• Sonuç bulunamadı

IV. BÖLGE DIŞI ÜLKELERİN VE TÜRKİYE’NİN HAZAR

sıra serbest pazar ekonomisi koşulları için gerekli olan, ticaret ve yatırım fonlarının bu ülkelere aktarılması sağlanmıştır.364 Ayrıca ABD, NATO’nun doğuya doğru genişleme politikası kapsamında bu ülkeleri NATO şemsiyesine bir şekilde entegre etmek amacıyla Barış İçin Ortaklık Projesini ortaya koymuş ve SSCB sonrası Hazar Cumhuriyetleri’ni dahil etmiştir.365 Aynı şekilde ABD bölgedeki donmuş çatışmaları çözmek, radikal İslam’ı dışarda tutmak366 ve Hazar’daki Müslüman ülkelerin İran’ı model almalarını engellemek istemektedir. ABD için, problemli olan veya etnik anlaşmazlıkların yaşandığı bu tür bölgelerde Rusya veya başka bir devletin müdahale riski daha fazla olacağından, bölgeyi istikrarlı halde tutmak önem arz etmektedir. ABD bölgede ortaya atılan yeni boru hattı projelerini (BTC, Trans Hazar) hem Avrupa’nın Rusya’ya bağımlığını azaltmak hem yeni devletlerin Rusya’dan bağımsız ekonomik ilişkilere sahip olmasını sağlamak için desteklemektedir. ABD’nin enerji bağımlılığı açısından doğrudan Rusya ve İran’la ilişkisi bulunmasa da doğal gaz bağımlısı olan AB ile güçlü ekonomik ve politik ilişkilerinin bulunması ayrıca Hazar bölgesi doğal gazıyla petrolünün tüketim ve taşınmasına talip olan Çin ve Hindistan’ın devam eden yükselişi ve bu ülkelerin uluslararası petrol ve doğal gaz piyasalarını tek başlarına etkileyebilecek konuma gelmeleri ABD’nin bölgedeki çıkarlarını dolaylı olarak etkilemektedir.367 Sonuç olarak

petrolleri ile ilgili konsorsiyumda liderliği İngilizlere kaptırmasına sebep olmuştur. 11 Eylül saldırıları sonrası Kafkasya’nın istikrarsızlaşmasının uluslararası güvenliğe ve kendi güvenliğine olumsuz etkileri olacağını düşünen ABD, bölgede söz sahibi olmak ve Azerbaycan’la ilişkileri düzeltmek adına bu engeli ortadan kaldırmıştır.

364 GÜRPINAR, B. Bulut/KESİCİ, Abdulkayyum: “Clinton’dan Bush’a ABD’nin Hazar Enerji Politikası”, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Sayı: 33, s. 167–190, Ekim 2005, s. 177.

365 Bkz. “The Partnership for Peace Programme”, NATO, <https://www.sto.nato.int/Pages/partnership-for-peace.aspx> , (Erişim Tarihi: 8.4.2018).

366 COFFEY, s. 3.

367 ÇETİN, Tamer: “Orta Asya ve Kafkaslar’da Enerjinin Politik Ekonomisi”, Enerji, Piyasa ve Düzenleme, Cilt:1, Sayı:1, 2010, s. 94-96.

son dönemde ABD, Hazar enerji kaynaklarının ihracat yollarının çeşitlendirilmesi, Türkiye üzerinden geçecek boru hattı projelerinin desteklenmesi, İran’a önemli miktarda siyasal, ekonomik ve stratejik kazanımlar sağlayacak projelerin bir şekilde engellenmesi, Amerikan şirketlerinin çıkarları doğrultusunda bölgedeki konsorsiyumların yeniden yapılandırılması gibi bölgeye yönelik çeşitli politikalar geliştirmiş ve Amerikan enerji şirketleri önemli yatırımlar yaparak büyük paylara sahip olmuştur.368 ABD söz konusu hedeflere ulaşmak için Kazakistan, Türkmenistan ve Azerbaycan’la çok yönlü ilişkilerini güçlü tutmakta ve bu ülkelerin çıkarına olacak tezleri destekleyerek yanında yer almaktadır.

Bölgedeki diğer önemli aktör Avrupa Birliği (AB-AB ülkeleri)’dir. AB’nin bölgeye dönük politikası ilk başta ekonomik yardımlar, serbest piyasa ekonomisi ve demokratik toplum sürecine geçişi desteklemek, yönetim yapılarının iyileştirilmesi ve bürokratik yapılanmanın reformu gibi danışmanlık alanlarında teknik destek vermekle başlamıştır. Fakat daha sonra AB en önemli ihtiyacı olan enerji için Türkmenistan, Kazakistan ve Azerbaycan’ın da dâhil olduğu 50 ülke ile Enerji Şartı Anlaşması imzalamış ve ilişkilerini bölge ile güçlü tutmaya çalışmıştır. Bununla enerji ticareti, şirketlerinin enerji yatırımları, transit konuları, anlaşmazlıkların çözümü ve enerji yeterliliği konusunda iş birliği alanlarında uluslararası kodifikasyonu gerçekleştirerek enerji sektöründe uzun dönemli bir iş birliği için hukuki çerçeve oluşturmuştur.369 Bu

368 Bkz. KISACIK, Sina: “ABD’nin Avrasya Enerji Politikası Bağlamında Azerbaycan ve Orta Asya Ülkeleriyle İlişkileri”, Uluslararası Politika Akademisi, 2013, <http://politikaakademisi.

org/2013/01/03/abdnin-avrasya-enerji-politikasi-baglaminda-azerbaycan-ve-orta-asya-ulkeleriyle-iliskileri/> (Erişim Tarihi: 10.4.2018); ABD'de, uluslararası enerji politikaları ve yatırımlarını biçimlendiren birden fazla güç merkezi ve bu merkezler içerisinde de farklı yaklaşımları vardır.

Uluslararası dev petrol şirketlerinin (Exxon-Mobil, BP-Amoco-ARCO, Chevron, Unokal, Conoco) yanı sıra; Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanları, Dışişleri Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Kongre ve düşünce kuruluşları buna ilişkin çalışmaları yürütmektedir. YAĞDIRAN, s. 80.

369 Bkz. “European Energy Charter”, EUR-Lex, <http://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=

LEGISSUM:l27028> (Erişim Tarihi: 10.4.2018); Enerji Şartı Anlaşması’nın amacını; enerji arzı

bakımdan AB’nin Hazar politikasının en önemli ayağı enerjiye olan bağımlılığa bağlı kaynak çeşitliliği ve enerji arz güvenliği konusudur. AB ülkeleri, tükettikleri toplam enerjinin % 53’ünü ithal etmektedirler. AB genelinde petrole bağımlılık yaklaşık % 90, doğal gaza bağımlılık % 66, katı yakıtlara bağımlılık % 42 ve nükleer enerjiye bağımlılık

% 40 seviyelerindedir.370 AB ülkelerinin doğal gazın % 39’unu, ham petrolün ise % 37’sini Rusya’dan ithal etmesi Rusya’ya olan bu bağımlılıktan kurtulmanın gerekli olduğunu ortaya koymuştur. Zira Ukrayna krizi sonrası enerjinin AB-Rusya arasında baskı aracı olarak kullanılması,371 Rusya’nın en büyük pazarı olan AB’yi rahatsız etmiştir. Bu durum yeni alternatif yollarla Hazar enerji kaynaklarına ulaşabilme ihtiyacını ve bu kaynakların ortak projelerle Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasının önemini ortaya koymuştur. Bu kapsamda Ülkelerarası Petrol ve Doğal Gaz Taşıma Programı ve Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Koridoru (TRECECA) gibi ulaşım projeleri AB’nin desteklediği diğer bölgesel politikalardır. 2007’de yürürlüğe giren AB ve Orta Asya Yeni İşbirliği İçin Strateji Belgesi ile siyasi diyalog ve insan hakları, eğitim, hukukun üstünlüğü, enerji ve ulaşım, çevre/su, sınır güvenliği, uyuşturucu ile mücadele, ticaret ve ekonomik ilişkilerde iş birliğini güçlendirme amaçlanmıştır.372 Ayrıca SSCB’nin

güvenliğinin artırılması, enerji üretimi, çevirimi, taşınması, depolanması, dağıtımı, iletimi ve kullanımındaki verimliliğin en yüksek seviyeye ulaştırılması, güvenliğin güçlendirilmesi ve çevresel sorunların en aza indirilmesi, yatırımların teşviki ve korunması, enerji ticaretinin serbestleştirilmesi, uluslararası ve ulusal sermaye piyasalarına erişme olarak sıralamak mümkündür. DEMİR, Esra: “Enerji Şartı Anlaşması”, T.C. Dışişleri Bakanlığı, <http://www.mfa.gov.tr/enerji-sarti-anlasmasi.tr.mfa>

(Erişim Tarihi: 8.4.2018).

370 Bkz. “AB’den Enerjide Yeni Açılım: Enerji Güvenliği 2020 Strateji Belgesi”, AB Haber Brüksel, Haziran 2014, <http://www.abhaber.com/ab-den-enerjide-yeni-acilim-enerji-guvenligi-2020-strateji-belgesi/> (Erişim Tarihi: 8.4.2018).

371 Bkz. “AB Ortak Enerji Politikası İzleyecek”, Deutsche Welle, 2015, <http://www.dw.com/tr/ab-ortak-enerji-politikas%C4%B1-izleyecek/a-18329140> (Erişim Tarihi: 8.4.2018).

372 Bkz. “Central Asia-EU Relations with Region”, EEAS, 2016, <https://eeas.europa.eu/headquarters/

headquarters-homepage/2068/central-asia_en> (Erişim Tarihi: 8.4.2018).

dağılmasıyla ortaya çıkan istikrarsızlık dalgasının önüne geçme girişimi, Hazar bölgesiyle komşu hale gelmesinin ardından Hazar kaynaklarının paylaşılmasıyla ilgili resmi tartışmalar ve bu kaynakların Avrupa’ya taşınması hususundaki uluslararası ve bölgesel rekabet, çok sayıda büyük ve köklü Avrupalı şirketin Hazar’daki faaliyetleri ve yatırımları,373 bölgedeki gevşek gümrük işlemleri, yasa dışı uyuşturucu ve silah ticareti, çevresel sorunlar Avrupa’nın önünde duran yeni güvenlik konuları olarak öne çıkmaktadır.374 Görüldüğü üzere AB ülkeleri Hazar bölgesiyle yakından ilgilenmekte, bölge devletleri ile çok yönlü ilişkiler geliştirmekte ve birliğin çıkarına olduğu sürece ilgili tezleri desteklemektedir.

Son olarak Hazar’a ilgisi olan bölge dışı ülkelerden Çin’i de incelemek faydalı olacaktır. Çin de Basra Körfezi’nin istikrarsızlaşması karşısında Hazar’daki enerji politikalarına dâhil olmak istemektedir. Büyük nüfusu, artan kentleşme, sanayileşmenin boyutu ve yükselen ekonomisi ile Çin’in enerji ihtiyacı artmıştır. Zira 1978’den 2004’e kadar enerji tüketimi % 245 oranında artarken enerji üretimi % 194 oranında seyretmiş, bu durum ulusal kaynakların yeterli olmayacağını göstermiştir.375 Çin artan enerji ihtiyacını karşılamak için 2002’de ortaya koyduğu dışarı açılma (going out) stratejisi kapsamında; ülkenin önemli petrol firmaları vasıtasıyla ülke dışından güvenli petrol temini sağlanmasını, araştırma ve üretim anlaşmaları yapılmasını, rafineriler kurulmasını, Sibirya ve Orta Asya’dan Çin’e yeni boru hatları tesis edilmesinı amaçlamış ve Hazar ülkeleri ile güvenlik, ekonomi, enerji kaynakları ve nakil hatları konusunda çok yönlü ilişkiler geliştirmeye çalışmıştır.376 Çin’in ana politikaları İran ve Kazakistan üzerinde

373 KUBİCEK, Paul: “Energy Politics and Geopolitical Competition in The Caspian Basin”, Asia-Pacific Research Center, Journal of Eurasian Studies 4 (2013) 171–180, 2013, s. 176.

374 YAĞDIRAN, s. 85.

375 TURAN, Aslıhan P: “Hazar Havzası’nda Enerji Diplomasisi”, Bilge Strateji, Cilt: 2, Sayı: 2, Bahar 2010, s. 57-58.

376 CİDDİ, s. 54.

yoğunlaşmış, Kazakistan’la yaptığı çeşitli enerji anlaşmaları ile de bölgedeki ağırlığını gittikçe hissettirmiş ve gereksinim duyduğu petrol ve doğal gazın büyük bölümünü İran’dan temin etmiştir. Ancak diğer taraftan da Hazar'a ilişkin endişelerini giderme konusunda Rusya’yla birlikte ŞİÖ etrafında ilişkiler geliştirmiştir. Orta Doğu’daki enerji kaynaklarının büyük kısmının ABD’nin kontrolünde olması ve bölgenin zaman zaman istikrarsızlaşması Çin’i Orta Asya ve Kafkasya kaynaklarına yöneltmiştir. Çin, Rusya’nın Orta Asya ve Kafkasya’da tekel olmak istemesinden rahatsızlık duysa da Rusya’yla çeşitli projeler geliştirerek ABD’nin söz konusu coğrafyalardaki etkisini kırmaya çalışmıştır.377 Bunlara ek olarak son dönemde ilgisini Türkmenistan’a yoğunlaştıran Çin, faaliyete geçen Türkmenistan-Özbekistan-Kazakistan-Çin Doğal Gaz Boru Hattı üzerinden Türkmenistan’ın toplam gaz ihracatında edindiği % 62’lik payla Türkmen gazının en büyük müşterisi durumuna gelmiştir.378 Yakın gelecekte dünyanın en büyük doğal gaz ve petrol ithalatçısı konumuna ulaşacak olan Çin, görüldüğü gibi enerji zengini Hazar ülkeleriyle özellikle bu alanda ortak projeler geliştirmede etkin davranmakta ve yatırımlarını artırarak ilişkilerini canlı tutmaktadır.

Yıllardır süren statü sorunu, çok hassas siyasi-ekonomik dengeler üzerine oturmuş olduğundan, bölge dışı üçüncü ülkelerin meseleye ilişkin herhangi bir müdahalesini kabul edecek durumda değildir. Dolayısıyla bu devletler statü tartışmalarından çok, sorunun çözüldüğü aşamada Hazar’daki enerji kaynaklarının ne şekilde paylaşılacağı, şirketlerinin buradaki kazanımlarının ne olacağı, enerji nakil hatlarının güzergâhı, enerji güvenliği,

377 ÖZDEMİR, Yavuz: Kazakistan, Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın Enerji Potansiyelleri ve Politikaları (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Atılım Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2007, s. 109-110; PUREVSUREN, Nyambayar/DURAN, Hasan:

“Güvenlik, Enerji ve Pazar Ekseninde Çin’in Orta Asya Politikası”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Afro-Avrasya Özel Sayısı-Aralık 2016, s. 286-289.

378 Bkz. “Türkmenistan Yeni Gaz Yatakları Keşfetti”, TRT AVAZ, Mayıs 2017, <https://www.trtavaz.

com.tr/haber/tur/avrasyadan/turkmenistan-yeni-gaz-yataklarikesfetti/5910383401a30c23dc101e80>

(Erişim Tarihi: 9.4.2018).

siyasi çıkarları ve kendilerini etkileyecek belli başlı güvenlik meseleleriyle ilgilenmektedirler.