• Sonuç bulunamadı

endişesi ile hareket etmektedir.277 İran Azerbaycan’la arasında tartışma konusu olan Alov-Araz-Şerg petrol sahaları konusunda iddia edilen sınırlar kapsamında ciddi gerginlikler yaşamakta olup henüz çözüm bulunmamıştır. Aslında Basra Körfezi’nde sahip olduğu zengin kaynaklar dolayısıyla Hazar’a ihtiyacı olmayan İran, bölgede ABD ve batılı devletlerin faaliyetlerinden duyduğu rahatsızlığı (% 20’lik bir oran gibi bütün devletlerce kabul görmeyecek taleplerle) dile getirerek statü sorununun çözülmesini sürüncemede bırakmaktadır.278 Sonuç olarak İran’ın Hazar için ileri sürdüğü gerek condominium gerek beş eşit parçaya bölünme (% 20’lik paylaşım) teklifinin kıyıdaş devletlerce kabul görmesi bugün için pek mümkün görülmemektedir.

uygun olarak yapılması gerektiğini, kıyıdaş ülkelerin Hazar’ın kendi sektörlerinde kalan alanlarında deniz tabanı, su kütlesi ve su yüzeyinde doğal kaynakları münhasıran kullanmakta serbest olması gerektiğini öne sürmüştür.281 Türkmenistan bununla nispeten Azerbaycan’ın görüşüne yaklaşmıştır.

1997’de Türkmenistan, Azerbaycan’a ait olan Azeri ve Çırağ petrol sahaları üzerinde keşif yapılması sonrasında bahsi geçen yataklara ilişkin hak iddia etmiş ve Türkmenistan Cumhurbaşkanı söz konusu petrol sahalarının Azerbaycan tarafından konulan ismini değiştirerek Hazar ve Osman gibi Türkmence kökenli isimler vermiştir.282 Tartışma konusu olan bu sahalar 45 millik kıyı şeridinden daha ilerde olduğu için Türkmenistan’ın daha önceki tutumundan vazgeçerek Hazar’ın fiilen ulusal sektörlere bölünmesini desteklediği görülmüştür. Azerbaycan’la aynı tezi savunmaya başlayan Türkmenistan, 1998 yılında önemli petrol sahalarının bulunduğu bu alanda orta hat boyunca anlaşmaya varmış, fakat söz konusu hattın sınırlarının nereden geçeceği konusunda uzlaşamamıştır.283 Türkmenistan, Azerbaycan’ın Apşeron Yarımadası’yla Hazar’ın içerilerine dâhil olduğunu ve bu yüzden Azerbaycan ile arasında orta hatta göre paylaşım yapılırken Apşeron Yarımadası’nın dikkate alınmaması gerektiğini savunmuştur.

Ayrıca Türkmenistan kıyılarından 104 km uzaklıkta bulunan Kepez (Azerbaycan)/Serdar (Türkmenistan) petrol sahası üzerindeki egemenlik iddiasından da vazgeçmiş değildir.284 Aynı şekilde yukarıda içeriği anlatıldığı üzere Şubat 1997’de Kazakistan ve Türkmenistan, Hazar’da kıyıdaş devletler yeni bir statü üzerinde

281 ÇOLAKOĞLU, s. 112-113.

282 OĞAN, 2001, s. 170.

283 BAHGAT, Gawdat: “Prospects for Energy Cooperation in the Caspian Sea”, Communist and Post-Communist Studies, Science Direct, 40 (2007), s. 164-165; TERZİOĞLU, s. 42.

284 ÇOLAKOĞLU, s. 113; ABDULLAYEV, 1999, s. 280.

anlaşıncaya kadar Sovyet döneminde yapılan bölümlere dayalı285 orta hat ilkesi ile Hazar’ı sektörlere bölmek için mutabakata varmışlar, fakat orta hattın güzergâhını bir antlaşma ile sonuçlandıramamışlardır.286 1997’nin sonlarında Türkmenistan kıta sahanlığında hidrokarbon aramak ve çıkarmak için uluslararası ihale açmıştır.

Türkmenistan’ın Hazar’a ilişkin çeşitli belgeleri kabul ettiği de görülmektedir. Hazar’a ilişkin karasuları genişliğini BMDHS’nin ilgili hükümleri gereğince 1993 yılında 12 mil olarak belirlemiş,287 Hazar’ın Türkmenistan kıyısındaki bazı liman ve körfezleri de Türkmenistan’ın içsuları olarak kabul edip (1982 BMDHS’ye uygun olarak) içsuları tespit etmenin usullerini göstermiştir. Böylece mevzuatında 1982 BMDHS hükümlerini çağrıştıran düzenlemeleri muhafaza etmiş ve orta hat ilkesine yaklaşmıştır.288 Her ne kadar Hazar’ın statüsü konusunda sabit bir politika izlemese de Türkmenistan’ın, Azerbaycan ve Kazakistan gibi kesin sınır çizgilerinin belirlenmesine, paylaşıma gidilmesine ve kendi sektörlerini yabancı yatırımcılara açmaya yönelik hassasiyetlerinin olduğunu söylemek mümkündür.

Türkmenistan’ın bu olaylardan sonra tekrar tutum değiştirdiği ve ortak kullanım ilkesini savunduğu görülmüştür. Nitekim Temmuz 1998’de Türkmenistan Cumhurbaşkanının Tahran ziyareti sırasında yayımlanan ortak bildiride, 1998 Rusya-Kazakistan anlaşması eleştirilmiştir. Bildiride, kıyıdaş devletler Hazar’ın statüsü ile ilgili ortak bir anlaşma yapana kadar İran ve SSCB arasında imzalanan 1921 ve 1940 tarihli

285 SSCB döneminde Hazar’ın milli sektörlere bölünmesi konusunda 1970 düzenlemesinden sonra, Azerbaycan sınırları içinde olan “Azeri” ve “Çırağ” yatakları konusunda ne Türkmenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, ne de daha sonra bağımsız olan Türkmenistan Cumhuriyeti'nin 1997’e kadar hiçbir itirazı olmamıştır. Dolayısıyla önemli kaynaklar keşfedildikten sonra bu yataklar hakkında itiraz hakkının da olmadığı ileri sürülmektedir. İSGANDAROV, s. 102.

286 Bkz. Joint Statement on Issues Relating to the Caspian Sea, Signed by the Presidents of Kazakstan and Turkmenistan in Almaty on 27 February 1997, 17 March 1997, s. 2-3. UN Doc. A/52/93.

287 HAFEZNİA/PİRDASHTİ/AHMADİPOUR, s. 183.

288 TERZİOĞLU, s. 43.

anlaşmaların geçerli olacağı, Hazar’da hem deniz tabanının hem su kütlesinin ortak kullanılması gerektiği, eğer bir paylaşım olacaksa da bütün devletlerin eşit pay alacağı (% 20 görüşü) ifade edilmiştir.289 Söz konusu açıklamalarla Türkmenistan, İran’ın görüşlerine yaklaşmıştır. Ayrıca bu dönemde Türkmenistan Devlet Başkanı, Hazar’da uluslararası hukuka uygun olarak kıyıdaş ülkelerin her birinin 12 millik karasuları ve 35 millik münhasır ekonomik bölgesinin bulunması, geri kalan bölgenin ise bütün kıyıdaş ülkelerin ortak kullanımında olması önerisinde bulunmuştur.290

Ancak daha sonra Türkmenistan ve Azerbaycan arasındaki sorunların aşılması sonucu, Kasım 1999 AGİT İstanbul Zirvesi’nde imzalanan anlaşmalarla Türkmenistan’ın, Azerbaycan ve Kazakistan ile ortak hareket ettiği ve benzer görüşleri (sektörel bölünmeye yönelik) paylaştığı izlenimi ortaya çıkmıştır.291 Fakat Hazar’a kıyıdaş devletler arasında yapılan Nisan 2002 görüşmelerinde Rusya, Kazakistan ve Azerbaycan orta hat boyunca deniz yatağının bölünmesi, deniz yüzeyinin ortak kullanılmasını savunmuş, Türkmenistan ise denizin paylaşılması ilkesini benimsenmekle birlikte bunun ne şekilde olacağı hususunda fikir ayrılığına düşmüştür. Buna karşın 2003 yılında, Hazar’ın kuzeyindeki üç devlete karşı bir ittifak içine giren İran ve Türkmenistan’ın, uluslararası hukukun ilke ve normlarına ve 1982 BMDHS’ye uygun olarak Hazar’ın güney sektöründe deniz yatağının taksiminde anlaştıkları ifade edilmiştir.

Söz konusu ilkelerin neyi içerdiği ifade edilmemekle birlikte, iki ülkenin her bir kıyıdaş

289 ÇOLAKOĞLU, s. 113; Bkz. Joint Statement of 8 July 1998 by the President of the Islamic Republic of Iran to the President of Turkmenistan, 2 October 1998, s. 2. UN Doc. A/53/453; İŞCAN, s. 84.

290 OĞAN, Sinan: “Yeni Global Oyun ve Hazar’ın Statüsü, Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analiz Merkezi-TÜRKSAM, 2005, <http://www.turksam.org/tr/makale-detay/601-yeni-global-oyun-ve-hazar-in-statusu> (Erişim Tarihi: 6.5.2018).

291 ABDULLAYEV, 1999, s. 281.

devletin Hazar’ın % 20’sine sahip olacakları beş eşit parçaya taksimden yola çıktıkları düşünülmektedir.292

Tüm bunlar sonucunda Hazar’ın güneyinde İran ve Türkmenistan’ın, kuzeyinde ise Rusya, Kazakistan ve Azerbaycan’ın bir ittifak içinde oldukları görülmektedir. Rusya, Kazakistan ve Azerbaycan’ın belli ölçüde anlaşmaya varması sonrasında Türkmenistan, Hazar’ın kuzeyinin bölünmeye başlaması ve Azerbaycan’la tartışmalı petrol yatakları mevzusunda bir ilerleme olmayacağını düşünmesi ile Azerbaycan’a karşı destek bulmak için İran’a yaklaşmıştır. Aslında Türkmenistan’ın sektörerel bölünmeye sıcak baktığını söylemek mümkündür. Türkmenistan Hazar’a ilişkin deniz veya göl olarak herhangi bir açıklamada da bulunmamıştır. Ancak şüphesiz ki doğal gazın en önemli ihraç kalemi olması sebebiyle statü sorunu konusunda en çok zarar gören ülke Türkmenistan olmuştur.

Sahip olduğu zengin kaynakları alternatif projelerle Batı pazarına aktarmayı İran ve Rusya rotasıyla yapabilecek olması ve Rusya ve İran’la çok yönlü ekonomik ilişkilerinin boyutu Türkmenistan’ın politikasının belirsizliğini açıklamada önem arz etmektedir.

Statü sorununun da çözülmesi ve kaynaklarının Batıya naklinde Hazar sularından yararlanması Türkmenistan’ı ekonomik olarak rahatlatacaktır. Zira statü sorununun çözüme kavuşması durumunda, Hazar geçişli projelerin gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu en kısa mesafenin, Azerbaycan ve Türkmenistan arasında bulunması da önem arz etmektedir.

292 TERZİOĞLU, s. 42.

II. SON DÖNEMDE SORUNUN ÇÖZÜMÜNE YÖNELİK YAPILAN ANLAŞMA VE GÖRÜŞMELER