• Sonuç bulunamadı

Tarih Tenkidi (Tarihi Rivayetin Güvenilirliğinin Tespiti)

C. Hadis İlmi ve Tarih İlminin Tarihsel İlişkileri

3. RİVAYETLERİ KABUL ŞARTLARI AÇISINDAN

3.2. Tarih Tenkidi (Tarihi Rivayetin Güvenilirliğinin Tespiti)

“Tenkit”, sahte parayı gerçeğinden ayırmak, ayıplamak, bir şeyi incelemek, kusurunu ortaya çıkarmak, bir kimse ile münakaşa etmek gibi anlamlara gelmektedir.186 Tarih tenkidi ise tarihe dair yazılanların “tarih”e ait olup olmadıklarının tespit edilmesi ve tarihi hakikatin ortaya çıkarılmasına yönelik yapılan araştırmalardır.187 Dolayısıyla tarih tenkidi, tarih kaynaklarının mevcudiyetini tespit ettiği gibi bunların sıhhat durumlarını ve tarihi bilgilerin doğruluğunu veya yanlışlığını tespit etmeye yönelik bir metoddur.188 Tarihi bir olayın gerçeklik ve inandırıcılığı şahidin otoritesine dayandığı için tarih tenkidinde esas olan şey şahidin tenkidi ve tespitidir.189 Yani tarihi malumata ait kaynağın ve bu

183

İbn Hazm bu konuda şunları söylemektedir:”Adil bir ravi yine kendisi gibi adil olan bir raviden hadis rivayet ederse ve bu isnad Hz. Peygamber’e kadar böyle ulaşırsa artık onunla amel etmek vacip olur…” bkz: Ebû Muhammed Ali b. Ahmed b.Said ez-Zâhiri İbn Hazm, el-İhkam Fî

Usuli'l-Ahkâm, Birinci Baskı, Dâru’l-Hadis, Mısır 1984, I, 131.

184

Selçuk Coşkun, Hadise Bütüncül Bakış, s. 118. 185

Ravide aranan şartlar için bkz: Emin Âşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1997, s. 83-139.

186

İbn Manzur, Lisân’ul-Arap, s. 4517-4518; Muhammed b. Ebi Bekr b. Abdulkadir er-Râzî,

Muhtâru’s-Sıhâh, Mektebetu Lübnan, Beyrut 1986, s. 281; Ayrıca bkz: Muhammed Tahir el-

Cevâbi, Cühûdü'l-Muhaddisin fî Nakdi Metni'l-Hadisi'n-Nebevi'ş-Şerif, Müessesetu Abdülkerim b. Abdillah, Tunus 1991, s. 94.

187

Hizmetli, a.g.e., s. 22; Lêon E. Halkın, Tarih Tenkidinin Unsurları, s. 23-24; Togan, Tarihte

Usûl, s. 75; Tarih tenkidi için bkz: Charles Langlois, Charles Seignobos, Tarih Tetkiklerine Giriş, Galip Ataç (Çev.), Devlet Basımevi, İstanbul, 1937. Ayrıca bkz: Ahmed Naim, a.g.e., s. 90;

Hasan Osman, Menhecu’l-Bahs, s. 68-150. 188

Ernst Bernheim, Tarih İlmine Giriş, M. Şükrü Akkaya (Çev.), Devlet Basımevi, İstanbul 1936, s. 135-136; Halkın, a.g.e., s. 3; Togan, a.g.e., s. 29, 75; Hizmetli, a.g.e., s. 25; John Tosh, Tarihin

Peşinde, s. 55-74.

189

kaynağın vermiş olduğu bilgilerin gerçeğe uygun olup olmadığının tespit edilmesi, öncelikle tarih tenkidinin iyi bir şekilde uygulanmış olmasına ve bu neticenin tarih felsefesi süzgecinden geçirilmiş olmasına bağlıdır.190 Bundan dolayı bir belgenin güvenilirliğine ilişkin belli bir değerlendirme yapmadan ve Tarih tenkit süzgecinden geçmeden hiçbir kaynak, delil olarak kullanılamaz.191

Kâfiyeci ve Sehâvi Tarih ilminin tıpkı Hadis ilmi gibi sened ve metin tenkidinden müteşekkil olduğunu ve bundan dolayı Tarih ilminin, Hadis ıstılahları ve Hadis ilimleri çerçevesinde tetkik edilmesi gerektiğini belirtmiştir.192 Kâfiyeci, Tarih metodunun Hadis usûlünden yararlanarak sistemleştiği düşüncesinden hareketle hadisin sıhhatinin tespiti için kullanılan yöntemlerin Tarih için de geçerli olduğunu ifade etmiştir. Bundan dolayı Hadis usûlünün Tarihin yapısına uyarlanarak Tarih tenkidinin bir parçası haline dönüştürülmesi gerektiğini belirtmiştir. Kâfiyeci’ye göre hem muhaddis hem de tarihçi din işinde itimat edilir ve güvenilir kişilerdir. Dolayısıyla muhaddislerin bu şartları, tarihçinin eserine rağbetin artmasına ve tarihçinin ölçüsüz davranışlardan ve iftiralardan uzak durmasına vesile olacaktır. Böylece tarihçi sapma ve saptırma tehlikesine düşmekten de kurtulmuş olacaktır.193

Babanzâde Ahmed Naim, Tarih tenkidi ile ilgili olarak Tecrîd-i Sarih’te şöyle bir açıklama yapmaktadır:

“Tarih tenkidi, Tarih kaynaklarının mevcudiyetini tespit ettiği gibi, sıhhat durumlarını da ortaya koyar. Rivayetleri senet ve metin itibariyle irdeler, gerçekte olup olmadıklarını aklın ve ilmin ilkeleri ışığında ortaya koyar. Akla ters düşen rivayeti atar, ravilerin akıl, hafıza ve bilgi durumlarının değerlendirmesini yapar. Ulaşılan sonuca göre rivayeti kabul veya reddeder.”194

190

Arslan, a.g.m., s. 54. Krş: Togan, a.g.e., s. 29, 75. 191

Kütükoğlu, Tarih Araştırmalarında Usûl, s. 28. 192

Sehâvi, el-İ’lan, s. 31. 193

Şulul, “Kâfiyeci’nin Tarih Metodolojisi ile İlgili Görüşleri”, s. 236-237; Krş: Kâfiyeci, el-

Muhtasar fi-İlmi’t-Târih, s. 325-370.

194

Tarihi olayların gerçeğe uygunluğunu tespit etmek için modern Tarihçilikte iki tenkit metodu kullanılmaktadır.195 Bunlar:

1- Dış Tenkit (en-Nakdu’l-Hâricî, External Criticism) 2- İç Tenkit (en-Nakdu’l-Bâtınî, İnternal Criticism)196

Tarih usûlüne has olan bu sınıflandırmanın Hadis usûlündeki karşılığını tespit etmek amacıyla ileri sürülen bazı iddialara da burada değinmek yerinde olacaktır. Zaman zaman sened tenkidine hârici (dış) tenkit, metin tenkidine ise dâhili (iç) tenkit denildiğine şahit olmaktayız. Özellikle çağdaş bazı hadisçiler Tarih ve Hadis mukayesesine yönelik yapmış oldukları birtakım araştırmalarda isnad ve ravi tenkidini, yani cerh ve ta’dîl işlemini dış tenkit kapsamında değerlendirmişlerdir.197 Oysa tarihçiler, şahid/ravi tenkidine yönelik yapılan araştırmaları, “iç tenkit” kapsamında ele almışlardır. Tarihçilerin kullanmış olduğu “dış tenkit” yöntemi ise muhaddislerin yazılı belgelerin sıhhatinin tespit edilmesi amacıyla rivayetlerin yazılı olduğu kağıdın ve mürekkebin incelenmesi işlemine denk geldiğini söyleyebiliriz.

Muhaddislere göre ravinin güvenilirliğini tespite yönelik araştırmalar, “kaynağın güvenilirliğini tespit” etmeye yönelik bir çaba olup tarihçiler bunu “olumsuz iç tenkit” başlığı altında değerlendirmişlerdir. Bunun yanı sıra muhaddislerin ravinin şeyhi ile gerçekten görüşüp görüşmediğini (mülakat) veya ondan hadis alıp almadığını (Sema’) tespit etmek amacıyla yaptığı araştırmalar “dış tenkit” olarak düşünülse bile aslında bu araştırma bir yönüyle “iç tenkit” ile ilgilidir. Çünkü isnadda inkıta bulunup bulunmadığına yönelik bir inceleme ravi ile alakalı bir durum olup ravilerin doğum ve vefat tarihleri, seyahatleri, hocaları ve öğrencileri… gibi birtakım araştırmalar neticesinde hadisin isnadında kopukluk olup olmadığı tespit edilmektedir. Bu da tarihçilere göre “olumsuz iç tenkit” olarak kabul edilmektedir.

195

Hasan Osman, Menhecu’l-Bahs, s. 81-84; ayrıca bkz: el-Vâfi, Menhecü'l-Bahs fi't-Tarih ve't-

Tedvinü't-Tarihi'l-Arab, s. 127-142; bkz: Salahattin Polat, “Hadiste Metin Tenkidi I”, s. 114;

Togan, a.g.e., s. 75. 196

Hasan Osman, Menhecu’l-Bahs, s. 83; Halkın, a.g.e., s. 23; Kütükoğlu, a.g.e., s. 28; Charles Langlois, Tarih Tetkiklerine Giriş, s. 66-69; A’zâmî, Menhecu’n-Nakd, s. 93.

197

Nitekim A’zamî de hadisçilerin ve tarihçilerin yöntemlerinin mukayesesi ile ilgili bir yazısında muhaddislerin raviye yönelik yaptıkları cerh ve ta’dîl araştırmalarının olumsuz iç tenkit kapsamında ele alındığını belirtmiştir.198 Ayrıca Ernst Bernheim’in, Tarih tenkidi ile ilgili zikretmiş olduğu sekiz ilkeden beşi “dış tenkit” üçü ise “iç tenkit” ile alakalıdır. O, ravilerin veya şahidin tenkit edilmesine yönelik yapılan araştırmaları ise iç tenkit kapsamında değerlendirmiştir.199

Biz de tarihçilerin bu sınıflandırmalarını esas alarak belgelerin sıhhatine yönelik incelemeyi “dış tenkit”, ravi ve isnad tenkidine yönelik incelemeleri ise “iç tenkit” başlığında ele almayı uygun gördük.