• Sonuç bulunamadı

C. Hadis İlmi ve Tarih İlminin Tarihsel İlişkileri

3. RİVAYETLERİ KABUL ŞARTLARI AÇISINDAN

3.4. Sözlü Rivayetlerin Sıhhatinin Tespiti (İç Tenkit)

3.4.2. Metnin Sıhhatinin Tespiti (Metin Tenkidi/Olumsuz İç Tenkit)

3.4.2.2. Tarihçilere Göre Metin Tenkidi

Tarihçiler rivayetlerin sıhhatini tespitte iç tenkidi iki yönüyle kullanmışlardır. Bunlardan birincisi rivayeti nakleden ravinin güvenilirliği ve rivayeti nakletme yeterliliğinin tespiti, ikincisi ise rivayette nakledilen bilgilerin sıhhatinin tespitidir. Bu yöntemle rivayetlerde nakledilen bilgilerin doğruluk dereceleri tespit edilir. Daha önce olumsuz iç tenkidin birinci aşaması olan “haberi nakleden ravinin

391

Bkz: H. Musa Bağcı, Hadis Tarihi ve Metodolojisi, s. 107. 392

M. Hayri Kırbaşoğlu, Alternatif Hadis Metodolojisi, s. 153. 393

Enbiya Yıdırım, Hadiste Metin Tenkidi, s. 154. 394

güvenilirliğinin (adalet) ve haber nakletme yeterliliğine (zabt) sahip olup olmadığının araştırılması” konusunu ele alıp incelemiştik. Şimdi “rivayette nakledilen bilgilerin (metin) sıhhatinin tespit edilmesi amacıyla yapılan işlemleri ele almak istiyoruz.

Olumsuz iç tenkidin ikinci kısmı hadisçilerin “Nakdu’l-Metn/Metin Tenkidi” adını verdikleri yönteme karşılık gelmektedir. Nasıl ki muhaddisler isnad ve ravi araştırmalarının yanı sıra metin ile ilgili bir takım araştırmalar içerisine girmiş ve metnin sıhhatini tespit etmek amacıyla çeşitli yöntemler geliştirmişlerse; tarihçiler de kendilerine nakledilen haberlerin metinlerinin doğruluğunu tespit etmek amacıyla birtakım ilkeler geliştirmişlerdir. Nasıl ki Hadis ilmi dirayet ve rivayetten müteşekkil ise Tarih ilmi de öyledir.395 Dolayısıyla tarihçi de tıpkı muhaddis gibi hem rivayet hem de dirayet bilgisine sahip olmalıdır.

İslam Tarihçilerinin metin tenkidi yapıp yapmadıkları ile ilgili yapılan tartışmalar tıpkı muhaddisler hakkında söylenen iddialarla paralellik arz etmektedir. Nasıl ki muhaddislerin metin tenkidini yaptıkları veya yapmadıkları ile ilgili birtakım tartışmalar yapılmış ve onların hem metin tenkidi yaptıkları hem de yapmadıklarına dair örnekler kaynaklarımızda zikredilmişse aynı durum Siyer ve Meğâzî yazarları için de söz konusudur. Onların naklettikleri rivayetlerde metin tenkidi yaptıklarına dair örnekler olduğu gibi bazı rivayetlerde ise çok bariz bir şekilde metin tenkidi yapmadıklarına da şahit olmaktayız. Şayet bu rivayetlere metin tenkidi kriterlerini uygulamış olsalardı İbn Haldun’un ifadesiyle “gerçekleşmesi imkansız olan, toplumsal ve doğal yasalara aykırı” birtakım rivayetleri nakletmezlerdi.

Tarihçilerin metin tenkidi yapmadıkları fikri özellikle İbn Haldun’a aittir. İbn Haldun “Mukaddime”sinde İslam Tarihçilerinin metin tenkidi yapmadıkları için akla, mantığa aykırı, hiçbir aslı olmayan çok sayıda rivayetin klasik kaynaklarımızda yer almasına sebep olduklarını belirtmiştir. 396

Tarihçilerin metin tenkidini yeterince yapmadıkları fikrinin yanı sıra onların metin tenkidi yaptıkları da iddia edilmiştir. Bunlara göre tarihçiler haber nakleden

395

Ömer Ferruh, İslam Tarihinin Ana Kaynakları ve Müracaat Eserleri, s. 172. 396

ravinin önemini kabul etmekle birlikte ellerindeki malzeme sistemli bir isnad zincirinden mahrum olduğu ve tarihçiler tenkitçilik için gerekli verilerden yoksun olduğu için isnad tenkidinden ziyade metin tenkidine mecburen ağırlık vermek zorunda kalmışlardır. Bunların çoğu da kesin bilgilere dayanmaktan ziyade ictihadi ve istidlali tenkitlerdir.397 Çünkü bu ilmin araştırıcıları, Hadis ilmi gibi bütün ravilerini araştırmaya yetecek bir malumata sahip olmadıklarından birçok konuda doğrudan bilgi/metin tenkidine geçmişlerdir.398 Hadis ilmi, ilimlerin teşekkül sürecinde kendi sistemini kurmuş, tenkit için gerekli bilgi ve verileri toplamıştır. Ancak Tarih ilmi bundan mahrum olduğu için tarihçi isnadsız da olsa ulaşabildiği her rivayeti değerlendirmek istemiş ve bunun neticesinde bazen değersiz malzemeleri kullanabilmiştir. Hatta tarihçi olayları anlatabilmek için yeri geldiği zaman kurgudan da yararlanmıştır.399

İlk dönem Siyer ve Meğâzî yazarlarının metin tenkidi yaptıkları ile ilgili olarak özellikle de İbn Hişâm’ın, dini, siyasi ve edebi gerekçelerle İbn İshâk’ın çok sayıda rivayetini elemesini ve eserinde nakletmemiş olmasını zikredebiliriz.400 Aslında bu yöntem aslı olmayan yalan rivayetlerin atılması açısından önemli olmakla birlikte tarih malzemesinin günümüze ulaşmasına engel olması itibariyle de yanlış bir tutum olmuştur. Vâkıdî hakkında “el-Vâkıdî ve Kitabuhu’l-Meğâzî Menhecuhu ve

Mesâdiruhu” adıyla doktora çalışması yapan Abdulaziz b. Süleyman b. Nâsır es-

Sülemî, ilk dönem İslam tarihçilerinin genelde herhangi bir tercih ve tenkit işleminde bulunmadan olduğu gibi rivayetleri naklettiklerini fakat Vâkıdî’nin rivayetler arasında tercihte bulunduğunu ve metin tenkidi yaptığını ifade etmiştir.401 Vâkıdî’nin aşağıda naklettiği rivayet onun metin tenkidi yaptığını dair güzel bir örnek teşkil etmektedir:

“Bana Sevr b. Yezid, Salih b. Yahya b. el-Mikdam’dan o babasından, babası ise dedesinden şunu nakletmiştir: Halid b. Velid’den şöyle dediğini işittim. Halid b.

397

Salahattin Polat, “Hadiste Metin Tenkidi I”, s. 118 398

Arslan, a.g.m., s. 58. 399

Arslan, “Tarih ve Hadis İlimlerindeki Tenkit Usulleri”, s. 58. 400

Öz, İslam Tarihi Metodolojisi, s. 59. 401

Abdulaziz b. Süleyman b. Nâsır es-Sülemi, El-Vâkıdî ve Kitabuhu’l-Meğâzî Menhecuhu ve

Velid: Hayber’de Resûlullah’ın yanına geldim. Resûlullah şöyle diyordu: “Ehli eşeklerin, atların ve katırların etlerini yemek haramdır.” Ayrıca kesici dişleri olan bütün yırtıcı hayvanların ve pençeleri olan bütün kuşların etlerinin de haram olduğunu söylediler. Vâkıdî dedi ki: bize göre Halid b. Velid’in Hayber’e gelmemiş olduğu doğru olan görüştür. Çünkü o, Amr b. el-As ve Osman b. Talha b. Ebi Talha ile beraber hicretin 8. yılında Safer ayının başında/birinci gününde, fetihten önce

Müslüman olmuştur.”402 Rivayette görüldüğü gibi Vâkıdî metin tenkidi

metotlarından tarihe arz yöntemini kullanarak bu rivayetin yanlışlığını tespit etmiştir. Vâkıdî’nin Hz. Peygamber’in kaç defa hac yaptığıyla ilgili olarak nakletmiş olduğu rivayetlerde de buna benzer bir ifadeyle metin tenkidinde bulunduğunu görmekteyiz. Rivayet özetle şu şekildedir: “el-Hâris b. Fudayl, Said b. Müseyyeb’e

ve Ebû Haşim Abdullah b. Muhammed b. el-Hanefiyye’ye Hz. Peygamber’in peygamberliğinden sonra kaç defa hac yaptığını sorunca Said b. Müseyyeb Hz. Peygamber’in bir defa hac yaptığını, Ebû Haşim ise iki defa yaptığını söylemişlerdir. Mücahid ise Hz. Peygamber’in hicretten önce iki defa hac yaptığını söylemiştir. Vâkıdî ise “el-emru’l-Marûfu indena ellezi icteme’ aleyhi ehlu beledina/bizim belde halkının ittifak ettiği ve bizce bilinen” Hz. Peygamber’in bir defa hac yaptığıdır ki o da Veda Haccı olarak bilinendir.”403

İbn Sa’d Tabakât’ında Hz. Peygamber’in doğumu ile ilgili olarak nakletmiş olduğu rivayetlerin Zührî tarikiyle gelen versiyonunda Resûlullah’ın annesi Âmine’nin “Onu doğuruncaya kadar ondan dolayı hiçbir zorluk çekmedim” ifadesiyle İshâk b. Abdillah’tan gelen rivayette “Çok sayıda çocuk doğurdum, fakat

onun kadar ağır olan bir başka çocuk görmedim” dediğini nakletmiş ve akabinde

Muhammed b. Ömer el-Eslemî’den şöyle bir haber nakletmiştir: “Bu rivayet ne biz

ne de ilim ehlince bilinen bir haberdir. Çünkü Âmine ve Abdullah’ın Resûlullah’tan başka çocukları olmamıştır.”404 Görüldüğü gibi İbn Sa’d birbirleriyle çelişen ve tarihi malumatlara aykırı olan bir rivayetin yanlışlığını tespit etmek için metin tenkidi metodunu uygulamıştır. Bu da tıpkı Vâkıdî’de olduğu gibi tarihi bilgilere arz metodu

402

Vâkıdî, el-Meğâzi, II, 661. 403

Vâkıdî, el-Meğâzi, III, 1089. Diğer örnekler için bkz: Vâkıdî, el-Meğâzi, I, 19, 110; II, 507. 404

ile tespit edilmiş bir rivayettir.405 Taberî’nin de bazı rivayetlere bu şekilde bir yaklaşımının olduğunu söyleyebiliriz.406

Yukarıdaki örneklerde de görüldüğü gibi bazı Siyer ve Meğâzî müellifleri de tıpkı muhaddisler gibi bazen metin tenkidi yöntemiyle rivayetlerin sıhhatini tespit etmeye çalışmışlardır. Sonuç olarak Siyer ve Meğâzî âlimlerinin de metin tenkidi konusunda muhaddislere benzer bir yöntem takip ettiklerini, fakat onlar gibi metin tenkidi ilkeleri belirlemediklerini söyleyebiliriz.

3.4.2.3. Metnin Anlaşılması ve Yorumlanmasına Yönelik Tenkit (Olumlu