• Sonuç bulunamadı

Tanzimat Meşrutiyet Döneminin Karikatür Seyr

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. CUMHURİYET ÖNCESİ KARİKATÜR VE AKBABA DERGİSİ

3.1. Tanzimat Meşrutiyet Döneminin Karikatür Seyr

Türk karikatürünün kökleri nerelere dayanır? Tabiî ki tezin daha anlaşılır ve yararlı olabilmesi ise kısa da olsa genel hatlarıyla bu soruya açıklık getirilmesi önemlidir. Köken sorusu, en yalın anlamda incelediğimiz Türkiye siyaseti ve karikatür konusunda açıklık getirmemiz gereken başlıklardan biridir.

1870’lerden bu yana karikatürün genel anlamda Fransız karikatürünün etkisinde olduğu söylenmektedir. Bazı yazarlar ise kaynak olarak 15. Yüzyılda Siyah Kalem’i, Karagöz motif ve minyatürlerini göstermektedir. Halk resimleri olarak kabul edilen karikatürleri de bu oluşuma dahil etmek mümkündür. “Halk resimleri çoğu kez dinin koyduğu yasakların dışına çıkmıştır. Bunlar bazen duvarlara yapılmıştır, bazen de tahtaya, taşa ve kağıda… Halk resimlerinde ise Minelaşk, Hazreti Ali, Şah İsmail, Hazreti Peygamberin atı Burak, Nasrettin Hoca, Mahi Varaka, Gülşah, Hikaye-i Şapur Çelebi, Kerem ile Aslı Hüsrev ile Gülşah, Ferhat ile Şirin, Ali ile Zülfikar, Mevlana sikkeleri ve resimleri, Koloğlu, Seyfelmülük, Bektaşi fıkraları gibi masallar, hikayeler… bunlar kahvelere asılıyor ya da kitapları süslüyordu” (Topuz; 1997: 208). Bu tür resimleri içeren en önemli yapıt ise

Davetname’ dir. 15. Yüzyılın sonlarına doğru çıkan ve burada yer alan resimler ilk karikatür örnekleri sayılabilir. Karikatürün ilk öğesi olarak abartılı davranış ve figürleri burada da görebilmekteyiz.

Turgut Çeviker ise ilk karikatürün 1867’de İstanbul’da çıkan İstanbul adlı dergi biçiminde bir gazetede yayımlandığını ifade eder. 1869’da ise Teodor Kasap’ın yayımladığı Türkçe Diyojen çıkıyor. Diyojen’ de yayınlanan ilk karikatür cumhuriyet dönemi boyunca ilk Türk karikatürü olarak sunulur. Bu karikatür Batı ve Doğu giysilerini kuşanmış uzun kulaklı bir adamdan oluşan karikatürdür. Bu karikatürize edilmiş yüz ise Teodar Kasap’ın eleştirdiği o zamanın gazeteci, yayıncı, milletvekili aynı zamanda başyazar Garabet Panosyan’dır ( Çeviker; 1986: 22). Diyojen, ele aldığı konu ve eleştiri yayınlarıyla Türk basın gülmecesinin temellerini atmış olup tüm bunlar devlet işlerine yönelik olduğu için hoşgörü ile bakılmamıştır. Ve devlet adamları ile karikatür arasındaki çekişme de Diyojen’ le başladı denilebilir. Ancak o dönemde padişah yergiye hiç hoşgörü ile bakmadığı için Diyojen ve Hayal gibi gülmece gazetelerine sansür koyulmuş ve pek çok bildiri ile yeni mizah gazetelerinin çıkarılması ve siyasal gazetelerde eleştiri yapılması yasaklanmıştır.

1876’da 2. Abdülhamid’ in padişah olmasıyla durumların değiştiği pek söylenemez. “2. Abdülhamit’in baskı yönetimi, iki suikast girişimiyle temellendirilmiştir. İlki 5. Murat’ı yeniden tahta geçirmeyi amaçlayan Ali Suavi’nin Çırağan Vakası; diğeri ise Kleantın Skalyeri- Aziz Bey komitesince düzenlenmiştir. 2. Abdülhamit’in kuşkucu kişiliğiyle birleşen bu olaylar, karanlık bir baskı yönetimini kurmaya yetmiştir. Özel mahkemeler, sorgular ve tutuklamalar ülkede derin bir terör havası estirir” (Çeviker; 1986: 269). İşte bu süreçte öncüleri Genç Osmanlılar olan Jön Türkler diye anılan örgütlü aydınlar özünde Osmanlıcılık olan ulusu kurtarma amaçlarına uygun olarak belli hedefler üzerinde çalışmaktadırlar. Jön Türklerin 2. Abdülhamit’i devirip parlamenter rejime geçilebilmesi için silahlı direniş, grev, pasif direniş ve genel bir ayaklanma için çeşitli çabalar içine girme sonuçlarından sonra İstibdat döneminde mizah dergilerinin yasaklanmasıyla karikatür, Jön Türkler’ le birlikte sürgüne çıkmıştır. Bu süreçte Jön Türklerin yurt dışında çıkardığı Hayal (Londra, 1895), Hamidiye (Londra, ?), Beberubi (Cenevre,

1898), Pinti (Kahire, 1898), Davul (?, 1900), Dolap (Folkestone, 1900), Tokmak (Cenevre, 1901), Curcuna (Mısır, 1906) dergilerinin amacı 2. Abdülhamid ve yönetimi ve ülkeyi parçalamak ve paylaşmak isteyen büyük devletlerdir (Çeviker; 1986: 272).

Abdülhamid’ in düşürülüp 2. Meşrutiyetin ilanı ise gülmece gazete ve dergileri için rahat nefes aldıran bir dönemeç olmuştur. Davul, Dalkavuk, Karagöz, Eşek, Kalem, Cem gibi çokça karikatür dergi ve gazetelerinin çıkarılması aynı zamanda sınırsız özgürlük alanını ifade etmektedir. “1908 yılı, mizahımız için bir dönüm noktası sayılabilir. Çünkü bu yıldan sonra mizahımızda partilerin etkileri, Batı anlamında mizah dergileri ve mizah eserleri gittikçe artacak, yazılı mizah yaygınlaşacak, buna karşılık geleneksel Osmanlı mizah örnekleri sönmeye başlayacaktır. Bu tarihten sonraki mizah olaylarını adım adım izlememiz gerekecek. Çünkü boy veren yeni mizah eğilimi bütünüyle Cumhuriyet mizahını etkileyecek, onun ilk kadrolarını hazırlamış olacaktır” (Öngören; 1998: 64- 65).

2. Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle birlikte 1878’de yürürlükten kaldırılan Kanun-i Esasi, yeniden gündeme gelir. Basının özgürlüğüne kavuşması, pek çok dergi ve gazetenin yayın hakkını geri alması gibi gelişmeler yaşanmıştır. “1908- 1918 yıllarında çıkan mizah yayınlarını, dört bölümde toplayabiliriz:

a- Geleneksel Mizah Dergi ve Gazeteleri: Karagöz (1908), Nekregu (1908), Zuhuri (1908), Tasvir_i Hayal (1908), Hacıvat (1908), İbiş (1909), Geveze (1908), Nekregü ile Pşekar (1909), Eşref (1909), Hayal-i Cedir (1910), Cadaloz (1911), Baba Himmet( 1911), Köylü (1913), Feylesof (1914), Nasrettin Hoca (tarihsiz), vb.

b- Batılı Modern Mizah ve Gazeteleri: Kalem (1908), Cem (1912), Boşboğaz ile Güllabi (1908), Dalkavuk (1908), Davul (1908), Laklak (1909), Kartal (1909), Kara Sinan (1911), Karikatür (1914), Hande (1916), Diken (1918), vb.

c- Eşek Tipi Mizah Dergi ve Gazeteleri: Eşek (1910), Kibar (1910), Alafranga (1910), El Malum (1910), Eşek/2 (1912), Yuha (tarihsiz)” (Çeviker; 1988: 17- 22).

Turgut Çeviker’ in önemli ve değerli kaynağı Türk Karikatürü’nde sunduğu bu sınıflandırma biçimi dergilerin modeline uygun olarak yapılmış ve kısaca bunun hakkında bilgilendirme yapacak olursak: Geleneksel Mizah Dergilerinin ilk modeli

Tanzimat Döneminde temelleri atılan Diyojen (1870) ve Hayal (1873) mizah dergileridir. Geleneksel seyirlik durumlarının yansıması niteliğinde olan bu dergiler, daha çok özgürlük duygusunu dile getirerek 2. Abdulhamid döneminin yönetim biçimine, hafiyelere (devletin memuru, şimdiki anlamıyla gizli ajan) saldırır. Bu noktada dikkate değer bir şey vardır ki bu da dönemin mizah dergilerinin amaç ya da içeriklerinin siyasi ortamla alakalı olup bunun için seslenmeleridir.

2. sınırlandırma olarak Batılı Modern Mizah Dergileri. Bu bölümün baş dergisi ise Kalem’ dir. Yapılan devrime karşılık karikatürde yapılan devrimi ise Kalem gerçekleştirmiştir. Öncelikle şunu belirtmek gerekir k Tanzimat ve İstibdat dönemindeki dergiler çizgileri resim olarak anmışlardır. Kalem dergisiyle birlikte - karikatür- nitelemesi ilk defa yapılmış ve tanımlama çabaları başlamıştır. “Karikatür nedir? Anlayalım. Sanat değeri olanları –ki bizim demek istediğimiz asıl karikatürler iki kısımdır. Biri, bedenimizin sakatlığını ve kabalığını göze çarpıcı bir garip açıklıkla resmeder. Bunlar güldürücü bir fantezi, kızgınlığı çekmeyen bir şaka yerine geçer. Öbürü, insanın ahlak ve ilişkileriyle manevi bozukluklarını gösterir. İşte bu zalimdir. Onda yıkıcı bir alay, intikam alıcı bir yergi vardır. Böyle bir eleştiriyi herkese aşılayan şeyler –güzel olursa- hiç unutulmayacağından, tasvir ettiği bir siyasi ve sosyal olayın, bir resmi kişinin ta ruhunun derinliklerinde sakladığı gizli şeyleri gösterir, çirkin, zararlı, güzel, yararlı her ne varsa hepsini gösterdiğinden büyük bir çıkar sağlamış olur” (Çeviker; 1988: 21).

Ramiz Cem’in Cem dergisinde yazmış olduğu yorum ise şu şekildedir: “Karikatür!.. Kapsamı Geniş, büyük bir sözcük! Güldürmek için biraz yarı şaşı baktırılan bir göz, biraz büyüleyen bir buruncuk, biraz sırıttırılan bir ağız, yanpiri çiziliverilen bir çizgi, kimileyin bir kızgınlık yaratır. Melek bir düşünceyi, iffet bir düşmanlık biçimine sokar. (…) Karikatür; nükte, anıştırma, mazmun gibi edebiyat sanatından sayılır. Bu kanıtlarla edep alanında, hem yalnız edep alanında uçması gerekir. (…) Karikatür hiçbir zaman kötü düşünmez, hep tuhaf düşünür (…)” (Çeviker; 1988: 21).

Yapılan tanımlama ve yahut çıkarımlar Batı kültüründen etkilenme biçiminde olabilir mi bu noktada hayır cevabı verebilmek yanlış olacaktır. Dönemin yazar kesimi genel anlamda batıyı kaynak aldığından karikatürün bugünkü nitelemelerine

benzer olması olağan olabilir. Siyasi karikatür adının o günlerde söylenmemesi onun yapılmadığı anlamına gelmiyor. Nitekim eklerimizde sunduğumuz görsel kaynaklarımız bize karikatür dergi ve gazetelerinin yaşayan tarih olduğunu gösterir.

3. sınıflandırma olarak Eşek tipi mizah dergileri. Sert ve daha çok kaba yergileri Eşek dergisiyle görebilmek mümkün olmuştur. Şöyle ki Eşek tipi yayınlarda biçimden daha çok içerik değişmekte ve daha çok felsefe yapılmaktadır. Kinayenin çokça bulunduğu dergiler olarak da kabul edebiliriz.

Bahsettiğimiz mizah yayınlarından her birinin amacı farklı olmakla beraber genel hatlarıyla ele aldığımızda kadın erkek ilişkilerinden Abdülhamit’e kadar çeşitli siyasi toplumsal ve ekonomik sorunlar üzerinde savaş aracı görevi üstlenmiştir. Dönemin karikatürleri aynı zamanda savaşlar sürerken ordunun ve halkın moralini yüksek tutmayı da üstlenmiştir. Özgürlük çabaları bu dönemde vazgeçilmeyen genel amaç olarak yine karşımıza çıkmaktadır. İşçi-işveren, toprak işçisi-ağa ve grev olguları yine ele alınan konular olmuştur.

Burada kritik bir çıkarım şudur –ki tezin ileriki başlıklarında bunu daha iyi anlayacağız – değişen dönemsel nitelemeler haricinde genel başkaldırı ya da eleştirilen konular başlıklar aynıdır. İktidar her dönemde iktidar, halk her dönemde halktır. Çıkar ilişkileri ile birlikte savaş verilen, duyurulmaya çalışılan ses yankısı aynıdır. Tabiî ki burada değişimin aynılığından bahsetmiyoruz. Değişkenlerin genel hatlardaki durumu ise bu noktada bahsetmek istediğimiz mevzudur.

Böylelikle açıklayıcı olması temenni edilerek genel hatlarıyla ele almaya çalıştığımız Meşrutiyet Dönemi sürecinin Türkiye’de Karikatür tarihi açısında ne kadar öneme sahip olduğunu çıkarabiliriz. Hem yazar kesimiyle hem de ortaya konulan karikatür mecmualarıyla karikatür toplumsal zeminini oturtmayı başarmıştır.

Benzer Belgeler