• Sonuç bulunamadı

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4. AKBABA YAYIN HAYATI VE TÜRKİYE SİYASAL HAYAT

4.3.4. Basın Özgürlüğü

-Vurun kahpeye!..

Resim 41: Akbaba/ 14.01.1954/ sayı: 96, sayfa 6.

Demokrat Parti döneminde dikkati çeken en önemli şeylerden biri basın özgürlüğe dairdir. Bu konuda Akbaba’da yer alan karikatür ve yazılara da yer verilmiştir. Bu dönemlerde bu konuyla alakalı pek çok olayda yaşanmıştır:

“Aralık 1953, Chp’ nin Ulus Gazetesi’ne el konuldu. 8 Mart 1954, basını sıkı kontrol altına alan ve cezaları yükselten Basın Kanunu kabul edildi. Hakaret suçuyla yargılananlara iddialarını mahkemede ispat hakkı tanınması isteği reddedildi.7 Ağustos 1954, Millet Gazetesi sahibi Fuat Arna bir yazısında Adnan Menderes’e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı. 18 Ağustos 1954, Millet Gazetesi yazarı Nurettin Ardıçoğlu ve Yazı İşleri Müdürü Hüsnü Söylemezoğlu 7’şer ay hapis cezasına çarptırıldılar. 28 Ağustos 1954, Emekli General Sadık Aldoğan, adliyenin manevi şahsiyetine hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı. 23 Eylül 1954, Yeni

Ulus’taki yazıları nedeniyle Hüseyin Cahit Yalçın, Cemal Sağlam ve İbrahim Cüceoğlu hapis, Nihat Erim ise para cezasına çarptırıldılar. 1 Aralık 1954 Hüseyin Cahit Yalçın, hükümetin manevi kişiliğini tahkir ettiği gerekçesiyle 26 ay hapse mahkum oldu ve 79 yaşında hapse girdi. 20 Mayıs 1955, Akis Dergisi yazarı Cüneyt Arcayürek tutuklandı. 23 Haziran 1955, Cüneyt Arcayürek, ‘Hükümetin nüfuzunu kıracak neşriyat yapma ve suçunu ısrarla sürdürme ihtimali bulunmasından dolayı’ 6 ay hapse mahkum oldu. 16 Eylül 1955, İzmir’de Sabah Postası Gazetesi kapatıldı, başyazarı ve Yazı İşleri Müdürü Orhan Rahmi Gökçe tutuklandı. 19 Eylül 1955, Muhalif yayınlarından dolayı Ankara Ulus Gazetesi süresiz, Hergün Hürriyet ve Tercüman gazeteleri ise 15 gün süreyle kapatıldı. 2 Mart 1956, Şinasi Nahit Berker, Cumhurbaşkanı’na hakaretten 1 yıla mahkum oldu. 29 Nisan 1956, Gazeteciler Oktay Ekşi, Hikmet Tanılhan, Altan Öymen, Aydın Köker ve Seyfettin Turhan, Ankara’da götürüldükleri karakolda hakarete uğradılar. 7 Haziran 1956, DP2nin hazırladığı yeni Basın Kanunu kabul edildi. Hürriyet Partisi adına konuşan Turan Güneş, ‘Bu kanunla değil basın özgürlüğü, basın bile kalmayacak’ dedi. 9 Haziran Halk Gazetesi kapatıldı. 11 Şubat 1957, İnönü’nün damadı ve Akis Dergisi başyazarı Metin Toker tutuklanarak cezaevine koyuldu. 6 Temmuz 1957, Türkiye Gazeteciler Sendikası, hükümet kararıyla bir süre için kapatıldı” (Altaylı; 16.03.2011). 1960 Darbenin nasıl oluştuğu ve neden olduğu noktalardan birini de böylelikle açıklamış olmaktayız. Basını durdurma ya da müdahale olayları paylaştığımız olaylarla son bulmamıştır. 1960 ve sonrasında da devam etmiştir. 1960’ta yaşanan olaylardan bazılarını da paylaşalım: “ 12 Nisan 1960, Demokrat Parti Grubu, yayımladığı bir bildiriyle CHP’yi Silahlı ve tertipli ayaklanmalar hazırlanmakla ve bir kısım basını da yalan ve çarpıtılmış haberlerle bu ayaklanmayı desteklemekle’ suçladı. 28 Nisan 1960, TBMM görüşmelerini haber yapan tüm gazeteler toplatıldı. İstanbul Üniversitesi 1 ay süreyle kapatıldı. 30 Nisan 1960, Ali Ulvi’nin bir karikatürü nedeniyle Cumhuriyet Gazetesi 10 gün süreyle kapatıldı. 22 Mayıs 1960, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı, haberleşmeye sansür ve sınırlama getirildiğini açıkladı. 5 kişinin bir araya gelerek dolaşması yasaklandı” (Altaylı; 17.03.2011).

İnönü nutkunda basın hürriyeti konusunda geniş yer ayırmıştır. Ve şunları ifade etmişti: “Mevzuatın hiçbir memlekette görülmemiş derecede ağır olduğunu

söyleyerek devam eder, idari müdahaleler kanun önünde hesap vermek mecburiyeti olmayan bir takdirle basın hayatını ezmektedir. Bugün vazifesini gören idealist insanlar, basının haysiyetini ve demokratik rejime inanmakta ve sebat edenlerin güvenini koruyorlar. 1945’ten beri yaptığımız tecrubede basın hürriyetine alışmak, bütün zorlukları yenerek mümkün olmuştur. Basının yeniden baskı devrine sürülmesi, memleketin siyasi tekamülü ve milletin yükselmesi için çok hüzün ve ıstırap vesili bir dert olmuştur. DP Genle Başkanının şerefli basına reva gördüğü ve vatandaş haysiyetine saygı düşünmeyen radyonun tecavüzleri, aslında hür fikirli basına karşı maddi kuvvetlerin azca düşmüş olduklarını gösteriyor. Basın hürriyetinin kesin zaferi bir avuç şerefli idealistin fedakarlığı ile emniyete alınmaktadır. Bu konuda geçilen yolun son dayanma merhalesini aşıyoruz” (Milliyet;1958: 5).

4.3.5. 1954 Seçimleri – -Genel Seçim-

İhtiyar melek—kanatlarımı veeer!

Resim 43: Akbaba/ 18.03.1954/ sayı: 105, sayfa:1.

Resim 45: Akbaba/ 01.04.1954/sayı: 107, sayfa: 3.

2 Mayıs 1954’te yapılan genel seçimlerle Demokrat Parti 64 ilin 60’ında yapılan oylamayı kazanarak hükümete geçmiştir. Akbaba ‘da seçimlere ait pek çok yazı ve karikatür paylaşılmış kapanma tehlikesinden sonra bir şekilde tarafsız karikatürleri tercih etmeye başlamıştır. Bu anlamda eleştirel tutum sergilenmeye çalışılmıştır.

Milliyet arşivinden seçim sonrasında yayınlanan gazetede baş sayfasındaki yazıda buna örnektir: “1950 seçimleriyle Türk milleti Halk Partisini iktidardan atmıştı. Bu sefer 1954 seçimlerinin neticesiyle denebilir ki millet, Halk Partisinin yeniden iktidara getirmek şöyle dursun, onu muhalefet partisi olarak da tasfiye etmiştir. Seçimlerin neticesi açıktır: millet, Halk Partisini ne iktidar olarak ne muhalefet olarak istememektedir. Sebep? Sebep şudur; 1950 seçimlerini kaybeden Halk Partisi daha doğrusu Halk Partisinin sabık milli şefi ve müridleri, hele Atatürk’ün ölümünden sonra adeta pöstekisini çıkarttıkları bir iktidarı 1950’de milletin iradesine rağmen, birkaç yıl için olsun muvakkaten olsun millete bırakmaya

gönül rızası göstermemişlerdi. Ömürleri boyunca ısıttıkları devlet sandalyalarının biraz hava almasını bir parça beklemeyi, milletin biraz başını dinlemesini ve kendilerinin de bir miktar kendilerine gelmelerini kabul etmemişlerdir.

Memleket bir çiftlik ve kendileri sanki çiftliğin ağaları imişler gibi: Bu memleketi ben sokakta bulmadım! Tarzında tasarruf ifade eden müfreli mütekellim tavırdan vazgeçmemişlerdir. İdrak edilmesi gereken ve seçimlerden çıkarılması icap eden mana nedir? Mana şudur; Halk Partisinin tarihi misyonu bitmiştir. Bu millet onu iktidarda da, muhalefet de istemiyor. Fakat bu Türk Milletinin muhalefet istemediği manasına gelmez. Türk milletinin istediği muhalefet şartları vardır. Bu muhalefet teknik muhalefet, edepli muhalefet, samimi muhalefet, dürüst muhalefettir”(Karacan; 1954: 1).

—sen kimsin? —muhalefet… —işitmiyorum!..

Resim 47: Akbaba/ 01.07.1954/ sayı: 120, sayfa: 1.

4.3.6. 1957 Seçimleri – Muhalefetin Birleşmesi

1956 başlarında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Hürriyet Partisi (HP) ve Millet Partisi (CMP) ile iktidara karşı işbirliği yapılması konusunda görüşmelere başladı. Ve 12. CHP Kurultayı’nda CHP iktidara geldiğinde temel hedefin demokratik bir düzenin kurulması oldu. DP iktidarına karşı ortak mücadele çabaları böylelikle kuruldu. “27 Mayıs 1957’de yapılan seçimlerde DP oyların %48’ini alarak 424 milletvekili çıkarırken, oyların %52’sini alan muhalefet ancak 188 (CHP 178, CMP ve HP 4’er, bağımsız 2) milletvekili kazanabildi. Bu nedenle ‘azınlık iktidarı’

olarak adlandırılan dönem, 27 Mayıs ihtilaline kadar sürdü” (Ertuğrul; 2009;92). Dergide gündemle alakalı olarak çokça karikatür yer almıştır. En manidar ve iktidar –muhalefet çatışmasında her yöntemi kullanma stratejisi uygulayan partiler bu noktada birleşerek güç sağlayabilmişlerdi.

Millet Partisi ile Hürriyet Partisi seçimlerde beraber yürüyeceklermiş,

-yürüyelim arkadaşlar!.. -Peki ama kim kime ayak uyduracak?..

Seçim arefesinde: - galiba bizi kurban edecekler!..

Resim 49: Akbaba/3.07.1957/ sayı: 277, sayfa:1.

Benzer Belgeler