• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de 1950’li yıllara kadar herhangi bir gelir vergisi yasası uygulanmamıştır. Bununla birlikte diğer sektör işletmelerinde olduğu gibi tarım işletmelerinde de muhasebe kayıtlarının vergi yasalarından dolayı tutulması, 1960’lı yıllara kadar tarım işletmelerinin alınan vergilerin muhasebe kaydı gerektirmemesi ve 1964’deki vergi yasalarında ise Türkiye’deki tarım işletmelerinin sadece %10’luk bir

bölümünün vergi yasaları kapsamında muhasebe kaydı tutması tarım muhasebesinin gelişimini olumsuz yönde etkilemiştir (Bulutoğlu, 1967: 51-52).

Türkiye’deki tarım işletmelerinin piyasaya yönelik üretim faaliyetlerinde bulunmalarında kısıtlayıcı etkenlerden olan; piyasa koşulları, değer hareketleri ve bunların dışında meydana gelen risk ve belirsizlik etkenleri, işletmelerin sürdürebilirliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Tarım işletmelerinin dalgalanmalar gösteren piyasa koşullarına uyum sağlayarak başarılı olabilmesi için işletmelerde muhasebe kayıtlarının standartlara uygun biçimde tutulması bir gerekliliktir. Muhasebe kayıtlarının bulunmadığı tarım işletmelerinde planlama ve öngörme faaliyetlerinin başarıya ulaşabilmesi olası değildir. Diğer bir ifadeyle; tarım işletmesinden elde edilen gelirin hangi faaliyetlerden kaynaklandığı, söz konusu gelirin elde edilebilmesi için ne kadar maliyete katlanıldığı ve oluşabilecek kar/zararın nerelerden kaynaklandığını belirlemenin tek yolu, muhasebe kayıtlarının gerektiği biçimde tutulmasıdır.

Tarım işletmeleri kendine has özellikleri itibariyle muhasebeleştirme sürecinde farklılıklar göstermektedir. Tüm sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de işletmelerin faaliyet sonuçlarının başarıya ulaşmasını sağlayabilmek adına muhasebe kayıtlarının, bu süreçte kullanılan belgelerin ve muhasebeleştirmenin uluslararası standartlara uygun bir biçimde gerçekleştirilmesi önemlidir.

Günümüzde küresel ve ulusal tarım borsaları ile Sermaye Piyasaları birbiriyle bağlantılı biçimde çalışmakta ve bu bağlamda küresel pazarın hizmetinde yer almaktadır. Bu durum ekonomilerin ve dolayısıyla işletmelerin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve müşteri memnuniyetini sağlayacak seviyede kaliteli ürünlerin ve ürün çeşitliliğinin düşük maliyetlerle üretilmesini zorunlu kılmaktadır.

Nitekim bunun gerçekleştirilebilmesi için üretim faaliyetlerinin de muhasebe kayıtlarını esas alarak düzenlenmesi gerekmektedir.

Tarım işletmelerindeki finansal olaylar muhasebeleştirme sürecinde belgeler ile temsil edilmesine karşın (Doğan, 2004: 147-150):

• Tarım işletmecisi, aile fertleri ve işçiler bu işletmede çalışmakta olup, işletmenin ürettiği ürünleri de kısmen tüketmektedir. Bu bağlamda işletmedeki öz tüketiminde göz önünde bulundurulması elde edilecek hesaplamaların doğruluğunu tayin edecektir.

• Bitkisel ve hayvansal üretimin bir arada yapıldığı veya çok çeşitli tarım ürünlerinin üretildiği işletmelerde kullanılan ham madde ve malzemenin (gübre, ilaç, yakıt, işçilik vb.) hangi ürünün üretiminde kullanıldığını belirlemek oldukça zor bir durumdur. Bunun sebebi; ürün bazında kullanılan girdilerin özenli bir biçimde kayıt edilmemesi ya da hiçbir kaydın bulunmamasıdır. Bu sorunu aşabilmek için, üretimde bulunan kişilerle yüz yüze görüşme sonucunda bir araştırmanın yapılması veya maliyet muhasebesinin ön gördüğü yaklaşımların kullanılması gerekmektedir.

• Tarım işletmelerinde istihdam edilen işçi ve kiralanan makine ücretlerinin hesaplanmasında ayni ödeme (ücret bedeli olarak ürün verilmesi) ya da makine kirasına makineyi kullanan kişin ücretlerinin de eklenmesi tarım ürünlerindeki maliyetlerin değerlendirilmesini etkilemektedir.

• Tarım işletmelerinde, mevsimsellik egemendir. Bu bakımdan ekim, bakım, hasat gibi işlemler iklimsel öğelerden etkilenmektedir. Ayrıca bu etkenler risk ve belirsizlikleri bünyesinde barındırarak mevsimsel öğelerin maliyet değişkenleri üzerinde dalgalanmalar oluşturmasını tetikleyecektir.

• Tarım işletmelerinde belge düzeninin ve otomasyon sistemlerinin kullanımının yaygınlaşmaması, işletme sahipleri ve çalışanların eğitim seviyesinin yeterli seviyede olmaması ve özellikle ürün bazında maliyetlerin hesaplanmaması ya da kayıt düzeninin gerçeği tam olarak yansıtmaması önemli bir sorundur.

• Tarımsal üretimde kullanılan girdilerinin bir kısmının (kimyasal gübre vb.) bir defaya özel olarak toplu bir biçimde alınması, gelirin ise genelde bir defada elde edilmesi, üretim döneminin uzun olması gibi nedenler; ürün değeri ve gelir açısından değerlendirildiğinde, enflasyon etkeni göz önünde bulundurulmadığı için ürün maliyetlerinin gerçeği yansıtmaktan uzaklaşmasına neden olmaktadır.

• Bununla birlikte bitkisel üretimde gübre önemli bir maliyet kalemi olup, gübrenin araziye taşınması, kullanımı ve ilgili üretim döneminde kullanılan gübrenin ne kadarının ürünle ilişkili olduğunu belirlemek oldukça zordur. Günümüzde yoğun olarak kullanılan damla sulama yönteminde gübrelemenin sulama uygulamalarıyla birlikte gerçekleşmesi maliyetlerin bölümlendirilmesinde sorun oluşturmaktadır. Dolayısıyla maliyetlerin ayrıştırılması oldukça zor bir iştir (Açıl, 1977: 21).

• Bitkisel üretimde tek yıllık bitkiler 6-12 aylık dönemi kapsamaktayken çok yıllık bitkilerde tesis süresi (verime yatma süresi) yıllar sürebilmektedir. Nitekim tesis

süresi 13 yıl olan antepfıstığı gibi meyvelere yapılan giderlerin yüksek enflasyonun bulunduğu dönemlerde gerçeği yansıtabilmesi oldukça zordur (Kıral vd., 1999: 11).

Tüm bu önermeler göz önünde bulundurulduğunda tarımsal faaliyetlerin muhasebe sürecinde yer alması oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu bağlamda bir tarım işletmesinin muhasebeleştirme sürecinin gereklerini sağlayacak bir biçimde ele alınması oldukça güç bir durumdur.

Tarımsal üretim genel anlamda bitkisel ve hayvansal üretim olmak üzere iki ana kategoride incelenmektedir. Bitkisel üretim içerisinde önemli bir yer edinen bahçe bitkileri çok yıllık bitkiler (bazı sebzeler, meyveler ve asma) ve tek yıllık bitkilerin (sebze ve bazı meyveler) üretimini içermektedir. Bitkisel üretimde maliyet hesabı, ürünün tek yıllık ve çok yıllık bitki olma özelliğine göre farklılaşmaktadır. Çok yıllık bitkilerde ürünlerin elde edileceği süreye kadar geçen bir tesis dönemi bulunmaktadır. Tesis dönemi, özellikle meyvelerde; ürüne, ürün çeşidine, kök ve gövde (anaç) yapısına göre değişkenlik göstermektedir.

Bununla birlikte uzmanlaşmış işletmeler dışında tarımsal üretim faaliyetlerinin karışık olarak sürdürülmesi faaliyetler hakkında ayrıntılı bilgi elde edilebilmesini engellemektedir. Ayrıca tarımsal faaliyetlerden bazıları (meyvecilik ve sebzecilik gibi) yılın belli bir döneminde gerçekleştirilmekte olup, bazı dönemlerde (hasat sonundan bakım dönemine kadar) ise herhangi bir faaliyet gerçekleştirme gereği bulunmamaktadır. Derin sürüm, gübreleme ve drenaj gibi bazı giderlerin birden fazla hesap dönemi içerisinde fayda sağlaması açısından ilgili giderlerin hangi oranda ilgili hesap dönemine yansıtılacağının da belirlenmesi gerekmektedir (Aktuğlu, 1972: 42).