamazdı. Bu açıdan bakıldığında aslında tarihi roman yazarı tarihsel bilgi ve belgeleri kurgusal bir şekilde işleyerek okuyucuların ilgisini çeken bir üslupla edebi ürün oluşturan kişidir. Tarihi roman yazarlarının bu özellikte olması eserlerinin tarihsel araştırma sürecinde kullanılabilecek ikinci tür kaynak olmasını sağlamaktadır (Özcan, 2011: 216).

Tarihi romanların çocukların anlatma ve dinleme yeteneklerini geliştirdiğini dile getiren Grainger (1997: 13-15), tarihi romanların sözel bir köprü olduğunu vurgulamakta ve tarihi romanlarda anlatılan olayları ders kitaplarındaki anlatılanlardan daha güvenilir ve daha doğru olarak değerlendirmektedir. Bu anlamda eğitimcilerin çoğuna göre tarihi romanlarda anlatılanlar, gerçek tarihi olaylar üzerine kurgulanmış anlatılardır ve güvenilir kaynaklardır. Böyle düşünen eğitimcilere göre edebi bir form uğruna gerçekler saptırılamaz ve yanlış anlatılamaz (Pace, 2001: 4).

Tarih eğitimcileri tarafından kişinin analitik düşünme becerilerini geliştiren etkili araçlardan biri olarak görülen tarihi romanlar, okuyucu tarafından coğrafya, iklim ve tarih, değişim ve süreklilik, neden ve sonuç arasındaki ilişkinin fark edilmesini sağlamanın yanında daha önemli olanın daha önemsiz olandan ayırt edilmesinde de önemli bir role sahiptir. Bununla birlikte nerede, ne zaman nasıl ve niçin sorularının cevabı daha açık şekilde cevaplanabilmektedir (Ribar, 1989: 291). Öğretmenin, eski ve yeni araç-gereçlere (savaşlarda kullanılan aletler, insanların giydiği kıyafetler, barınmak amacıyla kullanılan konut tipleri, gazeteler gibi) ilişkin görselleri sınıfa getirmesi öğrencilerin değişim ve sürekliliği algılayıp bunun nedenlerini yorumlama becerilerinin gelişimine büyük katkı sağlamaktadır (Akbaba ve diğerleri, 2013). Bununla birlikte tarih öğretiminin merkezinde tarihi romanların olduğunu belirten Harnett’e göre (2002: 26) tarihi romanlardaki karakterlerin tarihte etkili olmuş, önemli şahsiyetlerden seçilmesi, çocuklar için ilgi çekici bir özelliktir ve bu durum, tarihçilerin bakış açısını yansıtmaktadır. Akademik tarih çalışmaları incelendiğinde önceliğin tarihsel olayların meydana gelmesinde önemli rol oynamış şahsiyetlere verilmesi, tarihi roman yazarlarının da bu şekilde bir yol izlemesinde etkili olmuştur.

Tarihi olayların ders kitaplarında akademik bir dille anlatılması, öğrencilerin tarihten uzaklaşmasına neden olmaktadır. Temel gerçeklikten ayrılmayarak olayların kurgusal bir dille anlatıldığı tarihi romanları okumanın ise öğrencilerin zevk alarak gerçekleştirdikleri bir etkinlik olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Bu açıdan çocuğun dil gelişim düzeyine uygun kavram ve terimlerin akıcı bir üslupla sunulması sayesinde öğrenci okuduğunu daha kolay anlayarak içselleştirebilecektir. Bunun sonucunda geçmiş ve günümüz olaylarını daha kolay ilişkilendirebilmekte, geçmişin olaylarını ve değerlerini eleştirel bir gözle analiz edebilmektedir (Crawford ve Zygouris-Coe, 2008; Reynolds, 2008; Rodwell, 2010). Diğer taraftan dilin değişen bir olgu olduğundan hareket eden birçok tarihçi, genç nesil tarafından tarihsel dilin anlaşılmasının zorluğunu kabul etmektedir. Bu açıdan tarih derslerinde tarihi romanların kullanılmasının, öğrencilerin tarihsel dili anlamalarını kolaylaştıracağı düşünülmektedir (Curtis, 1994).

Tarihsel olayları konu edinen tarihi romanların içeriği, konuların karmaşıklığı, olayların detaylı olarak sunumu vs. durumlar, okuyucu kitlesinin yaşına, bilişsel ve duyuşsal gelişim özelliklerine göre değişmektedir. Tarihi romanlar, farklı yaş gruplarından okuyuculara hitap eden bir yapıya bürünmüştür. Örneğin tarihi romanların çizgili ve resimli anlatısı, basitleştirici olduğu kadar çocuksu özellikler de taşımaktadır. Bu açıdan ilkokul ve ortaokul düzeyindeki öğrencilere okutulan tarihi romanların görsel unsurlar içermesi onların kitaba olan ilgisini arttırmada ve romandan sıkılmalarını önlemede önemli bir rol oynamaktadır. Çünkü resimli anlatım, anlatıyı kolaylaştıran, basitleştiren bir tarza sahiptir. Mesela bir askeri birliğe giden yolun kroki ve haritasının gösterilmesi, anlatılan bir savaşın görsellerle desteklenmesi, romanda anlatılan bir kılıç oyununun, çarşı-pazarın görsellerle tasvir edilmesi öğrencilerin ilgisini çekecek bir yapı teşkil etmektedir (Özcan, 2011: 231). Bunun yanında tarihi romanlardaki olaylar akışının kronolojik oluşa bağlı kalarak ele alınması, kurgunun gerçekle olan ilişkisini daha rahat görülebilmesi açısından okuyucuya yardımcı olmaktadır. Sosyal bilgiler dersindeki tematik yaklaşımın öğrencinin kronoloji becerisine olan olumsuz etkisi (Harnett, 2002) göz önüne alındığında akış şemasına bağlı kalarak meydana getirilmiş tarihi romanlar aracılığıyla öğrencilerin kronoloji becerilerinin geliştirilmesi beklenilmektedir (Woodruf, 1983).

Tarihçiler tarafından politik ve askeri tarih konuları, sürekli ön planda tutulmasına rağmen sosyal tarih konuları daha önemsiz olarak görülmüştür. Ancak

okuyucuların tarihi olayları anlamasında ve analiz etmesinde askeri ve politik tarihten ziyade sosyal tarih konularına (geçmişte meydana gelen kıtlıklar, insanların çalışma koşulları, aile hayatları gibi) odaklanılması gerekmektedir. Bu anlamda popüler tarih dokümanları kapsamında değerlendirilen tarihi romanlar, okuyuculara sosyal tarih hakkında önemli bilgiler sunan ve okuyucuların olaylara ilişkin analiz-sentez yapmalarını sağlayan araçlar olarak değerlendirilmektedir. Örneğin The Rise of American Civilization (Amerikan Uygarlığının Yükselişi) adlı eser, sosyal tarih konuları üzerinden Amerikan toplumunun tarihsel süreç içinde gelişimini ele alan bir popüler tarih eseri olarak görülmektedir (Bender, 1989: 199). Türkiye’de de Turgut Özakman tarafından yazılan Şu Çılgın Türkler isimli tarihi romanın, İstiklal Savaşımız sürecinde yaşanılanların anlatıldığı, en az siyasi tarih kadar sosyal tarih konularının (halkın gündelik yaşamına ilişkin ekonomik ve sosyolojik durumlar) da ele alındığı, güvenilir kaynaklara sahip bir eser konumundadır. Diğer taraftan bazı tarihçilerce kadın hakları ve demokratik hakların gelişimi, toplumların kültürel gelişimleri, toplumlardaki azınlık gruplarının sorunları, dinsel tarih gibi konular üzerinde çalışmaları bulunan kimseler “sosyal tarihçiler” olarak adlandırılmaktadır. Bununla birlikte “sosyal tarihçilerin” sosyal tarih konularını ele alan tarihi romanlarının kamuoyu tarafından ilgiyle okunmasına rağmen örgün eğitim kademelerinde sosyal ve kültürel tarih konularına yeterince yer verilmediği görülmektedir (Nash, 1989: 239). Hatcher, (2012: 6) son birkaç yılda tarihi romanlara ilginin artmasını, sosyal medyada, görsel ve yazılı basında tarihi romanların sıklıkla yer almasına bağlamaktadır. Ayrıca tarihi olayları ele alan filmlerin de tarihi romanlara olan eğilimin artmasında önemli bir rolü olduğunu belirterek Elizabeth, Sylvia, The Other Boleyn Girl gibi filmlerin insanları tarihi romanları okumaya teşvik ettiğini öne sürmektedir. Ülkemizde Fetih 1453 filmi ve Muhteşem Yüzyıl dizisinin kamuoyu tarafından büyük bir ilgiyle izlenmesi üzerine de söz konusu olayları konu edinen çok sayıda tarihi roman üretilmiş ve bu romanlar, azımsayacak sayıda bir okuyucu kitlesine sahip olmuştur. Bununla birlikte tarihi romanların sayıca artmış olması nedeniyle kaliteli eserin kalitesiz eserden ayırt edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde tarihi roman aracılığıyla tarihsel bilgi edinmek isteyen birey, gerçek olmayan kurgusal tarih eserlerinden doğru zannettiği yanlış/hatalı bilgiler öğrenebilir.

Geçmiş zamana ait ekonomik, politik, sosyo-kültürel koşulları da kurgulayarak okuyucuya sunan tarihi romanlar, eserde geçen karakterlerin yaşadıklarını göz önünde bulundurup onlarla daha sağlıklı empati kurulmasını sağlamaktadır (Ribar, 1989: 291). Örneğin veba salgınını - ki dünyanın görüp göreceği en büyük felaketlerden biridir- konu alan Black Death romanını okuyanlar kendilerini 14. yüzyılda bulacaklar ve insanların yaşadığı kasabaları, köyleri ziyaretleri esnasında çekilen acıları, yaşanılan zorlukları anlayabileceklerdir. Böylelikle tarihi roman okuyucusu aynı zamanda geçmişe yönelik tarihi empati de yapmış olacaktır (Hatcher, 2012: 10). Ayrıca tarihi romandaki tasvir edilen betimlemeler sayesinde öğrenciler, geçmişte yaşayan insanların totemleri, kıyafetleri, yemekleri, kültürleri, kullandıkları araç ve gereçlerin özellikleri, nelerden hoşlanıp nelerden nefret ettikleri, boş zamanlarında hangi aktiviteleri yaptıkları gibi konularda bilgi sahibi olabilmektedirler (Nilsen ve Donelson, 2001; Ribar, 1989).

Tarihi romanların öğretimsel açıdan bazı sınırlılıkları da vardır. Tarihsel romanlarda bazen çok sayıda tarihsel bilgi ve yorum hatasına rastlanmaktadır. Bu durum romancının tarih formasyonunun zayıf olmasından ve titiz bir çalışma yürütmemesinden kaynaklanabilir. Bazen de romancılar, kendi tahayyüllerini çok geniş ve serbest bir biçimde kurguladıkları tarihsel anlatıya yansıtma eğilimindedirler. Bu durum, edebi açıdan belki bir sorun oluşturmasa da tarih öğretimi açısından bazı sorunlar doğurabilir (Öztürk, 2011: 280). Diğer taraftan Campbell (2008) da tarihi romanlarda geçmişten ziyade günümüze ilişkin bulguların olduğundan söz etmekte ve tarihi romanlarla geçmişin anlaşıldığı fikrine karşı çıkmaktadır. Tarihi romanları yazanların günümüzde yaşadığını, onların değer yargılarının, hayata bakışlarının bugünü yansıttığını ve geçmişteki karakterlerin duygu ve düşünce dünyasını anlayarak geçmiş olayları yorumlayabilmelerinin zor olduğunu belirterek karşı çıkma gerekçelerini sıralamıştır. Bender (1989: 202) ise bu görüşe karşı çıkarak tarihi romanları okumanın okuyuculara geçmişten günümüze toplumsal yaşam, değerler sistemi, insanların yaşama amacı ve dünyaya bakışlarına ilişkin meydana gelen değişimler üzerine bilgiler sunarak onların tarihsel düşünme, olayları yorumlama, analiz ve sentez becerilerinin gelişimine katkı sağladığını belirtmektedirler.

Reynolds (2008: 20)’a göre tarih okuryazarlığının alt boyutlarından birçoğu (8) tarihsel kurgu ile ilgilidir ve tarihi romanlar aracılığıyla kazandırılması mümkündür.

Bu alt boyutlar;

 Geçmişin olayları: Tarihteki olayların önemli olduğunun farkına varma ve birincil kaynakları kullanma.

 Tarihin dili: Geçmiş tarihsel dili anlama ve kullanma.

 Tarihsel empati: Geçmişteki insanların içinde bulunduğu koşulları dikkate alarak onların duygularını anlama.

 Bilgi iletişim teknolojileri: Tarih araştırmalarında bilgi iletişim teknolojilerinden en üst düzeyde yararlanama.

 Neden-sonuç ve kronoloji: Olayları neden-sonuçlarıyla ele alma ve olaylar arasındaki kronolojik sıralamaya önem verme.

 Anlatımsal ifade: Tarihsel olayları ele alan sinema, tiyatro, roman, skeç, belgesel tarzındaki sanat yapıtlarını takip etme.

 Tutarsızlıkların farkına varılması: Önceki öğrendiği bilgilerle çelişen bilgileri ayırt etme ve akıl, mantık ilkelerine uymayan tarihsel açıklamaları reddetme.  Geçmiş ve günümüzü ilişkilendirme: Günümüzün, geçmişin bir devamı

olduğunun farkına vararak geçmiş ve şimdi olaylar arasında bağ kurma.

Sosyal bilgiler ve tarih derslerinde tarihi romanlardan yararlanılarak tarihsel olaylara ilişkin öğrencilerin daha detaylı bilgiler edinecekleri beklenilmektedir. Jackson ve Jackson (1989: 34) sosyal bilgiler dersinde geçen tarihi yerlerin ve olayların meydana geldiği zamanın öğrenciler tarafından öğrenilmesinin zorluğuna dikkat çekerek tarihi romanların ve hikâyelerin bir öğretim materyali olarak derste kullanılması sayesinde bu engelin aşılacağı tavsiyesinde bulunmaktadır. Bu anlamda tarih eğitimcilerinin sosyal bilgiler derslerinde tarihi romanlardan yararlanılmasına ilişkin farklı düşünceleri söz konusudur.

ABD’de beşinci sınıf öğretmeni olan Lindquist, sosyal bilgiler dersinde tarihi romanları kullanma gerekçelerini şu şekilde açıklamaktadır:

 Tarihsel olayları tarihi romanlardan öğrenmek onları heyecanlandırıyor.  Tarihi roman öğrencilere daha detaylı açıklamalar sunar, ders kitabının

akademik dilindeki sıkıcılığından kurtarır.

 Bir problemin karmaşıklığı üzerine düşünme de öğrencilere yardımcı olur (Lindquist, 2002: 48).

Yine Lindquist’e (2002) göre sosyal bilgiler dersinde kullanılan tarihi romanlar, geçmişteki eylemlerin, değerlerin, tarihsel karakterlerin davranışlarının öğrenciler tarafından öğrenilmesinde bir avantaj sağlamaktadır. Ayrıca öğrenme-öğretme sürecinde öğretmen-öğrenci etkileşiminin önemine vurgu yapan Lindquist, öğrencilerin tarihi romanları okuyarak olayların “niçin”i üzerine düşündüklerini ve sorgulama becerilerinin geliştiğini belirtmektedir.

Bir tarih öğretmeni olan Sliwka, tarihi romanları kullanarak işlediği derslerde öğrencinin derse olan ilgisinin arttığını gözlemlediğini ve tarihi romanlar aracılığıyla yapılan derslerde öğrencinin ders kitaplarına nispeten daha derin anlamlar çıkardığını, daha yeterli okuma ve yazma becerileri gösterdiğini dile getirmektedir. Ayrıca sosyal bilgiler dersindeki tarih konularının sunumunda tarihi romanlardan daha başarılı bir araç olmadığını da çalışmasında ifade etmektedir (Sliwka, 2008: 61). Öğrencilere tarihi romanlar vasıtasıyla geçmiş ve günümüzü daha kolay ilişkilendirebildiğinin altını çizen Sliwka, bu yolla öğrencilerde eleştirel düşünme becerisinin de geliştiğinden bahsetmekte ve öğrencilerin geçmişi keşfetmeye yönelik motivasyonlarının arttığına vurgu yapmaktadır.

Rabb’a (1989: 205) göre eğitim-öğretim sürecinde tarihi romanlardan ve popüler tarih dokümanlarından etkin bir şekilde yararlanmak ve olayları analiz edebilmek için romanın okunmasından hemen sonra aşağıdaki sorular öğrencilere yöneltilmelidir?

 Toplumlar tarihsel süreçte nasıl ve niçin bir değişim içindedirler?

 Toplumların birbirleriyle rekabetlerinde onların başarılı ya da başarısız olmalarındaki etkenler nelerdir?

 Toplum içindeki bazı gruplar neden başkaları üzerinde otorite kurmak amacı taşırlar?

 Toplumlarda hangi noktalarda ve neden sosyal ve politik konularda çelişkiler ortaya çıkar ve bunlar nasıl çözülür?

 Ekonomik başarıların sebepleri ve sonuçları nelerdir?

 Neden bir toplumda farklı farklı kültürler görülmektedir ve bu kültürel yapılar neden bir değişim içindedir?

 Toplumlardaki dini inanışların, politik, sosyal, kültürel ve ekonomik gelişmelerle ilişkisi nasıl açıklanabilir?

 Toplumsal yapılarda meydana gelen değişimlerde bireyin rolü ne derece önemlidir?

 Tarihi roman yazarlarının geçmişin olaylarını anlatmada kullandıkları en etkili argümanlar nelerdir?

 Genel olarak tarihten çıkarılabilecek dersler var mı?

Yukarıda ifade edilen görüşler değerlendirildiğinde 1800’lerden beri tarihi romanlar üzerine ürünlerin ortaya çıktığı görülmektedir. Ayrıca tarihi romanların pek çok tarih eğitimcisi tarafından kabul gördüğü ve öğrencilerin tarihe karşı ilgi ve farkındalıklarını arttıran bir öğretim materyali olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte kamuoyu tarafından azımsanmayacak sayıda bir okuyucu kitlesine sahip olan tarihi romanlarda en az siyasi tarih kadar sosyal tarih konularına da yer verildiği söylenebilir. Tarihi romanların ülkemizde ve dünyada nasıl bir gelişim gösterdiği ve hangi ülkelerde hangi yazarlar tarafından ve ne tür konular üzerine bu alanda eserlere imza atıldığı merak konusudur. Bu anlamda tarihi romanların gelişim süreci aşağıda detaylı olarak ele alınmıştır.